Diyalizle komadan çıkan Şevket, onlarca bebeği de kurtardı

EskiÅŸehir’de 9 yıl önce dünyaya gelen ve doÄŸduktan hemen sonra belirlenemeyen rahatsızlığı sebebiyle yoÄŸun bakıma alınan özel eÄŸitim öÄŸrencisi Åževket Balbay, durumunun ağırlaÅŸması üzerine 8 günlükken Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Hastanesi’ne sevk edildi. Koma halinde olan Åževket Balbay'a, 'AkçaaÄŸaç ÅŸurubu' tanısı konuldu. Balbay, tedavinin ardından gözlerini açtı ve hayata tutundu. Åževket Balbay, 2 yaşından bu yana aynı hastanede 6 ayda bir uygulanan diyalizle saÄŸlıklı bir ÅŸekilde yaÅŸamına devam ediyor. Hastanede, o tarihten sonra benzer metabolik hastalığı bulunan onlarca bebek de aynı tedavi uygulanarak, saÄŸlığına kavuÅŸtu.

'ÇOK AZ MERKEZDE YAPILAN BÄ°R TEDAVÄ°'

Åževket Balbay'ın doktorlarından Prof. Dr. Begüm Atasay, ÅŸu anda 9 yaşında olan Åževket Balbay'ın 9 yıl önce bir cuma günü EskiÅŸehir'den hastanelerine geldiÄŸini söyleyerek, "EskiÅŸehir Devlet Hastanesi’nden arandık. Hastanın genel durumu kötü, bilinci kapalı, 8 günlük bir bebek olduÄŸu söylendi. Biz bu hastayı kabul ettik. Ve hasta bize entübe bir ÅŸekilde, bilinci kapalı bir ÅŸekilde komada geldi. Çok hızlı bir ÅŸekilde ekip olarak yeni doÄŸan yoÄŸun bakım ve metabolizma ekibi bir arada hastayı yönettik. 8 saat içinde hasta teÅŸhis aldı. Aslında burada teÅŸhis dışında o komada olduÄŸu dönemi yönetmek çok önemliydi. Bu yeni doÄŸan yoÄŸun bakım ünitelerinde yapılmayan bir ÅŸey. Daha çok çocuklarda yapılır. Bu iÅŸlem metabolik hastalıkta kanda biriken ve bebekte bilincin kapalı olmasına, koma tablosuna neden olan maddenin kandan uzaklaÅŸtırılabilmesi için bir tür diyaliz metodudur. Bu uygulama dünyada yeni doÄŸan yoÄŸun bakım ünitesinde çok az merkezde yapılabilecek bir uygulamadır. Ama biz hızla karar vererek kandaki o toksik maddeyi hemodiyaliz yöntemlerinden biri olan bir uygulama ile baÅŸarıldı. Ve sabah saatlerinde o toksik madde hastanın kanından uzaklaÅŸtırılarak bilinci açıldı" dedi.

'DÜNYADA 200 BÄ°NDE BÄ°R GÖRÜLÜYOR'

Åževket Balbay'ın diÄŸer doktoru Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Cebeci Hastanesi Çocuk Metabolizma Hastalıkları Bilim Dalı ÖÄŸretim Üyesi Prof. Dr. Tuba EminoÄŸlu ise bu hastalığın 200 binde bir canlı doÄŸumda gözlemlendiÄŸini belirtti. Prof. Dr. EminoÄŸlu, "Ülkemiz gibi akraba evliliÄŸi oranlarının yüksek olduÄŸu ülkelerde bu ve benzeri kalıtsal hastalıkları daha sık görmekteyiz. Hastamız bebeklik döneminden itibaren özel diyet aldı ve büyümenin çok hızlı olduÄŸu ilk 3 ayda haftalık, 6-12 aylıkken 2 haftada bir, sonrasında 2 yaşına kadar 3 ay, 2 yaşından sonra da 6 ayda bir aralıklarla polikliniÄŸimize geliyor. Bu hastalıklarda kalıtsal olarak vücutta proteinleri parçalayan enzim eksikliÄŸi olmakta, bu nedenle de bu hastalar et, süt, tavuk, balık gibi hayvansal ürünleri, yine baklagiller gibi protein içeriÄŸi yüksek besinleri ve tahılları tüketememekte. Fakat geliÅŸimlerini saÄŸlamak için özel mamalarla ve meyve sebze gibi düÅŸük proteinli besinlerle beslenebilmekteler. Ayrıca sürekli takip ve tedavileri olması gereken bir hastalık grubu. EÄŸer hastalar protein içeriÄŸi yüksek besin gruplarını tüketirse ya da enfeksiyon dönemlerinde tekrar atakla geliyorlar" dedi.

​Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Cebeci AraÅŸtırma ve Uygulama Hastanesi BaÅŸhekimi Prof. Dr. Tanıl Kendirli de Türkiye’de bu tedaviyi bebeklerde ilk yapan merkezlerden biri olduklarını, daha sonra da aynı tedaviyi onlarca bebeÄŸe uygulayarak, onların da saÄŸlıklı bir ÅŸekilde yaÅŸamını sürdürmesini saÄŸladıklarını söyledi.