1925 yılında kurulan AOÇ arazisinde tarımsal sulama ve farklı tesislerin su ihtiyacı için o dönem Çankaya ilçesi Alacaatlı Mahallesi sınırları içinde bulunan Kırkgöz Kaptajı’ndan, 15 kilometrelik bir iletim hattı kuruldu. Sular Umum Müdürlüğü tarafından 1935-1936 yılları arasında oluşturulan hat üzerinden getirilen su, çiftlik arazisindeki Marmara ve Karadeniz havuzları için kullanıldı. Su, daha sonra Ankara Bira Fabrikası için tahsis edildi. Suyun bulunduğu Kırkgöz Kaptaj sahası, 1939 yılında TEKEL Genel Müdürlüğü mülkiyetine geçti. 2010 yılında TEKEL’in özelleştirilmesi ile de bir ortak girişim grubuna satıldı. Aradan geçen sürede tarihi kaptaj sahası, çevrede yapılan binaların inşaat molozlarının altında kaldı. En son su kaynağının bulunduğu bölgede birkaç yıl öncesine kadar içme suyu olarak da kullanılan tarihi Kırkgöz çeşmesi molozların altında kayboldu.
'ÇEŞME DOLGUNUN İÇİNDE KALMIŞ'
Tarihçi Doç. Dr. İhsan Seddar Kaynar, 1937 yılında kaptaj sahasındaki suyun AOÇ'ye iletilmesi için 15 kilometrelik bir hat çekildiğini söyledi. Kaynar, "Su o zaman çiftliğin birçok işinde değerlendiriliyor, havuzların doldurulmasında kullanılıyor. 1937’de ikinci bira fabrikası açılması ve suyun kullanılmasıyla beraber burası tabii Atatürk Orman Çiftliği'nin bir parçası oluyor. Daha sonra TEKEL'in bünyesine geçen bu alan, 2010 yılındaki özelleştirmeden sonra ortak girişim grubuna satılıyor. Birkaç yıl öncesine kadar insanlar buradan su alıyordu, içme suyu olarak kullanıyorlardı. En son 2021 yılında çeşme hala akıyordu. Vatandaşlar su alıyordu. Onlardan sonra ben de tadına bakmıştım suyun. Tadı gayet güzeldi. İçilebilir bir niteliği olduğunu söyledik. 2022 yılında geldiğimde hafriyat, inşaat çalışmaları epey tehdit eder durumdaydı. Geçtiğimiz ay en son tekrar gelip bakmak istediğimde çeşmeyi bulamadım. Çeşme tamamen dolgunun içinde kalmış" dedi.
'YER ALTI SUYU HALA CANLI'
İnşaat mühendisi Onur Bektaş ise kaptaj sahasının yer altı suyu açısından zengin olduğunu, Kırkgöz çeşmesinin de antik bir kaynak üzerine kurulduğunu söyleyerek, "Bu çeşmeden insanlar geçtiğimiz yıla kadar bidonlarıyla su alıyordu. Ben de bir içilebilir olduğunu numune aldırarak göstermiştim. Antik çeşmenin bulunduğu alan, Çankaya Belediyesi'nin imar planında park olarak görünüyor. Buranın park yapılma çalışmalarına öncülük ediyordum. Yani onları gerçekleştirmek üzereyken burada bulunan çeşmenin yandaki inşaatın dolgusu altında kaldığını gördüm. En son 2021 yılında, buraya geldiğimde çeşme hala akıyordu. Vatandaşlar su alıyordu hatta. Onlardan sonra ben de tadına bakmıştım suyun. Tadı gayet güzeldi. İçilebilir bir niteliği olduğunu söyledik. Bu civar yer altı suyu açısından epey zengin, 8-10 tane başka adlarda çeşmeler de var. Arazide hala bu kaptajın bazı betonarme yapıları mevcut. Kapakların altında yer altı suyu hala canlı" diye konuştu.
'PARKA ÇEVİRİP, KURTARABİLİRİZ'
Önceki yıllarda çeşmeyi kurtarmak için çabaladığını vurgulayan Bektaş, "2022 yılında geldiğimde hafriyat, inşaat çalışmaları epey tehdit eder durumdaydı. Geçtiğimiz ay en son tekrar gelip bakmak istediğimde ise çeşmeyi bulamadım. Çeşme muhtemelen dolgunun içinde kaldı. Ümit ediyorum, belki tekrar bu dolguyu kaldırarak yaşatabiliriz, burada bir park olarak. Buranın tarihini de anlatan ufak kitabeyle belki şehre tekrar kazandırabiliriz. 2021 yılında, yerel yönetimlerde de, ilçe belediyesiyle bazı görüşmeler yapmıştım. Onlar da oldukça ilgiliydi; ama demek ki süremiz yetmedi burayı kurtarmaya. Her şey kaybedilmiş değil tabii. Tekrar kurtarabiliriz. Belediye imar planında da park olarak gözüken bu alanı parka çevirebilir Atatürk Orman Çiftliği'ni vurgulayacak bir temayla" dedi.