Tarihi 6 bin yıl öncesine dayanan Anadolu'nun ilk yazılı tabletlerinin bulunduğu Kültepe Kaniş Karum Ören Yeri, kent merkezine 24 kilometre uzaklıkta bulunuyor. Hititlerin Anadolu'da kurduğu ilk kentin kalıntısı olan höyük ve onu saran karumdan oluşan Kültepe Ören Yeri'nde, yönetim binaları, dini yapılar, ev ve dükkan ile atölye kalıntıları yer alıyor. 1948 yılından bu yana ören yerinde devam eden kazı, restorasyon ve envanter çalışmaları, Kültepe'yi Türkiye'nin önemli turizm merkezlerin biri haline getiriyor. Bölgede bugüne kadar yapılan çalışmalarda yaklaşık 23 bin 500 yazılı tablet bulundu. Bu yıl, 75'inci yılına giren Kültepe'deki kazı çalışmalarının en az 5 bin yıl süreceği belirtiliyor.
Çalışmalarla ilgili bilgi veren Kazı Başkanı Prof. Dr. Fikri Kulakoğlu, "Kültepe, Türkiye'nin en eski kazılarından bir tanesi. Özellikle Cumhuriyet döneminin belli başlı kazıları arasında yer almakta. Atatürk'ün emriyle Anadolu'da arkeolojik araştırmalara ağırlık verilmeye ve aynı şekilde bunu takip eden çeşitli dönemlerde yeni kazılar yapılmaya başlandı. Özellikle Türk Tarih Kurumu ile birlikte Ankara Üniversitesi'nde kurulan Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi ile bu çalışma hız kazandı. İlk kazılar Anadolu coğrafyası ya da Osmanlı coğrafyası içinde sadece bunlarla sınırlı değil. Boğazköy kazısı yüzyılı geçti. Aynı şekilde Troya daha erken dönemlerde başladı ama onların çoğu sistematik kazı değil. İlk etapta yapılan kazıların çok fazla bilimsel katkısı yok" diye konuştu.
'KAZILAR 75 YILDIR KESİNTİSİZ OLARAK DEVAM EDİYOR'
Kültepe'deki kazı çalışmalarını anlatan Prof. Dr. Kulakoğlu, "Kültepe, 2 tablet ile ilk kez 1800'lü yılların sonrasında dünyaca tanınmaya başlandı. Yani Cumhuriyet'ten aşağı yukarı 100-150 yıl kadar daha öncesinde Anadolu'daki bir şehirle ilgili araştırmalara başlandı. O dönemde bütün yakın doğuda arkeolojik ekiplerle bu tür araştırmalar yapılıyor. Gordion'da aynı şekilde o zamandan itibaren ilgiyi çeken bir merkez olmuştu. Kültepe ilk kez 1890'lı yıllardan itibaren kazılara sahne oldu. Ankara Üniversitesi eski rektörlerinden Prof. Dr. Tahsin Özgüç, 1948 yılında burada kazılara başlıyor. Biz, 1948 yılını esas alırız ve 2023 yılı bizim 75'inci yılımız. Burada kazılar 75 yıldır kesintisiz olarak devam ediyor. Ankara Üniversitesi'yle birlikte Türkiye'deki üniversitelerden ve Japonya, Avustralya, İtalya, Brezilya, Amerika ve Kanada'ya kadar çeşitli üniversitelerden bilim insanlarının katkılarıyla bu kazılar devam ediyor" ifadelerini kullandı.
'KAZILARDA 23 BİN 500 CİVARINDA TABLET BULUNDU'
Kültepe'nin, bütün eski çağ dünyasını aydınlattığını aktaran Prof. Dr. Kulakoğlu, şöyle konuştu:
"Kültepe yaklaşık 3 kilometrelik alana sahip. Kültepe'de yapılan kazılar, 3 kilometrelik alanın yüzde 1 veya 2'si kadar. Eğer Kültepe'yi tamamen kazmamız gerekiyorsa ki; gerekmiyor. Bundan sonraki nesillere de bırakmak gerekiyor. En az 5 bin yıl daha sürecek bir kazı periyoduna ihtiyacımız var. Tabii ki bizden sonra belki yüzlerce, binlerce bilim insanı daha burada çalışmalara devam edecek. Kültepe'nin önemi, hepinizin bildiği gibi esasen Anadolu tarihini başlatmasıdır. Bu anlamda sadece aslında Anadolu'nun değil, Mezopotamya'nın, Suriye'nin, Yakın Doğu'nun kaderini buradan okumamız mümkün. Kültepe, sadece Anadolu'yu aydınlatmıyor. Burası bütün eski çağ dünyasını aydınlatan bir yer. Özellikle şimdiye kadar yapılan kazılarda 23 bin 500 civarında tablet bulundu. Eğer kazılar tamamen yapılmış olsa birkaç 100 bin tableti görebiliriz. Eğer tüm tabletler bulunursa bütün eski çağ dünyasını Kültepe'den öğrenmemiz mümkün olacak."