Son beş maçını kazanamamış Beşiktaş'ın Alanyaspor'u hem de farklı geçmesi önemli. Bunda seyirci faktörü, Batshuayi'nin bu kez kaçırmadan 2 gol atması ve yeni teknik direktörün ilk kez taraftarla buluşması ilk 3 etkendi. 4 gollü galibiyet Valerien Ismael ile Beşiktaşlı taraftarlar arasında güven bağını hemen oluşturmuş oldu. Taraftar Valerien'i sevdi, yeni formatı sevdi. Maçı isteyen daha da önemlisi önde olsa bile oyunu değişikliklerini hücumdan yana kullanan teknik direktör her zaman sevilir zaten. Gece de Beşiktaş için güzel başladı ve güzel bitti. Hedefi kalmamış, Avrupa’ya katılma şansı oldukça zora girmiş bir takımın 37 bin taraftar toplaması ligin bu döneminde takdir edilecek bir olay. Trabzonspor maçından sonra attığı bir tweetle taraftarı stada çağıran ve üstüne bir de gol kaydeden Josef De Souza'ya da ayrı bir tebriği iletmeden geçmek olmaz. Çok büyük oyuncu ve karakter Josef.
Biz burada skor odaklı değerlendirmekten ziyade saha içinde oynanmaya çalışılan oyuna bakacağız. Uzun vadede bu oyun Beşiktaş'a ne katar onu görmeye çalışacağız.
Hatırlayalım;
Sergen Yalçın'la kazanılan şampiyonlukta sistem farklı olsa da aynı oyun başlangıcını görüyorduk hep. Önde müthiş bir baskı, kazanılan topun hemen gole çevrilerek maçın başında avantaj yakalanması. Böyle oynayarak şampiyon oldu Beşiktaş. Valerien ile ilk iki maçta da aynısını yaptı siyah beyazlılar. Trabzon'da kazanamadı Vodafone Park'ta kazandı. Yani bu şekilde önde baskılı oyun için sistemin çok büyük bir önemi yok, istemek, oynatmak ve futbolcuların oynaması önemli.
Burada düşünmemiz gererken 3-4-3 uzun lig maratonunda neye evrilecek, önemli olan konu bu. Hep, önde baskıyla rakipten top çalarak kazanmaya çalışmak mı olacak felsefe, yoksa daha efektif, organizasyon içeren atakların olduğu bir oyun mu olacak? Bunu şu andaki kadroyla ve sadece iki maçta görmemiz ve sonucu kestirip atmamız biraz zor ve haksızlık olur. Ama; Sergen Yalçın döneminden hatırlarsak eğer, böylesi bir oyun anlayışında olmazsa olmazın, ilerde gol atan, iyi paslaşabilen 1 değil, iki değil 3 tane oyuncunun gerekliliği. Ve Aboubakar'ın takımı yalnız bırakışından sonra, yedeksizliğin neredeyse şampiyonluğa mal olacak seviyeye geldiğini de unutmadan hücumda en az 4 tane çok iyi adamının olması gerektiği. (Sergen Yalçın’ın bu oyun tarzını sezonun çok büyük bölümünde 13-14 oyuncuyla yaptığını da unutmamalı). Bunlar olmazsa bu oyun sürekli pres yapan, öbür yandan da pozisyon zenginliğine ulaşamayan ve boşa yorulan bir takıma dönüşür. İşin bir de stoper tarafı var ama ona sonraki haftalarda değineceğiz.
Bu iki maçta unutmamamız gereken bir diğer şey de Trabzon ve Alanya'nın kazanma ve oyun kurma odaklı takımlar olduğu. Böyle 4-5 tane takım var sadece ligde. Genelde kaybetmemeye gelen ve katı defans yapıp kontradan gol arayan takımlar karşısında, baskı, presten ziyade oyun kurmak ve organizasyon yapmak önemli. Beşiktaş'ın da bu konuda (3-4-3'ten bağımsız) çok sıkıntılar yaşadığını ve bu sezon rakiplere çok kontra verdiğini unutmamak lazım.
Sonuç olarak yeni bir teknik direktör için beklenenden fazla, çok iyi bir başlangıç yaptı Valerien Ismael. İki maçta takıma ve taraftara verdiği enerji pozitif. Açıkçası efektif oyun ve organizasyon için çok daha derin bir kadro ve çok çok iyi geçirilen bir sezon başı hazırlığı şart.