TBMM Genel Kurulu'nda, 'Terör' Tartışması
TBMM Genel Kurulu'nda, İYİ Parti ve DEM Partili milletvekilleri arasında, 'Terör' tartışması yaşandı.
TBMM Genel Kurulu, 'Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'ni görüşmek üzere Meclis Başkanvekili Gülizar Biçer Karaca başkanlığında toplandı. Genel Kurul'da, İYİ Parti ve DEM Parti arasında, 'Terör' tartışması çıktı.
ÇÖMEZ: BU MİLLET TERÖRİST BAŞINDAN GELECEK MESAJA MAHKUM EDİLEMEZ
Genel Kurul'da grup başkanvekillerinin söz aldığı bölümde konuşan İYİ Parti Grup Başkanvekili Turhan Çömez, Türkiye'nin içerisinde bulunduğu sorunların demokrasi formülü ile çözülebileceğini söyledi ve AK Parti iktidarının PKK terörünü bitirmek için hangi adımları attığını sordu. Ardından Çömez, DEM Partili milletvekillerinin TBMM kürsüsünden yaptığı açıklamalardan örnekler vererek, "DEM Partili bir milletvekili çıktı, dedi ki, 'Bizim topraklarımıza gelip barajlar kuruyorsunuz, sonra bu topraklardaki barajlardan elde ettiğiniz elektriği bize parayla satıyorsunuz.' Allah aşkına siz kimsiniz? Hangi yetkiyle bunu söylüyorsunuz? Bu ülkenin topraklarındaki baraj bu ülkenin bütün vatandaşlarına aittir. Nasıl böyle bir ayrımcılığı yapabilirsiniz? Ve şimdi diyorsunuz ki, 'Terörist başından medet umun.' Koskoca Türkiye Cumhuriyeti devletini 22 yıl sonra terörist başından gelecek bir mesaja mahkum ettiniz ve ondan medet umar hale geldiniz. Niye görüşmedik biliyor musunuz? Bu memleket, bu millet terörist başından gelecek bir mesaja mahkum edilemez. Parlamento terörist başından, bebek katilinden, kadın katilinden, öğretmen katilinden, asker ve polis katilinden getirilecek bir mesajın okunacağı ve o mesajın alınacağı bir yer değildir. Elbette sorun var bu ülkede, elbette problem var ama bunun çözümü demokrasidir, insan haklarıdır, özgürlüklerdir. Ama bunun yolunu, bunun çaresini İmralı'da görenlere, terörist başında görenlere de şiddetle itiraz ediyoruz" ifadelerini kullandı.
KOÇYİĞİT: ÇÖZÜMSÜZLÜĞÜ DAYATMAK ÇOK RAHAT
DEM Parti Grup Başkanvekili Gülüstan Kılıç Koçyiğit, İYİ Parti Grup Başkanvekili Çömez'in açıklamalarını çelişkili bulduğunu ve 40 yıllık ezberleri dile getirdiğini aktardı. Koçyiğit, "Bizler cumhuriyeti bir parantez olarak görmüyoruz, bin yıllık bir tarihten bahsediyoruz. Bu bin yıllık tarihin son 100 yılının sorunlu geçtiğinden bahsediyoruz. Cumhuriyetin demokratikleşmesinden, Kürt halkının haklarının tesis edilmesinden bahsediyoruz. Bahsettiğimiz, bir parantezi kapatmak değil, bir cumhuriyeti paranteze almak değil; demokratik olmayan, bu ülkede yaşayan halkların, inançların kendini içinde hissetmediği sistemi demokratikleştirmekten bahsediyoruz. İşte, Meclis bunun için var. Bugün, biz siyaset kurumuyuz, biz milletvekiliyiz, biz acıların üzerinde tepinemeyiz; çok açık ve net. Sayın Sırrı Süreyya Önder demişti, 'Helva başkasının evinde kavrulunca kokusu hoş, tadı güzel olur.' Bu ülkede milyonlarca insanın evinde helva kavruluyorsa bu sorun nedeniyle, artık buna, 'Dur' demenin zamanı gelmiştir. Herkesin elini vicdanına koyacağı, herkesin bu sorunu kalıcı bir şekilde çözmek için söz söyleyeceği, sözünü eyleyeceği, sorumluluk alacağı bir tarihsel dönemdeyiz. Çok rahat, dışlamak çok rahat, çözümsüzlüğü dayatmak çok rahat, 'Devam etsin’ demek çok rahat; zor olan, barış istemek; zor olan, barışa aklımızı yatırmak; zor olan, çözümde ısrar etmek. İşte, biz o zorda ısrar ediyoruz" diye konuştu.
