Kore Savaşı, Kuzey Kore’nin 25 Haziran 1950’de Güney Kore topraklarını işgal etmesiyle başlayıp 27 Temmuz 1953’te Kore Ateşkes Antlaşması’nın imzalanmasıyla sona erdi. Kore Savaşı’nın başından Temmuz 1953'teki ateşkese kadar geçen sürede toplam 14 bin 936 Türk askeri Kore'de görev aldı. Askerlerden 721'i yaşamını yitirdi, 175'i kayboldu, 234'ü esir düştü ve 2 bin 147'si yaralandı. Muş’un Varto ilçesinde yaşayan 95 yaşındaki Seyit Ali Baba da savaşta Güney Kore’ye destek vermek için yola çıkan Türk tugayları arasında yer alıyordu. 1952 yılında yola çıktığını ve 24’ncü günün sonunda Güney Kore’ye ulaştığını ifade eden Seyit Ali Baba, 3’üncü Tugay’da yer aldığını ve savaşta topçu birliğinde olduğunu söyledi. Bir sene Güney Kore’de kalan Baba, daha sonra memleketine döndü. Evli ve 2 çocuk babası olan Seyit Ali Baba, 1966 yılında Varto’da gerçekleşen 6,9 büyüklüğündeki depremde eşi ve iki çocuğunu kaybetti. Aradan geçen 8 yılın sonunda yeniden evlenen Baba, şimdi 5 çocuk babası.
Yıllar içerisinde oluşan prostat ve mesanesinde oluşan taş yüzünden idrar yapmakta zorlanan ve ağrıları olan Baba, kızı Gül Baba’nın araştırmasıyla Varto’dan İstanbul’a geldi ve İSÜ Medical Park Gaziosmanpaşa Hastanesi’nde Üroloji Uzmanı Op. Dr. İlhami Güllüoğlu tarafından ameliyat edildi. 1 saatlik ameliyatın sonunda mesanesinden 8 santimetre büyüklüğünde taş çıkarılan Baba, geçmişte idrar yaparken yaşadığı sıkıntıları ve ağrıları artık yaşamadığını söyledi.
“AĞRILARIMDAN KURTULDUM”
95 yaşındaki Kore Gazisi Seyit Ali Baba, “3’üncü tugaya katıldım, Kore’de 1 sene kaldım. Kore’ye giderken 24 günümüz yolda geçti. Orada topçu birliğindeydim, iki tane madalyam var. Doktor beyden Allah razı olsun, ağrılarımdan kurtuldum” dedi.
OP. DR. GÜLLÜOĞLU: SONDAYA MAHKÛM OLMA DURUMU VARDI
Üroloji Uzmanı Op. Dr. İlhami Güllüoğlu, “Kore gazisi hastamız Seyit Ali Baba, ileri derecede idrar yapma sorunu, enfeksiyon ve mesanesinde yaklaşık 8 santimetrelik bir taş şikayeti ile başvurdu. Hastamızın 250 mililitre hacminde bir prostatı vardı. Bu prostatın idrar akışıyla ilgili sorun yaratması ve ileride derecede enfeksiyonların da oluşmasıyla birlikte çok büyük bir mesane taşı eşlik etmişti. İdrar yapma sorunları, ağrıları ve tıkanma durumuna bağlı olarak sondaya mahkûm olma durumu vardı. Kalan ömrünü sondayla geçirme gibi bir durumu olduğu için ‘ameliyat yapabilir miyiz?’ diye düşündük ve gerek anestezi gerek kardiyoloji ekibimizle Seyit Ali amcayı inceledik. Genel durumuna baktığımızda yaşının bu ameliyatı kaldırabileceği kanaatine ulaştık ve 2 gün önce kendisini ameliyat ettik” dedi.
“AMELİYAT BAŞARILI GEÇTİ”
Prostat hastalığının ileri yaş hastalarda çok sık görülen bir durum olduğunu söyleyen Op. Dr. Güllüoğlu, “Özellikle 50’li yaşlarla beraber daha sık karşılaşıyoruz. İlaçlı tedavilere yanıt vermeyen hastaları ise ameliyat ediyoruz. Seyit Ali amcadaki gibi çok büyük bir prostat, 7-8 santimetre büyüklüğünde bir taş ve 1 santimetre büyüklüğünde 10-15 tane taş, çok nadir gördüğümüz bir durum. Bu döneme kadar kendisine rahatsızlık vermiş ama yaşı gereği çoğu yerde ilaç tedavisi uygulanmış. İdrarını yapamadığı için tıkanma problemi vardı buna bağlı sonda ile kalma ihtimali vardı, sondayla kalması bizi de rahatsız edecekti, onun ise gelecekte daha konforsuz bir yaşam sürmesine neden olacaktı. Genel durumunun çok iyi olması, günlük işlerini kendisinin yapıyor olması nedeniyle ameliyata karar verdik. Ameliyatı gayet başarılı geçti. Ameliyat sonrası 2’nci günü olmasına rağmen yeme, içme ve dolaşmasını rahatlıkla yapabiliyor. Gerek kan tahlillerinde gerek başka vital bulgularında herhangi bir sıkıntı yok. İyi durumda olduğu için kendisini taburcu etme kararı aldık” diye konuştu.
