İmamoğlu: Son dönemde çevre adına iyi bir sınav verilmemiştir
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, kültürel yaşam alanına dönüştürülen, Beykoz Çubuklu Silolarındaki çalışmaları inceledi. Çalışmalar hakkında bilgi alan İmamoğlu, basın mensuplarının gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. İmamoğlu, "Son dönemde çevre adına da iyi bir sınav verilmemiştir." diye konuştu.İmamoğlu seçim anketleriyle ilgili ise, "Gerçek anketler muhtemeldir ki önümüzdeki haftadan sonra yani 12-2 hafta sonra daha somut verilerle önümüze gelir." dedi.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, kültürel yaşam alanına dönüştürülen, Beykoz Çubuklu Silolarındaki çalışmaları inceledi. Çalışmalar hakkında bilgi alan İmamoğlu, basın mensuplarının sorularını da yanıtladı. Gazetecilerin gündeme dair sorularını yanıtlayan İmamoğlu, "Son dönemde çevre adına da iyi bir sınav verilmemiştir." dedi. İmamoğlu seçim anketleriyle ilgili ise, "Gerçek anketler muhtemeldir ki önümüzdeki haftadan sonra yani 12-2 hafta sonra daha somut verilerle önümüze gelir." dedi.
"KABİLİYETLİ BEYKOZ PROJELERİNİ YAPMAYA DEVAM EDECEĞİZ"
Ekrem İmamoğlu, "Esasen İstanbul'un ciddi bir talihsizliği, bu tür noktalarla ilgili alınan tavır. Yani örnek acaba Atatürk Fidanlığı Büyükdere'de 250 bin metre boğazın kıyısında niye çürümeye terk edildi? 13 yıl, 14 yıl, 15 yıl. Büyükşehir belediyesi dönemi, bizden önceki iktidar dönemi, merkezi irade, yerel irade aynı. Hani Sayın Cumhurbaşkanı da diyor ya, aynı kulvarda. Atatürk Kent Ormanı niye öylesine kaderine terk edildi? İçine bir tek insanın bile girmediği, yürüyüş yapmadığı bir saha noktasında değerlendirildi, değerlendirilmedi ya da, öyle diyelim. Ya da burası. Tabii hem sorulması hem sorgulanması bir başka tarafı da var, bence irdelenmesi gerekir. Başka bir B planı mı, C planı mı, D planı mı var akıllarda gezen, ki bu sahalar çok kıymetli yerler. Boğaza bakan, hem Beykoz'daki bu yer hem az önce bahsettiğim Büyükdere Fidanlığı. Açıkçası 'İstanbul'da bunun örnekleri ya olur mu canım' demeye hiç gerek yok, oluyor.
İstanbul'un hemen sahillerine bakın, koca koca yapıları, binaları kamu arazilerine nasıl dizildiğini görürsünüz. O bakımdan biz buraları vatandaş lehine, halk lehine dönüştürme gayretinin, bu tarz bir sonuca evrildiğinde artık yüzyıllar boyu vatandaşa ait yerler pozisyonuna dönüyor. Biz sadece iyileştirmiyoruz, ihya etmiyoruz kullanım fonksiyonunu vatandaş lehine tasarlıyoruz. Birkaç insanın mutlu olacağı bir sahada bu tarz yerler olabilir. Boğaza açık bir yeri imara çıkarmak kolay ya da zor, yapılır mı yapılmaz mı, yapıldı. Bu ülkede birçok şey yapıldı. Bu bakımdan biz bu tür yerleri yıllarca böyle metruk duran, geçmişte sadece petrol tankerleri, yakıt tankerleri olarak kullanımıa tahsis edilmiş bu alanlar şimdi kültür, sanat, çocuk, yaşam, kadın, genç ve az önce söylediği gibi arkadaşımın hem Anadoluhisarı hem burası Beykoz halkı için bir kültür sanat bölgesi. Bir yanıyla da Beykoz tabii aynı zamanda bir öğrenci kampüsüne de döndü çünkü burada çok yakın bölgede Marmara Üniversitesi, Boğaziçi Üniversitesi, Beykoz Üniversitesi, Türk Alman Üniversitesi gibi üniversiteler var. Bütün bunlar aslında yoğun da bir üniversite göçünü buraya taşıyor. Dolayısıyla buralar, Beykoz halkıyla birlikte Beykoz'u kullanan çok kıymetli öğrencilerimiz için de değerli fonksiyonlara dönüştürüldü. Yine Beykoz'da inşallah hem biz, hem inşallah belediye başkanı adayımız Sayın Alaaddin Köseler, önümüzdeki dönemde işbirliği içerisinde güçlü dönüşümleri, kabiliyetli Beykoz projelerini yapmaya devam edeceğiz." dedi.
