Memorial Sağlık Grubu; kadınların iş gücüne katılımını ve mesleki yaşamda tutundurulmasını sağlamak, toplumsal yapıyı ekonomik açıdan kalıcı ve sürdürülebilir kılmak amacıyla 1 yıl önce, ‘Kadınlar Omuz Omuza’ projesini başlatmıştı. İyi Niyet Derneği’yle bugüne kadar 100’den fazla kadının yaşamına dokunulan ve 50’den fazla kadına istihdam sağlanan proje kapsamında; Türkiye’yi yasa boğan afetten etkilenen depremzede kadınlar da istihdam edilmeye başlandı. Deprem sonrası 3 haftada 17 depremzede kadının da istihdam Türkiye’deki hastane şubelerinde istihdam edildiği proje ile sürdürülebilir gelecek için kadının toplumdaki etkinliğini artırmak hedefleniyor.
1 yıl önce yapılan proje lansmanında; sinema, televizyon, müzik ve moda dünyasından birçok ünlü ismin kadına destek mesajlarının yer aldığı fotoğrafları ile hayat mücadelesi içindeyken yolları Memorial ile kesişen ardından yeni bir yaşama başlayan kadınların fotoğraflarından oluşan sergi yer almıştı. Fotoğraflarda sanatçılar, beyazlara bürünerek saflığı ve yeni bir başlangıcı simgelemişti. 1’inci yılın dolmasıyla Memorial Bahçelievler Hastanesi Konferans Salonunda toplanan istihdam edilmiş kadınlar, ‘Kadınlar Omuz Omuza Proje Hikayeleri’nde buluştu. Afetten etkilenen ve proje kapsamında istihdam edilen depremzede kadınların da katılımı ile gerçekleştirilen söyleşide, kadın gücünün önündeki engellerin nasıl kaldırıldığı konuşuldu.
“DAHA ÖNCEDEN DÜŞÜNDÜĞÜN HAZIRLIKLARI DEPREM ANINDA DÜŞÜNEMİYORSUN”
Depreme Adıyaman’da ailesiyle oturduğu apartmanın 9’uncu katında saat 04.17’de yakalanan 26 yaşındaki Bilge Bozkurt, Adıyaman’da özel bir hastanede yeni doğan bakım hemşiresi olarak çalışıyordu. Deprem anında yaşadıklarını anlatan Bozkurt, “Adıyaman merkezde ailemle 4 bloklu sitede, 9’uncu katta oturuyordum. Deprem sırasında yüksek bir sarsıntı ve şiddetle uyandık. Çaresizce bağırarak çığlık atarak elimizden geleni değil de o an ne düşünüyorsak onu yaptık. Çok kötüydü, kimse aynı şeyleri yaşasın istemem. Daha önce deprem anında ne yapsak diye hep konuşurduk ancak deprem anında insan bunu düşünemiyormuş. Bütün bildiklerinizi unutuyorsunuz. Biz 9’uncu kattan inerken asansör boşlukları, duvarlar yıkıldı. Ayağıma molozların, enkazlarının dökülmesi sonucu ayağımda doku zedelenmesi oldu. Bu önemli değil. Başka zaman olsaydı, depremden önce belki hastanelik olurdum, yatardım. Ama depremde o kadar can kaybı dururken ben ayağımın ağrısını hissetmedim bile” açıklamasını yaptı.
DEPREMZEDE BOZKURT: TUTULAN IŞIK SAYESİNDE YOLUMUZA DEVAM EDECEĞİZ
Depremden sonra köye gittiklerini ancak oradaki eve giremediklerini belirten Bozkurt, “Arabalarda 2 gün boyunca kaldık. Daha sonra Antalya'da bulunan ablam ve kız kardeşimin yanına yerleşme kararı aldık. Ama Antalya'ya gelirken bir yanımız hep buruktu. Çünkü Adıyaman'da, memleketimde çocukluğumu, anılarımı, ilimi çok fazla yaşanmışlık bırakarak geldim. Ailem şu an Adıyaman'da. Çadırda kalıyorlar. Burada bize meslek konusunda şans verildi. Memorial biz depremzede kadınlara ışık tuttu. Bu ışık sayesinde yolumuza devam edeceğiz” dedi.
“ADIYAMAN’DAKİLER ACİLEN KONTEYNER KENTE YERLEŞTİRİLMELİDİR”
Bozkurt sözlerini şöyle sürdürdü:
“Depremzedelere psikolojik destek lazım. Benim birinci derecede kaybım yok ama Adıyaman küçük bir şehir. Yolda gördüğünüze selam verirseniz, ya ilkokul arkadaşınız çıkar ya bir tanıdık çıkar. Yani yakınımı kaybettim derken ben Adıyaman'ı, memleketimi kaybettim. Ailem orada çadırda kalıyor. Hava şartları kötü. Hepsinin acil bir şekilde konteyner kente yerleşilmesi lazım. Belli bir zaman sonra yaşamımızı devam ettirmek için nakit paraya ihtiyacımız olacak. Bunlar için geçim kaynağımıza ihtiyacımız var. Adıyaman'da tarlamız var. Buraların ilaçlanması, verimi için Adıyaman'da hala ikamet etmek zorundayız. Ben Antalya’da çalışmaya başladım ama annem, babam, abilerim hala Adıyaman'da. Orası için çalışıyor.”
