Cevdet Yılmaz: Suriye'nin toprak bütünlüğünden, egemenliğinden yanayız
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: "İsrail'in Golan Tepelerini aşan eylemlerini son derece tehlikeli ve Suriye'nin istikrarını bozmaya, çalışan eylemler olarak görüyoruz."
TBMM Genel Kurulu’nda siyasi parti gruplarının, Cumhurbaşkanlığı bütçesi üzerine yaptığı değerlendirmelerin ardından Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, 2025 yılı bütçesi üzerine konuşma gerçekleştirdi. Yılmaz, Suriye'de yeni bir dönemle karşı karşıya olduklarını belirterek, "Şu anda yeni bir döneme doğru geçici bir idare söz konusu; bundan sonra geçici bir hükümet ve daha kalıcı bir siyasi yapıyla Suriye'nin yoluna devam etmesini bekliyoruz. Türkiye Cumhuriyeti olarak buradaki tavrımız, tutumumuz son derece açıktır. Biz, Suriye'de Suriye halkının tamamını kapsayan, hangi dinden olursa olsun, hangi mezhepten, inançtan, etnik kimlikten olursa olsun Suriye halkının tamamını kapsayan bir siyasi yapılanmayı savunuyoruz ve buna katkıda bulunmak için elimizden gelen tüm gayreti sarf ediyoruz. Suriye'nin toprak bütünlüğünden, egemenliğinden yanayız. Suriye’nin bir bütün olarak varlığını devam ettirmesini ve huzur içinde, refah içinde bir gelecek oluşturmasını istiyoruz" ifadelerini kullandı.
'İSRAİL'İN GOLAN TEPELERİNİ İŞGAL ETMESİNİ SON DERECE TEHLİKELİ GÖRÜYORUZ'
Yılmaz, Suriye'nin yeniden inşa sürecine destek verilmesi gerektiğini ve inşa süreçlerinin tamamlanmasıyla birlikte Suriyelilerin gönüllü bir şekilde ülkelerine döneceklerini belirterek, "Suriye terörün yuvalanıp komşu ülkeleri tehdit ettiği bir ülke değil, istikrar üreten bir ülke olacaktır ve bu çerçevede Suriye'deki bu istikrara, bu olumlu gelişmelere dışarıdan hiçbir gücün müdahale etmesini istemiyoruz. Özellikle İsrail'in Golan Tepeleri'ni aşan işgal ettiği alanları genişletici eylemlerini son derece tehlikeli görüyoruz ve Suriye'nin istikrarını bozmaya çalışan eylemler olarak görüyoruz. İsrail başta olmak üzere, hiçbir ülke bu kadar acı çekmiş, onurlu bir şekilde direnmiş, ülkesini inşa etmeye çalışan bu halka bunu yapma hakkına sahip değildir, bu eylemleri gayrimeşrudur, bunları hiçbir şekilde tasvip etmediğimizi buradan ifade etmek istiyorum. Hiçbir yabancı güç Suriye'nin istikrarını bozucu, Suriye'nin geleceğini inşa etme çabasını tahrip edici bir tutum içine girmemelidir" diye konuştu.
'TERÖRÜN GÖLGESİNDE SİYASET OLMAZ'
Türkiye'de yaşayan tüm vatandaşların eşit bir statüde olduğunu kaydeden Yılmaz, Kürtler ve Kürtçeyle ilgili bir sorunlarının olmadığını kaydetti. Yılmaz, "Her topluluk gibi Kürtler de homojen değillerdir. Farklı görüşleri vardır, farklı siyasi anlayışları vardır, farklı inanç grupları vardır; farklı talepleri, beklentileri vardır. 'Ben bütün Kürtleri temsil ediyorum', 'Kürtler adına konuşuyorum' gibi bir tavrın hiçbir şekilde demokratik olmadığını, Kürtlere de haksızlık olduğunu buradan ifade etmek istiyorum. Bizim meselemiz, terörsüz Türkiye'dir. Türkiye Yüzyılı'nı, 85 milyon için huzurun yüzyılı yapmaya niyetliyiz ve kararlıyız. Bu çerçevede de demokratik standartlarımızı, hukukumuzu geliştirmeye, varsa eksiklerimiz onları tartışıp gidermeye her zaman açık olduk. Bugüne kadar da birçok adımı biz attık Cumhur İttifakı olarak, AK Parti olarak; bundan sonra da vatandaşlarımızın sorunlarına her zaman duyarlı olmaya, onların taleplerini, beklentilerini her zaman dikkate almaya devam edeceğiz. Ama bir taraftan da şunu söylemek zorundayım: Terörün gölgesinde siyaset olmaz" dedi.