"BİR GECEDE İMAR ÇIKARILDI"
Boğaz’da imar çıkarılan yapılara ilişkin konuşan İmamoğlu, " Tabii ki yasaya bakarsanız çok zor ama İstanbul Boğazı'nın dibinde Üsküdar Camii'nin önünde bir gecede yıkıma gittiğimiz bir kafeteryanın uydurma yapısının olduğu yere Şehircilik Bakanlığı imar çıkardı bir gecede. Bunu da hangi yetkiye dayanarak çıkardı?
Sayın Bakan o dönemde müsilaj döneminde Marmara kıyılarının imar yetkisini ve Adalar'ın imar yetkisini bir kararnameyle İstanbul'un elinden alarak bakanlığa geçirmişlerdi. Yani müsilajla imar yetkisinin ne alakası var diyeceksiniz. Evet biz de sorduk kendisine ne alakası var diye. Hatta emin olamadı. 'Yok olmaz öyle şey' diye bana cevap vermişti. Sonra dönüp 'Öyle oldu ama sorun yok dayanışma içinde oluruz' demişti. Bizimle dayanışma değil de tabiri caizse İstanbul'a dayatmayla Kuşkonmaz Caminin hemen yanındaki bir kafeteryaya, büfeye imar çıkardılar. Daha ne diyebilirim, Türkiye tarihinde olmamış birşey" dedi.
"ÇED RAPORUNA ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI İMZA KOYAR"
Erzincan’daki maden kazasına ilişkin konuşan İmamoğlu, "Çevre meselesi tabii siyasi bir meseledir. Siyasete bakış, hayata bakışla ilgili meseledir; ama tabii mesele ağır. Bir ÇED raporu meselesi var ve ÇED raporu konusunda, 21 kamu kurum görüşü gerekir. Bu bakanlığa ait değildir vs. gibi, ne yazık ki bilgisizce bir yorum yapılmış çünkü rapor ya da kurum görüşleri toplanır ama ÇED raporunu Şehircilik Bakanlığı verir. Yani burada bile insanları yanıltan bir açıklama sözkonusu.
ÇED raporunun altına Çevre ve Şehircilik Bakanlığı imza koyar. O bakımdan evet kurum görüşlerini toplarsınız ama ondan sonra siz karar verirsiniz. Burada bile, 'Bu karar bize ait değildir' yorumunu duydum, çok yanlış. Çevre Şehircilik Bakanlığı görevini birçok konuda eksik yapmıştır. Son dönemde çevre adına da iyi bir sınav verilmemiştir. Bu ne yazık ki gözlemleniyor. Bunun birkaç böyle örneğini de verdim ama ben vermeyeyim. İnanın ki vatandaşlar 5 yıla, 6 yıla, 7 yıla baktığında onlarcasını, Türkiye'nin her yerinden örnekleyebilirler. Tabii şunu söyleyeyim. Daha dün Kanal İstanbul meselesinde yapacağız diye heceleyen bir akıl şimdi 'Vatandaşın gündeminde olmayan bizim de gündemimizde yoktur' diyebiliyor." dedi.
"ANKETLERDEN MEMNUN EDİCİ SONUÇLAR ALIYORUZ"
Yerel seçimlere yönelik anketlerle ilgili de konuşan İmamoğlu, " Anketlerde elbette bizi memnun edici sonuçları alıyoruz ama şu anda İstanbul'da adaylar daha yeni olgunlaştı, olgunlaşıyor. Hatta olgunlaşma ihtimali de olabilir; başka adaylar da çıkabilir. Gerçek anketler muhtemeldir ki önümüzdeki haftadan sonra yani 1-2 hafta sonra daha somut verilerle önümüze gelir. Belki o zaman konuşmak daha doğru olur. Biraz erken buluyorum şu an." dedi. (DHA)