Cemil Tugay: Türkiye'nin en büyük sivil toplum yerleşkesini İzmir'de yapacağım
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Cemil Tugay, kentte faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle bir araya geldi. Tugay, Türkiye'nin en büyük sivil toplum yerleşkesini İzmir'de kuracaklarını söyledi. Tugay, "Bundan sonra İzmir'de herhangi bir yurttaşımızın sahipsiz kalmasını, ilgisiz kalmasını kabul etmiyorum. Bu şehirde her kim bana senden bir hizmet bekliyoruz derse, ayağa kalkıp önünde önümü ilikleyip derhal yerine getireceğim, çalışacağım, sözünü vereceğim" dedi.
CHP İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Cemil Tugay, Konyalılar Dernekleri Birliği Federasyonu'nun düzenlediği buluşmada kentte faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle bir araya geldi. CHP Konak Belediye Başkan Adayı Nilüfer Çınarlı Mutlu ve Karabağlar Belediye Başkan Adayı Helil Kınay'ın da katıldığı toplantıda konuşan Tugay, "İzmir’imizin çok değerli sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri başta Mehmet Aydoğan olmak üzere hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum. Bu buluşmayla günümüzü güzel kıldınız. Burada bir arada olmak birliktelik içinde görmek hepimize umut veriyor" dedi. Tugay, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bu şehir 5 bin yıllık bir şehir, hatta 8 bin yıllık yerleşim yerleri de var. Bu kadar bin yıllar içeresinde de birikmiş bir kültür var. Bizler bu kültürü aslında tam olarak ayrıştırıp da her bir parçası nereden geliyor bilmeden yaşıyoruz. İzmir'in çok büyük potansiyeli var. İzmir'in sahip olduğu özelliklere sahip olan bu dünyada kaç şehir var bilmiyorum ama belki 10, belki 20 şehir sayarız. Onlardan biri İzmir. Bir kere buranın dünyanın ticaret merkezlerinden biri olması, tarihi olarak böyle bir özelliğinin olması hepimizin hatırlaması ve nedenini düşünmemiz gereken bir kimlik özelliği. İzmir hangi özelliği ile 1800'lü yılların ortalarında Akdeniz'in bütün ticaretinin yüzde 40-50'sinin gerçekleştiği bir yerdi acaba? O günden bugüne eğer biz bu özelliğimiz kaybettiysek, neden dolayı kaybettik? O yıllarda İzmir'de dünyanın bütün bankalarının şubesi, bütün ülkelerinin konsoloslukları vardı. Levanten kültür o zaman İzmir'e yerleşti. Doğası, tarım potansiyeli, ticaret potansiyeli, tarihi, kültürü, turizmi en önemlisi de hoşgörüye dayalı bir demokrasi kültürü, yani aslında bir dünya şehri diyebileceğimiz bir şehirdeyiz. İzmir'e Türkiye'nin hatta dünyanın neresinden insanlar gelirse gelsin hemen kucaklanırlar, bir süre sonra o insanlarımız da İzmir'in o çok güzel mozaiğinin bir parçası olur. O da bizim güçlü yönümüz"
'ŞEHRİN TRAFİĞİNİ RAHATLATACAĞIZ'
Bu dönemin belediyecilik yapılacağı bir dönem olacağını belirten Tugay, "Belediyecilik anlamında ne yapmamız gerektiği belli. Bu şehrin trafiğini rahatlatacağız. Trafik, ana arterlerde sıkışıyor, buralarda yapılacak pek çok düzenleme var. Akıllı trafik sisteminden tutun, pek çok noktada kavşak düzenlemelerine kadar. Zafer Payzın Kavşağı'nda, 3 şerit oradan sağdan soldan birer şerit daha 5 şerit trafik geliyor, tam köprüye 2 şerit olarak çıkıyor. Bu kadar basit. Projeler hazır. Bir an önce bunlar yapılsa, bütün o 2 şeride düşen kavşaklarda genişleme yapılsa, bir sene içerisinde yapılabilecek çalışma bunlar, anında rahatlayacak. Birkaç noktada köprülü kavşak, alt geçit, bunların yapılmaması için bir neden yok, çok büyük maliyetleri olan, altından kalkılamayacak işler değil. Dün akşam arkadaşlarımızla saat 01.00'e kadar sizlere sunacağımız kitabın içeriğini çalıştık. Pek çok çözüm önerimiz var. Örneğin, Halkapınar aktarma istasyonunda insanlarımız sıkıntı yaşıyorlar. Aktarma istasyonlarında sıkıntılar var. Biz aktarma istasyonlarını düzenleyeceğiz ama bu düzenleme aktarma istasyonlarını aynı zamanda yaşam merkezine çevirecek. Mavişehir İZBAN'da insanlar iniyor, Mavişehir'e gelirken tarla gibi bir şeyin içinden geçiyor. Böyle alanları da aynı şekilde düzenleyeceğiz" dedi.
