Trakya'da sanayi bölgelerinin yoğun olduğu bölgelerde son zamanlarda hava kirliliği yaşanırken, ağır kokular da çevreye yayılıyor. NKÜ Çorlu Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Lokman Hakan Tecer, pandeminin ortadan kalkmasıyla birlikte Trakya'da sanayi kuruluşlarının yoğun olduğu bölgelerde hava kirliliği problemlerinin yaşanmaya başladığını söyledi. Yoğun olarak yaşanan hava kirliliğinin halk nezdinde aslında koku problemi olarak algılandığını ancak kokunun bir hava kirletici kaynaktan yayıldığını belirten Tecer, şunları söyledi:
"Bu halk sağlığını ilgilendiren bir konudur. Bu bölgede yaptığımız son çalışmada da bunun sonuçlarını yakaladık zaten. Çorlu Belediyesi ile birlikte geliştirdiğimiz bir aplikasyonumuz var. Bu aplikasyonumuzu bütün vatandaşlarımız cep telefonlarına ücretsiz bir şekilde indiriyorlar ve buradan kokunun alındığı bölge, kokunun alındığı lokasyon zaman ve kokunun şiddetine ilişkin bildirimler gönderiyorlar bize. Bu koku ve şikayetleri yoğunlaştığı günlerde biz hava kalitesi ölçümleri gerçekleştirdik, Çevre İl Müdürlüğümüzün monitoring istasyonlarında. Baktığımız zaman koku probleminin şikayetlerinde artışın olduğu günlerde özellikle dediğimiz uçucu organik bileşikler, toluen, benzen, etilen ve etil benzen gibi kirleticilerin konsantrasyonlarında artış olduğunu gözlemledik. Özellikle Çorlu Esentepe bölgesinde, sanayi bölgelerinde ortada kalan bir alanda. Bu hem koku şikayetlerinin arttığını, buna paralel olarak da çok güçlü bir korelasyonun olduğunu toluen olduğunu gördük. İki tane önemli sonuç çıktı bu çalışmadan. Bir tanesi şuydu burada biliyorsunuz yoğun da bir trafik var nüfusa bağlı olarak bu gibi uçucu organik bileşikler kokusunu aldığımız halkın burası kokuyor dediğimiz şey aslında bu uçucu organik bileşikler. Bu bileşiklerin konsantrasyonlarının bir kısmı trafikten kaynaklanır. Fakat bizim yaptığımız son çalışmada bu toluen benzen oranının 5 olduğunu gördük. Bu şu demek 4'ün üzerine çıkarsa bu oran bunun üzerinde trafikten başka endüstriyel kaynakların da bulunduğu anlamına geliyor. Bu bölgede ölçümlerde benzen oranının 5 olduğunu gördük. Bu şu anlama geliyor. Yani kokusunu aldığımız kanserojen etkiye sahip hava kirleticiler sadece trafikten kaynaklanmıyor. Buradaki endüstriyel faaliyetlerinden kaynaklanıyor"
'ATMOSFERİN SAĞLIĞINI KORUMAK ZORUNDAYIZ'
Atmosfere salınan emisyonları da azaltarak solunan havanın kalitesinin iyileştirilmesi gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Tecer, "Burada etil benzen kesilen oranına baktık. Bu da 3 nokta 30'u ölçtük. Bu da şu anlama geliyor. Taze bir emisyonun atmosfere girdiğini gösteriyor bize. Yani şimdi kokuya sebebiyet veren organik kirleticiler, herhangi bir kaynaktan salınır, zamanla dağılır. Seyrelir ve onun kokusunu hissetmeyiz artık. Ama bu böyle değil. Bu oran bize günlük emisyonların taze emisyonların kent asmosörüne girdiğini gösteriyor. Dolayısıyla yaz, kış hiç fark etmiyor. Bu bölgede yoğun kimyasal üretim, metal işleme, kağıt, tekstil endüstrisinin olduğu için uçucu organik bileşik dediğimiz, aslında vatandaş olarak kokusunu hissettiğimiz şey, hava kirleticileridir ve hava kirliliği problemi. Bu yaşanmaya devam ediyor. Nasıl toprağı, suyu korumamız gerekiyorsa atmosfere saldığımız emisyonları da azaltarak soluduğumuz havanın kalitesini iyileştirmemiz gerekiyor" diye konuştu.
