Oynatma Listesi
VİDEO

Beymen sürdürülebilirlik yol haritasını açıkladı

Türkiye'nin önde gelen lüks perakende markası Beymen, sürdürülebilirlik yol haritasını açıkladı. ‘Dünyaya sözümüz var’ mottosuyla hayata geçirilen ‘Beymen Promise’ manifesto kapsamında doğaya, topluma ve çalışanlara yönelik taahhütler duyuruldu.

 

Beymen’in sürdürülebilirlik yol haritasını açıkladığı Beymen Promise’in lansmanı İstanbul’da düzenlenen toplantıyla gerçekleşti. Toplantı kapsamında gazeteci – yazar Ilgaz Gürsoy’un moderatörlüğünde Beymen Group CEO’su Elif Çapçı ve Boğaziçi Üniversitesi İklim Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Levent Kurnaz’ın katıldığı bir söyleşi gerçekleşti. Beymen, sürdürülebilirlik konusunda bugüne kadar attığı adımların yanı sıra gelecek planlarını ve hedeflerini ‘Beymen Promise’ çatısı altında topladı. ‘Dünyaya Sözümüz Var’ başlığıyla paylaşılan manifesto, markanın sürdürülebilirlik taahhütlerini kapsıyor.

Beymen Group CEO’su Elif Çapçı, gelecek kuşaklara daha güzel bir dünya bırakma sorumluluğuyla hareket ettiklerini belirterek “Sürdürülebilirlik yol haritamızı çevresel, sosyal ve kurumsal yönetim (ESG) stratejilerimiz çerçevesinde kapsayıcı, şeffaf ve ölçülebilir bir yaklaşımla belirledik. Bu yaklaşımımızın tüm Beymen ekosistemini de harekete geçirerek, grubumuzun sürdürülebilirlik kapsamındaki dönüşümüne katkı sağlayacağına inanıyorum” dedi.

ÇAPÇI: HAYATA GEÇİRDİĞİMİZ HER PROJE BU DÜNYA İÇİN

Elif Çapçı, Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları kapsamında çizdikleri yol haritalarını ise şöyle anlattı:

“Modada sürdürülebilirlik kavramı tasarımdan üretime, alışveriş̧ alışkanlıklarımızdan kıyafet ve aksesuarlarımızın kullanım sürelerine ve geri dönüşümlerine uzanan birçok alanı kapsıyor. Beymen Promise bizleri daha iyi bir gelecek vizyonu altında buluşturuyor. Sürdürülebilirlik yaklaşımımızı ortaya koyduğumuz manifestomuzda da ifade ettiğimiz gibi döngüsel modanın içinde, duyarlı, saygılı, adil ve eşitlikçi iş modellerimizle attığımız her adım, hayata geçirdiğimiz her proje, bu dünya için.”

“SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK ALANINDA KARARLI, GÜÇLÜ VE ÖNEMLİ ADIMLAR ATIYORUZ”

Beymen’in 50 yılı aşan tarihi boyunca attığı her adımda moda dünyasına yön veren vizyoner bir konumda olduğuna dikkat çeken Çapçı, “Yaşadığımız dünyadan, ülkemizden, insanımızdan aldığımız ilhamla yolumuzu çiziyoruz. Dünyamız, etkilerini hepimizin her geçen gün çok daha derinden hissettiği farklı krizleri bir arada yaşadığımız bir dönemden geçiyor. İklim krizi dünyamızı, hayatlarımızı ve iş modellerimizin sürdürülebilirliğini pek çok açıdan olumsuz etkiliyor. Ayrıca sürdürülebilirlik konusundaki hassasiyetlerin alışveriş tercihlerine de yansıdığı bir dönemdeyiz. Biz de Beymen Grubu olarak sürdürülebilirliği merkeze aldığımız bir dönüşüm yaşıyoruz. ESG çerçevesinde kapsayıcı, kararlı, şeffaf ve ölçülebilir bir çalışma modeli benimsiyoruz. Tedarik zincirimizi de kapsayan şekilde tüm ekosistemimize yaygınlaştıracağımız küresel referanslarımızı belirledik, sertifikasyon süreçlerimizi tamamladık. Atık ve üretimde kullanılan su miktarını ve karbon ayak izimizi kararlı bir şekilde ve sürekli azaltacak şekilde yol haritamızı çizdik. Beymen mağazalarımızın yanı sıra üretimini gerçekleştirdiğimiz Beymen Club, Network, Divarese, Beymen Collection ve Academia’da sürdürülebilirlik alanında kararlı, güçlü ve önemli adımlar atıyor ve taahhütlerde bulunuyoruz” ifadelerini kullandı.

KURNAZ: AZ ALIP UZUN SÜRE KULLANMAK ZORUNDAYIZ

Dünyada tekstil sektörünün Türkiye’nin yaklaşık 5 katı karbon salınımı yaptığını söyleyen Boğaziçi Üniversitesi İklim Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Levent Kurnaz ise “Bunun azaltılması gerekiyor. Bu kadar yoğun karbon salınımı yapılarak devam edemeyiz. Bu yaz bunun sonuçlarını gördük. Sıcaklıklar arttı, orman yangınları oldu. Geçtiğimiz gün İstanbul’da yaşadığımız sel felaketini ve tüm iklim krizi olaylarını üst üste koyduğumuzda başımız çok ciddi belada ve daha da kötüye gidiyor. Bu şekilde devam edemeyiz. Mümkün olduğunca az alıp, kıymetli alıp uzun süre kullanmak zorundayız. Bu tekstil sektörü aç kalacak anlamına da gelmiyor. Daha sürdürülebilir ve daha doğru ürünleri üretip satmak gerekiyor” dedi. 

