Denizli’de özel eğitim öğretmeni Zeliha Oruç, 2019 yılında İngilizcesini geliştirebilmek amacıyla bir uygulama üzerinden tanıştığı, balayı tatili için Avrupa turuna çıkan Güney Koreli Yumı Jeon ve Sunwoo Lee çiftini evinde ağırladı. Misafirlerine bölgeyi tanıtmak isteyen Oruç, oğlu Arda Kara, arkadaşı Nesrin Buluş ve Güney Koreli çifti aracıyla Salda Gölü’ne götürdü. Dönüş yolunda Oruç’un kullandığı araç bir başka otomobile çarptı. Kazada otomobildeki 5 kişi de yaralandı. Hastanedeki 1 haftalık tedavinin ardından taburcu edilen, yaraları nedeniyle tatillerine devam edemeyen Güney Koreli çift, Oruç’un anne ve babasının evinde kalmaya başladı. Oruç ailesi, 40 gün baktıkları Güney Koreli çifti aileleri gibi sahiplendi. 40 günün sonunda ülkelerine dönen çift, Oruç ailesi ile irtibatı hiç koparmadı.
Bir süre sonra Antalya'ya taşınan Zeliha Oruç, ertesi yıl tatil için kente gelen çifti, yine evinde misafir etti. Bu kez Covid 19 tedbirleri kapsamında kısıtlamalar başlayınca, çift 40 gün ülkelerine dönemedi. Güney Koreli çift, konsoloslukların araya girmesiyle 40 günün sonunda ülkelerine döndü. Çift, balayında yaşadıklarını kitap haline getirmeye karar vererek yazmaya başladı.
KİTABI TÜRKÇEYE ÇEVİRMEK İSTİYORLAR
Zeliha Oruç ise geçen sene ailesiyle birlikte Güney Kore’ye gitti. Güney Koreli çift, bir akşam aileleriyle tanıştıracaklarını söyleyerek Oruç ailesini kitabın tanıtım gecesine götürdü. Çift, Oruç ailesinden ‘Türk Ailem’ diye bahsettiği kitabı Türkçeye çevirip yayımlamak istiyor.
Çiftin kendilerini yalnız hissetmemesi için ellerinden geleni yaptıklarını söyleyen Zeliha Oruç, “İngilizcem gelişsin diye bir uygulama üzerinden yurt dışından gelen Koreli çifti evimde misafir ettim. Geldiklerinde onlara çevreyi tanıtmak istedim. Araçta 5 kişiydik. Salda Gölü dönüşünde ölümden döndüğümüz bir kaza geçirdik. Vücutlarında kırık olduğu için ülkelerine dönemediler. 40 gün birlikte kaldık. Onlara burada yalnız olmadıklarını göstermek adına elimizden geleni yaptık" dedi.
‘DÜNYANIN ÖBÜR UCUNDA BİR AİLEM VAR’
Hüzünlü bir ayrılık yaşadıklarını belirten Oruç, “Tedavi süreçleri bitince ülkelerine döndüler. Ancak birbirimize çok bağlanmıştık o süreçte ve çok hüzünlü bir ayrılık oldu. 1 sene sonra hastane ve sigorta işlemleri için tekrar buraya gelmeleri gerekti. O gelişlerinde de Covid 19 çıktı. Yine 40 gün ülkelerine dönemediler. Pandemi sürecindeki kısıtlamalarda elimizden geldiğince onlara destek olmaya çalıştık. Özel izinle İstanbul’dan ülkelerine dönebildiler. Böyle dostluğa dönüşen, 'dünyanın öbür ucunda bir ailem var' diyebileceğim bir hikayeye dönüştü bizimki" diye konuştu.
ÖMÜR BOYU SÜRECEK DOSTLUK
Yaşadıklarının çok değerli olduğunu belirten Oruç, “Geçen sene yine bizi görmeye geldiler. Bizi orada ağırlamak istediklerini söylüyorlardı. Annem, babam, oğlum ve arkadaşımla birlikte oraya gittik. Bizi çok güzel ağırladılar. Farklı bir deneyim oldu bizim için. Ömür boyu sürecek bir dostluğa dönüştü bizimki. 40 yıllık yaşantımda babamın ağladığına hiç şahit olmadım. Ama onları uğurlarken onlara sarılıp ‘kızım, oğlum’ diye ağladığını gördüm. Bu beni gerçekten çok duygulandırdı" ifadelerini kullandı.
‘ÇOK DUYGULU ANLAR YAŞADIK’
Kitabın kendileri için de sürpriz olduğunu söyleyen Zeliha Oruç, “Anılarını hep fotoğraflayıp, yazıyorlardı. Bunlardan bir kitap oluşturmuşlar. Bizim onlara hep söylediğimiz bir söz vardı ‘Hayat devam ediyor’ diye. Bunu merkez alan bir kitap çıkarttılar. Çoğunluğu bizim fotoğraflarımızdan oluşan, öykümüzü anlatan, insanların hayata bakış açısını değiştirecek bir kitap. Kore’ye gittiğimizde bize sürpriz yaptılar. Bizi ailesiyle tanıştıracaklarını söyleyerek kafeye götürdüler. Aslında o akşam kitabın tanıtım gecesi varmış. Çok duygulu anlar yaşadık" diye konuştu.