ODTÜ'den göllerdeki tuzlanmanın ekosisteme etkisini ortaya çıkaracak çalışma
Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Biyolojik Bilimler Bölümü tarafından ülke genelinde göllerdeki tuzlanmanın ekolojik yapı ve biyoçeşitliliğe etkilerinin tespit edilmesi amacıyla deney çalışması başlatıldı. 3 ay sürecek çalışma kapsamında, kampüs bahçesine her biri farklı tuz oranına sahip gölü temsil eden 16 su tankı (mezokozm) yerleştirildi. Tanklardaki tuz oranı artırılarak, tuzlanmanın göllerdeki ekosisteme etkisi belirlenecek.
Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) tarafından dünyaca ünlü bilim insanlarını Türkiye'ye çekmek amacıyla başlatılan '2232- Uluslararası Lider Araştırmacılar Programı' kapsamındaki çalışma, tuzlanmanın, göllerin ekolojik yapısına olan etkilerini ve ekosistem hizmetlerini, biyoçeşitliliklerine olan etkilerini anlamak amacıyla yapılıyor.
'GÖLLERİ ÖRNEKLİYORUZ'
ODTÜ Biyolojik Bölümler öğretim üyesi ve Ekosistem Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Meryem Beklioğlu, çok kapsamlı ve farklı bilimsel metotlar kullandıkları çalışmayı Danimarkalı bilim insanı Prof. Dr. Erik Jeppesen ile birlikte yürüttüklerini söyledi. Prof. Dr. Beklioğlu, "Bu kapsamda biz gölleri örnekliyoruz. Temmuz ayında arazi çalışması yaptık Konya Kapalı Havzası ve Burdur Kapalı Havzası'nda. Ancak o yaptığımız araştırmalar sadece oradaki göllerin durumunu söylüyor. Çünkü biz bunun tuzlanma ile ilişkisini, yani göllerdeki tuzluluğa bağlı olarak 'ekolojik yapı ve biyoçeşitlilik nasıl değişiyor'u doğrudan söyleyemeyiz. İzleme araştırması durum tespitinde çok önemli; ancak sebep- sonuç ilişkisini anlamada zayıf kalır. Bunu ancak kontrollü mezokozm deneyi yaparsak söyleyebiliriz" dedi.
'TUZLULUĞUN EKOSİSTEMİ NASIL DEĞİŞTİRDİĞİNİ BULACAĞIZ'
Çalışmada kullandıkları su tanklarının her birinin farklı tuzluluk seviyesine sahip bir gölü yansıttığını vurgulayan Beklioğlu, "Bu 16 mezokozm arasındaki tek fark tuzluluk, diğer tüm değişkenler aynı. Biz bunların tuzluluklarını en yüksek 50 mile kadar artıracağız. Bu aslında Akdeniz’den daha fazla bir tuz seviyesi olacak. Akdeniz’de tuzluluk oranı 36 mil. Biz bu değişimi 3 ay boyunca izleyeceğiz. Böylece tuzlanmanın ekosistem yapısına; mikroorganizmadan balığa kadar nasıl değiştirdiğini ve bunların biyoçeşitliliği nasıl etkilediğini ve bunun da ekosistem hizmetlerini nasıl etkilediğini bulacağız. Mesela düzenli sera gazları ölçümleri yapılacak; Tuzluluk arttıkça sera gazlarına ne oluyor, biyokütle üretimi nasıl değişiyor, su içi bitkileri nasıl büyüyor gibi çok sayıda değişkenin tuzluluğa bağlı nasıl değiştiğini belirleyeceğiz" diye konuştu.
'DÜNYADA İLK DEFA ODTÜ'DE YAPILIYOR'
Beklioğlu, ilk 1 ay boyunca tanklarda tuzluluğu artıracaklarını belirterek, "1 ay gibi sürede tuzluluğu yavaş yavaş artırarak en yüksek tuzluluk olan 50 mile ulaşacağız. 3 ay boyunca da düzenli örneklemeler yaparak ekosistemdeki tüm değişkenleri takip edeceğiz; biyoçeşitlilikleri ne oluyor, balıklar nerede ölüyor? Bu çok önemli bir konu. Şu anda tuzlulukları artan göllerde endemizmi yani sadece Türkiye’de yaşayan balıkları kaybediyoruz. Bununla beraber ekonomik değerleri kaybediyoruz çünkü balık aynı zamanda insan gıdası demek ve göller tuzlandıkça da onların içme suyu, sulama suyu gibi ekosistem hizmetlerini de kaybediyoruz. Dolayısıyla biz ‘Nerede ekosistem yapısı bozuluyor, biyoçeşitlilik nerede kayboluyor ve bu ekosistem hizmetlerini nasıl etkiliyor?' bulmak istiyoruz bu araştırmayla. Bu dünyada ilk defa bu şekilde ODTÜ kampüsünde yapılan bir araştırma. Bu ölçekte tuzlanmanın ekosisteme olan etkisi ilk defa bu şekilde araştırılıyor. Bizim amacımız bu proje bittiğinde Türkiye’yi ve ODTÜ’yü göllerdeki tuzlanma ile ilgili tuzlu sularda yapılan ekolojik araştırmaların merkezi haline getirmek" dedi.
JEPPESEN: GÖLLERDE TUZLULUK ARTIYOR
Türkiye'ye gelerek projenin hayata geçirilmesinde önemli rol oynayan Prof. Dr. Jeppesen de "Tuzluluğun tatlı su ekosistemlerini nasıl etkilediğini anlamak için bir deney hazırlıyoruz. Bu deneyi yapmamızın sebebi de daha önceki çalışmalarda Türkiye’deki göllerin tuzluluğunun artıyor olması. Su seviyesinin düşüyor olması. Bunun nedenleri de tarım için yanlış sulama tekniklerinin kullanılması, yer altı sularının kullanılması ve iklim değişikliği" diye konuştu.