Etkinliğin açılış konuşmasını Hisar Hospital Intercontinental Başhekimi ve Radyoloji Uzmanı Doç. Dr. Hilmi Aksoy gerçekleştirdi. Aksoy, meme sağlığı konusundaki bilinçlenmenin önemini vurgulayarak, hastalara sağlanan yeni tedavi olanakları hakkında bilgilendirmelerde bulundu.
Hastanede hizmet veren Meme Sağlığı Kliniği’nin de tanıtıldığı etkinlikte, yeni teknolojiler ve tedavi yaklaşımları hakkında detaylı bilgiler de katılımcılara sunuldu.
TÜRKKAN: TÜMÖR KONSEYLERİMİZ TEDAVİLERİ MULTİDİSİPLİNER BİR YAKLAŞIMLA PLANLIYOR
Etkinlikte konuşan Doç. Dr. Görkem Türkkan, meme kanseri farkındalığının önemine vurgu yaparak, Hisar Hospital Intercontinental’da Meme Sağlığı Kliniği’nin kuruluş nedenini anlattı. Meme kanserinin dünyada ve ülkemizde ciddi bir sağlık sorunu olduğunu belirten Türkkan, “Ekim ayı, dünya genelinde ve ülkemizde meme kanseri farkındalık ayı olarak anılıyor. Ne yazık ki her 6-7 kadından biri bu hastalığa yakalanıyor. Biz de Hisar Hospital Intercontinental’da bu durumla karşılaşan kadınlar için Meme Sağlığı Kliniği’ni kurduk. Kliniğimizde, tanıdan tedaviye kadar her aşamada hastalarımızın yanında olmaya özen gösteriyoruz” dedi.
Türkkan, meme sağlığı alanında multidisipliner bir yaklaşımla çalıştıklarını ve tümör konseyleri aracılığıyla hastaların en optimal tedavi planına ulaştıklarını söyleyerek, “Farklı branşlardan uzmanların ortak akıl ve bilgi birikimiyle hareket ettiği tümör konseylerimizde, hastalarımızı detaylı incelemelerden geçiriyoruz. Amacımız, hastalarımızın bu süreci en konforlu ve en iyi şekilde atlatmalarını sağlamak” diye konuştu.
Farkındalığın önemine dikkat çeken Türkkan, hastaları erken teşhis konusunda bir kez daha uyardı. Türkkan, “Hastalarımızı, düzenli meme kontrolleri yapmaya ve ulusal kanser taramalarına katılmaya davet ediyorum. Memelerinde herhangi bir değişiklik fark ettiklerinde, en kısa sürede bir sağlık kurumuna başvurmaları büyük önem taşıyor” ifadelerini kullandı.
ALICI: MEME KANSERİ TEDAVİSİNDE UMUT VE BİRLİKTE MÜCADELE ÇOK ÖNEMLİ
Medikal Onkoloji Uzmanı Prof. Dr Süleyman Alıcı, Hisar Hospital Intercontinental bünyesinde kurulan Meme Sağlığı Kliniği’nin multidisipliner yapısını ve meme kanseri tedavisindeki yaklaşımları anlattı. Prof Dr. Alıcı, “Meme kanseri farkındalığını artırmak amacıyla bu ekim ayında bir etkinlik düzenledik. Etkinliğimiz oldukça verimli geçti; çünkü burada yalnızca doktorlar değil, hastalar da süreçlerini bizzat anlattı. Yıllarca bu zorlu süreçlerden geçen hastalarımızın deneyimlerini paylaşması, yeni tanı almış hastalar ve diğer katılımcılar için büyük bir farkındalık oluşturdu. Hastanemizde de cerrahi ekip, nükleer tıp, tıbbi onkoloji, radyasyon onkolojisi ve radyoloji gibi uzmanlık alanlarının yanı sıra diyetisyen ve psikoloğun da içinde yer aldığı bir ekibimiz var. Bu ekip, yalnızca meme kanseri hastalarıyla ilgileniyor” dedi.
‘MEME KANSERİ, DİĞER KANSER TÜRLERİNDEN FARKLI OLARAK BİRÇOK TEDAVİ SEÇENEĞİNE SAHİP’
Prof Dr. Alıcı, meme kanserinin tedavi seçeneklerinin çeşitliliğine dikkat çekerek, hastaların umutsuzluğa kapılmaması gerektiğini vurguladı. Solak, “Meme kanseri, diğer kanser türlerinden farklı olarak birçok tedavi seçeneğine sahip bir hastalık grubudur. Kemoterapinin yanı sıra birçok sistemik tedavi seçeneğimiz var. Bu ilaçlarla birlikte hastalarımız uzun yıllar sağlıklı ve konforlu bir yaşam sürebiliyorlar. Hatta ileri evrelerde dahi bu süreçleri başarıyla atlatan birçok hastamız var. Bu nedenle, özellikle yeni tanı almış hastalarımızın korkmamaları gerektiğini düşünüyorum” diye konuştu.
