İstanbul Emniyet Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünce gözaltına alınan 40 şüpheli dün adliyeye sevk edilmişti. Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı'na çıkarılan 40 şüpheliden aralarında örgüt yöneticisi Hakan Ayık, Maximillian Rıvkın (Cem Cansu) ve Necmi Şaki'nin de bulunduğu 18'i, 'Suç işlemek amacıyla örgüt kurma' ve 'Suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma', 'Malvarlığı değerlerinin gayri meşru kaynağını gizlemek', 'Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal etme' suçlarından tutuklandı. 22 şüpheli ise adli kontrol talebiyle serbest bırakıldı.
ÖRGÜT AVUSTRALYA'DA KURULDU
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının tutuklamaya sevk yazısında, Comenchero Outlaw Motorcycle Gang olarak bilinen organize suç örgütünün 1968 yılında Avustralya'da kurulduğu, birçok yasadışı motosiklet kulübü arasında en şiddetli olanlarından kabul edildiği ve küresel çapta faaliyet gösterdiği kaydedildi. Örgütün denizaşırı uyuşturucu madde ticareti başta olmak üzere çok sayıda suç eylemine karıştığı, örgütün sözde lideri Mick Hawi'nin Sydney'de faili meçhul bir olayla öldürülmesi üzerine, yönetimin şüpheli Mark Dougles Buddle'a geçtiği, kırmızı bültenle aranan Buddle'ın Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde yakalandığı ve Avustralya makamlarına teslim edilmesi üzerine suç örgütünün yönetimini Duax Hohepa Ngkuru ve Joseph Hakan Ayık'ın (Reis) devraldığı anlatıldı.
GİZLİ YAZIŞMA PLATFORMUNDAN TESPİT EDİLDİLER
Örgütün gizli bir yazışma programı olan "Anom enterprise" isimli platformun çözümlenerek deşifre edildiği, bu yazışma programının üretilme amacının yasadışı uyuşturucuların Avustralya, Asya, Avrupa ve Kuzey Amerika kıtalarına ithalatını, ihracatını ve dağıtımını kolaylaştırmak, güvenli bir iletişim yöntemi oluşturmak, bu tür faaliyetlere ilişkin kanıtları uzaktan silecek bir sistem kurarak uyuşturucu ve kara para aklama faaliyetlerine yönelik soruşturmaları engellemek olduğu belirtildi.
LİDER KADROSU TÜRKİYE'DEN EYLEMLERİNE DEVAM ETTİ
Örgüt tarafından Güney Amerika ülkelerinden temin edilen uyuşturucunun Güney Kore ve Güney Afrika güzergahından Avustralya, Hong Kong ve Hollanda'ya ulaştırıldığı, 2019-2021 yılları arasında yapılan yakalamalarda 3 ton 812 kilogram uyuşturucu ele geçirildiğine dikkat çekildi. FBI destekli dünya genelinde 16 ülkede yapılan operasyonlarda çok sayıda şüphelinin gözaltına alındığı, ancak suç örgütünün lider kadrosunun yakalanamadığı belirtilen yazıda, lider kadronun Hakan Ayık önderliğinde Türkiye'ye gelerek buradan uyuşturucu ve kara para aklama eylemlerini yönetmeye devam ettikleri anlatıldı. Yazıda, örgüt üyelerinin Türkiye'ye gelme nedenlerinin Avustralya kolluk kuvvetlerinin denetiminden uzaklaşıldığı algısı olması, Avrupa organize suç ağlarına erişim sağlama imkanı bulunması, para taşıma kolaylığı ve yatırım veya köken itibariyle vatandaşlık kazanma durumunun etkili olduğu ifade edildi.
TÜRKİYE GRUBU LİDERİ HAKAN AYIK
Avustralya'yla yapılan adli yardımlaşma sonucunda operasyonlara ilişkin bilgilerin Türk adli ve emniyet birimlerine ulaştırılması sonrasında Hakan Ayık hakkında soruşturma başlatıldığı, 'Anom' isimli haberleşme platformundan örgütün Türkiye'de bulundukları dönemde uluslararası uyuşturucu madde kaçakçılığı ve kara para aklama faaliyetlerine ilişkin bilgilerin saptandığı kaydedildi. Hakan Ayık'ın Türkiye grubunun lideri olduğu, herhangi bir başka suç grubuyla bağlantısının olmadığı, özellikle yasa dışı motosiklet çeteleri, Orta Doğu, Asya ve Balkanlar organize suç gruplarıyla çalıştığı anlatıldı. Hong Kong'un güneyinde bin kilo kokainin denizden teslim edilmesi nedeniyle şüpheli Maximillian Rıvkın'ın Hakan Ayık'ın 'büyük güç gösterisi' olarak tanımladığı, teslimatı övdüğü ve tebrik ettiği belirtildi.