ÇÖMEZ: TERÖRÜ SAVUNANLARIN DİLİDİR, ZEHİRLİ DİL
İYİ Parti Grup Başkanvekili Turhan Çömez, DEM Partili Koçyiğit'in sözlerine cevaben, "Sayın Koçyiğit, konuşma üslubuma, 'Zehirli bir dil' diyemezsiniz. Ben, milletin bir temsilcisi olarak burada kürsü dokunulmazlığı ve konuşma dokunulmazlığı olan birisiyim. Demokrasiyi, insan haklarını ve özgürlükleri savunan birisi olarak benim dilime, 'Zehirli' demenizi şiddetle reddediyorum. Terörü savunanların dilidir zehirli dil. Terörün arkasında olanlarındır zehirli dil. İmralı'dan, teröristbaşından medet umanların dili zehirli dildir. Ve siz bu Parlamentonun çatısı altında, 'Bu iş böyle devam ederse 50 bin kişi daha ölecek' diyorsunuz. Nasıl söylersiniz bir milletvekili olarak bu lafı? Ölümden medet umar mı insan, terörden medet umar mı? Ve 'Örgüt' diyorsunuz, 50 bin kişinin katili bir terör örgütüne hala, 'Örgüt' diyorsunuz. Ve buna, 'Örgüt' derken de yüreğinizden söylüyorsunuz. O bir terör örgütüdür, 50 bin kişiyi katletmiş bir terör örgütüdür ve onun arkasına sığınarak bu milleti ve bu milletin iradesinin tecelli ettiği bu çatıyı tehdit edemezsiniz. Biz demokrasiyi savunurken, insan haklarını savunurken, özgürlükleri savunurken, 'Terör bitsin' derken, siz bana, 'Zehir dil' derken, biz, 'Terör artık son bulsun ve o silahları teslim etsinler, etmiyorlarsa yok olsunlar' derken siz kalkıyorsunuz, bu Parlamentoda, '50 bin kişi daha ölür' diyerek tehdit ediyorsunuz. Terör örgütünden medet mi umuyorsunuz? Bu insanların, bu alçakların katlettiği insanları hiç mi düşünmüyorsunuz?" dedi.
KOÇYİĞİT: ÇÖZÜM İSTEMEMEK ZEHİRLİ BİR DİL
DEM Parti Grup Başkanvekili Gülüstan Kılıç Koçyiğit, İYİ Partili Çömez'in açıklamaları üzerine yeniden söz alarak, "Şimdi, öncelikle Sayın Çömez söylediğimi çarpıtıyor, çok açık ve net. Ben, '50 bin kişi daha ölsün istiyoruz' demedim. Dedim ki, 'Bu sorunun çözümsüzlüğü 50 bin kişinin yaşamına; siyasal, toplumsal ve ekonomik, dünya kadar maliyete neden oldu' dedim. Bugün çözümsüzlükte ısrar etmek, insanların ölmesini, 'Siz hala bu konuda çözümsüzlükte ısrar ederek 'Bu insanların ölmesi devam etsin' mi diyorsunuz? Aynen soruyu böyle sordum. Şimdi, diğer bir mesele, zehirli dil, evet, zehirli bir dil, bence çözüm istememek zehirli bir dil, barıştan yana olmamak zehirli bir dil, insanları ayrıştırmak zehirli bir dil, bugün çözümün karşısında tam da bu refleksleri göstererek çözümsüzlükte ısrar etmek zehirli bir dil. Bu, bir kavramsallaştırma, bunu bir hakaret anlamında söylemediğimizi Sayın Çömez de çok iyi biliyor. Biz tam da Meclise çağrı yapıyoruz Sayın Başkan, tam da Meclisten çağrı yapıyoruz. Niye? Çünkü bu sorun bizim sorunumuz, bu sorun bu ülkenin sorunu; bu sorun sadece DEM Parti'nin sorunu değil burada bulunan 600 milletvekilinin de sorunu. Ya yaraya merhem olacağız ya da yara kanamaya devam edecek. İşte, çağrımız bunadır, biz yarayı sarmak istiyoruz. Türk'üyle Kürt'üyle ölen, çocuklarını kaybeden Türk'ün acısı da bizim, Kürt'ün acısı da bizim. Bunu ayrıştırarak, bunu karşı karşıya koyarak gideceğimiz bir yol yok, bunu görmemiz gerekiyor" dedi.
