Kasım 2020'de Azerbaycan'ın zaferiyle sonuçlanan 2'nci Dağlık Karabağ Savaşı'ndan sonra bölgede ciddi bir gerilim yaşandığını belirten ASİMED Başkanı Doç. Dr. Savaş Eğilmez, “Bu bölgedeki gerilimin Rusya, Azerbaycan, Ermenistan, Türkiye ve İran gibi çok önemli ülkeleri kapsadığını belirtti. Bu gerilimin merkezinde de Dağlık Karabağ ve dünya için çok önemli olan Zengezur koridoru dediğimiz koridor var. Koridor tam da bu gerilimin merkezinde bulunuyor. Özellikle son günlerde Ermenistan'ın bölgede sınıra asker yığması, hendekler kazması oradaki yasa dışı Ermeni silahlı gruplarının, bu gerilimi ciddi anlamda arttırmasına neden oluyor. 2020 yılı Kasım ayında bilindiği üzere 2'nci Karabağ Savaşı Azerbaycan'ın zaferiyle sonuçlanmış ve 30 yıl boyunca işgal altında kalmış olan Dağlık Karabağ bölgesinin önemli bir kısmı tekrar gerçek sahiplerine, Azerbaycan'a geçmişti. Ama Dağlık Karabağ dediğimiz bölgede yerleşik olan Ermeniler hayatlarını devam ettiriyordu. Rusya'nın garantörlüğünde imzalanan anlaşmaya rağmen 2020'den günümüze kadar özellikle Ermenistan ve Amerikan merkezli diasporanın faaliyetleriyle oradaki bölgedeki Ermeniler silahlandırıldı. Silahlandırılan Ermeni sayısı günbegün artarak binlerle ifade edilmeye başlandı. Amerikan merkezli diaspora ve diasporaya bağlı isimleri çok net aşikar olan 13 tanesi sivil toplum örgütü ciddi bir şekilde bu silahlı Ermenilere finansal ve lojistik destek veriyor. Azerbaycan, haklı olarak silahlı Ermenileri kendi sınır güvenliğine, topraklarının bütünlüğüne çok büyük bir tehlike olarak görmeye başladı" diye konuştu.
‘PAŞİNYAN, GERİLİMİ CİDDİ ANLAMDA ARTIRACAK AÇIKLAMALAR YAPIYOR’
Bölge ülkelerine katkı sağlayacak Zengezur koridorunun gerilimin merkezinde olduğunu kaydeden Eğilmez, şunları söyledi:
“Zengezur koridoru dediğimiz ve Türk dünyasının ileride yıldızı olacak bu geçidin, koridorun açılması, Ermenistan'a da bölge ülkelerine de büyük katkı sağlayacak. Türk dünyasını Türkiye ile birleştirecek, güney, kuzey, doğu, batı ticaretini bütün dünya ile entegre edecek koridorun açılması çok önemliyken diasporanın baskısıyla farklı politikalar yaşanıyor. Paşinyan, gerilimi ciddi anlamda artıracak açıklamalar yapıyor ki; geçen hafta Sayın Cumhurbaşkanımız da kendisini arayıp itidale davet etmişti. Burada başka bir aktör İran. İran da bölgenin, barışın geleceği açısından tehlike arz eden bir politika güdüyor. İşin başından beri Ermenistan'a destekliyor ve bu Zengezur koridorunun açılmasına da ciddi anlamda karşı. İran şunu düşünüyor; özellikle 2'nci Karabağ Savaşı'ndan sonra Azerbaycan ve Türkiye'nin etkisinin artmasıyla kendisinin bölgedeki dominant güç olma iddiasına büyük bir darbe vuracağını düşünüyor. İran'da yaşayan 30 milyondan fazla Türk'ün Azerbaycan'ın bir cazibe merkezi haline gelmesiyle hareketlenebileceğini, İran merkezi yönetiminden farklı isteklerde bulunabileceği korkusuyla direkt bir şekilde koridora karşı çıkıyor. Amerika Birleşik Devletleri Rusya'nın burada kuracağı etkinliği karşı olduğu için kesinlikle buna itiraz ediyor. Son dönemde Ermenistan ile beraber askeri tatbikatlar gerçekleştiriyor, yani müthiş bir denge politikası uygulanmaya çalışıyor. Rusya'ya baktığımızda koridor açılırsa eğer, bu koridorun güvenliğini sağlayacak. Belli bir miktar asker silahlı güçle orada olacak. Dolayısıyla Rusya, bölgede Kafkasya'da bir adım öne çıkacak. Nahçıvan ve Azerbaycan arasındaki 43 kilometrelik yolun açılması çok önemli. Belki olmaz inşallah ama savaşa sürükleyebilecek bir tehlike söz konusu. Amerikan merkezli Avrupa'da çok ciddi faaliyet gösteren diaspora örgütleri bölgede üçüncü bir savaş ve yeniden bir gerilim çıkmasını istiyorlar. Türkiye'ye burada çok büyük bir iş düşüyor. Koridorun açılması için elimizden geleni yapmamız lazım. Sivil toplum örgütleri olarak da bu koridorun öneminin sadece Türkiye ve Azerbaycan için değil Ermenistan, Rusya ve İran için de çok önemli olduğunu herkese anlayacağı dilden güzel bir senaryo ile anlatmamız ve bu koridorun açılmasını sağlamamız gerekiyor." (DHA)