Oynatma Listesi
EKONOMİ

9’uncu Aile İşletmeleri Kongresi’nde Anı Ödülleri sahiplerini buldu

İstanbul Kültür Üniversitesi (İKÜ) bünyesinde 2002 yılından itibaren yapılan ve geleneksel hale gelen Aile İşletmeleri Kongresi’nin dokuzuncusu ‘Aile İşletmelerinde Sürdürülebilirlik ve Kurumsal Dayanıklılık” ana temasıyla gerçekleşti. Kongrenin ilk gününde konuya ilişkin hazırlanan kitapta yaşanmış hikayeleri olan aile şirklerinin yöneticilerine ‘Anı Ödülü’ verildi.

Aile İşletmeleri Derneği’nin desteği İstanbul Kültür Üniversitesi (İKÜ) ile Aile İşletmeleri ve Girişimcilik Uygulama ve Araştırma Merkezi’nin (AGMER) tarafından düzenlenen 9’uncu Aile İşletmeleri Kongresi başladı.

Üniversitenin Akıngüç Oditoryumu ve Sanat Merkezi’ndeki kongrenin açılış konuşmalarını İKÜ Mütevelli Heyet Başkanı Dr. Bahar Akıngüç Günver, İKÜ Rektörü Prof. Dr. Hanife Öztürk Akkartal ve AGMER Müdürü Dr. Öğrt. Üyesi Nazan Çağlar yaptı. Kongreye ayrıca TİM Başkanı İsmail Gülle, Aile İşletmeleri Derneği (TAİDER) Yönetim Kurulu Başkanı Tekin Urhan, aile şirketlerinin yöneticileri ve öğrenciler katıldı.

Bildiri sunumlarının yapılmasıyla sona erecek olan kongre ‘Aile İşletmelerine Genel Bakış’ oturumuyla başladı. İlk gün Aile şirketlerinde sürdürülebilirlik deneyimleri, finansal dayanıklılık, NFT, yeni dünyada kurumsallık konuları uzmanlar tarafından ele alındı. Aile şirketlerinin pandemi gibi zorlu dönemleri bilimsel bir sistematikle inceleyip iş insanlarının yaşadıkları bir kitap haline getirildi. Kongrede ‘Organizasyonel Esneklik ve Dayanıklılık Resilience Prensipleri İş İnsanlarından Yaşanmışlık Örnekleri’ isimli kitapta hikâyesi yer alan 20 iş insanına ‘Anı Ödülü’ verildi. Ödül alan isimlerden bazıları Aydın Öğücü, Bülent Bayraktar, Berkan Baykam, Gülesin Atalay, Başak Kurtoğlu, Cevdet Kain , Civan Sözkesen, Ulaş Kayacan, Yavuz Kankavi    ve Şerife İnci Eren.

PROF. DR. AKKARTAL: AİLE İŞLETMELERİ OLAĞANÜSTÜ BİR HAFIZADIR

Açılış konuşmasını yapan Prof. Dr. Hanife Öztürk Akkartal, “Ülkenin ve dünyanın geleceğinde belirleyici olan işletmelere, risklerin ve krizlerin dünyasında sürdürülebilirlik ve dayanıklılık için bir rota, bir rehber sunabilmek bizim ülkemize, eğitime ve bilime karşı sorumluluğumuzdur. Ekonomik ve sosyal eksende sürdürülebilirliğin dinamiklerini kavramış, kurumsal açıdan dayanıklı kurumlar, büyük emeklerle yetiştirdiğimiz ve yarınlara hazırladığımız gençlerimizin geleceği için de çok önemli. Bu nedenle, bugün burada gerçekleştirilen kongremizi kapsamı ve misyonuyla çok anlamlı bulduğumuzu ve eğitim sorumluluğumuzun bir parçası olarak sahiplendiğimizi belirtmek istiyorum. Aile işletmeleri bir ülke için taşıdığı ekonomik değerin ötesinde müthiş bir kültürel birikim, olağanüstü bir hafızadır. Aile işletmelerinin sürdürülebilirliğine ve kurumsal dayanıklılığına rehber oluşturabilmek, deneyimlerini genç kuşaklara aktarmalarına zemin hazırlayabilmek için araştırma, uygulama ve danışmanlık çalışmalarında merkezimizin kapıları her zaman açıktır” dedi.

ÇAĞLAR: AİLE İŞLETMELERİNİN SORUNLARINI MASAYA YATIRMAYA DEVAM EDECEĞİZ

Kongreye ilişkin bilgi veren AGMER Müdürü Dr. Öğrt. Üyesi Nazan Çağlar ise “AGMER 2004 yılında üniversite bünyesinde kurulan ilk aile işletmesi olma özelliği taşıyor. Kurulduğumuzdan yıldan bugüne 2 yılda bir kongre yapıyoruz. Pandemi sonrası yeni normalde şirketler etkilendi. Bu etkileri dayanıklılık bağlamında nasıl karşıladılar? Bu süreci nasıl atlattılar? Gibi konuları masaya yatırmak hem akademik çevreyle hem de iş insanlarıyla tartışmak istedik. Ana temamız ‘kurumsal dayanıklılık ve sürdürülebilirlik’ üzerine kuruldu. Bundan sonra da her 2 yılda bir aile işletmelerinin sorunlarını masaya yatırmaya devam edeceğiz” diye konuştu.

