Cumhurbaşkanı Erdoğan: Talimat Kandil'den; uygulama Ankara, İstanbul, Mersin'de
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Sırf üç beş belediye fazla almak uğruna DEM’le girdikleri ittifakın kimleri hoşnut ettiğini görüyorsunuz değil mi? Talimat nereden geliyor? Kandil'den. Uygulama Ankara'da, İstanbul'da, Mersin'de ortaya çıkıyor. Zaten DEM dediğiniz yapı geçmişten beri partiymiş gibi davranan bir örgüt aparatıdır. Sahne önünde olanların bu partide yetkisi ve sözünün ağırlığı yok" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Tokat’ta partisi tarafından düzenlenen mitinge katıldı. Partisinin belediye başkan adaylarını tanıtan Erdoğan, alanda 45 bin kişi bulunduğunu belirtti. Konuşmasına Muhsin Yazıcıoğlu’nu anarak başlayan Erdoğan, “Merhum Yazıcıoğlu'nu cesaretiyle, yiğitliğiyle, dava adamlığıyla ve milli irade yanındaki sarsılmaz duruşuyla her zaman hatırlayacağız. Rabbim Muhsin kardeşimin ruhunu şad, mekanını cennet eylesin diyorum” dedi.
14-28 Mayıs’ta hem cumhurbaşkanlığı hem de milletvekilliği seçimlerinde Tokat’ın verdiği desteğe teşekkür eden Erdoğan, “Tokatlı kardeşlerim bir kez daha vesayet heveslilerine, darbe destekçilerine, terör şakşakçılarına derslerini vermiştir. Emperyalistlerin, milletimizin birliği, vatanımızın bütünlüğü, devletimizin bekası üzerinde kurdukları hain emelleri hep birlikte hüsrana uğrattık. İnşallah 31 Mart'ta Tokat milli irade bayrağını bir kez daha en yükseğe dikerek kendine yakışanı yapacaktır. Ben size inanıyorum. Unutmayınız. 31 Mart'ta Tokat'ta çıkacak sonuçla sadece Tokat'ın yerel yöneticilerini seçmekle kalmayacaksınız. Aynı zamanda sandıkta yapacağınız tercihle tüm Türkiye'ye ve tüm dünyaya da önemli bir mesaj vereceksiniz” diye konuştu.
“Sizden bir şey daha isteyeceğim” diyerek sözlerine devam eden Erdoğan, “İstanbul'da Tokat nüfusu yüksek mi? Öyleyse İstanbul'daki tüm hemşehrilerinizi sizden aramanızı rica ediyorum. Telefonlarla İstanbul'u da arayacaksınız. Zira İstanbul’da Murat kardeşimizi Tokatlılar ağırlığını koyarak onu da seçtirerek CHP zulmünden İstanbul'u kurtaracağız. Aynı şekilde Ankara'daki Tokatlıları da aramanızı istiyorum. Orada da Turgut kardeşimize inşallah kazandıracağız. Bunlar çok önemli. Türkiye'nin 21 yılda üç kat büyümesinden rahatsız olanlar pusuda bekliyor. Türkiye'nin hak ve özgürlük reformlarıyla ileri demokrasi sınıfına yükselmesine tahammül edemeyenler pusuda bekliyor. Türkiye'nin ilkeli ve adil duruşuyla bölgesinde ve dünyada artan gücünü hazmedemeyenler şu anda pusula bekliyor. Biz Türkiye Yüzyılıyla daha büyük hedeflere gözümüzü dikmişken, birileri ülkemizin elindeki kazanımlardan etmek için tökezlememizi bekliyor” ifadelerini kullandı.
