"Yaşlanma karşıtı uygulamalarda sağlık turizmine katkı sağlayacağız"

Doku Biyoteknoloji Üretim Müdürü Uzman Biyomühendis Erdal Erdoğan; tesislerinin, hem Türkiye İlaç Tıbbi Cihaz Kurumu (TİTCK) tarafından hem de Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü'nün Kan, Doku Organ Nakli Birimi tarafından ayrı ayrı ruhsatlandırılmış, kök hücre üretimi ve aynı zamanda yeni nesil bankacılığını yapan GMP (Good Manufacturing Practis) onaylı Ankara'daki tek merkez olduğuna dikkat çekti.

'KÖK HÜCRENİN KULLANIM ALANI YAYGIN'

Kök hücrenin birçok alanda kullanımı olduğuna dair bilimsel, klinik çalışma ve deneysel uygulamalar olduğunu söyleyen Erdoğan, "Kordon kanı ve göbek kordonundan elde edilen kök hücrelerin; kan kanserinde, lösemilerde, romatoid artiritte, astımda, KOAH'ta, ALS'de, MS'de, kronik şeker ve kalp hastalıklarında, damar hastalıklarında, sinir sistemi hastalıklarında, kıkırdak hasarlarında, kas hastalıklarında ve yaşlanma karşıtı olarak da kullanımı ile ilgili pek çok bilimsel, klinik çalışma ve deneysel uygulama mevcuttur. Gün geçtikçe, doku mühendisliği alanındaki çalışmaların da ilerlemesiyle pek çok çaresiz hastalıkta, kök hücrelerden ve gen tedavilerinden alınacak başarılı klinik sonuçlarla birlikte bu tip hücresel uygulamaların rutin kullanım bulmasını umut ediyoruz" diye konuştu.

'YALNIZCA GMP LABORATUVARLARINDA ÜRETİLEBİLİR'

Sağlık Bakanlığı'nın izni dışında yapılan kök hücre uygulamalarına karşı vatandaşları uyaran Erdoğan, sözlerine şöyle davam etti:

"Saf kök hücre ancak bizim gibi GMP laboratuvarlarında üretilebilir, kalite analizleri yapılır, Sağlık Bakanlığı'ndan hasta başı izin alınır ve ardından ürün sertifikası ile birlikte uygulama yapacak hekime gönderilir. Bunun dışında yapılan ya da kök hücre uygulamaları olarak lanse edilen uygulamaların kalite analizleri yoktur ve elde edilen ürünler bir hücre fraksiyonundan ibarettir. Saf kök hücre olarak kabul edilemez. Ayrıca Sağlık Bakanlığı'ndan izin almadan ve GMP laboratuvarında üretilmeyen bir kök hücre uygulamasının hastalara yapılması da kanunen suç teşkil etmektedir. Bu konuda halkımızdan dikkatli olmalarını, hücrenin üretildiği laboratuvarı sorgulamalarını ve sertifika istemelerini tavsiye ederim."

'SAĞLIK TURİZMİNE KATKI SAĞLANACAK'

Türkiye'de kullanılan cilt gençleştirme ürünlerinin neredeyse tamamının yurt dışından geldiğini ifade eden Erdoğan, "Bu merkezle birlikte cilt kırışıklıklarının yanı sıra cilt lekeleri, yara izleri ve yaşlanmayla birlikte gelen diğer olumsuz kozmetik durumların giderilmesine destek olabilecek hücresel bir ürün üretilmiş oluyor. Türkiye, bu merkezle estetik alandaki yaşlanma karşıtı uygulamalar başta olmak üzere kök hücre tedavisinde de Avrupa standartlarını yakalamış olacak. Bundan böyle hücresel uygulamalar için Avrupa'ya ve hatta uzak doğuya giden insanlarımız ülkemizde bu talebine cevap bulabilecek. Yurt dışından bu uygulamalar için gelen kişilerle birlikte sağlık turizmine de önemli katkılar sağlanacağını düşünüyoruz" şeklinde konuştu.

Erdoğan, tesisin kuruluşuna ilişkin, "Tesisimiz, Sayın Cumhurbaşkanımızın geniş vizyonu, Sağlık Bakanlığımızın ilgili ruhsatlandırma birimlerinin, biyomühendislik alanındaki yeni teknolojilerin ülkemizde de katma değer yaratması, dünyada kullanım bulmuş bu uygulamalara halkımızın da erişimini mümkün kılmak için yapmış olduğu destekler sonrasında, deneyimli ekibimizle birlikte ruhsatlandırma süreçlerini 2 ayrı kurumdan tamamlayarak yüzde 100 yerli ve milli olarak faaliyete geçti. Çok kısa süre içerisinde de yıllardır üzerine çalıştığımız allojenik fibroblast hücre uygulamasını, bakanlığımızın ve Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğümüzün katkıları ile estetik, kozmetik alana kazandırdık" dedi.

Pek çok uygulamanın ithal olarak geldiğine ve ülkeye yılda milyar dolar seviyesinde cari açık getirdiğine dikkat çeken Erdoğan, "Şu anda ithal olarak gelen ve ülkemize yılda milyar dolar seviyesinde cari açık getiren minimal invaziv enjeksiyonel pek çok uygulamaların yerine allojenik fibroblast uygulaması yapılmakta ve yüz güldürücü sonuçların elde edildiği geri bildirimlerini hekimlerimizden almaktayız. Bu çok gurur verici. Çünkü hem ülkemizin bir değeri haline dönüşüyor hem de insanımız sentetik ve benzeri uygulamalar yerine hücresel uygulamalar ile taleplerine cevap buluyor. Bu aynı zamanda sağlık turizmi açısından da bölgede lider olma hedefinde olan ülkemizi estetik alanda daha güçlü hale getiriyor" ifadelerini kullandı.