İSTANBUL'DA BİR OTELDE YATIRIMCI TOPLANTILARI YAPILDI
Türkiye Grubunun hem bağımsız hem de başkalarıyla işbirliği yaptığı, grubun üyelerinin Ayık'ın bilgisi olmadan suç faaliyetlerine katılmasının mümkün olmadığı, İstanbul'da bir otelden suç girişimleri üzerinde işbirliği yapan yatırımcılar arasındaki toplantıları ayarlayıp girişimlerin buradan izlenmesini organize edildiği de belirtildi.
Hakan Ayık, Hakan Arif Tavukçu ve Maximillian Rıvkın'ın direktör/yatırımcı/ komisyoncu rolünde oldukları, diğer şüpheliler Duax Hohepa Ngakuru, Erkan Yusuf Doğan, Barış Tükel, Alp Öztürk, Jımmy Avaıjan'ın dağıtım/ koordinasyon/tedarik rolünde oldukları belirtildi.
KARA PARA AKLAMAK İÇİN ÇEŞİTLİ YÖNTEMLER KULLANDILAR
Gruba yönelik 'Hong Kong Girişimi' ve 'Rega Operasyonu' adlı soruşturmaların yapıldığı ve Anom platformunda yapılan yazışmalarla uyuşturucu sevkiyatına ilişkin görüşmelerin tespit edildiği anlatıldı. Şüphelilerin malvarlığı değerlerini aklamak için çeşitli yöntemlere başvurduğu, güvendikleri kişiler üzerinden işlemler yapmaya gayret ettikleri, suçtan elde edilen gelirlerin finansal sisteme sokulmasını kolaylaştırmak için değişik sektörlerde şirketler kurdukları, para transferlerinin sorunsuzca yapılması için döviz bürosu çalıştırdıkları, sıcak para döngüsünü sağlamak adına otel işlettikleri, menkul ve gayrimenkul alımında bulundukları, banka hesaplarında yüksek tutarlı kaynağı açıklanamayan lira ve döviz mevduatlarının olduğu, Mali Suçları Araştırma Kurulu Başkanlığınca tespit edilen varlıklara savcılıkça el konulduğu belirtildi.
İSMİNİ DEĞİŞTİRMİŞ
Hakan Ayık'ın Amerika Birleşik Devletleri ve Avustralya tarafından kırmızı bültenle arandığı, Avustralya'yı hedefleyen çok sayıda uyuşturucu madde sevkiyatını koordine ettiği, finansal olarak yatırım yaptığı, Temmuz 2010'da Sidney'de 28 bin 281 kilogram eroin teslimatına katıldığı, Ekim 2019'da aracılık yaptığı ve Erkan Yusuf Doğan'ın Avustralya'daki bir adrese giden balmumu içerisine gizlenmiş kokain sevkiyatında alıcıları koordine ettiği, Ocak 2021'de Güney Kore üzerinden Avustralya'ya 140 kilogram metamfetamin ithalatına yatırım yaptığı, Şubat 2021'de Güney Kore kıyılarında denizden 350 kilogram kokain transferini koordine ettiği, Mayıs 2021'de Güney Amerika'dan Hong Kong üzerinden 700 kilogram Avustralya'ya deniz yoluyla gidecek bir tonluk kokain girişini koordine ettiği belirtildi.
Ayık'ın Anom Enterprise ağının yöneticisi olduğu, Big Hugs ve Oscar takma isimlerini kullandığı, suç geçmişinden kurtulmak için isim-soyisim değişikliği yaptığı da anlatıldı. Şüpheli Maximillian Rıvkın'ın (Cem Cansu) suç örgütünün Türkiye grubu ile bağlantı içerisinde olduğu, ABD tarafından kırmızı bültenle arandığı, Avustralyalı suçlular ile ilişkilendirilen bir uyuşturucu komisyoncusu olduğu, suç ortakları buluşmak için düzenli olarak İstanbul'a geldiği, ağırlıklı olarak Balkanlar ve İskandinavya ülkelerinden gelen kişilerle iş yaparak geniş pazarlar için iletişim kanalları sağladığı, Ice Chef lakabıyla tanındığı belirtildi.