Kanser hastalarındaki aşı etkisi Türkiye genelinde yapılan çalışmayla belirlendi
Özlem YURTÇU KARABULUT, Kubilay ÖZEV / İstanbul (DHA)TÜRKİYE'de aşılama programında ilk sırada yer alan kanser hastaları aşı ile Kovid'e karşı ne kadar korunabiliyor bu sorunun yanıtı, ülke çapında 15 onkoloji merkezinin dahil edildiği bir araştırma ile verildi. 1500 kişinin dahil edildiği araştırmaya göre aşılar, kanser hastalarında da sağlıklı bireylerle benzer düzeyde antikor oluşturdu. Çalışmanın yürütücülerinden Göztepe Süleyman Yalçın Şehir Hastanesi Onkoloji Kliniği Eğitim Sorumlusu Prof. Dr. Mahmut Gümüş, 4 Şubat Dünya Kanser Günü dolayısıyla onkoloji hastalarına önemli uyarılarda bulundu ve "Pandemi dolayısıyla iki yıldır onkoloji hastalarımızın yüzde 20'si Kovid olurum endişesiyle kontrol ve takiplerinden uzak kaldı. Bu çalışma da gösterdi ki aşılar onkoloji hastalarımızda da işe yarıyor. Hastaneler gerekli önlemlerin alındığı güvenli alanlar, hastalarımız tedavi ve kontrollerini ihmal etmemeli" dedi.
Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de Kovid salgınında en büyük risk grubunu oluşturan kanser hastaları, virüsün ölümcül etkilerinden korunmak için hızla aşılandı. Ancak bağışıklık sistemi oldukça zayıf olan kanser hastalarındaki en büyük endişelerden biri, aşıların sağlıklı insanlardaki kadar antikor oluşturup oluşturmadığı şüphesiydi. Bu sorunun yanıtını bulmak amacıyla Türkiye çapında Sağlık Bakanlığı'nın da izniyle geçtiğimiz Haziran ayında büyük bir çalışma başlatıldı. Yaklaşık 15 onkoloji merkezinin dahil edildiği çalışmada, ilk aşılanan grupta yer alan ve Sinovac ile aşılananlardan, yarısı sağlıklı, yarısı da kanser hastası gönüllülerden oluşan 1500 kişinin verileri karşılaştırıldı. Araştırmayı yürüten merkezlerden İstanbul Medeniyet Üniversitesi Prof. Dr. Süleyman Yalçın Şehir Hastanesi Onkoloji Kliniği Eğitim Sorumlusu Prof. Dr. Mahmut Gümüş, geçtiğimiz günelerde saygın tıp dergilerinden "Future Oncologyöde de yayınlanan çalışmanın sonuçlarını, Demirören Haber Ajansı'na anlattı. Prof. Dr. Gümüş, çalışmanın, aynı hastalarda daha sonradan yaptırılan güçlendirici dozlar ile birlikte oluşan antikor düzeyleri ve Kovid'e yakalanma oranlarının tespit edileceği ikinci ayağının da başlatıldığını belirtti.
"ANTİKOR DÜZEYLERİ SAĞLIKLI BİREYLERLE BENZER ÇIKTI"
Prof. Dr. Gümüş, "Onkoloji hastalarında aşının etkileri ile ilgili bir çalışma yapmıştık. Bu çok merak edilen bir konuydu. Hem yan etki açısından, hem de aşı gerçekten kanser hastalarında etkili olacak mı diye; onun cevabını arıyorduk. Bununla ilgili olarak vaka kontrollü bir çalışma yaptık. O sıralarda iki Sinovac ile aşılanmış 750 sağlıklı gönüllü ki bunlar sağlık çalışanlarıydı ve 750 kanser tedavisi alan hastada, antikor düzeylerine baktık. Sonuçlar, her iki grupta da yeterli düzeyde antikor oluşumunun olduğunu gösterdi. Sadece aktif kemoterapi alan hastalarda bir miktar daha düşük çıktı, yüzde 85'ler düzeyinde. Ama sağlıklı bireylerde ve akıllı ilaç, immünoterapi veya daha önceden kemoterapi almış kanser hastalarında yüzde 92'nin üzerindeydi. Bu çalışma saygın dergilerden Future Oncology'de de yayınlandı. Yaklaşık 15 onkoloji merkezinde yapıldı bu çalışma. Bu çalışma bir bakıma ilk aşamaydı aslında, antikor düzeylerine bakıldı. Antikor düzeyleri bazen sadece rakamsal ifadeler, bunlar gerçekten hayata yansıyor mu; antikoru yüksek olan kişiler daha mı az hastalığa yakalandılar, bunu da çalışmanın ikinci bölümünde göreceğiz" dedi.
