Keçiören ilçesinde yaşayan Emel-Serdar Yılmaz çiftinin 3 çocuğundan en küçüğü olan Buğlem Yılmaz, 2,5 yaşında lösemiye yakalandı. Buğlem, 2 yıl süren kemoterapi ile hastalığı atlattı. Ancak 2018'de 6 yaşındayken hastalık yeniden nüksetti. Tekrar hastaneye yatırılan Buğlem, 6 ay boyunca kemoterapi ve kök hücre tedavisi gördü. Bu süreçte hastanede boyama ve çizimler yapmaya başlayan Yılmaz, resim yapmanın kendine iyi geldiğini fark etti. Tedavi sürecinden sonra da resim yapmaya devam eden Buğlem, hastaneden çıktıktan sonra çeşitli ressamlardan eğitim aldı. Hastane odasında başlayan resim tutkusuyla yeniden hayata tutunan Buğlem, 50'ye yakın karakalem ve yağlı boya çalışması yaptı. Çok sayıda karma sergiye katılan Buğlem, geçen yıl 27 Mayıs'ta Ulucanlar Cezaevi Müzesi'nde ilk kişisel sergisin açtı.
SERGİSİNE DAVET ETTİ
Buğlem Yılmaz, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı nedeniyle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde ziyaret eden çocuklar arasında yer aldı. Buğlem, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, annesi Tenzile Erdoğan'a sarılırken çekilen fotoğrafının karakalem çalışmasını "Size unutamayacağınız bir hediye vereceğim" diyerek, Erdoğan'a hediye etti. Erdoğan, telefonunun ekranında da annesinin fotoğrafı olduğunu söyleyerek, "Bu unutulur mu? Anne unutulmaz ki. Ölse de unutulmaz" dedi. Buğlem Yılmaz, 2,5 yaşında lösemiye yakalandığını, hastalığı atlattığını; ancak ilaç tedavisinin sürdüğünü söyledi. 45 eserle ilk kişisel sergisini açtığını belirten Buğlem Yılmaz, "Seneye bir daha sergim olacak. Sizi de davet edeceğim, unutmayın" dedi "Unutmayalım inşallah" diyen Erdoğan, Buğlem'in hastalığının takip edilmesi talimatını verdi.
'ONU MUTLU ETMEK İSTEDİM'
DHA'ya konuşan Buğlem Yılmaz, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı yakından takip ettiğini söyleyerek, "Annesini gerçekten çok sevdiğini biliyordum. Annesinin fotoğraflarına bakarken ikisinin fotoğrafı karşıma çıktı. O fotoğrafta çok samimi, tatlı, çok şirin çıkmışlar, o da benim çok hoşuma gitti. 'Ben bunu çizmeliyim' dedim ve çizdim ve ona bir sürpriz yapayım dedim. Onu mutlu etmek istedim. O mutlu olunca ben de mutlu oluyorum ve onun kara kalem resmini çizdim annesiyle. O da çok beğendi, aşırı mutlu oldu, gözleri doldu" dedi.
Buğlem Yılmaz, Erdoğan’ı sergisine davet ettiğini söyleyerek, "O da hemen not aldırdı. 'Kesinlikle bu küçük ressamın sergisine gidelim, unutturmayın bana' dedi. Ben de o zaman çok mutlu oldum, çok sevindim" diye konuştu.
'RESSAM OLMAK İSTİYORUM'
Resim yapmaya lösemi tedavisi görürken hastanede çok sıkıldığı bir dönemde başladığını anlatan Yılmaz "Çok bunalıyordum, 'artık yeter' falan diyordum. Sonra artık teknolojiyi de bırakıp sanata doğru ilerlemeye başladım. Böyle küçük karalamalarla, boyamalarla kendimi ilerlettim. Hastaneden çıkınca dedim 'ben bunu başarabileceğim, ben kendimi ilerletirim.' 'Belki gelecekte çok büyük bir ressam olurum' dedim ve eğitim almaya başladım. Bu süreçte kendimi iyice hırslandırdım, geliştirdim. Kendi kişisel sergimi açtım. Bu kişisel sergi çok güzel geçti. Her şey istediğim gibi oldu ve ben sergide kendime bir söz verdim; 'Bu yolu hiç bırakmayacağım. Gelecekte çok büyük bir ressam olacağım ve sözümü tutacağım' dedim" ifadelerini kullandı.
Buğlem Yılmaz’ın Resim Öğretmeni Neriman Şahin ise "Buğlem’in resim aşkı duygusal yönünün çok yüksek olması zaten onu güzel eserler yapmaya itiyor. Çok keyifli çalışıyoruz, özgün çalışıyoruz yani içinden geldiğince hiçbir sınırlama yapmadan içindeki duyguları aktaracak şekilde konular belirliyoruz. Yeteneği çok fazla, duygusal yönü çok fazla Buğlem’in. Pozitif bakan bir çocuk hastalığına rağmen. Bu da beni çok mutlu ediyor. Çok güzel sergiler planlayacağız, çalışmalarımız devam edecek" ifadelerini kullandı.