'TÜRKİYE YÜZYILI YOLCULUĞUNU HIZLANDIRACAĞIZ'
Akıl ve vicdan sahibi herkesin meselenin Tayyip Erdoğan olmadığını bildiğini söyleyen Erdoğan şunları dile getirdi:
“Mesele AK Parti değildir. Mesele Cumhur İttifakı değildir. Mesele doğrudan Türkiye'dir. Türk milletidir. Bunların nezdinde somutlaşan hak ve hakikat davasıdır. Milletimizin dünyanın bu müstesna coğrafyasındaki varlığından öylesine rahatsızlar ki, aradan bin yıl geçmiş olmasına rağmen kinleri hala dipdiri. Bu gerçeği bizzat yüzümüze söyleyen batılı devlet adamları gördüm. Allah'ın yardımı ve milletimizin desteğiyle her saldırıyı savuşturarak, mücadeleyi asla bırakmayarak bu hevesleri boşa çıkardık. İnşallah 31 Mart'ta bir kez daha milletimizin desteğini alarak Tokat'ta da İstanbul'da da Ankara'da da Türkiye'ye bu namı alacağız. Ülkemizin Türkiye Yüzyılı yolculuğunu hızlandıracağız. Bunun için şimdi buradan Tokat’tan öyle bir ses verin ki Tokadın her köşesinde yankılansın.”
'EN ÇOK MUHALEFETİN HALİNE HAYIFLANIYORUM'
Son 30 yılının her günü ülkesine ve milletine hizmette geçmiş biri olduğunu belirten Erdoğan, “Bana en çok neye hayıflandığımı sorarsanız cevabım, ülkemizdeki muhalefetin haline olacaktır. Esasında demokrasilerde muhalefet çok önemlidir. Hem iktidar alternatif olması bakımından önemlidir hem de iktidarı denetlemesi bakımından önemlidir. Türkiye maalesef ne iktidar hazırlığı olan ne de denetleme görevini yapabilen bir muhalefete sahip değildir. Başbakanlığımız döneminde biz muhalefetle kayda değer bir uğraş içinde hiç olmadık. Karşımızda hep vesayeti bulduk. Vesayetin etkisiz kaldığı yerde darbe teşebbüsleriyle karşılaştık. CHP zihniyeti yerini hep vesayet ve darbe safında belirlediği için siyasal muhalefet tarafı boş kaldı. Öyle ki kendi projelerimizin alternatiflerini kendimiz geliştirdik. Kendi politikalarımızın eksiklerini yanlışlarını kendimiz belirleyip düzeltme yoluna gittik” dedi.
Muhalefetin halinin acınacak durumda olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Birbirlerini yemekten dönüp de ülkenin haline, bölgemize yaşanan gelişmelere, küresel yükseliş ve düşüşlere bakacak halleri yok. Merkez belediye başkan adayını takdim ediyor, adayını bulamıyor. İzlediniz değil mi? Adayı ortada yok. Ziya Paşa ne diyor? Eşek ölür, kalır semeri. İnsan ölür, kalır eseri. Biz eser siyaseti yaptık. CHP'nin içinde işler belki lafla yürüyordur. Ama ülkemizde ve dünyada böyle bir tarz yok. Birileri 31 Mart seçimlerine niçin bu kadar önem verdiğimizi soruyor. Biz her seçimde olduğu gibi bu seçimde de en az 50 ilimizde miting yapmayı planlayarak yola çıktık. Yılbaşından beri iki defa gittiğimiz illerimiz oldu. Her şeyden önce bizim siyasetimizin merkezinde milletimiz var” ifadelerini kullandı.
'ÖRGÜT MİLİTANLARININ TOKATLADIĞI SİYASETÇİLERLE BELEDİYECİLİK YAPILMAZ'
Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasına şöyle devam etti:
“Milleti kendine yük gören bir muhalefet zihniyetine bunları anlatmak mümkün olmuyor. Çünkü onlar oturdukları yerden, ettikleri beyhude laflarla siyasetçilik oynamayı seviyor. Bırakınız ülkeyi, kendi partileri içinde birliği, beraberliği, insicamı sağlayamıyorlar. Menfaat hesabını her şeyin üzerinde tutarak ülkeye de zarar veriyorlar. Sırf üç beş belediye fazla almak uğruna DEM’le girdikleri ittifakın kimleri hoşnut ettiğini görüyorsunuz değil mi?
