KÜÇÜK ARAÇ 70 BİN, SUV 220 BİN, PİKAP 128 BİN LİRA
Sosyal medyada yer alan sayfada; sıfır olarak ilanı yer alan küçük bir elektrikli otomobilin 70 bin liraya, SUV görünümlü elektrikli otomobilin 220 bin liraya, pikap görünümlü araçların ise 128 bin liraya satıldığı görüldü. Araç şarjlarının uzun süre dayanabildiği, bazı araçların 100 km/saat hızın üzerine çıkabildiği iddia edildi. Sayfaların sık sık isim değiştirerek satış yapmaya devam ettiği, ilan paylaşımlarına ise Türkiye’den yoğun bir talep olduğu görüldü.
“DOLANDIRICILIK İDDİALARI"
İnternetteki bir şikayet sitesinde de dolandırıcılık iddialarıyla benzer şikayetler yer aldığı görüldü. Feridun Sentürk isimli bir kişi elektrikli araç almak için Gürcistan merkezli kişilere ödeme yaptığını, ödediği ücreti iade alamayarak konu hakkında suç duyurusunda bulunduğunu iddia etti.
“GÜRCİSTAN'DAN ELEKTRİKLİ ARABA SATIŞI YAPAR GİBİ GÖRÜNÜP İNSANLARI YANILTIYORLAR"
Feridun Sentürk internetteki şikayet sitesine yazdığı metinde hesap ismi de vererek, “Instagram üzerinden Gürcistan'dan elektrikli araba satışı yapar gibi görünüp insanları yanıltıyorlar. Biz mağdur olduk. Emniyete şikayette bulunduk. Yetkililerin bu duruma el koyarak insanların mağdur olmasını engellemelerini rica ediyorum. Adamlardan Ticaret Bakanlığı’ndan alınan barkodlu yetki belgesini bana göndermelerini istedim. Fakat bana saçma sapan bir evrak gönderdiler. Bunun üzerine ben kargo bedelini yakarak bu işten vazgeçtim" ifadelerini kullandı.
“TELEFONLARI AÇMADILAR YORUM YAPMAMIZI KISITLADILAR"
Şikayetin devamında, “Maalesef eşim buradaki bir aracı çok istediği ve arkadaşının yakınına inandığı için beni dinlemeyip adamlarla tekrar iletişime geçip aracın bedelinin yarısını gönderiyor. Adamlar parayı aklamak için paranın tamamı yatmadığı için fatura oluşturamıyoruz deyip parayı iade edip tekrardan gönderin diyorlar. Bir de sahte kargo firması takip linki verip konteyneri 2 gün takip ettirip 3. Gün telefonları açmadılar. Instagram da yorum yapmamızı da kısıtladılar. Şu an hala ulaşamıyoruz. Eşim de Savcılığa suç duyurusunda bulundu ama hala bir gelişme yok" ifadelerini kullandı.
“GETİREN DİSTRİBÜTÖR DEĞİL DE BİR ŞAHIS İSE MUTLAKA UZAK DURMAK LAZIM"
Dolandırıcılığa yönelik uyarılarda bulunan TÜKONFED Otomotiv Komisyonu Üyesi Turan Altın, “İsimsiz markalarda; özellikle otomobilde, satış sonrası hizmetleri bulunmayan hiçbir firmadan araç alınmamasını özellikle öneriyoruz. İsimsiz bir marka olup da trafikte dolaşan araç, ben hiç görmedim. Gelse dahi, bu araçların trafiğe çıkması, uygunluk belgesi alması çok mümkün değil. Ortalama bir aracın yarı fiyatına rakamlar görüyoruz. Bunlar mümkün olabilecek şeyler değil. Getiren de bir distribütör değil de bir şahıs ise mutlaka uzak durmak lazım" dedi.
“ARACIN MALİYETİNİN DAHİ YARI FİYATINA RAKAMLAR GÖRÜYORUZ BUNLAR MÜMKÜN DEĞİL"
Altın, “İsimsiz markalarda özellikle otomobilde satışı sonrası hizmeti olmayan hiçbir firmadan araç almamalarını özellikle öneriyoruz. İsimsiz bir marka olup da trafikte dolaşan bir araba ben hiç görmedim. Gelse dahi bunların trafiğe çıkması, uygunluk belgelerini alması çok mümkün değil. Aracın maliyetinin dahi yarı fiyatına rakamlar görüyoruz. Bunlar çok mümkün olabilecek şeyler olarak gözükmüyor. Distribütörlük mutlaka olmalıdır. Yurtdışından bir araç getireceksek eğer öncelikle hangi marka, firmaysa eğer o firmayla görüşür, bu arabayı garanti kapsamına alıp almayacağını sormamız gerekir. Eğer firma bu aracı garanti kapsamına alırsa ancak öyle yurtdışından gelmiş araçları alabiliriz" diye konuştu.
“VEKALET VEREREK SÜRECİ İLERLETMESİ GEREKİR"
Yurt dışından araç satın alımındaki standartları ve gümrük kurallarını hatırlatan Altın araçların ülkeye girişi ve kapıya teslim vaadiyle ilgili, “Bu kişinin bireysel olarak gümrükte çözmesi gereken bir durumdur. Aracın faturası, üretim menşei, uygunluk belgelerinin tam olması gerekir. Tam olduktan sonra ancak getirebilir. Trafiğe çıkması da çok kolay şeyler değil. Kişinin kendisinin yapması veya bu işi uygun yapan birine vekalet vererek bu süreci ilerletmesi gerekir. İsimsiz bir marka dediğim gibi; trafikte görmedik. Trafiğe çıkarılması çok mümkün değil, çünkü Türkiye’nin standartları var. Aracın kara yollarında gezmesi için o standartları sağlaması kolay olan bir şey değil. Uygunluk belgesi o yüzden vardır" şeklinde konuştu.
“KONTROL YAPILMADAN ALINMASI ZATEN BÜYÜK BİR RİSK"
Altın, “Normalde burada dahi almış olduğunuz bir üründe bu sadece otomobil için değil, normal bir market alışverişi dahi olsa bunun üreticisine, standartlarına bakıyoruz. Şimdi araç olunca durum tamamen daha büyük oluyor. Ciddi bir maliyet, ciddi bir ekonomik gider. Şimdi yurtdışında böyle bir firma var mı, bunu üreten bir fabrika var mı? Bunların kontrolü yapılmadan alınması zaten büyük bir risk. Oldu ki bu arabayı aldınız. Oldu ki kullandınız. Tüm uygunluklarını vesaire edindiniz. Sonra bu araçta satış sonrası hizmetleri alabileceğiniz bir durum var mı? Birçok insan servisine sorun yaşayacağı bir araç almak istemez. Birçok onarım servisi bu arabanın parçası yoksa aracınızı kabul dahi etmemektedir. O yüzden bu standartlara çok iyi bakmak lazım. Araçların kontrolünü getiren distribütörüne kadar bakmak lazım. Getiren distribütör değil de bir şahıs ise zaten tamamen uzak durulmasında fayda var" dedi.
“ELEKTRİKLİ BİR TABUTUN ÜZERİNDE DURUYOR OLABİLİRSİNİZ"
Altın, “Şimdi elektrikli araçlarda ülkemizin kullandığı bir standart var; Tip 2 şarj soketleri. Yurt dışından gelen araçlarda bu şarj soketi dahi olmayabiliyor. Bir dönüştürücü kullanıldığında bu araçların yanma riski var. Kendi kendine dahi yanabilen araçlar bunlar. İsimsiz bir marka geldiğinde siz elektrikli bir tabutun üzerinde duruyor olabilirsiniz" dedi.