Bakan Işıkhan: Şimdiden bir oran vermek, Asgari Ücret Tespit Komisyonumuzun iradesine gölge düşürmemeli
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, "Şimdiden bir oran vermek Asgari Ücret Tespit Komisyonumuzun iradesine, hassasiyetine gölge düşürmemeli. Zira komisyon tüm sosyal paydaşların olduğu bir yapıda. Tüm üyelerin iradesiyle 1 Ocak 2025 tarihinden itibaren geçerli olacak asgari ücret belli olacaktır" dedi.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan ve iş insanları, Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) tarafından bir otelde düzenlenen 'Çalışma Hayatının Geleceği' temalı 'Ortak Yarınlar Ödül Töreni' programına katıldı. Programda konuşan Bakan Işıkhan, "Sadece ekonomik kalkınmamıza ve refahımıza da değil aynı zamanda sosyal kalkınmamıza da katkı sunan, fikri üretimin ve emeğin ödüllendirildiği bu tür organizasyonları, toplumsal sorumluluk duygumuzu perçinleyen değerli anlar olarak görüyorum. Malum geçtiğimiz yıl Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın teşrifleriyle 'Cumhuriyet’in 100. Yılında Çalışma Hayatı' temasıyla bir asırlık birikimimizin ortaya çıkardığı önemli projeler ödüllendirilmişti. Bu yıl ise 'Çalışma Hayatının Geleceği' temasıyla, artık başlangıcın bir adım ötesine geçerek yüzünü gelecek hedeflerine çevirmiş bir Türkiye’nin sosyal sorumluluk projeleri değerlendirilecek" diye konuştu.
‘GEÇMİŞTE OLDUĞU GİBİ GELECEĞİMİZE KATKI SUNACAK FİKİRLER ORTAYA ÇIKACAKTIR’
Bu platformun da hareket noktası olan 'Ortak Yarınlar' anlayışının ortak hedefleri ve ortak bir vizyonu gerekli kıldığını belirten Işıkhan, "Aynı zamanda ortak yarınlar; sürdürülebilir, kapsayıcı, yenilikçi girişimlerle inşa edilebilir. İnanıyorum ki geçmiş dönemlerde olduğu gibi bugün de başta çalışma hayatı olmak üzere ülkemizin ve milletimizin ortak geleceğine katkı sunacak yeni fikirler ortaya çıkacaktır" ifadelerini kullandı.
‘ASGARİ ÜCERETİN BİR DENGE İLE OLUŞMASINI TEMENNİ EDİYORUZ’
Asgari Ücret Tespit Komisyonu'nun 10 Aralık’ta çalışmalarına başlayacağını hatırlatan Işıkhan, "Komisyon tarafından belirlenecek asgari ücretin çalışanlarımızın refahı ve işverenlerimizin sürdürülebilir üretim kapasitesini de gözetecek bir denge ile oluşmasını temenni ediyoruz. Bu dengenin sosyal adalet anlayışımız ve ekonomik kalkınma hedeflerimiz doğrultusunda şekillenmesini ümit ediyoruz. Bizler; işçisinden işverenine, istihdamın tüm paydaşlarının hak ve menfaatlerini koruma sorumluluğumuzun bilinciyle hareket ediyor, Türkiye Yüzyılı'nda çalışma hayatına yakışan bir uzlaşıyı hep birlikte inşa ediyoruz. Asgari ücretin artışına ilişkin herkes ne kadar artacağı sorusunun cevabını arıyor. Elbette hem işveren hem işçi temsilcilerinin gönlünden geçen asgari ücret rakamları var. Ancak bildiğiniz gibi asgari ücreti; Asgari Ücret Tespit Komisyonu belirliyor. İşveren ve işçi örgütlerimiz fikirlerini, düşüncelerini; komisyonda yer alan temsilcilere iletebilirler. Komisyon üyeleri; hep birlikte bu fikirleri, teklifleri değerlendirecektir. Şimdiden bir oran vermek Asgari Ücret Tespit Komisyonumuzun iradesine, hassasiyetine gölge düşürmemeli. Zira komisyon tüm sosyal paydaşların olduğu bir yapıda. Tüm üyelerin iradesiyle 1 Ocak 2025 tarihinden itibaren geçerli olacak asgari ücret belli olacaktır" diye konuştu.
CEVDET YILMAZ: 'ÇALIŞMA HAYATININ GELECEĞİ' KONUSUNUN ANA TEMA OLMASINI SON DERECE ANLAMLI BULUYORUM
Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) tarafından bir otelde düzenlenen 'Çalışma Hayatının Geleceği' temalı 'Ortak Yarınlar Ödül Töreni'nde konuşan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, TİSK'in kurulduğu günden bu yana Türkiye'nin ekonomisine ve çalışma hayatına katkı sağlamanın ötesinde, kurumsal sosyal sorumluluk alanında da projelere öncülük ettiğini belirterek, "Her yıl düzenlenen bu anlamlı organizasyonun, dijitalleşmeden yeşil dönüşüme, kadınların ve gençlerin güçlendirilmesinden sosyal uyuma kadar geniş bir yelpazede yenilikçi projeleri desteklemesi takdire şayandır. Bu yıl ana tema olarak 'Çalışma Hayatının Geleceği' konusunun belirlenmiş olmasını son derece anlamlı buluyorum. Dijital dönüşümden yeşil ekonomiye geçişe ve demografik değişimlere kadar pek çok dinamik, iş hayatının yarınlarını şekillendirmede rol oynamaktadır. Bu süreçte, iş dünyasının tüm taraflarının bir araya gelerek ortak bir vizyonla hareket etmesinde fayda görüyorum" dedi.