Talimat nereden geliyor? Kandil'den. Uygulama Ankara'da, İstanbul'da, Mersin'de ortaya çıkıyor. Zaten DEM dediğiniz yapı geçmişten beri partiymiş gibi davranan bir örgüt aparatıdır. Sahne önünde olanların bu partide yetkisi ve sözünün ağırlığı yok. Bu parti Ankara'daki genel merkezinden değil, İstanbul'daki sapkın ideolojik yapılar ile Kandil'deki terör baronları tarafından yönetilmektedir. Bu gerçek ortadayken kendilerini meşru muhatap yapma gayretleri beyhudedir. Parti yönetiminin önce hem ülkeye hem millete hatta hem de kendi tabanına siyasi irade sahibi olduğunu ispatlaması gerekiyor. Biz terör meselesini bitirmek için her yol ve yöntemi denerken bunların çapını da gördük. Örgüt militanları tarafından tokatlanan siyasetçilerle particilik, belediyecilik yapılamaz.
CHP'nin böyle bir partiyle birlikte yol yürüme, belediye başkanlığı verme, belediye bürokrasisini paylaşma hesabına girmesi anlaşılır gibi değil. İnşallah 14-28 Mayıs'ın tamamlayıcısı olacak 31 Mart'tan sonra ülkemiz bu çorak ve çarpık muhalefet anlayışının da tasfiyesine şahitlik edecektir. Biz de gençlerimize bırakacağımız en büyük mirasımız olan Türkiye Yüzyılı'nın inşasını tamamladıktan sonra inşallah huzuru kalple yola devam edeceğiz. O gün gelene kadar gece gündüz çalışmayı sürdüreceğiz.”
'EMEKLİLERİMİZİNİ YANINDA OLMAYA DEVAM EDECEĞİZ'
Emeklilere de değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yatırımıyla, istihdamıyla, üretimiyle, ihracatıyla Türkiye'yi güçlendirir ve zenginleştirirken bundan her bir insanımızın hak ettiği payı almasını da sağlayacağız. Sıkıntılı dönemlerde en büyük refah kaybına çalışanlar ile emeklilerin yaşadığının farkındayız. Emeklilerimizin yükünü hafifletmek için bir defaya mahsus 5 bin lira ödenmesinden yüzde 50’yi bulan maaş artışlarına, bayram ikramiyelerinin yüzde 50 artırılmasından banka promosyonlarına kadar elimizden geleni yapıyoruz.
Son olarak kamu bankalarımız aylık miktarına göre promosyon tutarını 8 ila 12 bin liraya kadar yükseltti. Bugün itibarıyla başvuruları da almaya başladı. Özel bankalar da bu tutarlarının altında zaten kalmayacaklar. Emeklilerimizin Ramazan Bayramı ikramiyesini ise 2 ila 5 Nisan arasında hesaplarına yatırıyoruz. İnşallah bundan sonra da emeklilerimizin yanında olmayı sürdüreceğiz. Ülke olarak yaşadığımız sıkıntıların muhalefetin yaptığı gibi lafla çözülmeyeceği açıktır. Fiyat istikrarını sağlamadan yapılan maaş zamlarının daha cebe girmeden nasıl eridiğini en iyi sizler biliyorsunuz. İnşallah yılın ikinci yarısından itibaren enflasyonun düşmeye başladığını göreceğiz. Bütçe imkanlarını genişletmek için hazırlıklarımız var.
Önümüzdeki yıldan itibaren çalışanlarımızın ve emeklilerimizin alım gücünü yukarı çıkaracağımıza inanıyoruz. Yeter ki birliğimize, beraberliğimize, kardeşliğimize sahip çıkalım. Yeter ki biz aramıza kimseyi sokmayalım” dedi.
'31 MART'TA ÇORUM YİNE DESTAN YAZACAK'
Tokat'tan sonra Çorum'da partisinin mitingine katılarak belediye başkan adaylarını tanıtan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan burada bir konuşma yaptı. “Bugün yine Çorum bir başka muhteşem” diyerek konuşmasına başlayan Erdoğan, “Çorum ile bizim aramızda kimse giremez. Çorum ile olan yol ve dava arkadaşlığımızın bizdeki yeri ayrıdır. Çorum kurulduğu günden beri hareketimizi bağrına basmıştır. Bugüne kadar girdiğimiz 17 seçimin hepsinde sizlerin desteğini, duasını, sevdasını hep yanımıza gördük. Siz bizi yalnız bırakmadınız. 14-28 Mayıs seçimlerinde de bu gelenek değişmedi. Türkiye'nin en kritik seçimlerinden birinde Çorumlu kardeşlerimiz bize ve Cumhur İttifakı'na sahip çıktı” diye konuştu.