'İZBAN SEFERLERİ SIKLAŞACAK'
Ulaşım hizmetlerine de değinen Tugay, "İZBAN'da sefer sayıları yeterli gelmiyor. Neden daha sık sefer sayıları yapılmıyor diye düşünüldüğünde kimse bunun cevabını vermiyor. Ben vereyim cevabını; İZBAN, yüzde 50'si büyükşehir belediyesinin yüzde 50'si de TCDD'ye ait olan bir şirket. Bir sinyalizasyon güncellemesi ihtiyacı var. O olmadan şu anda 12 dakikada bir olan seferler daha sık hale gelemiyor. TCDD'nin sorumluluğunda olan bir konu. Maalesef bu ortaklık şu anda çok sağlıklı şekilde işlemiyor. AK Parti'nin adayı sayın AK Parti genel başkan yardımcısı sefer sıklığını artıracağız diyor. Ben de aynı şeyi diyorum, mutlaka artırmalıyız. Peki bugün neden artırılmıyor dendiğinde cevabı bu. TCDD üzerine düşeni yapmadığı için. Ama ben asla bu ya da benzeri konuları bahane olarak İzmir halkının önüne getirmeyeceğim. Konuşarak mı, anlaşarak mı olur farklı bir yol mu bulunur, bütün sorumluluğu üzerimize alarak mı olur, her ne olacaksa olacak ama o sinyalizasyon güncellemesi yapılacak daha daha sonra sefer sayıları sıklaştıracak. Öyle olduğu zaman bugün o İZBAN'da yaşanan sıkıntılar çok azalacak. Yeni bağlantı yollarının açılması gerekiyor. Bunlar da gerçekten yapılmayacak şeyler değil. Öncelik sırasına göre, hepsini sıralayıp birer birer yapacağız. Bu trafik ve ulaşım ile ilgili size fikir ersin diye söyleyeceğim bir şeydir” ifadelerini kullandı.
'SÜREKLİ ALTYAPI ÇALIŞMASI DEVAM ETMELİ'
İzmir'in altyapı sorunları da olduğunu hatırlatan Tugay, "Bütün şehirlerin aslında altyapı sorunu var. Büyük şehirlerde böyle 4,5 milyonluk bir şehirde altyapı sorunu olmaması mümkün değil. Sürekli ve devamlı bir altyapı çalışmasının yürümesi lazım. Bir yenileme gerekiyor, beraberinde kapasite artırımı gerekiyor. Bununla ilgili zaten şu andaki büyükşehir belediyemiz epey çalışma yaptı, mesafe yaptı, onların bıraktığı yerden mümkünse biraz daha hızlandırarak, nerede arıtma eksikse, nerede kanal kapasitesinin artırılması gerekiyorsa bununla ilgili çalışma da yapılacak. Yağmur yağıyor hava kötü oluyor, deniz yükseliyor, Alsancak'ta ya da Karşıyaka Yelken Kulübü’nün orada deniz taşıyor ve şehri su basıyor. Bununla ilgili yapılacak şey belli. 6 ay gibi bir sürede yapılacak, ondan sonra asla böyle bir problem olmayacak. Bir zamanlar Mavişehir'de bu problem yaşanıyordu, yapılan kıyı seti, ki bunda benim de katkım vardır, orada yaşanan ilk baskında anladım ki deniz durdurulamıyor, deniz yükseliyor ve Mavişehir'in zemini daha aşağıda olduğu için bu baskının önlenmesinin tek yolu denizin önüne set yapılması. Onun gibi düşünüp bir sefer yapıldığında bir daha bu sorun yaşanmayacak" dedi.
'25 BİN YENİ KONUT'
İzmir'in toplu konut ve kentsel dönüşüm konusunda çok başarılı bir geçmişi ve kültürü olduğunu ifade eden Tugay, şöyle konuştu:
"Bu dönemde bizim tekrar o eski kararlılıkla benzer projeleri hayata geçirmememiz için hiçbir neden yok. Ege Koop Başkanı Hüseyin Bey ile konuşurken sağ olsun o da söylemişti; bu dönem en az 25 bin yeni sosyal konutu belediye iş birliği ile yapmamamız, insanlara makul fiyatlarla bu konutları sunmamamız için hiçbir neden yok. Beraberinde bazı bölgelerde alacağımız revizyon plan kararlarıyla kentsel dönüşümün önünü açmamak, hızlandırmamak için yine elimizi, kolumuzu tutan hiçbir şey yok. Bunlar da yapılır. 'Biz hükümetiz kentsel dönüşümde bizden daha fazla iş hiç kimse yapamaz' diyenlere, Karabağlar'da 540 hektarlık alanda 12 yıldır bakanlığın yetkisinde olduğu halde 1 metre mesafe alınmayan, en ufacık bir iş yapılmayan alanı neden yapmadıklarını sormak lazım. Siz 12 yıldır Karabağlar'da 540 hektarlık alanda yanlış hatırlamıyorsam 30 bin konut yapmanız gerekirken bir oda bile yapmamışken İzmir'e nasıl oluyor da kentsel dönüşüm konusunda büyük vaatlerde bulunuyorsunuz? Anlayamıyorum. Önce bir Karabağlar'ı çözün. O yüzden bence İzmir'in kendi kentsel dönüşüm, toplu konut kültürü çerçevesinde herhangi birine rant sağlamadan, yandaşlara özel fırsatlar sunmadan, sadece ve sadece halkın çıkarını düşündüğümüz modellerle, belediye de her anlamda üzerine düşeni yaparak uygun fiyatla alan sağlayacak, altyapısını, ulaşımını sağlayacak. Daha önce İzmir'in belediyelerinin defalarca yaptığı gibi bu dönemde de insanlarımıza yeni konutlar yapabiliriz, kentsel dönüşüm konusunda da üzerimize düşeni yapabiliriz."
