Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, 2 bin metrekareden büyük parsellerde inşa edilecek tüm binaların çatılarında toplanan yağmur sularının, bahçe sulama ve arıtılarak bina ihtiyacında kullanılmak üzere bahçe zemini altında bir depoda toplaması amacıyla 'yağmur suyu toplama sistemi' yapılması zorunluluğu getirdi. 2022 yılında yürürlüğü giren kararın ardından Tekirdağ genelinde bugüne kadar 200'ün üzerinde sitede yağmur suyu toplamak için 75 ile 150 ton arasında değişen depolar kuruldu.
'DİKKATE DEĞER BİR ARTIŞTAN BAHSETMEMİZ MÜMKÜN DEĞİL'
NKÜ Ziraat Fakültesi Biyosistem Mühendisliği Arazi ve Su Kaynakları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Halim Orta, kurak geçen dönemin ardından kasım ve aralık ayındaki güzel yağışların toprağın açlığını doyurduğunu söyledi. Prof. Dr. Orta, "Son 2 yıldan beri yaşadığımız ciddi kurak dönemler, 1 metrelik bitkiler için önem arz eden tarımsal kuraklığın belirleyicisi olan 1 metrelik profildeki nem miktarı ciddi azaltmıştı. An itibaren bu 1 metrelik profil, aşağı yukarı tarla kapasitesi dediğimiz seviyelere geldi, doldu. Bundan sonra düşecek düzgün kapasiteli, yoğunluklu, uzun süreli yağmur ve kışın yağacak kar yağışları ile umuyoruz ki artık yer altı sularının beslenmesi gerçekleşecektir. Ama şu ana kadar düşen yağışlar ile böyle yer altı sularında dikkate değer bir artıştan bahsetmemiz mümkün değil. Bunlar ile böyle hemen gün içerisinden değişecek miktarlar değildir" dedi.
‘TARIM VE SANAYİDE DE SU HASADINA GEÇMELİYİZ’
Prof. Dr. Orta, yağmur hasadının önemli olduğunu ve bunun için apartman sitelerinin, sanayicilerin de depolama sistemi yapmalarının önemli olduğunu kaydetti. Prof. Dr. Orta, "Ne yapmamız lazım? Bir kere her yerde, tarımda, şehirlerde, hatta sanayide yağmur hasadı denen sisteme geçmemiz lazım. Nedir yağmur hasadı? Yağışla düşen suyun mümkün olunca depolanması ve kurak zamanlarda kullanılmasıdır. Bunun için araziye koyduğunuz bir taş bile altında su biriktir. O noktada bir de su birikim olur ve arazinin diğer yerlerine göre daha geç kurur. En basitini söylüyorum. Toprak işleme biçimleri buna çok uygundur. Şehirlerde betonlaşma çok uygundur, düşen yağışların mutlaka şehirlerde ayrı bir yağmur suyu şebekesi ile toplanması, kolektörlerle depolama alanlarına iletilmesi ve bunların yeşil alan sulamasında, itfaiyecilik hizmetlerinde ve diğer ihtiyaçlarda kullanılması sağlanmalıdır" diye konuştu.
'YER ÜSTÜ KAYNAKLARI GELİŞTİRME PROJELERİ YAPMAMIZ LAZIM'
Türkiye'de site yerleşimlerinin çok moda olduğunu söyleyen Prof. Dr. Orta, "Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'nın yeni yaklaşımında, her bir sitede su depolama hatta yağmur suyu depolama yapılarının kullanılması gerekecek. Bunların mevzuatta da yerel yönetim, belediyecilik anlamında da mevzuata girmesi ve boyutlarının belirlenmesi çok önemli. Boyutları göstermelik depolar yapılmamalı. En azından bir ailenin 4-5 günlük şu ihtiyacını karşılayacak düzeyde, bir ailenin günlük su ihtiyacı yaklaşık 300 litredir, 4 kişilik bir şehirde 5 günlük ihtiyaç 1,5 ton. Sitede 100 aile varsa, 150 tonluk su deposu yapılmalıdır. 200 aile varsa, 300 tonluk bir su deposu olması gerekir ki hiç olmazsa depolanan su zor zamanda 4-5 gün ihtiyacı karşılayabilsin. Birçok sitede yeşil alanlar var, ciddi şekilde görsel tatmin için, hatta yüzme havuzları var, hatta bu yağmur suyu çok rahat yüzme havuzlarında da kullanabilir. Çok kaliteli sulardır, tüm sudan daha kaliteli su, yağmur suyudur. O vesileyle şehirlerde bunları uygulamak gerekir, tarımda toprak işleme biçimlerimizi değiştirmemiz lazım. Sanayide kirletmeyi engelleyerek onların da yağmur suyundan istifade edecek yapıları kurması gerekir, çok büyük kapalı alanları var. Çatı sistemleri var, bu çatıya düşen suları toparlayarak kullanabilirler. Ama her şeyin üstünde esasen yer üstü kaynakları geliştirme projelerini yapmamız lazım" dedi.
'DOĞAYI BOZMAYACAK GÖLET VE BARAJLAR YAPMALIYIZ'
Su sıkıntısının çözümlerinden birinin de gölet yapılması olduğunu söyleyen Prof. Dr. Orta, "Bunlar, ekosistemi bozmayacak ölçekteki gölet ve barajlardı. Doğal yapıyı, doğayı, doğal dengeleri bozmayacak gölet ve barajları yapmamız lazım. Bunları şehirler için yapmamız lazım, organize sanayi bölgeleri için yapmamız lazım. Bunları tarımsal sulamalar için köylere yapmamız lazım. Bu barajlar ile yer üstü sularını kullanacağız ve aynı zamanda da yer altı su kaynaklarının beslenmesini sağlayacağız ki uzun süreli kurak periyotlarda başvurabileceğimiz, acil durumda kullanabileceğimiz kaynaklarımızı hazır tutacağız. Bunlar olursa rahatlarız, tabi ki belirli periyotlardaki kuraklıklara karşı rahatlarız" diye konuştu.
'PROJELERDE YAĞMUR SUYU DEPOLAMA SİSTEMİNE GEÇTİK'
Tekirdağlı müteahhit Aydın Kervancı ise bakanlığın mevzuatı öncesinde yağmur suyu depolama sistemi yaptıklarını ve bu sayede büyük bir avantaj sağladıklarını söyledi. Kervancı, "O biriken yağmur suları, bahçe sulama, havuz ve binaların temizliğinde kullandığımız bir su. Çünkü bildiğiniz gibi yağmur suyu en kaliteli ve temiz sulardan birisi. Projelerde bugüne kadar 75 ton ile 150 ton arasındaki büyüklüklerde yaptık. Bu çok doğru bir mevzuat. Çünkü bu depolarla yıllık 400 tondan fazla tasarruf sağlıyoruz. Sadece bizim 1 yıl içerisinde yapmış olduğumuz 15'e yakın yağmur suyu deposu var. Firma olarak yıllık 6 bin tona yakın tasarruf sağlayan depolar imal ettik. Çatılardan aşağıya inen derelerimiz var, aşağıda da açık oluklarımız var. Bu sayede sitede yağan yağmurun hepsi bir yerde toplayabiliriz. Her yağmurda tekrarlanacak, onu 75 ton olarak düşünmemek lazım. Her yağmurda dolacağı için onun 500, 600 ton kapasitesi var" dedi.