Derbilerde yıllardır maç öncesi ve maç sırasındaki gerginliklerden hep zararlı çıkmıştır Beşiktaş. Bu maçta da öyle oldu. Yine faturayı ödediler.
Son dört günün gündemi 'erteleyelim, erteleyemezsin, yok ben ülke puanına şu kadar katkı yaptım, sen sıfır çektin, yok sen de 7 yedin' polemiğini, en iyi değerlendiren ve gerekli motivasyonu fazlasıyla sağlayan Galatasaray oldu.
Sezonun belki de en baskılı, istekli, hırslı ilk yarısını oynadı sarı-kırmızılılar. 45 dakika yetti onlara. Beşiktaş ise Galatasaray'ın inanılmaz baskısına hiç bir şekilde karşılık veremedi. Ne pas yapabildi, ne ikili mücadele kazanabildi. Hatta uzun top bile atamadı. İleride top tutması beklenen Kenan, Güven ve Teixeria Galatasaray'ın defansı tarafından (güç açısından) resmen ezildi, çiğnendi. Ghezzal top bile göremedi. Rosier Beşiktaş'a geldiğinden beri en zor maçını Kerem karşısında oynadı ve kötü oynadı. Onun kanadındaki Kerem iki gol attı. Atiba ve Can orta sahayı tamamen teslim ettiler Galatasaray'a.
Böyle olunca ikili mücadeleler kadar, ataktan dönen bütün topları da aldı Galatasaray. Pozisyona girmeyi bırak, duran top harici gol atma şansı hiç yoktu siyah-beyazlıların. Yakaladılar da ama atamadılar. Galatasaray gününde olsaydı ilk yarı 3-4 farkla bitebilirdi. Öyle bir oyun oldu ki 39'uncu dakikada iki değişiklik yapmak zorunda kaldı Önder Karaveli.
İkinci yarıda, bu sezon Avrupa maçlarında yaptığı gibi, kendi sahasında kaldı ve iyi savunma yaptı Galatasaray. Yedikleri gol kaleci hatası. Beşiktaş'ın çabaları yetmedi maçı çevirmeye. Her şeye rağmen son dakikadaki Nelson-Larin pozisyonuna hakem penaltı verse maç 2-2 bile bitecekti nerdeyse.
Önder Karaveli'yi bu maç için çok eleştiremem. Çünkü; oynamayan ve bu maçta on birde olmadığı için isyan edilen Batshuayi ve Larin, zaten haftalardır yerden yere vurulmuyor muydu? Güven ve Kenan Başakşehir maçında gol atmamış mıydı? Öyleyse bu kadro isyanı neden? Doğru kadroyla çıktı Karaveli, hatta (benim de en çok eleştirdiğim oyuncu değişiklikleri konusunda) 39'da iki değişiklikle ve devrede bir değişiklikle yapması gerekeni yaptı. Mental açıdan futbolcular kendini hazırlamamışlar bu net belliydi. Derbi maçlara futbolcular kendi motive olur, Beşiktaş'ta ilk yarıda motive olan hiç yoktu.
Bir not: Bazen takım için yapılan fedakarlıklar böylesi üst düzey fiziki oyunun olduğu maçlarda ters tepebiliyor. Sakat olan Atiba ve Josef'de de öyle oldu. Birer devre oynadılar, ama sakatlıklarından olacak ki en etkisiz oyunlarıydı. Kadroda hiç olmasalar belki de Necip orta sahada, Serdar ya da Montero stoperde başlayacaktı, ve belki de daha güçlü olacaktı Beşiktaş. Ama oynanmış bitmiş maçtan sonra bunları yazmanın bir anlamı da yok tabii ki. Öncesinde alınmalıydı bu karar. Sağlam futbolcu her zaman sakat futbolcudan iyidir.