“AYAKTA KALMAK İÇİN YENİ BİR İŞE BAŞLADIM”
Depreme 2 çocuğuyla İskenderun’da yakalanan Mehtap Duran ise “Depremden önce İskenderun'da 2 çocuğumla yaşadığım bir hayatım vardı. Orada özel bir hastanede çalışıyordum. Deprem olduktan sonra Antalya'ya geldik. Şimdi yeni bir hayata geçtik. Alışmaya çalışıyoruz, yaşamaya çalışıyoruz. Ayakta kalmak için yeni bir işe başladım. Medikal muhasebe personeliyim. Aslında İskenderun’dan kendi isteğimle ayrıldım. Çünkü oraya yeniden dönemezdim. Orada şu anda çocuklarla yaşanılabilir bir hayat yok. Çok acı bir bitiş var. Bu tarafta, Antalya’da da benim ve çocuklarım için bilinmeyen bir başlangıç var. Ne yaşadım ve ne hissettiğimi bilmiyorum” şeklinde konuştu.
Duran sözlerine şunları ekledi:
“Deprem sonrası nerede, nasıl yaşarım diye düşünürken Antalya'da hastaneleri araştırmaya başladım. Bir gece yarısı çok da dönüş beklemeden bu hastanenin CEO’su Uğur Genç’e sabaha karşı bir mesaj attım. “İskenderun'da hastanede çalışıyorum ve depremden ötürü Antalya'ya geldim. Varsa uygun bir departmanda çalışmak istiyorum” diye. 3 saat sonra dönüş sağlandı. Hemen görüşüldü ve hemen işe başladım. Elazığ depreminde de Malatya'daydım. Ailemi ziyaret için gitmiştim. Maalesef o depremi de yaşadık.”
“17 OLAN İSTİHDAM SAYISI, 2 AY İÇİNDE 100’E ÇIKAR”
Memorial Sağlık Grubu CEO’su Uğur Genç, “Bugün Kadınlar Omuz Omuza projemizin birinci yılını kutluyoruz. Toplumda yerini edinememiş, eğitimi sınırlı, zor durumda olan kadınlarımızı alıp onları eğitip sağlık sektöründe bizle beraber çalışmaları için eğittik. Altı ay boyunca yanlarına eşleştirerek bir badi verdik ve onların bu sisteme adapte olmaları kolaylaştırmaya çalıştık. Şu an 50’den fazla kadınımıza iş imkânı verdik. Onlarla bir yıldır çalışıyoruz. Ünlülerle gerçekleştirdiğimiz sergiyle de Türkiye’nin dört bir yanına ulaştık. Son 3 haftada 17 depremzede kadınımızı da istihdam ettik. Gelecek 2 ay içinde bu sayının 100 civarına çıkacağını düşünüyorum” dedi.
“RESEPSİYONİST, HEMŞİRE, HOSTES OLABİLİYORLAR”
Memorial Sağlık Grubu İnsan Kaynakları Direktörü ve Kadınlar Omuz Omuza proje Lideri Özlem Çakar, “Bu projemizde kadınlarımız genellikle; otelcilik hizmetleri, hasta bakım, temizlik görevlileri, hasta hizmetleri dediğimiz banko elemanları, hostesler, resepsiyonistler olarak, eğer mesleği varsa daha önce dokunduysa hemşirelik ve ona bağlı görevlerde yer aldılar, yer alıyorlar. Biz onlara meslek edindiriyoruz. Böyle bir yetkinliğimiz var. Bu yetkinliğimizi de bu proje kapsamında hem kullanmak hem de geliştirmek hem de faydaya döndürmek istedik. Kadınlarla konuştuğumda çok güzel şeyler duyuyorum. Hatta çok duygusal şeylerden bir tanesi şöyle demişti: ‘Ben ilk kez çocuklarımla dışarıda bir yemeğe çıkabildim. İlk kez kendime bakabildim’” şeklinde konuştu.
“PROJE SADECE TÜRKİYE DEĞİL TÜM TÜNYADAKİ KADINLARIN ÇIĞLIĞIDIR”
Proje yapımcısı Zuhal Ceren, “Biz çok uzun süredir bu tarz projeler gerçekleştiriyoruz. Bu projenin de özelliği daha evvel yaptığımız projelerin devamı aslında. Diğer projelerde Türkiye'de çok ses getirdi. İyi Niyet Derneği, Memorial Sağlık Grubu'yla toplumda sadece Türkiye'de değil dünya genelinde de kadınların çığlığıdır aslında” dedi.