İstanbul'da tarihi çeşmelerden bazıları çöplüğe dönerken, bazılarının da etrafı giysi ve çöp konteynerleriyle çevrili durumda. Eminönü'nde Mimar Sinan tarafından yapılan Rüstem Paşa Camii'ndeki çeşme ise esnafın, malzeme deposu olarak kullanılıyor. Üsküdar Doğancılar Caddesi ve Yüksek Sokak'ta bulunan iki tarihi çeşmenin ise restorasyon sonrası kitabeleri kaldırılmış, hangi döneme ait olduğu ve ismine dair bilgilendirme yazısı asılmamış. Çeşmelerin önünde ise çöp konteynerleri bulunuyor. Yüksel Sokak'taki çeşmenin içerisine de çöpler atılırken, Beyoğlu'nda bulunan Laleli Çeşmesi'nin su haznesi çöp atıldığı, ayrıca bu çeşmenin önüne trafik uyarı levhası konulduğu görüldü.
Üsküdar Doğancılar Caddesi'ndeki çeşmenin önünde açıklamada bulunan Mimar, restorasyon uzmanı ve mimarlık tarihçisi Prof. Dr. Zeynep Ahunbay, "Bu çeşmenin eski yayınlara baktığımız zaman 17. yüzyıla ait bir kitabesi var. Şu anda onarılmış ve kitabe yok olmuş. Yani dağıldı mı, parçalandı mı? Ne oldu bilmiyorum. Kitabede Nali Mehmet Efendi tarafından onarıldığı söyleniyor. Yani dolayısıyla daha önceki bir döneme ait çeşme, belki 15-16. yüzyılda yapılmış bir çeşme. 17. yüzyılda onarılarak hizmete devam etmiş. Kültür varlıkları bizim değer verdiğimiz binalar. Üsküdar tarihi bir semt. Çok güzel çeşmeleri, camileri ve medreseleri var. Bu güzelliğin devamlılığını sokaklarda da tarihi evlerle de görebiliyoruz. Dolayısıyla bir homojen bakım, sunum olması gerekiyor. Yani çöp konteynerlerini gelip, tarihi bir yapının yanına koymak yakışıksız bir durum. Onların rahatlıkla görülmelerini, yapıların o güzelliklerini algılamayı engelliyor. Dolayısıyla konteynerlerin daha görünmeyen bir yerlerde olması ve insanların tarihi kendi güzelliği içinde insanların algılamasını sağlamak iyi olur" ifadelerini kullandı.
"TARİHİ DEĞERLERİMİZ ÖĞRETİLİRSE İNSANLAR BİLİNÇLENDİRİLEBİLİR"
Çeşmelerin ve yapıların yerel yönetimlerin sorumluluğunda olduğunu hatırlatan Ahunbay, "Sanırım Üsküdar Belediyesi tarafından restore edilmiş. Bulunduğu alanda bir yeşil alan düzenlemesi yapılabilir. Dolayısıyla insanların bir şeyler atması da önlenmiş olur. Tabii ki Üsküdar için birtakım rehber kitaplar, değerlerimiz, rotalar, eski su yollarını anlatan birtakım yayınlar yapılarak bunlar okullara verilirse, öğrencilere öğretilirse, tabii ki onlar da daha bilinçli bakacaklardır. Şehrimize sahip çıkabilmek için daha çok bilgiye ve bilinçlendirmeye ihtiyaç var" diye konuştu.
"ÇEŞMELER SÜREKLİ BİR BAKIM PROGRAMINA TABİİ TUTULMALI"
Yapının arkasında çok büyük bir aylantus ağacı olduğunu belirten Ahunbay, "Ağaç yapıya hemen bitişik yani dolayısıyla, zarar verecek durumda. Aylantus yararlı bir ağaç değil, onu oradan alabilirler. Ağacı kesmeleri uygun olur. Çeşmenin haznesinin kapağı çürümüş, üst tarafından otlar büyümeye başlamış. Yani sürekli bir bakım programına da tabii tutulursa iyi olur. Aynı zamanda maksemin üstünde kitabesi yok. O nasıl yok oldu bilemiyorum ama onun yerine en azından bildiğimiz kitabenin Türkçesi ve rakam olarak da tarihleri yazılabilir. Bu şekilde çevredekiler yapının ne olduğunu anlayabilirler. Tarihi yapılara bariyer konulmasını uygun görmüyorum. İnsanlar ona yanaşabilmeli ama yanaşırken de saygılı olabilmeyi öğrenebilmeli, esas olan odur. Tarihi binalara sevgi ve saygıyla yaklaşmalıyız" dedi.
