Bugün, Nişantaşı Üniversitesi Doç. Dr. Cevdet Uysal Konferans Salonu’nda yapılan söyleşi okulun tüm öğrencilerine açıldı. Gazetecilik, halkla ilişkiler ve reklamcılık, psikoloji gibi farklı bölümlerde okuyan öğrenciler, İsmail Küçükkaya’ya merak ettikleri soruları sordu. Küçükkaya, gazeteciliğe başlama serüvenini, meslekteki dönüm noktalarını ve kendi bakış açısıyla, sektörün içinde bulunduğu durumu öğrenciler ile paylaştı.
Halkla İlişkiler ve Reklamcılık bölümü Dr. Öğr. Üyesi Fatma Kamiloğlu’nun modaratörlüğünde gerçekleşen söyleşide, gazetecilik mesleğinde dikkat edilmesi gereken konular konuşulurak, gençlere tavsiyelerde bulunuldu.
“100 KERE HAYATA GELSEM AYNI İŞİ YAPARIM”
Gazeteciliğin severek ve tutkuyla yapılması gerektiğini söyleyen Küçükkaya, “Söyleşinin en önemli noktası bu, okuduğunuz bölümü seviyor musunuz ve mezun olduktan sonra işinizi severek yapacak mısınız? Bundan daha önemli bir şey yok. Ben aşkla yaptığım, tutkuyla yaptığım bir işi sürdürüyorum ve hayatımı bu şekilde sürdürmekten memnunum. 100 kere hayata gelsem aynı işi yaparım. En içteki tutku her şeyin özü ve köküdür” dedi.
Okurken staj yapmanın önemine değinen Küçükkaya, kendisinin de okurken staj yaptığını ve bu stajı 3 yıl sürdürdüğünü belirtti. Küçükkaya, “Staj yapmak, staj yaparken de kendini sevdirmek ve bu işe gönül verdiğini oradakilere göstermek çok önemli. Sizin bunu sevdiğini, karakterinizin buna uygun olduğunu düşünürlerse sizi bırakmazlar zaten” ifadelerini kullandı.
“EĞER TUTKUYLA VE AŞKLA YAPACAKSANIZ BU İŞTE ISRAR EDİN”
Söyleşi sonrası röportaj veren Küçükkaya, basın, yayın ve medya bölümlerini okuyan öğrencilerin kaygı durumlarıyla ilgili şöyle konuştu:
“Genç arkadaşlara şunu söyledim, bu iş zorlu ama güzel bir iş. Eğer tutkuyla ve aşkla yapacaksanız bu işte ısrar edin. Günümüzdeki koşullardan da etkilenmeyin, kendinizi iyi yetiştirin, yapancı dil öğrenin, bolca kitap okuyun, staj yaparken de çalıştığınız yerde, televizyonlarda, radyolarda, gazetelerde göze girmeye çalışın. Onlara, aslında günümüzün teknoloji koşullarından, YouTube’nin olduğu ve sosyal medyanın bu kadar gelişmiş olduğu, internetin bu kadar yaygın olduğu bir çağda işle ilgili çok derin kaygılara kapılmamaları gerektiğini, umutlu olmaları gerektiğini ve eğer yurt dışına gitmek istiyorlarsa gitmelerini ama mutlaka geri dönmeleri gerektiğini söyledim. Yani onlara umut vermeye çalıştım ki bu da benim gerçekten yürekten inandığımdır.”