'ÇÖPÜ YAKMA TESİSİ İLE YOK EDECEĞİZ'
"Harmandalı'na çöp dökmek istemiyoruz" diyen Tugay sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bütün dünyanın yaptığını yapacağız, bu çöpü yakarak yok edeceğiz. Bir yakma tesisi ile bu çöpü yok edeceğiz. Türkiye'de başarılı örnekleri var, dünyanın uluslararası finans kuruluşları bu konuda bizlere kaynak sağlamaya hazır. Çünkü zaten o yakmayla elde ettiğiniz elektrik aynı zamanda kendi maliyetini karşılıyor. Dolayısıyla çözüm yolu belli. Yakında bazı yurt dışı ziyaretleri yapmayı planlıyorum, şimdiden İzmir adına bazı sözler almayı planlıyorum. Bunu yapabilirsek ondan sonra önümüzde çözülmeyecek hiçbir şey yok. Boş vaatlerde bulunan insanlara da bizim açıkçası ihtiyacımız yok. Ben İzmir'in ve İzmirlilerin kendine güvenmesini rica ediyorum. Eğer İzmir halkı takdir eder beni bu göreve layık görürse Türkiye'nin belki dünyanın en başarılı belediyeciliklerinden birini yaşayacağız. Bu şehirde bugüne kadar dostluk, kardeşlik, dayanışma içerisinde, iyi günümüzde birbirimizin, olarak, kötü günümüzde de birbirimize sahip çıkarak yaşadık. Bundan sonra İzmir'in herhangi bir arka mahallesi olmasını kabul etmiyorum. Bundan sonra İzmir'de herhangi bir yurttaşımızın sahipsiz kalmasını, ilgisiz kalmasını kabul etmiyorum. Bu şehirde her kim bana senden bir hizmet bekliyoruz derse, ayağa kalkıp önünde önümü ilikleyip derhal yerine getireceğim, çalışacağım, sözünü vereceğim" dedi.
'STK'LAR GÜÇ VERİYOR'
Siyasi partilerden sonra Türkiye'yi en güçlü yapan unsurun sivil toplum kuruluşları olduğunu ifade eden Tugay, "Ne kadar güçlü STK olursa ve ne kadar iş birliği içerisinde olursak şehrimizin sorunlarını o kadar hızlı çözebileceğimizi biliyorum. Karşıyaka'da zaten bunun bir örneğini ortaya koyduk, olumlu cevap verdik, isteklerini gücümüz yettiğince yerine getirdik. Bir de sivil toplum yerleşkesi oluşturduk, ofis verdik ortak kullanım alanları sağladık, çalışmalarına destek olduk. Orayı kullananlar biliyorlar, özgürce hiçbir şekilde rahatsız edilmeden, onlara hiçbir yük yüklenmeden çalışmalarını gerçekleştiriyorlar. Gurur duyduğum işlerden biriydi. Türkiye'nin en büyük sivil toplum örgütü yerleşkesini en kısa zamanda İzmir'de gerçekleştireceğim. Diyelim 500 diyelim 1000 derneğin bir arada olduğu yerleşkeyi birlikte kuracağız. Orada yapılan çalışmalar, önce İzmir'e ve inanıyorum ki Türkiye'ye o kadar güzel ışık saçacak ki herkes en kısa zamanda bunu yapmak isteyecek. Ben sivil topluma aşık bir insanım" açıklamalarında bulundu.
Meclis üyesi olarak gösterilmeyen Mehmet Aydoğan'nın üzüntüsünü bildiğini belirten Tugay, "Meclis üyeleri ile ilgili çözüm üretmeye çalışacağız. Eğer yapamazsak o yine bizim başımızın tacı. Büyükşehir Belediyesi'nde yine kendi uzmanlık alanında sivil toplum örgütleri alanındaki çalışmalarımızda ondan yardım isteyeceğim, beraber çalışmayı teklif edeceğim o da kabul ederse birlikte olacağız" dedi.
Konyalılar Dernekleri Birliği Federasyonu Başkanı Mehmet Aydoğan ise "Demokrasilerin olmazsa olmazları siyasi partiler ve arkasından gelen sivil toplum kuruluşlarıdır. Biz yıllarca arkadaş, kardeşçe memleket, mezhep ayırmadan birlikte yürüdük. Katılımınız için teşekkür ediyorum" diye konuştu.