Bağlık Mahallesi'nde 21 Haziran günü ruhsatsız işletilen B.Ö.'ye ait kömür ocağında meydana gelen göçükte Uğur Bıyıklı yaralandı. Yaralı madenciyi arkadaşları dışarı çıkarıp Atatürk Devlet Hastanesi'ne götürdü. Buradaki müdahalenin ardından Ankara Etlik Şehir Hastanesi'ne sevk edilen Bıyıklı, kurtarılamadı. Bıyıklı'nın cenazesi, 26 Haziran'da Kırat Şehir Mezarlığı'nda toprağa verildi. Kömür madeninin sahibi olduğu iddia edilen B.Ö. hakkında adli soruşturma başlatıldı.
'EVET-HAYIR YOLUYLA HABERLEŞTİK'
Uğur Bıyıklı'nın 9 aylık hamile eşi Berna Bıyıklı, eşine adaleti aramak için söz verdiğini belirterek, "Ciğerleri ters dönmüş, şah damarı yırtılmış. Eşimi uzaktan görebilmiştim. Ankara'ya sevk edildi. Orada 3 gün yaşam mücadelesi verdi. Ben 3 gün sonra yoğun bakımda yanına girdim. Bilinci yerindeydi, 'evet-hayır' yoluyla haberleştik. Eşime 'Seni seviyorum, adaletini arayacağım' dediğimde ağlamıştı" dedi.
Eşinin cep telefonunda gördüğü kadarıyla, çalıştığı kaçak ocağın sahibi olarak bildiği kişinin B.Ö. olduğunu ifade eden Berna Bıyıklı, "Orada sigortası yoktu. Kaçak ocaktı, ruhsatsızdı. Eşim bana bir şey söylemiyordu ama kaza geçirmeden önceki 3 gün morali çok bozuktu. Arkadaşları bana normalde 1 ton kömür çıkarılması gereken yerden 3 ton kömür alınmasını istemiş patronu. O işlemden sonra kaza meydana gelmiş. Durumumuz pek iyi değildi, doğum yapacağım cuma günü. O yüzden kaçakta çalışıyordu" diye konuştu.
'ÇIKARDIĞI KÖMÜR KADAR PARA KAZANIYORDU'
Berna Bıyıklı, ilk kez baba olacak olan eşinin babalık duygusunu çok merak ettiğini ve oğluna da eşinin ismini yaşatmak için 'Uğur Asil' adını koyacağını söyledi. Bıyıklı, eşinin yaşadıklarını anlatarak, "Kaçak ocakta çalışmaya mecbur kaldı. Doğumdan sonra sigortalı işe girecekti, durumumuz olmadığı için, 'Doğuma kadar çalışayım, cebimizde para olsun' dedi, ocağa girip çalıştı. Çıkardığı kömür kadar para kazanıyordu. Bazen bin lira, bazen 2 bin lira alıyordu, bazen hiç almıyordu, bazen de 700 lira getiriyordu" ifadelerini kullandı.
'SORUŞTURMA İSTİYORUM'
Şikayetçi olduğunu ve adaleti arayacağını söyleyen Bıyıklı, şöyle konuştu:
"Bu konuda soruşturma yapılmasını istiyorum. Avukatımız da bu konuyla ilgili çalışmalarını sürdürüyor. Ben de büyüklerimizden bu konuya el atmalarını istiyorum. Benim eşim devlet memuru değildi, doktor, mühendis, asker değildi ama benim eşim sonuçta şehit oldu. Bir emekçiydi. Ekmek parasını taştan kazanıyordu, çocuğu için. İlk kez baba olacaktı, çok istiyordu. Çocuğunu göremedi. Benim hiçbir sosyal güvencem yok, çocuğumun geleceği sağlansın en azından. Biz birbirimizi çok seviyorduk, benim acım hiçbir zaman dinmeyecek. Ben onu çok seviyorum."