Konya'da 2017 yılında başlatılan 'Türkiye Selçukluları Konya Hanedan Türbesindeki Naaşların Tanzimi Projesi' ile Anadolu Selçuklu Devleti'nin hanedan türbesinden çıkarılan naaş kalıntılarına, DNA ve anatomi analizi yapılarak 12'si sultan, 17 hanedan üyesinin yüz ve beden görünümü ortaya çıkarıldı. Kemiklerden elde edilen bilgilerle de sultanlar hakkında daha çok bilgiye ulaşıldı. Diğer taraftan elde edilen bilgiler, bazı bilimsel incelemelerden geçirildikten sonra somut görsellere ve bal mumu heykellerine dönüştürüldü. Bu heykellerin arasında, 1200'lü yıllarda tıp eğitimi ve sağlık hizmetinin beraber olduğu, dünyanın ilk merkezlerinden birine ismini veren Melike Gevher Nesibe'nin babası 2'nci Kılıçarslan ve ağabeyi 1'inci Gıyaseddin Keyhüsrev de yer aldı. Melike Gevher Nesibe'ye ait bir heykelden başka bir şeyin bulunmaması üzerine Gevher Nesibe'nin de kemiklerinin bulunup çıkarılması ve DNA analizinin yapılarak somut hale getirilmesi önerisinde bulunuldu.
'ŞEHRİN MERKEZİ KONUMUNDA'
Çevre ve Kültür Değerlerini Koruma ve Tanıtma Vakfı (ÇEKÜL) Temsilcisi Prof. Dr. Osman Özsoy, "Burada bir müzenin içindeyiz. Daha önceki ismi Gevher Nesibe Müzesi. Bir kadın adına ilk müze veya ilk müzelerden bir tanesidir diyebiliriz. Şimdiki ismi de Selçuklu Tarihi Müzesi'dir. Burada Selçuk oğullarına ait epey bir obje var. Onların kültürünü, tarihini uygulamalarını anlatan malzemeler var. Ara ara burada konferanslar, söyleşiler ve sergiler olmakta. Şehrin merkezi bir konumunda, iki kısımdan oluşmakta. Bir tanesi dersliklerin ve eğitimin olduğu bölüm. İkincisi hastanenin olduğu kısım olarak ikiye ayrılmakta. Burasının tarihine baktığımız zaman, Gevher Nesibe'nin vasiyeti ile ağabeyi 1'inci Gıyaseddin Keyhüsrev'in yaptırdığını biliyoruz. Burası, dünya tarihindeki ilk hastanelerden veya bu tarz eğitim kurumlarından bütünleşik halde olan bir yapı" diye konuştu.
6,5 YIL SÜREN ÇALIŞMA
Türkiye Selçukluları Konya Hanedan Türbesi'ndeki Naaşların Tanzimi Projesi'ne değinen Prof. Dr. Özsoy, "Kayseri'den iki araştırmacı yazar Mehmet Çayırdağ ve Halit Erkinetlioğlu, 'kümbethane' denilen sultanların kaldığı, bunun gibi bir kümbeti ziyaret ediyor. Oradaki, o günün şartlarında üst üste yığılmış vaziyette karışık halde duran kemikleri ayırarak onların fotoğraflarını çekiyorlar. Daha sonra aradan epey bir zaman geçtikten sonra bunu yayınlıyorlar. Kurumlar bir araya gelerek Cumhurbaşkanlığı himayesinde ve desteğiyle de bu kemikler uygun şekilde ayrıştırılmış, hangi kemik kimin olabilir? Kafatasları, o kemikler ile eşleştirilmiş. Daha sonra DNA çalışması yapılarak yüzleri neye benzeyebilir veya eklendirmeyi neye göre yapacaklar? Bununla ilgili de çok ciddi bir çalışma yapmışlar. 2017 yılında başlayan çalışma, yaklaşık 6,5 yıl sürerek 2023 yılında tamamlanıyor. 7 yılın sonunda, o kümbethanede kemikleri bulunan sultanların, canlandırmaları da yapılmış" dedi.
'SULTANIN KAYIP YÜZÜ, AÇIĞA ÇIKARTILABİLİR Mİ'
Prof. Dr. Özsoy, "Giysi giydirilmiş, saç eklenmiş, göz rengine kadar hemen hemen çok yüksek doğrulukta eklendirilmiş. Gevher Nesibe'nin babası 2'nci Kılıçarslan'ın ve bu binayı yaptıran 1'inci Gıyaseddin Keyhüsrev'in elbiseleriyle beraber, göz ve saç rengi, saçlarının şekline kadar neredeyse günümüzdeki bir insan görüntüsünde canlandırmaları yapılmış. Elimizde Gevher Nesibe'ye ait bir sanatçının yaratısı var. Elimizde bu büstten sonra Gevher Nesibe'nin yüzüne ait neredeyse aklımızda tek kalan şey bu. Gevher Nesibe'nin de böyle bir çalışmayla, saçına, giysisine veya yüzüne acaba ulaşabilir miyiz? Bu çalışma sultanın kayıp yüzünün açığa çıkmasına, Konya'da babasının ve ağabeyinin suretlerinin herkes tarafından bilinmesine vesile olduğu gibi acaba Kayseri'de yalnız başına yatan Gevher Nesibe'ye bir çare olur mu? Bunun çok rahatlıkla yapılabileceğini düşünüyoruz ve talep ediyoruz."