YEE Başkanı Prof. Dr. Şeref Ateş, Mısır’dan gelen Türkologlar ile enstitünün genel merkezinde bir araya geldi. Görüşme sonrası açıklamalarda bulunan Başkan Ateş, Türkiye-Mısır ilişkilerinin çok kıymetli olduğunu söyleyerek, “Gerek Mısır gerekse Türkiye hem İslam Coğrafyası için önemli iki ülke hem de insanlık tarihi açısından. Bir taraftan baktığınızda Mısır ta piramitlerden beri bilimin, insanlık tarihi için çok kıymetli. Aynı şekilde Türkiye'de gerek Osmanlı Dönemi gerek ondan önceki dönemlerde de bu iki medeniyetin bir anlamda hakikaten Mekke ve Medine'de doğan İslam, Mısır üzerinden bir büyük bir medeniyete dönüşmüştür. Üçüncü aşaması ise tabii ki İstanbul ve Türkiye'dir. Bu iki ülke tarih boyunca birlikte hareket etmiştir ve insanlık için özellikle de geliştirdikleri birçok ekol, bilimde, yönetimde olsun çok kıymetlidir. O açıdan sadece işte Mehmet Akif Ersoy’un 10 yıl boyunca Mısır'da Türkçe öğretmesi, Türkçe hocalığı yapması değil; aynı zamanda Mısırlıların Osmanlı coğrafyasında varlıkları, Türklerin sürekli Mısır'la birlikte Afrika'daki insanlığa el uzatması çok kıymetli. Çağdaş hayatta baktığımızda da yine Cumhurbaşkanımızın Kahire ve Mısır ziyaretinden sonra hakikaten bu ilişkiler yeniden bir ivme kazandı. Ve hem stratejik güncel olaylar bağlamında bakıldığında hem etnikte ve mezhepsel açıdan da bakıldığında yani İslam coğrafyasının ana omurgası olan iki ülke yani Türkiye halkları Müslüman olması bakımından ve Mısır bu açıdan çok kıymetli. Aynı şekilde Türk diasporası ve Mısır diasporası da bu anlamda çok kıymetli. Dünyada en çok teknik bilimlerde, mühendislikte, tıpta yurt dışında insan bulunduran Mısır halkı ve Türk halkıdır. Bu açıdan da çok kıymetli” diye konuştu.
‘TÜRKİYE-MISIR İLİŞKİLERİ ÇOK KIYMETLİ’
Yunus Emre Enstitüsü olarak bütün dünyayla bağ kurmaya çalıştıklarını ifade eden Başkan Ateş, “Hakikaten son dönemde de Mısır öne çıkmakta çünkü halkın nüfusu, yetişmiş insan sayısı, genç nüfusunun artması hem bölgesel barışın yaygınlaştırılması açısından hem de küresel anlamda bakıldığında geçiş güzergahları Akdeniz güvenliği özellikle tabii ki taşımacılık insanların ortak üretim ve tabii ki dünya pazarına açılması bakımından bu ilişkilerin geliştirilmesi gerekiyor. Biz de son dönemde özellikle Kahire'de gerçekleştirdiğimiz medya buluşmaları, Türk ve Mısırlı gazetecilerin bir araya gelerek özellikle Cumhurbaşkanımızın ziyaretinden sonra Mısır Cumhurbaşkanın da İstanbul'a ya da Ankara'ya gelme ihtimaline hazırlık olarak bu faaliyetleri gerçekleştiriyoruz. Çünkü özellikle halklar arasındaki ilişki, kültürel ilişki, medeniyet bağlamındaki ilişkiler her zaman siyasete yön vermiştir. Çünkü siyasiler çatıyı kurar, ilk düğmeyi takar. Ama ülkenin kültürel boyutunda çalışan, entelektüelleri, gazetecileri, iş adamları bu binayı teşkil eder ve bu ilişkiler bir ömür boyu sürekli ürün verir. O açıdan da Türkiye-Mısır ilişkileri hem bölgesel hem de küresel anlamda çok kıymetli. Biz bunun bağlarını insanları bir araya getirerek oluşturuyoruz” dedi.