GENEL KURUL GÖRÜŞMELERİ DEVAM EDİYOR
TBMM Genel Kurulu'nda yaşanan tartışmanın ardından siyasi partilerin grup önerileri görüşüldü. Genel Kurul, çalışmalarına devam ediyor.
GENEL KURUL'DA 'EMEKLİ MAAŞI ZAMMI' TARTIŞMASI
TBMM Genel Kurulu'nda AK Parti, Meclis'in bu hafta ile gelecek haftaki gündem ve çalışma saatlerini düzenleyen önergeyi Meclis Başkanlığı'na sundu. Önergeye göre; Genel Kurul’un, 7 Ocak 2025 bugünkü birleşiminde, 'Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin birinci bölümünün tamamlanması, çarşamba günkü birleşimde kanun teklifinin tamamlanmaması halinde perşembe günkü birleşimde tamamlanması gerekiyor. TBMM'nin önümüzdeki hafta yapacağı birleşimlerde ise 'Türkiye Adalet Akademisi Kanun Teklifi'nin temel kanun olarak görüşülmesi ve 14 Ocak Salı günü teklifin birinci bölümünde yer alan maddelerin tamamlanması, 15 Ocak Çarşamba günü ise kanun teklifinin tamamlanmaması halinde 16 Ocak Perşembe günü çalışmalarını sürdürmesi ve her siyasi partiden 2 konuşmacı ile sınırlandırılacak. Önerge üzerine görüşmeler sürerken milletvekilleri arasında, 'Emekli maaşı zammı' tartışması yaşandı.
AKALIN: ÖNCELİĞİMİZ, ASGARİ ÜCRETLE ÇALIŞANLAR OLMALIDIR
Önerge üzerine söz alan İYİ Parti Edirne Milletvekili Mehmet Akalın, asgari ücreti değerlendirerek, "Bugün bu ülkede asgari ücretle geçinmeye çalışan milyonlarca insan var ama bir noktayı düzeltmek istiyorum. Bu insanlar maalesef geçinmeye çalışmıyor, onlar artık umudunu kaybetmiş bir şekilde nefes almaya çalışıyor. İşte, bizim öncelikli meselemiz budur. Bu düzeni besleyenlerden biri maalesef ki adaletsiz vergi sistemidir. Şimdi, bakıyoruz, çiftçi ürününü yetiştirirken vergisini ödüyor, işçi maaşını almadan vergisini ödüyor, esnaf kepengini açarken vergisini ödüyor. Peki, büyük servet sahipleri ne ödüyor? Bakın, dolaylı vergilerin yani vatandaştan alınan verginin toplam vergilere oranı yüzde 70- 80'lere ulaşmış. Yani zenginden aldığınız vergiler geri kalan yüzde 20- 30'luk kesimin içerisinde kalıyor. Dolaylı vergilerin oranı, Avrupa Birliği ve OECD ülkelerinde yüzde 30'lar civarındadır; bizde ise yüzde 70 ve 80'lerde. Bir toplumda gelir dağılımı adil olmadıkça, o ülkede refah sağlanamaz. Bu dengeyi kurmadığımız sürece, sadece zenginlerin daha zenginleştiği, fakirlerin ise daha da umutsuz hale geldiği bir geleceğe doğru ilerleriz" ifadelerini kullandı.
