İzmir'de lösemi tedavisi gören Kırgız vatandaşı Azat Akmadova, iki yıl devam eden kemoterapi ve akıllı ilaç uygulamalarının ardından kanseri yendi. Sağlığına kavuşmanın mutluluğunu yaşayan Azat, İzmir'de düzenlenen sünnet düğünüyle çifte kutlama yaptı. Rusya'ya çalışmak için gittiklerini anlatan anne Nazgül Akmadova, "Birden Azat'ın iştahsızlığı başladı. Ateşleniyordu ve sık sık hastaneye gidip geliyorduk. O zaman 4 yaşındaydı. Çocuk her gün eriyordu, kilo kaybediyordu. Kulağının arkasındaki lenf bezleri şişmişti. Doktorlar Rusya'da kemik iliği örneği aldı. Hastanede 3 gün kaldık. Lösemi teşhisi konuldu. Ancak o ülkenin vatandaşı olmadığımız için tedaviye başlayamadık. İzmir'e geldik" dedi. Azat'ın lösemi tedavisinin İzmir'de başladığını söyleyen Akmadova, bir süre acil serviste kaldıktan sonra hematoloji servisinde 36 gün yatarak tedavi gördüklerini dile getirdi.
'ENFEKSİYON RİSKİ YÜZÜNDEN GİDEMEDİK'
İzmir'de bir ev kiraladıklarını söyleyen Akmadova, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bir ev tuttuk ve 6 ay kaldık. Daha sonra ev sahibi evi satacağı için bizi evden çıkardı. Hastanedeki tanıdıklarımız bize İzmir Hasta Çocuk Evleri Derneği'ni söyledi. Rusya'daki gibi burada da vatandaşlığımız olmadığı için bizi istemezler, diye korktuk. Allah onlardan razı olsun. Bize çok iyi baktılar. Azat uzun süre kemoterapi aldı ve akıllı ilaç kullandı. Tüm giderlerimizi dernek karşıladı. Yiyecek, giyecek desteği bile yaptılar."
İki yıl süren tedavinin ardından Azat'ın kan değerlerinin tamamen normale döndüğünü ve kanseri yendiğini vurgulayan Akmadova, "İki senedir memleketimize gitmedik. 16 yaşındaki oğlum Denyel ve 13 yaşındaki kızım Aybike'yi çok özledim. Çocuklarımla görüntülü olarak cep telefonuyla görüştüm. Enfeksiyon riski yüzünden gidemedik. Allah'ın izniyle bugünleri atlattık. Son aşamaya gelip bitirdik. Birkaç gün sonra döneceğiz" dedi.
'MUTLULUKTAN UYUYAMADILAR'
İzmir Hasta Çocuk Evleri Derneği yetkilisi Nilgün Ergün de Azat ve ailesiyle ayrılmadan önce son bir kutlama yaptıklarını belirtip üyelerin desteğiyle sünnet düğünü hazırladıklarını anlattı. Ergün, "Hastaneden arayıp bize mağdur bir aile olduğunun bilgisini verdiler. Kan tahlillerini dahi ücretli yaptırmak zorundaydılar. Onlarla tanıştık ve çok sıkılgandılar ve Türkçeyi çok az biliyorlardı. Annesi çok çabuk alışıp dilimizi öğrendi. Azimli, hırslı ve algısı açık bir kardeşimiz. Çocuğu hastaneye getirip götürmeyi, yemeklerimizi öğrendi. Azat iyileşti ama annesi gitmeden sünnet yaptırmak istiyordu. Çünkü enfeksiyon riskine karşı doktorlara yakın olması önemli. Hemen randevu aldık. Operasyondan önce ona bir veda eğlencesi yapmak istedik. Çocuğumuzun sünnet kıyafetini aldık, alışveriş yaptık. Maddi destek verenler oldu. Annemiz Kırgız pilavı pişirdi. Mutluluktan uyuyamadığını söyledi. Azat da çok şaşkındı. Kıyafeti ilk kez gördü. Giydikten sonra müzikler çalınca birden oynamaya başladı. Normalde çekingen bir çocuk. Babası bir gün önceden gelmişti. Onun gelmesi ayrı bir mutluluk oldu" diye konuştu.