20 İŞ İNSANINA ‘ANI ÖDÜLÜ’ VERİLDİ

Çağlar, “Aile şirketlerinin bu zorlu dönemeçlerde yaşadıklarını bilimsel bir sistematikle inceleyip İSO 22316 standartlarında iş insanlarının yaşadıklarını dinledik ve onları bir kitap haline getirdik. O kitabı da ‘Organizasyonel Esneklik ve Dayanıklılık Resilience Prensipleri İş İnsanlarından Yaşanmışlık Örnekleri’ diye bastık. O kitapta hikâyesi yer alan 20 iş insanına ‘Anı Ödülü’ vererek teşekkür edeceğiz. Bu da üniversite olarak akademiye kazandırdığımız önemli kaynaklardan biridir. Ödül alanlar arasında tarım, lojistik, tekstil gibi farklı sektörlerde çalışan isimler var. İsimleri belirlerken şirketin kurumsallaşmış olması, devir teslim yapılması, aile anayasalarının olması, başarı ve kaç yıllık şirket oldukları gibi birçok standardımız vardı” ifadelerini kullandı.

 

URHAN: AİLE İŞLETMELERİNE İLİŞKİN ARAŞTIRMALAR YETERSİZ

TAİDER Yönetim Kurulu Başkanı Tekin Urhan da “Çeşitli konuları ve konukları ile deneyim paylaşımı açısından zengin ve ilham verici konuşmaların bizi beklediğini düşünüyorum. Ülke ekonomimizin temelini oluşturan aile işletmelerine ilişkin araştırmaların yetersizliği ne yazık ki ortada. Yurdumuzda bu işletmelerin sorunlarını “üniversite düzeyinde” incelemek üzere “ilk” araştırma merkezi olan AGMER’in bu çok değerli ve kapsamlı etkinliğinde bulunmak biz TAİDER üyeleri açısından da büyük önem taşıyor. Aile işletmelerini ele alırken sadece işletmeyi değil aileyi de her yönüyle ele alan derneğimiz de bu yönüyle sivil toplum kuruluşları arasında öne çıkıyor. Toplumsal hafızanın oluşturulması ve sağlıklı bir şekilde aktarılabilmesi için aile işletmelerinin de gelecek nesillere ulaşabilmesinin taşıdığı büyük önemin farkındayız. Aile işletmelerinin hem aileye ilişkin hem de kendilerine özel, ülke ekonomisinin ve faaliyet gösterdikleri sektörün unsurlarına bağlı olarak yaşadığı farklı sorunlar ve özellikler bulunuyor. Biz TAİDER olarak ‘Ailede Birlik, İşletmede Sürdürülebilirlik’ sloganıyla yolumuza devam ederken sorunları henüz oluşmadan önlemeyi, çevik bir yönetim yapısının aile şirketlerine de yerleşmesine destek olmayı amaçlıyoruz” dedi. 

KURUMSALLAŞMA ORANI YÜZDE 66

2021’de sonuçları yayınlayan Üye Profil ve Eğilimleri Araştırması’ndan örnekler veren Urhan, “Katılımcıların yüzde 53’ü ikinci nesil, yüzde 26’s ise üçüncü nesli temsil ediyordu. Ankette aile işletmelerimizin gelecekte gördükleritehditlerde, ailenin kurumsallaşmasıbaşlığı öne çıkıyor. En büyük tehdit unsurları; yeni aile üyelerinin görevlendirilme süreçleri, aile içi çatışmalar, liderliğin devri olarak sıralanıyor. İşin kurumsallaşması ile ilgili başlıklar olarak risk almak, yenilikçilik, yetkinin delegasyonu, denetim ve profesyonelleşme alanları ise ikinci sırada yer alıyor. Üçüncü sırada ise dış faktörler tehdit olarak görülüyor. Katılımcıların yüzde 48’i gelecek dönemde aile işlerini yeni alanlara yatırım yaparak çeşitlendirmeleri gerektiğini düşünüyor. İşletmelerin yüzde69’undayönetim kurulu, yüzde 40’ında icra kurulu etkin olarak çalışıyor. Ankete katılan aile işletmelerinin yüzde 66 oranında çoğunluk kendisini kurumsallaşma yolunda görüyor. Kurumsallaştığını düşünenlerin oranı ise yüzde 23’te kalıyor” diye konuştu. 

AİLE İŞLETMELERİNİN ORTALAMA YAŞI 25 YIL 

Urhan, “Katılımcıların yüzde 65’i aile işletmelerinde liderlerinin ortalama 21 yıl ve daha fazla görev yaptığını ifade etti. Ankete katılan ailelerin üçte biri ise devir süreci planlamasının yetersizliği nedeni ile rahatsızlıkların ortaya çıktığını belirtti. Aile işletmelerinin ortalama yaşı 25 yıl. Yani liderden sonra yüzde 70 oranında erozyona uğramaları doğru bir devir sürecinin hazırlanmadığını ortaya koyuyor” ifadelerini kullandı.

 

İSTANBUL, (DHA) -

GÜNCELLENME
DETAYLARI GÖSTER