'CUMHURBAŞKANLIĞI HÜKÜMET SİSTEMİNİN KIYMETİ ZAMAN İÇİNDE ANLAŞILACAK'
Yılmaz, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile ilgili tartışmaların yaşandığını hatırlatarak, demokrasinin öneminden bahsetti. Yılmaz, "Bizim, geçtiğimiz süreçte, 'Eski sistem' dediğimiz yapıyı hepimiz biliyoruz; vesayetçi anlayışlarla kurgulanmış, normal bir parlamenter sistem diyemeyeceğimiz, Türkiye'de birçok siyasi, ekonomik kriz üretmiş bir sistemden geldik biz. Bazen ben dinlerken şaşırıyorum; sanki hani çok ideal bir sistem bırakılmış da başka bir sisteme geçilmiş gibi anlatıyor arkadaşlar, öyle değil. 'Eski sistem' dediğimiz sistem, Türkiye'de çok sayıda kriz üretti, çok sayıda sorun üretti. Yeni sistemin en önemli avantajlarından biri istikrarı garanti etmesi ve hızlı karar alıp uygulama imkanı sunması idareye; böyle avantajları var. Özellikle günümüz dünyasında, ekonomik krizlerin derinleştiği, jeopolitik risklerin arttığı, enerjiden suya birçok krizin dünyayı beklediği bir dönemde ülkemizin siyasi istikrarının korunması, karar alma süreçlerindeki etkinliğin artırılması hayati önemdedir ve başkanlık sistemiyle, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemiyle Türkiye bunu sağlamıştır. Bunun da kıymeti zaman içinde daha da iyi anlaşılacaktır diye inanıyorum" değerlendirmesinde bulundu.
'CUMHURBAŞKANLIĞININ AŞIRI BÜYÜK BİR BÜTÇESİ SÖYLEMLERİNİ RAKAMLAR TEYİT ETMİYOR'
Yılmaz, Cumhurbaşkanlığı bütçesi ile ilgili tartışmaları değerlendirerek, "Bir tek rakam söyleyeceğim size, geçmişte mi fazlaydı harcamalar, bugün mü fazla? Geçmişte, biliyorsunuz, bir başbakanlık vardı, bir de cumhurbaşkanlığı vardı. Şimdi, 2018'den bir örnek vereyim size: 2018 yılında cumhurbaşkanlığının bütçe içindeki payı yüzde 0,11. başbakanlığın payı yüzde 0,21; ikisinin toplam payı 0,32 yani binde 3 diyelim, yüzde 0,32. Bugün, başbakanlık ile cumhurbaşkanlığının birleştiği bir durumdayız ve bugün cumhurbaşkanlığının bütçedeki payı sadece 0,11 yani geçmiştekinin üçte 1'i nispetinde bir oran. Dolayısıyla çok detaya girmek istemiyorum. 'Cumhurbaşkanlığının aşırı büyük bir bütçesi var' söylemleriniz bu rakamlar tarafından teyit edilmiyor" ifadelerini kullandı.
'ASGARİ ÜCRETİN DENGELİ BİR YAPIDA GELİŞMESİ ÖNEMLİ'
Asgari ücretin yılları içindeki artış oranlarını aktaran Yılmaz, müzakerelerle ilgili ise şunları söyledi:
"Özellikle küçük işletmelerin, emek yoğun işletmeleri, belli yörelerin üretim gücünü koruma bakımından asgari ücretin dengeli bir yapıda gelişmesi önemli. İşletmeler sürdürülebilir olmazsa, verimlilik olmazsa sağlıklı bir şekilde istihdam oluşumu ve ücret oluşumu gelişmez. Dolayısıyla, verimliliği artırarak, rekabet gücümüzü yükselterek, reel zeminde kalıcı bir şekilde çalışanlarımızın refahını artırmaya devam edeceğiz."
CUMHURBAŞKANLIĞI BÜTÇESİ KABUL EDİLDİ
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz'ın sunumunun ardından soru- cevap bölümüne geçildi. Soru- cevap bölümünün tamamlanması üzerine Meclis Başkanvekili Celal Adan, Cumhurbaşkanlığı ve ona bağlı kurum ile kuruluşların 2025 yılı bütçesini oylamaya sundu. Bütçe, AK Parti ve MHP milletvekillerinin oylarıyla Genel Kurul'da kabul edildi.