Geri Dön
EğitimBakan Özer: Hedefimiz okul öncesi eğitimde OECD ortalamasına ulaşmak

Bakan Özer: Hedefimiz okul öncesi eğitimde OECD ortalamasına ulaşmak

İstanbul’da düzenlenen 6’ncı Tarih Kültür Medeniyet Semineri’ne katılan ve anaokulu öğretmenlerine seslenen Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, “Türkiye’de 2000’li yıllarda, 5 yaşındaki çocukların okullaşma oranı sadece yüzde 11’di. Bunlar da ekonomik olarak avantajlı olan ailelerin çocuklarıydı. Yüzde 89 kesim ise okul öncesi eğitime erişemiyordu. Kısa sürede bu oranları yükselttik. 6 Ağustos 2021’de 3 yaşındaki çocukların okullaşma oranı, yüzde 9’du. Şimdi ise yüzde 16 oldu. 4 yaşın okullaşma oranı ise yüzde 16’yken yüzde 37 oldu. 5 yaşındaki okullaşma oranı da yüzde 65’ten yüzde 98’e çıktı. Hedefimiz ise 3-5 yaşındaki okullaşma oranlarını, OECD ortalamasına ulaştırmaktır” açıklamasını yaptı.

Bakan Özer: Hedefimiz okul öncesi eğitimde OECD ortalamasına ulaşmak

Ağustos 2021’de tüm Türkiye'de 2 bin 782 anaokulu varken bir yılda 3 bin anaokulu yapmak için Emine Erdoğan ile yola çıktıklarını belirten Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, “Gelinen noktada, 5 bin 431 anaokulu kapasitesi oluşturduk. Sadece anaokulu oranları değil, 2000’li yılların başında eğitimimiz de çok iyi durumda değildi. Okul öncesi 5 yaşındakilerin okullaşma oranı sadece yüzde 11, ortaöğretimdeki okullaşma oranları yüzde 44’tü. Yükseköğretimdeki okullaşma oranları ise sadece yüzde 14’tü. Bu oranlara ulaşabilmek için sadece fiziksel yatırım değil, sosyal politikalar da yapıldı. Öğrencilere şartlı eğitim yardımlarından bursa kadar, taşımalı eğitimden ücretsiz kitaplara, yardımcı kaynaklara kadar her türlü imkan sağlandı. Son zamanlarda eğitim gündeminde farklı yaklaşımlar önerilmeye başlandı. Şu anda bizim eğitim sistemimizde 1.8 milyon öğrenci ücretsiz olarak yemek yiyor. Özellikle son bir yılda okul öncesinde, bu atılımımızda yaklaşık 400 bin okul öncesi öğrencimize ücretsiz olarak yemek veriyoruz. Şimdi bu manzaraya baktığımız zaman bugün eğitimle ilgili konuşanlar, dün bu ülkenin çocuklarının eğitimle buluşmasını engelleyenler olduğunu görüyoruz. Bu ülkede başörtüsü yasakları, eğitim erişimi için neden bariyer olarak kullanıldı” dedi.

“BAŞORTÜSÜ NEDENİYLE EĞİTİME ERİŞEMEYEN KADINLAR İÇİN TEK KELİME ETMEDİLER”

Bakan Özer sözlerine şu şekilde devam etti:

“Onlar bugün kadına şiddetle ilgili konuşuyorlar ama başörtüsünden dolayı eğitime erişemeyen kadınlar olduğu zaman, tek bir kelime konuşmadılar. Bugün beyin göçüyle ilgili konuşanlar, kadınlar eğitim hakkından mahrum oldukları ve yurt dışına gittikleri zaman onlar hiç beyin göçüyle ilgili konuşmadılar. Gerçekten bakanlık dönemimde eğitimle ilgili hangi konuyu götürdüysem ekonomik koşulları zorlamasına rağmen her zaman eğitim sistemimizin yanında öğretmenlerimizin yanında olduğu için Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a minnettarım. İnşallah bizler de bu gelinen noktada, eğitimde evrenselleşmeye kitleselleşme evresi tamamlandıktan sonra daha fazla kaliteye odaklanarak daha fazla eğitimde fırsat eşitliğine odaklanarak Sayın Cumhurbaşkanımızın genel çerçevesini çizmiş olduğu Türkiye yüzyılı vizyonuna sahip gençleri yetiştirmek için sizlerle elle yürüyeceğiz.”

MESLEKİ EĞİTİMDE SORUNLAR DEĞİL, BAŞARI HİKAYELERİ KONUŞULUYOR”

Mesleki eğitimde de yapılan geliştirmeleri anlatan Bakan Özer, “Mesleki eğitim gerçekten artık o küllerinden bir anka akışı gibi yükseldi. Ve artık uçuyor. Sadece mesleki eğitim merkezlerinde 1 senede çırak kalfa sayısındaki artış, gelişmeyi göstermesi bakımından manidar. 159 binden 1 milyon 108 bine ulaştı. Artık mesleki eğitimde sorunlar değil, başarı hikayeleri konuşuluyor. Onun için OECD, İstanbul'da meslek eğitimi zirvesinden topladı ki Türkiye'nin diğer ülkeler meslek eğitimi ile ilgili bir sürü sıkıntı yaşarken Türkiye hiç onların farkında olmadan mekanizmalarla hızlı bir şekilde problemlerle çözülüp mesleki eğitimde dünya örnekleri ortaya çıkarttı” şeklinde konuştu.

“ÖĞRETMENLERİN EĞİTİM SAATİNİ 250’YE TAMAMLAYACAĞIZ”

Öğretmenlerin mesleki gelişimlerinin çok önemli olduğuna değinen Bakan Özer, “Okullarımızda öğretmenlerimiz hangi eğitim istiyorlarsa o eğitimi alsınlar diye bütçe gönderdik. 2021 yılındaki bütçe 8,9 milyonken 2022 yılındaki bütçeyi 292 milyona çıkarttık. Ve bunun 210 milyonunu doğrudan okullara gönderdik. Ama gördük ki okullar bütçeyi kullanamıyorlar. 2020 yılında bu ülkede öğretmen başına ders saatini, eğitim saati sadece 44 saat 94 saate çıkarttık. 2022’de hedefimiz öğretmen başına 120 saatlik bir eğitimdi. Bunu 205 saate ulaştık. Muhtemelen 250 saate tamamlayacağız. Bugün de sizleri İstanbul’a davet etmemizin sebebi, sizlerin külür, tarih, medeniyetle ilgili seminerler almanızdır. İstanbul'u gezin. Tarihi yarımadasıyla temas kurun. İstanbul'un ne olduğunu, Türkiye'nin nereye doğru gitmek istediğini görün istedik. Ve inşallah 2023 Mayıs ayına kadar Türkiye'deki tüm okul yöneticilerini, üç günlük program için İstanbul'a getireceğiz. İstanbul'a gelmeyen okul yönetimimiz kalmayacak” dedi.