‘ENSTİTÜMÜZ ÜZERİNE DÜŞEN KÜLTÜREL BOYUTUNU TAMAMLAMAYA ÇALIŞMAKTA’
Başkan Ateş, son dönemde Mısır'da gelişen çok ciddi bir Türkoloji ve Türkçe öğrenme, Türk dizilerini izleme, Türkiye'yi örnek olarak görme ilişkiler bakımından bir eğilimin olduğunu söyleyerek, “Bu misafirlerimizle de özellikle sadece Kahire'de bir merkez açılması değil. İskenderiye'de özellikle merkeze açılması, üniversiteler bünyesinde yine Türk köşelerinin oluşturulması ve böylelikle orada yetişen gençlerin Türkçe, Arapça, İngilizce bilerek Türk iş adamlarıyla birlikte dünya pazarlarına açılması. Gerek Afrika'daki insan gücünün niteliğini ve sayısını arttırmak gerekse Türk ürünlerinin bütün dünyaya açılması konusunda bu insan gücünün değerlendirilmesi gibi somut projeler konuşuldu. İnşallah biz bu projeleri gerek yönetim kurulumuz gerek mütevelli heyetimiz gerekse Dışişleri Bakanlığımızla da istişare ederek iki Cumhurbaşkanının bir araya gelmesinde bütün bu zemin hazırlandığı zaman tabii ki siyasi liderlerin de hareket etmesi daha kolay olacak. Mevcut halkların ortaya çıkarttığı projeleri hayata geçirme imkanları olacak. O açıdan çok kıymetli. Bir taraftan bölgenin savaşa, şiddete ve zulme dur demesi gerekiyor. Diğer taraftan tabii dur derken alternatifler geliştirmek gerekiyor. O açıdan da işte yanı başımızda, Irak'ta, Libya'da, Suriye'de terörün hâkim sürmesi yerine anlaşmalar yoluyla bütün bölgedeki insanların kalkınmasına, sağlığına ve tabii ki ekonomik refahına katkı sağlayacak insani projelerin geliştirilmesi gerekiyor. Yunus Emre Enstitüsü de bu noktada kendi üzerine düşen kültürel boyutunu insanları bir araya getirerek tamamlamaya çalışmaktadır” diye konuştu.
‘İKİ ÜLKE ARASINDAKİ İLİŞKİLERİ GÜÇLENDİRMEK İSTİYORUZ’
Mısır Amerikan Konseyi Başkanı Prof. Dr. Mahmoud Azmi de, “Türkiye ve Mısır arasındaki ilişkiler hiçbir zaman bugünkü kadar iyi olmamıştı. Aslında 350 yıldır bir ilişki içindeyiz. Mısıra yerleşen neredeyse her ailenin kökeni Türklere dayanıyor. Burada olmaktan gerçekten mutluyuz. Her iki ülke arasındaki ilişkileri güçlendirmek ve birlikte çalışmak istiyoruz” diye konuştu.
‘İKİ ÜLKE ARASINDA KÜLTÜREL BAĞLAR ÇOK KUVVETLİ’
Türk Eserleri Uzmanı Akademisyen Mohamad Sarhan ise, “Türk mirasından bahsettiğimizde aynı zamanda Mısır mirasından da bahsediyoruz. Çalışmalarıma tarihle başladım ve bu beni dile ve kültürle ilgili diğer noktalara yönlendirdi. Kültürden bahsetmeden tarih çalışamazsınız. Mısır ve Türkiye arasında ortak miras var. Yani Türk kültürü çalışırken aslında Mısır kültürü de çalışmış oluyoruz. İki kültürü bilmeden bu çatıyı anlamanın mümkün olmadığını düşünüyorum. Mısır’a bakınca Türkiye’yi, Türkiye’ye bakınca da Mısır’ı görebilirsiniz. Umarım bu ziyaretimiz bir başlangıç olur ve devamında birçok farklı konu başlığı altında çok sayıda ziyaret gerçekleşir. İki ülke arasında kültürel bağlar çok kuvvetli. Yunus Emre Enstitüsü Mısır’da çok güzel işlere imza atıyor. Umarım birçok Mısırlı Türkiye’ye gelir ve birçok Türk de Mısır’a gelir. İki toplum birbirinin dilini ve kültürünü daha iyi öğrenir” dedi.
‘MISIR’DA 12 ÜNİVERSİTEDE TÜRKÇE DERSİ VERİLİYOR’
Türkolog Prof. Dr. Mohamad Abdellatef, “Türkiye ile Mısır’ın özellikle kültür ilişkileri öncesinde şair Mehmet Akif Ersoy’un zamanında beri devam etmektedir. 1926’da Mehmet Akif Ersoy Mısır’a geldiğinde Kahire Üniversitesi’nde Türkçe öğretiyor. O zamandan beri Türkçe öğretimi Mısır’da devam ediyor. Şu anda Mısır’da hemen hemen 12 üniversitede Türkçe dersi veriliyor. Siyasi gerginliklere rağmen kültür ilişkileri hiç kesilmemiştir. Devamını temenni ediyoruz” diye konuştu. (DHA)