“İDRAR YAPMA DURUMU DAHA DA DÜZELECEK”
Op. Dr. Güllüoğlu, “Hem beslenme ihtiyaçlarını hem diğer ihtiyaçlarını rahatlıkla yapabilecek duruma geldi. Günbegün idrar yapma durumu daha da düzelecek. Herhangi bir büyük bir kanaması olmadı. Bizim için riskli olan durum yaşıydı ama yaşına göre gayet dinç durumda. Gelecek günlerde hiçbir sıkıntı olmadan yaşamına kaliteli bir şekilde devam edecek. Taş çok büyük, sağında ve solunda küçük küçük taşlar da var. Bu taşlar enfeksiyon kaynağı ve idrar yapmasını zorlayan taşlar. Mesanedeki taşlar, rahatsızlıklara ve ara ara kanamalara neden olur, idrar yaparken yanmalar ve zorlanmalar olur. Küçük taşlarla karşılaşırız ama mesanede bu kadar büyük taş çok seyrek oluşur. Hastamızın mesanesi şu anda temizlendi, gayet güzel iyileşme döneminde” ifadelerini kullandı.
“MESANEDE KESİNLİKLE TAŞ OLMAMASI GEREKİYOR”
Mesane taşının genelde prostat hastası olan erkeklerde görüldüğünü söyleyen Op. Dr. Güllüoğlu, “Çok nadiren genç erkeklerde ve kadınlarda da görüyoruz. Bu durum prostatın idrar akışını bozması nedeniyle mesanede oluşur ve büyük boyutlara varabilir. Enfeksiyon, idrar akışının bozulmasına bağlı olan durumlar, mesanenin yapısal bozuklukları ve idrar kanallarının tıkanmaları da genç erkeklerde ve kadınlarda taş oluşumuna neden olabilir ama bu vakaların çoğunu ileri yaştaki prostat hastalarında görüyoruz. İdrarda yanma, idrar akışının tıkanması, idrar akışında zorlanmalar, gece idrara çıkma ve buna benzer idrar yapmayla ilgili sorunlarla kendini gösterir. Bazı beslenme alışkanlıkları, metabolik ve böbrek kaynaklı sorunlar ve bazı ilaç kullanımları mesane taşına neden olabilir, bunlar çok daha seyrek gördüğümüz hastalıklar. Taşın her boyutu tehlikelidir, mesanede kesinlikle taş olmaması gerekiyor. Küçük taşları hastalar bazen kendisi düşürebiliyor ama büyük olanlarda mutlaka işlem yapmak gerekebiliyor” dedi.
“6 AYDA BİR MUTLAKA KONTROL YAPTIRMALARINI ÖNERİYORUM”
Ameliyatın 1 saat sürdüğünü söyleyen Op. Dr. Güllüoğlu, “Seyit Ali amcanın ameliyatı 1 saat civarında sürdü. Bu ameliyat lokal anestezi dediğimiz belden aşağı uyuşturarak yaptığımız bir ameliyat. Mesane taşları genelde prostat kaynaklı olduğu için önlenmesi biraz zor ama böbrek taşları için beslenme, diyetler ve genetik faktörler etkili durumlardır. Bir hastada taş oluşumu varsa sık kontrolleri olmalı, gerek düşürmüş olsun gerek ameliyatla veya taş kırma yöntemiyle temizlenmiş dahi olsa 6 ayda bir mutlaka kontrol olmalarını öneriyorum” diye konuştu.
BABA: TAŞIN BOYUTUNUN BU KADAR BÜYÜK OLDUĞUNU BİLMİYORDUK
Seyit Ali Baba’nın kızı Gül Baba ise “Babam Kore Gazisi. 1952-1953 döneminde Kore’de bulunmuş. 1 yıl kaldıktan sonra Türkiye’ye geri dönmüş, Gazilik unvanı almış. Herhangi bir yaralanması yok ama o dönemde Kore’den dönen bütün askerlere gazilik unvanı verilmiş. Babam topçu birliğinde olduğu için sahada çok bulunmamış. 1966 yılında Varto depreminde ilk eşini ve çocuklarını kaybetmiş. Ondan 8 yıl sonra annem ile evlenmiş. Benimle birlikte 5 çocuğu var. Babamda prostat ve taş olduğunu 7 yıl önce farkına vardık ama taşın boyutunun bu kadar büyük olduğunu bilmiyorduk. Daha önce birçok hastaneye götürdük ama yaşı gereği ameliyatı önermediler, babamın bu şekilde rahat olduğunu, kesinlikle ameliyat edilmemesi gerektiğini söylediler, sonra tavsiye üzerine İlhami hocayı bulduk. Geldiğimizde İlhami hoca ‘Bu benim için basit bir ameliyat’ dedi ve ameliyat etti. Kocaman bir taş çıktı ve hepimiz bununla bugüne kadar nasıl yaşadı diye düşündük. Artık idrar yanmaları bitti, büyük ihtimalle bugün taburcu olacağız. Ondan sonra babam daha iyi olacak” dedi.