"RÜSTEM PAŞA CAMİİ DE KÖTÜ DURUMDA"
Tarihi yapılara karşı çok dikkatsiz davranıldığını vurgulayan Ahunbay, "Geçenlerde Rüstem Paşa Camii'ne gitmiştim. O caminin altında Tahtakale caddesi üzerinde bir çeşme var ve çeşmenin içine eşyalar konulmuş. Yani gelişigüzel bir durumdaydı. Halbuki çok önemli bir yer. Cami de çeşme de önemli. Bu tür müdahalelerden esnafın, özellikle kaçınması ve koruması gerekiyor. Çünkü onlar o sokağın müdavimleri ve sorumlu kişileri. Diğer bir çeşme de Raimondo D'Aronco tarafından yapılmış. Bu çeşme Art Nouveau üslubuyla yapılmış güzel bir çeşme. O da Galata'da Onunda yanındaki dükkanlardan da çeşmenin su haznesine çöp konulduğunu gördüm. Oralarda da esnafın bu konuda bilinçlenmesi iyi olur" şeklinde konuştu.
"RESTORASYONLARA ÇOK BÜYÜK PARA VERİYORUZ AMA TARİHİ YAPILARI KORUYAMIYORUZ"
Üsküdar'da Mahalle sakinlerinden Emine Berendi, "Hoş görünmüyor tabii ki, konteynerler kaldırılsa iyi olur. Bunun gibi birçok yapı var bu semtte. İçinde de çöp var. Bakım yapılsa, temizlense, güzel olur. Sonuçta buralarda çocuklar oynuyor, üzerine çıkıyorlar. Kötü görünüyor" dedi. Çevre sakini Ayhan Ertaş da, "Çöp konteynerleri önceden dışardaydı sonra iç alana aldılar böyle. Sağlıklı ve düzenli şekilde boşaltılmadığı için yığılmalar oluyor. Yapıya zarar veriyor ve görüntü olarak da hiç hoş görünmüyor. Restorasyonlara çok büyük bir para veriyoruz ama tarihi yapıyı koruyamıyoruz. Belediye neden böyle bir durumda hassas davranmıyor, vatandaş olarak şikayet ediyoruz tabii" ifadelerini kullandı.
BELEDİYELERDEN YAZILI AÇIKLAMA
Tarihi eserlerin yanına çöp konulmasının çok yanlış olduğunu belirten Kemal Özbey ise, "Tarihi eseri korumak gerekiyor. Bilgilendirme tabelası da asılmalı, hangi yıla ait hiçbir bilgimiz yok. Tarihi bir yapı olduğunu biliyoruz ama ne olduğunu bilmiyoruz. Çöplerin konulması yanlış başka bir yere konulabilir. Bir önlem alınmalı yoksa zamanla yıprana yıprana yıkılabilir. Yandan yapının içerisine baktığınızda çöplük gibi olmuş yapı" diye konuştu. Diğer yandan, tarihi su maksemlerinin bulunduğu ilçelerin belediyelerinden yazılı açıklama yapıldı. Üsküdar Belediyesi'nden yapılan yazılı açıklamada, kısa vadede tarihi yapıların çevresindeki konteynerlerin kaldırılacağı, uzun vadede ise bakım ve onarımının yapılacağı belirtilirken, Fatih Belediyesi'nden yapılan açıklamada, çeşmeyi malzeme deposu olarak kullanarak, çöp atan esnafa tebligat yollandığı, bölgeye temizlik ve zabıta ekipleri gönderilerek, çeşmenin temizlendiği aktarıldı. Beyoğlu Belediyesi ise çevredekilere uyarıda bulunarak tarihi yapıların bulunduğu noktalara bilgilendirme levhaları asılacağını açıkladı.