'ATMOSFERİN SAĞLIĞINI KORUMAK ZORUNDAYIZ'
Prof. Dr. Tecer, üretim yapan tesislere son derece saygılı olduklarını belirterek, şöyle devam etti:
"İnsan üretiyor, mal ve hizmet üretiyor. Ülke ekonomisine büyük katkı veriyor bunu yadsıyamayız. Ama sürdürülebilir bir üretim modeline geçmek zorundayız. Su kaynaklarını korumak zorunda olduğumuz gibi, nasıl toprak varlığını korumak zorunda olduğumuz gibi atmosfere saldığımız kirleticilerle de atmosferin sağlığını korumak zorundayız. Aslında atmosferin sağlığı bizim soluduğumuz havanın sağlığı anlamına geliyor. Kokusunu aldığımız kimyasallar bizim bünyemizde, sağlığımızda kanserojenik etki yapabilecek kirleticilerdir. Bunu iyi bilmemiz lazım. Son olarak şunu ekleyeyim. Çorlu bölgesinde bu sanayi faaliyetlerinin oluşturduğu koku problemiyle burada yaşayan vatandaşlar artık farkındalık oluşturmuş durumdalar. Koku var, hava kirletici problemi var. Vatandaş da bunun farkında Çorlu Koku Derecelendirme Mobil Uygulaması (KODER) aplikasyonumuza gelen şikayetler bize bunu gösteriyor. Bugün 3 bin 500 tane aktif üyesi var. Bu Çorlu KODER uygulamasının günlükle ortalama 34, 40 şikayet alınıyor. Dolayısıyla bu bölgede yaşayan insanlar burada bir koku probleminin olduğunu ve bunun da bir hava kirletici sorununun olduğunu biliyorlar. Bugünden sonra yapılması gereken kamuoyunda ve ilgili birimlerde, yetkililerde bu kokuya problem, kokuya sebebiyet veren hava kirleticilerinin salınımını ister kaynakta, ister bacada kontrol etmek zorundayız. Üretim yaparken atmosferi de kirletmeyecek emisyon salımlarının azaltacak kontrol yöntemlerinin ve sistemlerinin bacalara takılması gerekiyor."
'RESMEN ZEHİR SOLUYORUZ'
Çorlu'nun yaklaşık 30 bin nüfusa sahip Hürriyet Mahallesi'nde ağır kokular vatandaşları rahatsız ediyor. Daha önce kokunun önlenmesi için çalışmalar yapıldığını ancak çok fazla bir değişikliğin olmadığını söyleyen Hürriyet Mahallesi Muhtarı Neşe Benek, "Çok bir değişiklik olmadı açıkçası. İlk etapta kaymakamlıkça Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı devreye girdiğinde biraz olsun bir durduruldu, biraz cezalar kesildi. Ama yeterli olmuyor. Bir süre sonra caydırıcı olmuyor yani daha doğrusu. Geçici birkaç önlem oldu. Şimdi yine aynı şiddette hatta daha da fazlasıyla gecenin o yarısından sonra başlıyorlar. Sabah 5'e kadar inanın hiçbir şekilde ne uyku uyuyabiliyoruz, resmen zehir soluyoruz. Yani boğazları yakan, uykudan uyandıran bir acı bir tat yani zehir soluyoruz" dedi.
'CAYDIRICI KARARLAR ALINMALI'
Hava kirliliği ile ilgili olarak çok şikayet geldiğini belirten Benek, "Fazla çünkü insanların sinir sistemi, uyku sistemi bozuluyor. Gerçekten bir şey dürtüyormuşçasına bir acı evde yangın var gibi. Bir buruk bir tatla böyle uyanıyoruz, irkilerek uyanıyorsun. Caydırıcı kararlar alınması lazım. Burası tamam sanayi şehri, bu yüzden zaten nüfusumuz ve talep çok artıyor ama yaşam kalitesi ve sağlık durumunda zor durumdayız. Bunun artık bir çaresine bakılmalı. Bacaları çalıştırılmış olması gerekiyor. Demek ki cezalar caydırıcı değil gibi geliyor" diye konuştu.