Türkiye'nin yağlık ayçiçeği üretiminin önemli kısmının karşılandığı Trakya'da bu yıl, yağışsız geçen kış mevsiminin ardından yaz aylarında da kavurucu sıcakla birlikte yeterli mevsim yağışları alınamadı. Mevsim normallerinin üzerinde seyreden sıcaklıklar, tarlaları kuruturken ekili ayçiçeklerinin de kavrulmasına neden oldu. Hasat mesaisi başlayan ayçiçeği tarlalarında, önceki yıllarda 200 ile 250 kilo arasında değişen verim, bu yıl 50 ile 100 kilo arasında kaldı. Bölgede bazı üreticiler, verimden kazanacakları paranın masraflarını karşılamayacağı için tarlalarını biçtirmemeye karar verdi.
'BİÇİLMEDEN TARLADA BIRAKILACAK AYÇİÇEKLERİ VAR'
Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi Ziraat Fakültesi Biyosistem Mühendisliği Arazi ve Su Kaynakları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Halim Orta, bu yıl yaşanan kuraklığın geçen yıldan daha kötü olduğunu söyledi. Orta, "Geçen yıl ilk kez gördük, bu yıl bence geçen yıldan daha da kötü. Henüz bölgede yeni başladık ayçiçeği hasadına. Biçilmeden tarlada bırakılabilecek düzeyde ayçiçekleri var. Üreticiler, biçme masraflarını kurtarmadığı için ürünü tarlada bırakıyorlar. Biz şu anda miktarı konuşuyoruz ama bir de bunun yağ boyutu, yani kalitesi var. Ayçiçeğinde standart yağ oranı yüzde 40'tır, fiyatlar buna göre belirlenir ama bu yıl yüzde 40 yağı bulmak bence çok büyük bir hayal. Ben 35'leri geçeceğini düşünmüyorum ki biçimlerden aldığımız haberler de böyle. Üretici çok ciddi sıkıntı içerisinde" dedi.
'KURAKLIK DAHA YENİ BAŞLADI'
Kuraklığın henüz yeni başladığını anlatan Orta, "Kuraklık daha yeni başladı. Hep şunu söyleriz; kuraklık doğal afetlerin içerisinde en kötüsüdür, çok sinsi gelir, ne kadar kalacağı belli olmaz ve geldiğinde de tüm ekosistemi, canlıları, bitkileri, hayvanları çaresiz bırakır. Çok çabuk gideceğe benzemiyor. Kuraklık önümüzdeki yıllarda özellikle 2040'da bir pik yaşanmak kaydıyla devam edeceğini ön görüyoruz. Kuraklığın özellikle nüfus ve sanayinin yoğun olduğu bölgelerde yarattığı etki ki biz buna 'sosyo-ekonomik kuraklık' adını veriyoruz, bu etki çok daha fazla oluyor. Çünkü biliyorsunuz buralarda çok daha yoğun bir yaşam var, yoğun üretim var. Dolayısıyla insanın yoğun olduğu yerlerde ürünlerin fiyatlarındaki dalgalanmalarda ona paralel olarak çok ciddi boyutlara ulaşıyor. Bunun yanında içme ve kullanma suyu ihtiyacı çok fazla bu bölgelerde. Dolayısıyla bu nereye kadar gider? En son raddesi ne? derseniz, en son raddesi; gerek sanayi gerekse tarım üretiminin sonlanması, yavaşlaması ve bölgeden olan göçe kadar gider" diye konuştu.
'KURAKLIK SİGORTASI ETKİN ŞEKİLDE İŞLETİLMELİ'
Prof.Dr. Halim Orta, çiftçinin üretimden vazgeçmemesi için kuraklık sigortasının etkin biçimde işletilmesi gerektiğine vurgu yaparak, "Çiftçinin bununla baş etmesini bırakın, çok kısa süre içerisinde bence üretmekten vazgeçecektir. Tarımda 10 ay boyunca, yazlık ürünlerde 6 ay boyunca, 3 ay boyunca sürekli yatırım yaparsınız ve masraf edersiniz, sonunda bir kez hasat edersiniz. Dolayısıyla çiftçi 1 yıl eker, karşılığını alamazsa ikinci seneye bir kez daha eker ama o sene de verim alamazsa artık üçüncü sene hem yatırım yapacak gücü kalmamıştır, hem de bu riski göğüsleyecek hali kalmamıştır. Onun için hep diyorum ki; çiftçiyi en azından üretimden vazgeçirmemek için mutlaka kuraklık sigortasının çok etkin biçimde işletilmesi ve üreticilere ekim üzerinden yani ÇKS kayıtları üzerinden kuraklık ödemelerinin yapılması gerekir ki, en azından üreticilerimizi üretim bandının içerisinde tutabilelim" şeklinde konuştu.
'VERİM GEÇEN SENENİN YARISI'
Edirne'nin Değirmenyeni köyünde çiftçilik yapan Metin Küçükdoğan da, mevsiminde yağış alamadıkları için verimin çok düşük olduğunu belirtti. Küçükdoğan, "Bu yıl kış kurağı vardı, mevsiminde de yağış alamadık dolayısıyla verimimiz düşük. 50 kilo ile 100 kilo arasında verim alıyorlar çevredekiler. Ben daha yeni başladım, henüz tarttırmadım ama çevremizde genellikle bu şekilde. Avarız köyünde komşularımız biçti, onlar da 50 kilo veya en iyisi 100 kilo verim alıyor. Bu sene aşırı sıcak var. Çiçek zamanında bu aşırı sıcak ayçiçeğini yaktı. Dolayısıyla verimler düşük, bu sene çok mağduruz. Geçen yıl da kuraklık vardı ama verim bu kadar az değildi. Bu yılki verim geçen yılın yarısı diyebilirim. Bu sene 40 ve üzeri çıkanlar şanslı olacak. Bölgemizde hiç biçilmeyecek, tarlada bırakılacak yerler var. Çünkü biçmeye kalksanız ele geçecek para biçerdöverin masrafını karşılamayacak" ifadelerini kullandı.
'ÜRÜNÜ YERİNDE BIRAKSAK DAHA İYİ'
Üreticilerden Alaaddin Eker ise hasatta 40 kiloya yakın ürün biçeceklerini ifade ederek, "Benim tarlamda kilo olarak en fazla vereceği 30-40 kilo civarında. Yan tarafı da aynı şekilde. En azından 150 kilo biçmemiz lazım ki bizi kurtarsın. 100 kilosu masrafa gider, 50 kilosu da üreticiye kalır. Geçen yıl buna nazaran çok iyiydi. 200 kilo civarında biçmiştik. Açıklanan 20 bin liralık fiyat da kurtarmaz. Maliyetler çok yüksek. Yani buradan alacağımız ürün parası biçerdöver parasını karşılamaz, yerinde bıraksak daha iyi" dedi.