‘HAYAT EN UMUTSUZ ANLARDA BİLE MUCİZELER SUNABİLİYOR’
Hastaların tedavi sürecine güvenle yaklaşmasının önemini belirten Prof Dr. Alıcı, birlikte mücadele etmenin gücüne değineren sözlerini şöyle sonlandırdı:
“Tedavi sürecinde, hastalarımızın doktorlarına ve sağlık merkezlerine güvenmeleri çok önemlidir. Hiçbir zaman umutsuzluğa kapılmamalarını tavsiye ediyorum. Hayat, bazen en umutsuz anlarda bile mucizeler sunabiliyor. Bu nedenle, gereken her şeyin yapılması ve sağlık çalışanlarıyla birlikte korkmadan bu süreci sürdürmeleri gerekiyor. Biz her aşamada, tedavi ve kontrol süreçlerinde hastalarımızın yanındayız ve onlarla birlikte bu mücadeleyi sürdürüyoruz.”
HASTA HİKAYELERİ PAYLAŞILDI
Meme kanserine 5 sene önce yakalandığını ancak atlattığını anlatan Yıldız Akkaya, rutin kontrolllere gitmediğini dolayısıyla farketmediğini aktardı. Akkaya, “Kemiklerimdeki ağrılarla başladı. Yatakta kalıyor, kendimi hep grip gibi hissediyordum. Beş hastane gezdim ve beş doktor gördüm ama doğru teşhisi koyamadılar. En sonunda meme cerrahına gitmeye karar verdim. O andan itibaren tedavi sürecim başladı; MR’lar, biyopsiler ve ardından kemoterapiye geçtim. 2019’un 18 Mart’ında savaşıma başladım. Bu süreçte yanımda ailem, arkadaşlarım ve doktorlarım oldu. Dördüncü evrede bile olsanız korkmamalısınız” dedi.
Moralin önemine dikkat çeken Akkaya, “İlk başta bir şok geçiriyorsunuz, ama kendinizi pozitif tutmalısınız. Erken teşhis çok önemli. Benim ailemde meme kanseri geçiren yoktu ve ben de kendimi kontrol etmemiştim, bu yüzden geç kaldım” diye konuştu.
Tedavi sürecinin zorluklarını paylaşan Akkaya, umudunu kaybetmediğini ve hastalığı atlattığını anlattı. Akkaya son olarak, kadınlara şu sözlerle seslendi:
“Dördüncü evrede kemoterapi zor ama aile desteği ve moral çok önemli. Tedaviye uyduğum için tümörüm bitti. Benim hemcinslerime tavsiyem; mamografi ve kontrollerini ihmal etmemeleri. Geç kalmamak için mutlaka gitmeliyiz. Ben bu süreci yaşadım ve hikayemi paylaşarak belki başkalarına umut verebilirim diye buraya geldim”
ERKEN TEŞHİS VE SANATIN GÜCÜ
“En önemli şey erken teşhis ve doktorumuzun verdiği takvimi birebir uygulamak” diyen 51 yaşındaki Zülal Bildik ise hastalığı atlatma sürecinde lösemili çocuklar için ürettiği rölyef tablolardan ve sanata olan tutkusundan bahsetti:
“Ben bir rölyef sanatçısıyım ve kendimi bu işe daha da adadım. Özellikle çocuklara yönelik çalışmalarım var. Amacım, çocukların tedavisinde onlara destek vermek. Bu yaşadığım süreçte hiçbir zaman arkadaşlarımdan, ailemden, eşimden ve dostumdan destek almayı bırakmadım. Sanatım da benim için çok kıymetli ve onu çok seviyorum. Lösemi ile mücadele eden çocuklara katkı sağlamasını istediğim tablolarım, onları yaratmak benim için en büyük motivasyon kaynağı oldu.”
Etkinlik boyunca Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Süleyman Alıcı, Prof. Dr. Ümmügül Üyetürk ve diğer uzman doktorlar, meme kanseri tedavisindeki son gelişmeleri ve hasta deneyimlerini katılımcılarla paylaştı. Tedavi sürecinde psikolojik destek ve beslenme programlarının öneminin altının çizildiği etkinlik hastalarla gerçekleştirilen söyleşiler ve katılımcı hastalara tedavilerini gerçekleştiren doktorlarca verilen plaket taktimi ile son buldu.