“HIZLI MODADAN KURTULARAK KALICI OLARAK ÜRETİLENE YÖNELMELİYİZ”

Herkese sorumluluk düştüğünü sözlerine ekleyen Kurnaz, “Tekstil sektörünün ürünlerini sürdürülebilir halde üretecek olursanız biraz da olsa ekstra bir maliyeti oluyor. Bu ekstra maliyeti kaldırabilecek bir tüketici grubundan bu çalışmanın başlaması daha doğru. Yani zaten maddi imkanı olmayan insanlara yüzde 20 yüzde 30 daha fazla ver dediğiniz zaman o ürünlerin satılabilmesi biraz daha zor. Ama Beymen ürünleri olarak bakıldığında buna bir yüzde 20 daha fazla ver, çünkü bu sürdürülebilirliğe katkı sağlayacak denildiğinde karşılık bulabilir.  Dolayısıyla burası bu söylemin başlaması açısından doğru bir yer. Ancak bu konunun başka bir boyutu da var. Biz sürdürülebilirliği gökte bir yıldız gibi görüyoruz ama böyle olmaması lazım. Yani bir tane tshirt alıyorsanız o ürünü bir ay mı giymek istersiniz üç sene mi giymek istersiniz? Dolayısıyla 3 sene giyeceğiniz tshirtü iki katı fiyata almanın sürdürülebilirlik açısından daha doğru olduğunu tüketiciye anlatmamız gerekiyor. Hızlı moda, hızlı üretim ve tekstil bunlardan kurtularak kalıcı olarak üretilene daha fazla yönelmemiz gerektiğini düşünüyorum” diye konuştu.

MANİFESTODA YER ALAN TAAHHÜTLER

Beymen’in döngüsel modada öncülük hedefiyle hayata geçirdiği ‘Beymen Promise’ manifestosu kapsamındaki taahhütleri şöyle:

“Çanta taşımak biraz da sorumluluk taşımak olmalı: Beymen Reborn ile ikonik çantaları yeni sahipleri ile buluşturmaya söz veren Beymen, döngüsel moda yaklaşımını bu platforma eklenmesi planlanan Beymen Repair ve Beymen Recycle adımlarıyla sürdürecek.

Ambalajlar sadece giysileri değil, dünyayı da korumalı: 2024 ilk yarı sonuna kadar Beymen Grubu’nun tüm ambalajları yüzde 100 sürdürülebilir sertifikalı malzemelerden olacak. Tüm gruba yayılan bu uygulama ile ambalajlardaki selülozik materyallerin sürdürülebilirlik esaslı standartlara sahip olması için küresel ölçekte faaliyet gösteren Forest Stwardship Council (FSC) sertifikalı ürünler tercih ediliyor.

Önemli olan modada iz bırakırken doğadaki izimizi azaltmak: Beymen atık yönetimi ve üretimde kullanılan su miktarını ve karbon ayak izini sürekli şekilde azaltmayı hedefleyen çalışmaları ile 2040 itibariyle sıfır atık ve sıfır emisyon hedefine söz veriyor.

Tasarlamanın, üretmenin sonu yok. Ama suyun var: Denim üretiminde çok yüksek oranda su ve elektrik tasarrufu sağlayan Jeanologia prosesini uygulayan Beymen, pamuk üretiminde dünyanın en büyük pamuk sürdürülebilirlik programı “Better Cotton Initiative” (BCI) ile de su tüketimini azaltmaya sözümüz veriyor. Bunların yanı sıra yünlü kumaşlarda, Responsible Wool Standard’ı (RWS) temel şart olarak kabul eden Beymen, okyanusların korunması için toplanan plastik atıkları geri dönüştürerek dolgu malzemesi ya da iplik olarak kullanabilen hammaddeler üreten REPREVE ve Thermolite ile de çalışıyor. Öte yandan Lenzing tarafından doğal hammaddelerden elde edilen ve çevreye duyarlı süreçlerle üretilen Tencel ve Ecovero elyafları da üretim süreçlerinde kullanıyor.

Hayatın her alanında kadınlar güçlenerek yürümeli: Birleşmiş Milletler Kadının Güçlenmesi Prensipleri’nin (WEPs) imzacısı olarak eşitliğe söz veren Beymen, yaklaşık yüzde 45 olan kadın çalışma oranını 2025 itibariyle yüzde 50’ye çıkararak eşit bir çalışma ortamına söz veriyor. Kadınların ekonomik ve toplumsal yaşamda güçlenmesi için çalışmalar yürüten Beymen; eşitlilik, çeşitlilik ve kapsayıcılık konusunda kurum içindeki çalışmalarını dışarıya taşımaya da hazırlanıyor.

Sürdürülebilirlik bir sezon değil, her sezon üstümüzde: Beymen bünyesindeki 1000’i aşkın marka arasında sürdürülebilir ürün ve markaları artırmaya söz veriyor.”

İş süreçlerinin her aşamasında sürdürülebilirliği önceliklendiren Beymen, faaliyetlerinden kaynaklanan çevresel etkisini ölçülebilir şekilde azaltmayı hedefliyor. Manifestosunda gelecek kuşaklara daha güzel bir dünya bırakma hedefiyle hareket ettiğini anlatan Beymen, sürdürülebilir moda anlayışının; çevreye duyarlı, sosyal alanlarda adil ve eşitlikçi, kültürel açıdan saygılı ve ekonomik olarak uygulanabilir iş modellerini kapsadığını vurguluyor. 

 

 

Yiğit Can HELVACI-Hami YEŞİLYURT/İSTANBUL, (DHA) -

GÜNCELLENME
DETAYLARI GÖSTER