Duruşma sonunda açıklama yapan, Kadir Şeker'in avukatlarından Emrah Daylan, mahkeme heyetinin, tutukluluk halinin devam etmesine karar verdiğini dile getirerek, şunları söyledi:
''Mahkeme, Yargıtay'ın bozma ilamına uydu ancak Yargıtay’ın bozma ilamı şuydu; azami hadden uygulayın, 12 yıl 6 ay yerine 10 yıl uygulayın, demişti Yargıtay. Mahkeme her ne hikmetse 13 yıl ceza verdi. Oradan da indirim yaptı. Bu 13 yılı nereden bulduğunu biz anlayamadık. 13 yıl ceza verdi. Bunu da 10 yıl 10 aya düşürdü; 10 yıl 10 ayda da tahliye edeceğini düşünürken babası, annesi, tüm sevenleri, tahliye edeceğini düşünürken tahliye etmedi. Tutukluluk halinin devamına karar verdi. Dosya şu anda Yargıtay'a geçiyor. Biz dosyanın Yargıtay'a olabildiğince hızlı gönderilmesini ve tahliyeyi Yargıtay'da almaya çalışacağız. Mahkemenin tahliye edebilecek haldeyken tahliye etmemesi nedeniyle oluşan bu mağduriyetin Yargıtay tarafından hızlı bir şekilde dosyanın incelenip, birkaç ay içinde Kadir'in tahliye olacağını düşünüyorum. Konya tahliye edebilirdi ama etmedi.''
Kadir Şeker'in babası Cengiz Şeker de ''Kadir'in normalde meşru müdafaa yaptığına inanıyorum. Gerçekte öyledir. Meşru müdafaanın aşımıdır aslında Kadir'in durumu ama maalesef ne hikmetse olay 'kasten adamı öldürme'ye çevrilmiştir. Kadir bunu asla yapmamıştır. O olaydaki deliller de bunu gösteriyor. Biz bu kararı asla kabul etmiyoruz. Kadir'in beraat etmesi gerekirdi. Kadir'in olayı meşru müdafaadır. Kadir kesinlikle kimseye ne saldırmıştır ne hakaret etmiştir ne sorgulamıştır. Sadece orada bir kadının ağlama sesine gitmiştir ama maalesef arbede olmuştur. Adamın elinden kurtulamamıştır. Kendini savunmak zorunda kalmıştır. Neticede olay 'kasten adam öldürme'ye çevrilmiştir. Bu haksız bir karar. Biz bunu kabul etmiyoruz'' dedi.