Emir nakil gününü kendisi gibi hastalığı atlatan ve tedavisi süren çocuklarla kutladı
Nevra UÇKAÇ/İZMİR, (DHA)- İZMİR'de 5 Ocak 2017 tarihinde kemik iliği nakli olarak lösemiyi yenen Emir Gürdal (9), naklin yıl dönümünü kendisi gibi hastalığı atlatan ve tedavisi süren çocuklarla kutladı. Oğlunun zor zamanlardan geçtiğini anlatan Şerife Gürdal (36), "Emir nakil olalı 8 yıl oldu. Hiçbir zaman naklin üzerinden 5 yıl geçmeden maalesef 'Tamam, iyileştiniz' diyemiyorlar. Hayatımı hep o 5 yıl üzerine kurdum. Sonunda da dedim ki; 'Tamam, Emir yeniden doğdu.' 3 yıldır biz her 5 Ocak'ta hasta, iyileşmiş, tedavisi devam eden çocuklarımızı toplayıp, Emir'in nakil doğum gününü kutluyoruz. Baktık ki çocuklar çok eğleniyor. Bunu her sene tekrarlamaya başladık" dedi.
İzmir'de 26 Eylül 2015 tarihinde dünyaya gelen, Fevzi Özakat İlkokulu 3'üncü sınıf öğrencisi Emir Gürdal'a henüz 8 aylıkken, çocuklarda az görülen Akut Miyeloid Lösemi (AML) teşhisi konuldu. Küçücük bedeniyle bu zor hastalıkla savaşan Emir'in hastalığı 2017 yılında nüksetti. Emir'e uyumlu, TÜRKKÖK aracılığıyla Almanya'dan bulunan ilik 5 Ocak 2017 tarihinde nakledildi. Naklin yüzde 100 tutmasıyla büyük mutluluk yaşadıklarını belirten Şerife Gürdal, her yıl 5 Ocak'ta oğlu Emir'in nakil doğum gününü kutladıklarını belirtti. Gürdal oldukça zor bir tedavi süreci geçirdiklerini dile getirip, "İnanmak kadar dua da çok önemli. Emir ilk tanı aldığında durumu çok ağırdı. Löseminin iki cinsi var. Genelde çocuklarda ALL görülmesi gerekiyor. Ama bizdeki maalesef bebeklerde görülmemesi gereken AML'ydi ve 1 yaş altıydı. Dünyada 100 çocuktan sadece 2'si kurtulmuş. Emir de çok şükür şu an iyi. Emir için mucize diyebiliriz yani" dedi.
İlk teşhisi aldıklarında dünyalarının başlarına yıkıldığını anlatan Şerife Gürdal, "Yaşayacağına dair çok umut verilmedi bize. O an zaten ne olduğunu bilmiyorsun. Sudan çıkmış balık gibi oluyorsun. Hiçbir şey düşünemiyorsun. Ama sadece söylediğim, 'Sen bizi biz de seni bırakmayacağız' oldu. Ona her sütümü verirken dedim ki; 'Bu süt sana şifa olacak.' Hep inandım, hep dua ettim. Bize çok yardım etmek isteyenler oldu, sadece dua istedim. Çünkü duanın gücüne çok inanıyorum. Doktorlarımızın hiçbir söylediğinden çıkmadık. 2017 yılında maalesef hastalık tekrarladı. Doktorlar bunun olabileceğini söylemişlerdi. Hastalığın nüksetmesinden sonra nakil olduk. Naklimiz de çok ağır geçti. Emir, iki yaşına daha yeni girmişti. Vücudun gelen ilikle kendi iliği arasındaki savaşını yaşadık. Bu ilik savaşı nedeniyle, bütün vücudu yandı, açık yara haline geldi. 10 gün boyunca ilaçla uyutuldu. Gözünü açamadı, zaten açsa da göz kapağı yoktu. O derece yara halindeydi. Biz yine hiçbir zaman umudumuzu kaybetmedik" diye konuştu.
'BÜTÜN PLANLARIMIZ 5 YILIN SONU İÇİNDİ'
Naklin tamamen başarılı kabul edilebilmesi için en az 5 yıllık sürenin geçmesi gerektiğini ifade eden Şerife Gürdal, şöyle devam etti:
"Hiçbir zaman 5 yıl geçmeden 'Tamam iyileştiniz' diyemiyorlar maalesef. Sadece o 5 yılın geçmesini bekledim, hayatımı hep o 5 yıl üzerine kurdum. Ne ikinci çocuğu düşündüm ne ev aldım ne yurt aldım. Bütün planlarımız 5 yılın sonu içindi. 8 yıl oldu nakil olalı, 3 yıldır Emir'in nakil doğum gününü kutluyoruz. Dedim ki 'Tamam Emir yeniden doğdu.' Artık biz her 5 Ocak'ı Emir'in nakil doğum günü olarak kutluyoruz. Hasta, iyileşmiş, tedavisi devam eden bütün çocuklarımızı topladık. Dışarıda çok büyük bir organizasyonla hem çocuklarımıza yılbaşı partisi hem Emir'in doğum günü olarak çok büyük bir parti yaptık ve baktık ki çocuklar çok eğleniyor. Bunu her sene tekrarlamaya başladık. Bundan sonra da her sene yapmayı düşünüyoruz."