'İLK DOKUZ AYDAKİ BÜYÜME ORANIMIZ YÜZDE 3,2 OLARAK GERÇEKLEŞTİ'
TİSK üyesi işverenlerin iş yerlerinde yaklaşık 2 milyon kişinin çalışarak ailelerine gelir sağladığını ve bu işletmelerin milli gelire 200 milyar dolar ve ihracata 10 milyar dolar katkı sunduğunu kaydeden Yılmaz, şunları söyledi:
"Yatırım, üretim, ihracat ve istihdam odaklı büyümemizde büyük payı olan birçok işletme bugün bu salonda. Yatırım yaparak, istihdam sağlayarak ve üreterek Türkiye’nin kalkınmasına destek olan tüm TİSK üyelerini gönülden tebrik ediyorum. Türkiye ekonomisi, üretim, istihdam ve dış ticarette güçlü bir performans sergilemeye devam ediyor. 2023 yılında zayıf dış talep ve deprem felaketlerine rağmen yüzde 5,1 oranında büyüme kaydederek, ekonomik büyüklüğümüzü 1 trilyon 130 milyar dolara çıkardık. Kişi başına düşen milli gelir geçen yıl 13 bin 243 dolara ulaştı. 2024 yılının üçüncü çeyreğinde yıllıklandırılmış ekonomik büyüklük 1 trilyon 260 milyar doları aşarken, ilk dokuz aydaki büyüme oranımız yüzde 3,2 olarak gerçekleşti. Açıklanan üçüncü çeyrek rakamları ise yıllık bazda yüzde 2,1 büyüme kaydedildiğini gösterdi. Türkiye ekonomisi, 17 çeyrektir kesintisiz büyümeye devam etmektedir."
En olumlu gelişmelerden birinin istihdam alanında olduğunu vurgulayan Yılmaz, "Eylül ayında istihdam edilenlerin sayısı yıllık bazda 1 milyon 129 bin kişi artarak 32,8 milyona ulaştı. İşsizlik oranı ise yüzde 8,6 olarak gerçekleşti. Orta Vadeli Programı'mızın bazı hedeflerinde beklentilerimizden daha iyi bir performans var, bazılarında beklentilerimizin bir miktar altında performansımız var. İstihdam sadece ekonomik bir kavram değil, aynı zamanda sosyal refahla çok yakın bağlantılı. Her bir ilave istihdam, bir ailenin hayatında çok önemli bir değişim demek. Dolayısıyla bu rakamlar, çok sevindirici" dedi.
Türkiye'nin cari açığına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Yılmaz, "Geçen yılın ortalarında yüzde 6'lara kadar yaklaşmıştı cari açığımız. Geldiğimiz noktada yüzde 1'ler civarında. Dolayısıyla Türkiye artık cari açıkta belli bir yere geldi. Niçin önemli cari açık? Türkiye'nin kalkınma tarihinde en önemli darboğaz her zaman cari açık olmuştur. Dolayısıyla düşen cari açık dış borçlanma ihtiyacımızın düştüğünü gösteriyor. Döviz meselesinde Türkiye'nin rahatladığını gösteriyor. Bugün Merkez Bankası rezervlerimiz ciddi bir şekilde artış gösteriyor. Kur Korumalı mevduat ciddi bir şekilde çözülüyor. Bütün bunlar Türkiye'nin makro temellerini çok daha güçlü hale getiren eğilimler" ifadelerini kullandı.
'ENFLASYONLA MÜCADELEMİZİ SÜRDÜRECEĞİZ'
Yılmaz sözlerine şöyle devam etti:
"Enflasyon en temel meselemiz. Enflasyonla ilgili de mücadelemiz devam ediyor. Dezenflasyon süreci haziranda başladı. Haziran ayından bugüne kadar enflasyonda 28.4 puanlık bir düşüş gerçekleşti. Dolayısıyla enflasyon düşüş trendine girmiş durumda. Tek haneli rakamlara ulaşıncaya kadar da bütün imkanlarımızla, çok boyutlu politikalarla koordineli ve kararlı bir şekilde enflasyonla mücadelemizi sürdüreceğiz."
Yılmaz, "Yıl sonunda 1.3 trilyon doların üstünde bir gelir, 15 bin doların üstünde de kişi başı gelir bekliyoruz. 2028'lere geldiğimizde, 1.8 trilyon dolarlık bir ekonomi olacağız ve kişi başına gelirimiz de 20 bin doları aşacak. O zaman Türkiye farklı bir ligde gelişmesini, mücadelesini sürdürecek" dedi.
'KADINLARIN İŞ GÜCÜ PİYASASINA GİRMESİ ÇOK ÖNEMLİ'
Yılmaz, çalışma hayatı hakkında, "Çalışma hayatındaki dönüşüm, dijitalleşme, otomasyon ve yapay zeka gibi teknolojik gelişmelerle şekillenmektedir. Bu değişim, iş gücünün niteliklerini ve çalışma yöntemlerini dönüştürürken, yeni beceriler ve esneklik gerektiren bir yapıyı da beraberinde getirmektedir. Gençlerin, kadınların ve dezavantajlı grupların iş gücüne katılımını artırmak, adil bir geçişi mümkün kılmak ve daha kapsayıcı bir ekonomi inşa etmek, bu dönüşüm sürecinin temel taşlarıdır. Özellikle kadınların iş gücü piyasasına girmesi çok çok önemli. Sadece çalışan olarak değil aynı zamanda girişimci olarak bu sürecin parçası olması" dedi.
Konuşmaların ardından ödüller, sahiplerine verildi.