ÇÜ Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi Çocuk Metabolizma Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Neslihan Önenli Mungan, Dünya Nadir Hastalıklar Günü kapsamında çocuklarla birlikte hastane bahçesinde çeşitli farkındalık etkinlikleri yapıp, açıklamalarda bulundu. Tek tek bakıldıklarında sayıları az gibi görünen bu hastalıkların, global olarak değerlendirildiklerinde dünyada 450 milyondan fazla kişiyi etkilediğine dikkat çeken Mungan, "Bu sayı Çin ve Hindistan'dan sonra dünyanın en büyük 3’üncü ülkesi kadardır. Türkiye'de de çoğunluğu çocuk 8 milyondan fazla kişiyi etkilediği düşünülmektedir" dedi.
YÜZDE 80'İ GENETİK
Bu hastaların tanı almalarının 30 yılı bulabildiğine vurgu yapan Prof. Dr. Neslihan Önenli Mungan, "Bilinenin aksine, sadece çocukları değil, her yaştaki insanı etkileyen nadir hastalıklar, sıklıkla ilerleyici ve geriye dönüşümsüz zararlara neden olabildiklerinde akraba evliliğinin yoğun olduğu ülkemizin öncelikli sorunu olarak kabul edilmelidir. Çünkü bu hastalıkların yaklaşık yüzde 80'i genetik kökenlidir. Çok fazla sistemi tutan hastalıklardır. Beyinden cilde, tırnağa, karaciğere, kalbe, solunum sistemine, kemiklere kadar her yeri tutabilen hastalıklardır. Çoğu hekimin ve sağlık çalışanının konuyla ilgili bilgisi yeterli olmadığı için tanı almaları 25-30 yıl gibi uzun süreleri bulabiliyor. Her iki hastadan biri yanlış tanı nedeniyle başka tanılarla izlenip zaman, yeti, beceri kayıpları yaşamaktadır. Tümü nadir hastalık kapsamında olan ve güncel sayısı 1700'ü aşan kalıtsal metabolik hastalıkların hepsi bu başlık altında yer almaktadır" diye konuştu.
'ÖNLEMEK TEDAVİ ETMEKTEN DAHA EKONOMİK'
Önleyici sağlık sistemi kapsamında bu hastalıkların yenidoğan ve çift tarama programlarına alınması gerektiğine vurgu yapan Mungan, şöyle konuştu:
"Ülkemizde sadece 3 tane nadir hastalığı kapsayan Yenidoğan Tarama Programı’nın genişletilmesi, evlilik öncesi 2 tane kan hastalığı ve bir SMA için verilen çift tarama işlemlerinin daha kapsamlı hale getirilmesi gerekmektedir. Ayrıca ülkemizdeki nadir hastalıkların düzenli kaydının tutulması lazım. Bunun için de nadir hastalıklarla ilgili referans merkezlerinin olması, buranın hem genetik hem laboratuvar açısından donanımının sağlanması ve hasta kaydının düzenli tutulmasının ardından Yenidoğan Tarama Programı’na, giderek artan sayıda bu hastalıkların eklenmesi gereklidir. Önlemek tedavi etmekten çok daha ekonomiktir. Nadir hastalıklar sorun değil sorumluluktur. Farklılaştırmadan fark edin."