'EMİR'İN NAKİL GÜNLÜĞÜ' HASTA ÇOCUKLARA DESTEK OLUYOR
Emir'e ilik nakli kararı verildiğinde sosyal medyadan uygun kök hücrenin bulunması için bir sayfa açtıklarını ifade eden Gürdal, oğlunun tedavisi sona erse de sayfayı kapatmadığını ve başka çocuklara umut olmayı sürdürdüğünü anlattı. Gürdal, "Emir'e uyumlu ilik bulunması için dünyadan, Türkiye'den araştırmalar yapıldı. Ben lösemi hastası bir çocuğun annesiyim ama nakil nedir bilmiyordum. Türkiye'deki donör sayısının bu kadar az olması çok normal dedim. Oysa sadece Kızılay'a gidip 3 tüp kan vermek gerekiyormuş. Zaten uyum sağlandığında gerekli süreci Sağlık Bakanlığı çok güzel bir şekilde anlatıyor. Biz hemen sosyal medyadan 'Emir'in Nakil Günlüğü' diye bir sayfa açtık. Herkesi donör olmaya davet ettik. Kampanyalar düzenlendi. Belirli yerlere Kızılay arabaları getirdik. Herkesten 3 tüp kan toplamaya başladık. Donörümüz çabuk bulundu. Ancak, bırakmayıp, 'Çocuğumla beraber birçok kişiye yardım etmeliyiz' diye düşündüm. Sayfa aktif kalmaya devam etti" diye konuştu.
Takipçilerin Emir için gönderdiği hediyeleri diğer çocuklarla paylaştığını anlatan Şerife Gürdal, "Aslında biz bu sayfayı Emir'e donör aramak için açmıştık. Hepsi Emir'in nasibiydi. Emir'in nasiplerini biz arkadaşlarına dağıttık. İnsanlara el uzatmaya başladık ve büyük bir yardım sayfası haline gelmeye başladı. Çocukların dilekleri, istekleri, tedavileri, ilaç alamayan ailelerin ilaçlarıyla ilgili duyuruları bu sayfadan yapıyorum. Gönüllüler gönlünden geçeni gönderiyorlar. Ailelerle iletişime geçiyorum. Faturasını ödeyemeyen ailelere yardımcı olunuyor. Bu hastalık çok masraflı. Birçok ilacı ücretsiz alabiliyorsunuz ama bazen para ödeyip aldığınız bir krem bile çocuğunuzun yaralarını iyileştirebiliyor" dedi.
Yaptıkları yardımlar ve çocuklar için düzenledikleri sosyal aktivitelerle kendisini çok huzurlu hissettiğini söyleyen Gürdal şöyle devam etti:
"Başımıza çok mucize geldi. Destek olan arkadaşlarımdan da çok güzel mesajlar aldım. Bir gün önce bir arkadaş bir hasta yakınımızın faturasını ödemişti. Ertesi gün çok büyük kaza yapmış. Eşi, çocuğu hiçbiri burnu kanamadan çıkmış ve orada gözünün önüne sadece biz gelmişiz. 'Şerife ben daha dün size yardım ettim, eminim o annenin duası geçti, aklıma sadece bu geldi' dedi. Bu tarz şeyler çok alıyorum. Çok huzurlu hissediyorum. Başıma çok güzel mucizeler geldi. 'Olmaz' dediğim şeyler oldu. Bu işin maneviyatı zaten paha biçilemez."
GALATASARAYLI FUTBOLCULARLA TANIŞMAK İSTİYOR
Okuluna devam eden ve güçlü bir Galatasaray taraftarı olan Emir Gürdal da şunları söyledi:
"Galatasaray'ın bütün maçlarını izliyorum. Ben, Okan Buruk'un lösemiyi yenen oğlu gibi bir kahramanım. Tek dileğim Galatasaray'a sesimi duyurmak ama duyuramıyorum. Galatasaraylı futbolcularla görüşmek ve onlarla sahada maç öncesinde İstiklal Marşı okumak istiyorum."
HASTALIK SAYESİNDE İKİ DOST OLDULAR
Lösemi tedavisi gören ve sağlığına kavuşan Endam Naz'ın (7) annesi Seher Kavlak (47), hastanede oldukları dönemde tanıştıkları Şerife Gürdal ile şimdi yakın arkadaş olduklarını belirtip "4 yıldır İzmir'deyim. Daha önce İstanbul'daydık. Kızımın tedavisi için geldim. Gelir gelmez zaten Şerife'yle tanıştık. Her anneye olduğu gibi bana da kucak açtı. Moral verip, her anlamda destek oldu. Daha sonrasında tedavi sürecinde hep birlikte olduk. Bu dostluğumuz daha sonra ailece görüşmeye kadar gitti. Onun yaptığı partiler, yardımlar ve desteklere ben de elimden geldiğince yardımcı olmaya çalışıyorum. Çok şükür kızım da iyi. Tedavisi bitti. Çok zor günlerdi. Bugünlerimize ne mutlu" diye konuştu. (DHA)