Ödemiş ilçesi Birgi Mahallesi'nde aile hekimi olarak görev yapan, evli ve 2 çocuk babası Yemliha Kalkan, 1996'da idrarında kanama şikayetiyle başvurduğu Ege Üniversitesi (EÜ) Tıp Fakültesi Hastanesi Nefroloji Bölümü'nde takibe alındı. Tuzsuz beslenen ve yaşamına dikkat eden Kalkan'ın, zamanla değerleri bozulunca böbrek nakli ameliyatı yapılmasına karar verildi. Nakle hazırlandığı sırada ana damarının yüzde 95 tıkalı olduğu tespit edilen Kalkan, bu kez anjiyo ameliyatına alındı. Kalkan, stentin takılmasından bir süre sonra ablası Şefika Kalkan'dan alınan böbreğin mayıs ayında İzmir Ekonomi Üniversitesi (İEÜ) Medical Point Hastanesi'nde kendisine nakledilmesiyle sağlığına kavuştu. Ödemiş'te 13 yıl acil hekimliği, 15 yıl da aile hekimliği yaptığını ve işini severek sürdürdüğünü söyleyen Kalkan, "Şikayetlerimin ilk başladığı 1996 yılından sonra arada tahliller yapıldı. Uzun süre kendi kendimi gözlemledim. Tuz tüketimini bıraktım. Eşim çok titiz davrandı. Çalışmaya devam ettim. Hastalara çok yaklaşmamaya çalıştım. Maskesiz hasta bakmadım. Riski azaltmak için hastaları, odanın dışında muayene ediyor; yan odada bakıyordum" dedi.
'STENT TAMAMEN OTURSUN DİYE 3 AY BEKLEDİK'
Ocak ayında yapılan tahlillerinde değerlerinin kötü çıktığını söyleyen Kalkan, "Adana'daki ablam bana böbreğinin birini verebileceğini söylemişti. Nakil olmak için hazırlanırken kardiyoloji bölümü ana damarımın yüzde 95 tıkalı olduğunu tespit etti. Anjiyo yapıldı ve stent takıldı. Stent tamamen otursun diye 3 ay bekledik. Anjiyo ile ilgili riskler tamamen kalkınca mayısta nakil işlemi yapıldı. Hızlı bir şekilde ayaklandım. 1 haftada taburcu oldum. Topluma karışmayıp, izole yaşıyorum. Değerlerim yükselince tekrar yatışım yapıldı. Ama şimdi değerlerim düşmeye başladı. Şu anda kendimi iyi hissediyorum. Bu ekibe minnettarım, yaptıkları iş; mucizevi. İnsana yeniden bir hayat bahşediliyor" diye konuştu.
'İDEAL TEDAVİ, ORGAN NAKLİDİR'
Yeniden eski yaşamına dönmek istediğini ve Birgi'de doğayla iç içe yaşamaya devam edeceğini belirten Kalkan, "Hastalarını seven bir hekimim. Hepsine minnettarım. Mesleğime devam etmek istiyorum. Çünkü işimi seviyorum, hastalarım da beni çok seviyor. Sürekli arıyorlar ve dua ettiklerini söylüyorlar. Kısa sürede sağlığıma kavuşup, onlarla buluşmak istiyorum. Organ bağışının çok önemli olduğunu daha iyi anladım. Bir insan tek böbrekle normal biri gibi yaşayabilir. Ablam bir böbreğini bana verdi; ama gayet mutlu yaşıyor. Hayatına kaldığı yerden devam edebiliyor. Bu konuya önem gösterelim. Organ yetmezliğinin ideal tedavisi, organ naklidir. Bunun için organ bağışının artmasına ihtiyaç var" dedi.
'ONUNLA EL ELE TUTUŞUP, YÜRÜMEK İSTİYORUM'
Kalkan'ın eşi uzman hemşire ve Birgi Meslek Lisesi'nde sağlık hizmetleri alan öğretmenliği yapan Dilek Kalkan (54) da "Eşim hasta olunca hayat arkadaşımın geleceği hakkında karamsarlığa kapılsam da ona belli etmedim. Daha sonra karamsarlığım arttı. Buradan çıkınca ilk istediğim şey, onunla el ele tutuşup yürümek. Bahçeli evimiz ve hayvanlarımız var; bizi bekliyorlar" diye konuştu.
'DİĞER SEÇENEKLER OLDUKÇA ZOR'
Nakil ameliyatını gerçekleştiren Nefroloji Bölümü'nden Prof. Dr. Erhan Tatar ise kronik böbrek yetmezliğinin önemli bir halk sağlığı sorunu olduğuna dikkati çekip, "Toplumumuzda 5-6 erişkin bireyden birinde böbrek hastalığı mevcut. Fakat bunun farkındalığı biraz geç oluyor. Hastamıza kronik böbrek yetmezliği tanısı, yıllar önce konulmuş. Kendisine iyi bakmasına rağmen böbrek yetmezliğinde ilerlemeler gelişmiş bir hasta.
Artık böbreği çalışmaz aşamaya gelmiş, böbrek nakli planladığımız bir meslektaşımız. Bu hastalarımız için nakil olmazsa olmaz, en ideal tedavilerden bir tanesi. Çünkü diğer seçenekler oldukça zor. Nakilden sonra böbrek fonksiyon testlerinde yükselmeler olabilir. Bu yüzden şu anda gözetim altında. Ancak sosyal hayatına ve meslek hayatına dönebilir. Bu yıl üçüncü sağlık çalışanına nakil yaptık. İkisi kadavradan oldu. Bu hastamız ise canlıdan böbrek nakli oldu" dedi.