31 Mart'ta da bu birlikteliği daha da perçinleyeceklerini ifade eden Erdoğan,”Çorum'un yeni başarılara imza atması için ne gerekiyorsa yapacağız. 31 Mart'ta Çorum'un yine destan yazacağından şüphe duymuyorum. 1994’ten bu yana 30 yıldır sürdürdüğümüz güzel geleneği inşallah yine bozmayacağız” dedi.
Çorumlulardan İstanbul ve Ankara’daki hemşehrilerini de arayarak destek istemeleri çağrısında bulunan Erdoğan şöyle konuştu:
“Bilhassa bir dönem bizim yanımızda, yöremizde durup da beklentileri karşılanmayınca hemen başka ellere dümen kıran cambazlara karşı dostlarımızı uyaracağız. AK Parti'ye ve Cumhur İttifakı'na kaybettirmek için çalışanların oyunlarına gelmemeleri için onları da iyi niyetle ikaz edeceğiz. Rabbim emeklerinizi zayi etmesin. Milletimizin birliğini, dirliğini, huzurunu hedef alan karanlık çevreler Maraş'ta, Çorum'da, daha sonra Sivas'ta provokasyonlar denediler. Alevi, Sünni diyerek bizi bölmek istediler. Kürt, Türk diyerek aramıza nifak sokmaya çalıştılar. Laik, antilaik diyerek sosyal barışımızı bozmaya yeltendiler. Maalesef bunların bir kısmında başarılı oldular. 1980 darbesine giden yolun 28 Şubat müdahalesinin ortamı belirsiz tiplerin sağda sola arzı endam etmesiyle hazırlandı. İktidarlarımız döneminde cumhuriyet mitingleri kılıfı altında yapılan darbe çağrılarını hepimiz çok iyi biliyoruz. Gezi hadisesinde ağaç bahanesiyle sokaklarımızın ateşe verilmesinden, FETÖ'cü alçakların 15 Temmuz ihanetine kadar bu saldırıların ardı arkası hiç kesilmedi. Bunda başarılı olamayınca bu sefer Suriye'de bir terör koridoru kurarak bizi kuşatmak istediler. Ardından DAEŞ'i üzerimize saldılar. Suriye'ye düzenlediğimiz askeri harekatlarla tüm bu saldırıları püskürttük, oyunları bozduk, vatanımızı bölme planlarını yırtıp attık. Ülkemizin üzerinde ameliyat yapılmasına müsaade etmedik.”
'YAŞADIKLARIMIZI BİR BAŞKA ÜLKE YAŞASA YERLE YEKSAN OLMAKTAN KENDİNİ KURTARAMAZ'
Bunlarla beraber terörü kaynağında yok etme stratejisini uygulayarak teröristlerin inlerini başlarına geçirdiklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunu Gabar'da yaptık. Tendürek'te yaptık. Bunu Bestler Dereler'de yaptık. Şu anda terör örgütlerinin kaçacak delik aradıklarını görüyoruz. Artık silahlı, insansız hava araçlarıyla sınırımızdan 300-350 kilometre ötede hainleri tespit ediyor ve dünyayı başlarına yıkıyoruz. Türkiye'yi bölücü terör belasından kurtarıncaya kadar bu mücadelemize devam ettireceğiz. Kardeşlerim, şunu tüm samimiyetimle ifade etmek isterim. Bizim sadece şu son 10 yılda yaşadıklarımızı bir başka ülke yaşasa, bırakın bizim gibi istikrarını, barışını, büyümesini sürdürmeyi yerle yeksan olmaktan kendini kurtaramaz. Avrupa'sı ve Amerika'sı dahil hiç kimse bu kadar kısa sürede bu derece zorlu mücadeleleri başarıyla veremezdi. Ama biz tüm sıkıntıları göğüsledik. Tüm badireleri atlattık. Projelerimizi hayata geçirerek hedeflerimize doğru emin adımlarla yürüttük. Yani milletçe hem şeytan taşladık hem de tavafımızı yaptık. Milletimizin birlik ve beraberliğine halel getirmedik. İnsanımızın işini, aşını, istihdamını korumasını sağladık. Memurun, işçinin, emeklinin aylıklarında yüzde 50’ye varan oranlarda artışa gittik” ifadelerini kullandı.