BAŞARIR: 14 BİN 469 LİRA EMEKLİ MAAŞI VİCDANLARIZI ZEDELEMİYOR MU?
CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır ise "Ben bugün beklerdim ki AKP'nin grup önerisi en düşük emekli maaşı olsun. Neden? Şimdi, Çalışma Bakanı çıktı, 'En düşük emekli maaşını 14 bin 469 TL olarak açıkladı. Arkadaşlar, bu, Meclis’e yapılabilecek en büyük hakaret çünkü böyle bir maaşın belirlenebilme yetkisi Meclis’e ait; bir düzenleme yapılmak zorunda, burada yapılmak zorunda. Sonra 'Ne işe yarıyorsunuz?' diyorlar burada, 'Meclis işlevini yitirdi' diyorlar, 'Görevinizi yapmıyorsunuz' diyorlar. Gerçekten biz ne işe yarıyoruz, bunu bir düşünelim. Eğer ki bu parlamento en düşük emekli maaşını bile yasayla, kanunla belirleyemiyorsa, görüşemiyorsa, bakan onların iradesine el koyuyorsa sözün bittiği yerdeyiz. Şimdi, sabahtan beri emekli maaşı konuşuluyor. Yahu, ben size soruyorum: 14 bin 469 lira emekli maaşı vicdanlarınızı zedelemiyor mu? Herkes emekli maaşını burada söylüyor, asgari ücreti söylüyor. Arkadaşlar, bu bir rezalet, bu bir felaket. Bakın, ne acıdır ki Sayın Cumhurbaşkanı sürekli bizden çeyrek altınla örnek istiyor. Çok acı bir şey söyleyeyim: 2002'de bir emekli maaşıyla 8 çeyrek altın alınırken bugün en düşük emekli maaşıyla 4 kasa domates alınabiliyor arkadaşlar. Bundan daha acı, daha aşağılayıcı bir durum var mı? Ve bunun çözüm yeri olan Meclis bunu konuşup, tartışıp düzenleme yapamıyor, Bakan, 'Ben açıkladım' diyor" diye konuştu.
AKBAŞOĞLU: ASGARİ ÜCRET BU FİYATIN AŞAĞISINDA KİMSE ÇALIŞAMAZ DEMEK
AK Parti Grup Başkanvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu, CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır'a cevaben, "Emeklilerin en düşük emekli maaşıyla ilgili, 14 bin 469 liraya ilişkin grubumuzla, bakanlığımızın ve bütün ilgili, yetkili arkadaşlarımızın da hep beraber değerlendirmeleri neticesinde hem asgari ücrette işverenlere desteğin bin liraya çıkartılarak bu konuda bütün işçi kardeşlerimizin istihdamını devam ettirebilmek, bu konuda bir mağduriyet oluşmamasını sağlamak adına hem asgari ücretle ilgili düzenlemeye dair, işverenlere yönelik desteğin bu konuda bin liraya çıkarılmasına ilişkin düzenlemeyi hem de en düşük emekli maaşının SSK ve BAĞ-KUR emeklileriyle ilgili enflasyon oranında artırılmasına ilişkin, daha üstten, 6 aylık olarak, 6 aylık farkı en üst noktadan alarak bu konuyla ilgili düzenlemeyi inşallah biz teklif olarak getireceğiz. Ara buluculuk noktasında işçi ve işveren sendikalarının bir noktada buluşmalarına ilişkin, orada ara bulucu rolünde olan hükümetimiz en düşük asgari ücreti belirleme noktasında bir konsensüsa varmalarına vesile oldu. Bu şu demek: Asgari ücret; bu fiyatın, bu ücretin, bu ücretin aşağısında kimse çalışılamaz demek. Bunun üstünde çalışılabilme imkanını elde etmek demek. Bunu da yerli yerine belirlemek gerekiyor" dedi.
