Edirne'de 15'inci yüzyılda Sultan 2'nci Murat tarafından yapılmasının ardından Cumhuriyet'in ilk yıllarına kadar ayakta kalan Muradiye Camisi bahçesindeki Mevlevihane, zamanla yok oldu. Konya'daki Mevlevihaneden sonra inşa edilen, Balkanlar için önemli rol oynayan Edirne Mevlevihanesi için harekete geçen Valilik, geçen ay yapının rölöve, restitüsyon ve restorasyon projelerini hazırladı. İl Özel İdaresi'nce cami bahçesinde tarihi yapı için kazı çalışmaları yapıldı.
'1-2 AY İÇERİSİNDE İNŞAAT ÇALIŞMASINA BAŞLAYACAĞIZ'
Vali Yunus Sezer, "Mevlevihane burada 500 yıl hem Edirne'ye hem de Balkanlara hizmet vermiş. Orada Mevlana Celaleddin-i Rumi'nin de üçüncü kuşak çocuklarının haziresi var. Cumhuriyet’in ilk dönemlerine kadar ayakta kalan bir yapı. Hatta 1960'lı yıllara kadar da fotoğrafları var, kısmen oradaki yapılarla ilgili. Şu anda orada tespit yaptık, bir kazı çalışması yapıldı. Öbür taraftan da projesi hazırlanıyor. Zannediyorum 1-2 ay içerisinde inşaat çalışmasına başlayacağız. Hem proje bitecek hem de kazı çalışmaları sonucu temeller nereye yapılacak ortaya çıkacak. Orada arsaların bir kısmı başka kurumlara aitti, onlarla ilgili olarak hukuki işlemleri tamamladık, tamamını vakıflar üzerine aldık. İl Özel İdaresi üzerinden de şu anda kazı çalışmalarını devam ettiriyoruz, aynı şekilde restorasyon çalışmalarına da başlayacağız" dedi.
'BALKANLARIN ÖNEMLİ MERKEZİ YAPMAK İSTİYORUZ'
Vali Sezer, "Burası sadece Edirne'ye hizmet vermeyecek, aynı zamanda Balkanlar'da da çok önemli bir işlevi olacak. Burada hemen yanı başımızda Bulgaristan'da mevlevihaneler var. Bu aslında oturmuş kurumsal bir yapı. Buradaki yapıyı bir şekilde ihya edebilirsek, şu anda da Kültür Bakanlığımızdan hocalarımız eşliğinde gençler yetişiyor, burayı Balkanlar’a da yönelik olarak bir merkez haline getirmeyi düşünüyoruz. Nasıl ki Konya, Anadolu için çok önemliyse burayı da Balkanlara yönelik önemli bir merkez haline getirerek, kültürümüzü, milli ve manevi duygularımızı bu şekilde Balkanlar'a da aktarmayı istiyoruz" diye konuştu.
EDİRNE MEVLEVİHANESİ
Padişah 2'nci Murat, Mevlana Celaleddin-i Rumi'yi caminin bugünkü yerinde rüyasında görür. 2'nci Murat, gördüğü rüyadan çok etkilenerek, o alana bir Mevlevihane inşa edilmesine dair ferman yazdırır. Mevlevihane daha sonra camiye dönüştürülür. Tarihi kaynaklara göre; 1426 yılında vakfiyesine göre ise 1436 yılında yaptırıldığı belirtilen Muradiye Camisi, şehrin kuzeydoğusunda, Muradiye Mahallesi'nde ve Sarayiçi'ne bakan bir tepe üzerindedir. Bu eserin mimarı bilinmemektedir.