Emeklilere yapılan zamları ve bayram ikramiyelerini de gündeme getiren Erdoğan, “Depremin ekonomimize yüklediği 104 milyar dolarlık ilave faturaya rağmen bu adımları attık. 53 binden fazla canımızı kaybettiğimiz 6 Şubat depreminin ardından inşa çalışmalarına süratle başlayarak vatandaşlarımızı çaresiz bırakmadık. Geçen hafta kurasını çektiklerimizle birlikte yaklaşık 80 bin konutu ve köy evini depremzede kardeşlerimize teslim ettik. Her ay 15-20 bin konutu tamamlayarak yıl sonunda 200 bin konut rakamına ulaşmayı amaçlıyoruz” diye konuştu.
'BUNLARIN BECEREBİLDİKLERİ TEK İŞ KARA PARADAN KULE İNŞA ETMEK'
Enflasyon ve hayat pahalılığıyla mücadele konusunda da gerekli adımları attıklarını dile getiren Erdoğan konuşmasını şöyle sürdürdü:
“En büyük baş ağrımız olan enflasyon ve hayat pahalılığı konusunda da gerekli adımları atıyoruz. Fahiş fiyat artışlarıyla milletin lokmasına göz diken fırsatçılarla ilgili bakanlıklarımız denetimlerini sürdürüyor. Çorumlu kardeşlerim işlerini ferah tutsun. Yılın ikinci yarısından itibaren enflasyonda hızlı bir düşüşün yaşandığını inşallah hep birlikte göreceğiz. Enflasyonun düşmesi demek pastanın büyümesi demektir. Pastanın büyümesiyle, imkanlarımız genişleyecek bundan da 85 milyonun tamamı istifade edecektir. Biz işte bunun çabasındayız. İşte bunun derdindeyiz. Kelebek ömürlü geçici rahatlamalardan ziyade milletimizin tüm fertlerinin refahını kalıcı olarak artırmayı hedefliyoruz. Daha önce nasıl enflasyonu tek haneli rakamlara biz indirdiysek, inşallah aynısını yine biz başaracağız. Çok iyi çalışılmış ekonomi programımız ve güçlü kadromuzla, hükümet olarak ne yaptığımızı çok iyi biliyoruz. Milletimden de bize ve ekonomi ekibimize güvenmesini istiyorum. Kardeşlerim şunu lütfen hiçbir zaman unutmayın. Muhalefetin sırtında yumurta küfesi yok. Ama bizim var. Onlar meydanlarda atıp tutmayı sonra da hatırlamıyorum diyerek verdikleri sözlerin üstüne yatmayın çok iyi biliyor. Ankara'dan İstanbul'a kadar yönettikleri belediyelerde hep bunu yaptılar. Vatandaşın aklını çelmek oyunu almak için bol keseden vaat dağıttılar. Ama göreve gelince verdikleri sözlerin, yapacağız dedikleri projelerin neredeyse hiçbirini hayata geçirmediler. Bunların becerebildikleri tek iş kara paradan kule inşa etmek. Nereden geldiğini ve nereye gittiğini açıklayamadıkları dolar balyalarını, euro balyalarını 6-7 kişi bir araya gelip kule yapıyorlar. Bunun dışında gözde görünür hiçbir icraatları eserleri yok. Bu ülkenin ana muhalefet partisi mi yoksa gayrimeşru işler yapan bir kartel mi oldukları belli değil. Biz ne 30 yıllık belediyecilik ne de 21 yıllık iktidarlarımız döneminde asla böyle olmadık. Hep söz namustur. Ağızdan çıkan her söz senettir, düsturuyla hareket ettik. Hesapsız, kitapsız ülkemize ve milletimize zarar verecek Türkiye'ye ekonomik olarak bedel ödetecek taahhütlerden uzak durduk. Zor da olsa her zaman ülkemiz ve milletimiz için en hayırlısını yapmaya çalıştık. Bugün de bu çizgimizi koruyoruz.”