Silio yazıtı devlet malı, verilmesi namümkün!

İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog’un Türkiye ziyareti sırasında gündeme geldiği iddia edilen Siloa Yazıtının İsrail’e verileceği bilgisi büyük tartışmalara neden oldu. İsrail medya kuruluşu Zman Yisrael, Türkiye’nin İstanbul Arkeoloji Müzesi’nde bulunan ve en önemli İbranice yazıtlardan biri olarak bilinen 2700 yıllık Siloa yazıtını İsrail’e iade etmeyi kabul ettiğini iddia etti. İsmini vermediği bir İsrailli yetkiliye dayandıran gazete haberinde iki ülke arasındaki yumuşamanın karşılığı olduğu vurgusu yaptı. Kültür ve Turizm Bakanlığı konuyla ilgili henüz bir açıklama yapmadı.

HER ZİYARETTE GÜNDEME GELİR

Lakin İsrail ile Türkiye arasındaki her ziyarette bu yazıt mutlaka gündeme gelir. Eski İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu 1998’de yazıt karşılığında başka eserlerin teklif edildiğini söylemiş ancak Türkiye cevap bile vermemişti. 2007’de dönemin İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres bu kez şansını denemişti. O dönem Cumhurbaşkanı olan Abdullah Gül’den İsrail’in kuruluşunun 70. yıl kutlamalarında sergilenmesi için eseri ödünç istemişti. Gül olumlu yanıt vermiş ama tepkiler üzerine geri adım atılmıştı. Ancak 3 yıl sonra eserin kopyası İsrail tarafına hediye edilmişti. En son 2017 senesinde dönemin İsrail Kültür Bakanı Miri Regev basketbol maçı için geldiği Türkiye’de, Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin’e yazıtın İsrail’e verilmesi karşılığı, Gaziantep’teki hayvanat bahçesine iki tane fil bağışlayacaklarını teklif etmiş ama reddedilmişti.

Silio yazıtı devlet malı, verilmesi namümkün

YAHUDİ TARİHİ İÇİN ÖNEMLİ

İsrail eserle ilgili neden bu kadar ısrarcı? Siloa Yazıtı ne anlatıyor? Bu eser biz de çalıntı mı? Öncelikle bu eser 1880 yılında o dönem Kudüs Osmanlı toprağıyken bulundu. Dönemin İmparatorluk müzesi olan Müze-i Hümayun yani İstanbul Arkeoloji Müzesi’ne getirildi. Kudüs'te Aynı-Silvan çeşmesi suyunun, kayadan çıktığı yerde yapılan yer altı kanalının içinde bulunmuştu. 2700 yıllık olduğu tahmin ediliyor. Fenike alfabesi ile yazılmış en eski İbrani yazısı olan bu yazıt, kanalın çıkış noktasına yakın, sol taraftaki kayaya yazılmıştı. Yazıt değişik uzunlukta altı satırdan meydana geliyor. Bu yazıtta, tünelin yapılışı ve işçilerin nasıl çalıştığı anlatılıyordu. Tevrat’ta söz edilen Kral Hizkiya’nın başından geçenleri ve Yahudilerin Kudüs’le tarihi bağlarını kanıtladığı için İsrail bu yazıtın peşini bırakmıyor.

DEVLET MALI NİTELİĞİNDE

Eser çalıntı olmaması ve ülkemiz de İstanbul Arkeoloji Müzesi’nde koruma altında olması, 2863 sayılı Kültür Varlıklarını Koruma Yasası kapsamında bulunması ve adı geçen kanunun 5. Maddesine göre devlet malı niteliğinde olması nedeniyle başka bir ülkeye verilmesi mümkün görünmüyor. 2863 sayılı yasanın 32. Maddesi, kültür varlıklarının sergileme maksadı dışında ülkemiz dışına çıkarılmasını yasaklıyor. Bu maddeye muhalefet ise 68.madde'de beş yıl ile on iki yıl hapis cezası ve beş bin gün adli para cezasıyla hükme bağlanmış. İşte bu bağlayıcı yasalar varken bir eserin başka bir ülkeye devri namümkün.

ESER İSTANBUL’A GELDİĞİNDE İSRAİL DİYE BİR DEVLET YOKTU

Üstelik Türkiye elindeki çalıntı eserleri mutlaka köken ülkelere iade ediyor. Irak, Suriye gibi ülkelere eserleri şartsız verildi. Yakın zamanda Uluslararası kaçakçı Aydın Dikmen'in deposunda yakalanan Peru kökenli eserler için de Peru ile iş birliği başlatıldı. İsrail Devletinin kurulmasından onlarca yıl önce kendi toprağında bulduğu ve devlet malı olan eserin iadesinin yasal zemini yok. Bu yaygarayı koparanlar tamamen İsrail tarafı.