BAŞARIR: MECLİS'E YAPILAN EN BÜYÜK HAKARETTİR
CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır, AK Partili Akbaşoğlu'nun açıklamaları üzerine yeniden söz alarak, "Sayın Akbaşoğlu, aynen şu cümleleri kullandı; '14 bin 469 TL en düşük emekli maaşı belirlenirken milletvekillerimiz, grubumuz tam bir fikir halinde istişare yaparak belirlendi' dediniz herhalde, değil mi? O zaman Meclis’in bu tarafını biz kapatalım, muhalefetin görüşünü almayalım. Ben de tam şunu söylüyorum: Bu konu Meclis’te gelip tartışılmalı, fikirler alınmalı, önerge verilmeli. Belki DEM, İYİ Parti, MHP, '22 bin lira olacak' dedi, içinizden bazı arkadaşlar, 'Evet' diyecek. Hayır, beyler istişare yapmış. İki, asgari ücretin herhalde asgari ücret olduğunu hepimiz bilecek, akıl ve zekadayız ama acı olan şu: Romanya’da Polonya'da yani en fakir Avrupa ülkelerinde ortalama asgari ücretle çalışma oranı yüzde 9, yüzde 10, yüzde 11. Türkiye'de yüzde 58. Bu gerçeği görmeksizin burada, 'Asgari ücret en aşağı alacağı maaş zaten, üstünü herkes verebilir' demek toplumdan bir kopmuşluğu, toplumdan uzaklaşmayı, sahada, pazarda, çarşıda, dükkanda, fabrikada insanları tanımamayı, yabancılaşmayı anlatıyor. Biz de bunu söylüyoruz ama 'Biz en düşük emekli maaşını belirleyelim, Meclis’te sonra onaylansın' demek bu millete, bu Meclis’e yapılan en büyük hakarettir" değerlendirmesinde bulundu.
KOÇYİĞİT: 14 BİN LİRAYLA GEÇİNEBİLİR MİSİNİZ?
DEM Parti Grup Başkanvekili Gülüstan Kılıç Koçyiğit ise AK Partili Akbaşoğlu'nun açıklamaları üzerine, "İnsan Sayın Akbaşoğlu'nu dinleyince gerçekten, 'Vay be. Ne güzel bir ülke' diyor yani. Arkadaşlar düşünüyorlar, taşınıyorlar, her şeyi de biliyorlar, bizim yerimize de yoksulun yerine de emekçinin yerine de karar veriyorlar. Hani biz burada niye konuşuyoruz diye söylemek gerekiyor. Ya, TÜİK'e göre enflasyon yüzde 44,33 Sayın Akbaşoğlu. Sizin asgari ücret zammınız ne kadar? Yüzde 30. Şu anda en düşük emekli maaşının 14 bin 469 lira olması oran olarak neye tekabül ediyor? Yüzde 15,75. Neyi konuşuyoruz ya? Siz ayda 14 bin lirayla geçinebilir misiniz? Şurada herhangi bir arkadaşımız ayda 14 bin lirayla geçinebilir mi? Kiralara yüzde 58 zam yapılmış. Siz niye o zaman vergileri, harçları yüzde 44 oranında geri topluyorsunuz, yeniden değerleme oranı niye yüzde 44? O yüzde 44, kendi alacağını devlet yüzde 44 zam oranıyla alacak ama vereceğine gelince yüzde 15 verecek, yüzde 30 verecek. Böyle bir şey hak mı, reva mı ya? Bir et kaç para Sayın Akbaşoğlu? Alınabiliyor mu, emekli 1 kilo et alabiliyor mu? Çocuğuna 1 litre süt alabiliyor mu bir asgari ücretli çalışan? Bir de neymiş? İstihdamın devamından yana tercihte bulunmuşlar. Ya, siz zaten patronların sırtını sıvazlaya, sıvazlaya, sıvazlaya kölelik düzeni kurdunuz. 'Asgari ücret' dediğiniz kölelik düzeni. Bir de niye Meclis’ten kaçırıyorsunuz? Şimdi, niye getirip Meclis’te yasalaştırmıyorsunuz? Niye Meclis’teki milletvekilleriyle müzakere etmiyorsunuz?" ifadelerini kullandı.
AKBAŞOĞLU: ÇALIŞMA USULÜNÜ HERKES GAYET İYİ BİLİYOR
AK Parti Grup Başkanvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu, CHP'li Başarır ve DEM Partili Koçyiğit'in açıklamaları üzerine söz aldı. Akbaşoğlu, "Bütçeyle ilgili, maaşlarla ilgili, memur ve emekli maaşlarıyla ilgili bütçe imkanları çerçevesinde bu tasarruf yetkisi, bunu belirleme yetkisi yürütmede, kanun çıkarma yetkisi Meclis’tedir. Bu konuda da yasama ve yürütme anlamında da içimizde hükümet olarak AK Parti ve milletvekilleri anlamında da bu istişareleri yaptığımızı ve bu teklifimizi de yasamanın önüne getireceğimizi ifade ettik. Çalışma usulünü herkes gayet iyi biliyor. Burada bir polemik oluşturmanın anlamı yok diye düşünüyorum. Teklifimizi de getirdiğimizde zaten bütün gruplar bu konuyla ilgili değerlendirmelerini kamuoyu nezdinde de ortaya koyacaklar. Asgari ücretle ilgili yıllık bazda, memur ve emeklilerle ilgili altışar aylık bazda enflasyon oranını da dikkate almak suretiyle değerlendirme yapıldığı hususunu milletin ve Meclis’in bilgisine sunmuş oldum" diye konuştu.
ÇÖMEZ: MEMLEKETİN MESELELERİNİ BURADA KONUŞALIM
İYİ Parti Grup Başkanvekili Turhan Çömez ise "Sayın Akbaşoğlu, çok açık ve samimi bir çağrıda bulunacağım. Dediniz ki, 'Biz parti grubumuzda milletvekilleriyle istişare ettik, yürütmeye de tavsiyede bulunduk, onlar da gereğini yaptılar.' Zaten bütçe görüşmelerinde de ilgili bakanlar geldi ama birçok bürokrat gelmedi ve bütçeyle ilgili bizim ortaya koyduğumuz eleştirilerin hiçbiri de dikkate alınmadı. O halde gelin, millete gidelim. Ben açıkça buradaki bütün grup başkanvekili arkadaşlarla beraber, başta siz olmak üzere, gelin, çarşıya- pazara çıkalım diyorum. Gidelim, bir esnafla konuşalım ve emeklilerle konuşalım ve onları bir dinleyin bakalım, 14 bin lirayla emekli nasıl karnını doyuruyor? Bakın, son 2 aydır yüzlerce emekliyle görüştüm, sizi temin ederim, birisi dahi, 'Evime et alabildim' demedi bana. Böyle bir atmosferde diyorsunuz ki, 'Biz düşündük, karar verdik, öyle öyle karar verdik' Sayın Akbaşoğlu, sadece emekliler değil, sadece yaşlılar değil, bu ülkede çocuklar ölüyor. 2022'den 2023'e 0- 5 yaş arası çocuk ölümlerinde yüzde 30 artış var. Sebebi ne biliyor musunuz? Sebebi açlık çünkü hastalıklara karşı çocukların direnci kalmadı. Allah aşkına, memleketin meselelerini, gelin, burada konuşalım. Korkmayın, gerektiği zaman size yardımcı da oluruz, destek de oluruz ama gerçekleri milletin gözünden kaçırmaya çalışmayın" dedi.
ÖNERGE KABUL EDİLDİ
Siyasi partilerin önerge üzerine görüş ve değerlendirmelerinin ardından Meclis Başkanvekili Gülizar Biçer Karaca, önergeyi oylamaya sundu. Önerge, AK Parti ve MHP'li milletvekillerinin oylarıyla kabul edildi.