HASTALIĞA YAKALANMA ORANI VE HASTALIK ŞİDDETİNE DE BAKILACAK
Prof. Dr. Gümüş, bu çalışma ile en merak edilen sorulardan birinin de yanıtının verildiğini söyleyerek "Bizim merak ettiğimiz konulardan biri de kanser hastalarında aşının yan etkileri var mıydı, bunu görmek istedik. Bu çalışmada gördük ki yan etki gerçekten yok, hatta sağlıklı gönüllülerde daha fazlaydı yan etki bildirimleri. Bu da sanki kanser hastalarımızın biraz daha bu konudaki tahammüllerinin yüksek olmasıyla alakalı diye düşünüyoruzö diye konuştu. Çalışmanın yaklaşık iki ay sürecek ikinci aşamasında ise aynı gönüllülerin, daha sonrasında BioNTech veya diğer aşılarla ek dozlarını yaptırdıktan sonraki antikor düzeyleri ile bu kez hastalığa yakalanıp yakalanmadıklarına da bakılacak. Prof. Dr. Gümüş, şu bilgileri verdi: "Bunlar arasında Kovid'e yakalanma oranı ne kadardı, Kovid geçirenlerin ne kadarı hastanede yattı, bunları belirleyeceğimiz ikinci aşamayı da planladık. Antikor düzeyleri ile birlikte bu süre içerisinde hangi ek aşıları olmuşlar, hangi yan etkileri yaşamışlar, acaba buna rağmen bir Kovid geçirilmiş mi, eğer Kovid geçirmişlerse hastaneye yatma ihtiyaçları olmuş mu, bunu değerlendireceğiz. Yine klinik çalışma kurallarına uygun olarak, etik kurul onayını alarak gerekli dizaynların yapıldığı bir çalışma olacak. Aynı merkezlerdeki aynı bireyler; çünkü daha önceden antikor düzeylerini de bildiğimiz için, bir veri elde etme açısından bu yaklaşım en uygunu olacaktı"
"ONKOLOJİ HASTALARININ YÜZDE 20'SİNİN TEDAVİ VE KONTROLLERİ AKSADI"
Kovid ile geçen 2 yıl boyunca kanser hastalarının çoğu zaman Kovid olurum korkusuyla hastanelere gidememesi nedeniyle takip ve tedavilerinden uzak kaldığına işaret eden Prof. Dr. Gümüş, 4 Şubat Dünya Kanser Günü vesilesiyle de kanser hastalarına önemli mesajlar verdi. Gümüş, "Pandeminin kanserle ilgili tedavilerimize, kanserin gidişatına ne tür etkileri oldu; bunları da araştırıyoruz ki bu konudaki yapacaklarımızı optimize edebilelim. 4 Şubat Dünya Kanser Günü ve bu tür şeylerin konuşulması için de bir fırsat. Bu dönemde onkoloji hastalarımızın yaklaşık yüzde 20'si hastaneden uzak kalma, tedavilerini aksatma durumuyla karşı karşıya kaldı. Ama bu çalışmamızın sonuçları da gösterdi ki, aşılar kanser hastalarında da oldukça güvenli, yan etkisi olmadığı gibi, yeterli antikor düzeyleri oluşturma konusunda da etkili görünüyor. Dolaysıyla aşılarımızı ihmal etmeyelim, kontrollerimizi ihmal etmeyelim" dedi.
"AŞI VE KİŞİSEL KORUNMA İLE GRİP GİBİ MEVSİMSEL BİR HASTALIĞA DÖNÜŞECEK"
"İronik de olsa, bu virüs bizimle yaşamayı öğrenecekö diyen Prof. Dr. Gümüş, sözlerini şöyle noktaladı: "Biz de buna yardımcı olmalıyız. Nasıl olacağız? Maskemize, mesafemize ve gerekli önlemlere dikkat ederek, aşımızı olarak bunun öldürücü bir hastalık olmaktan ziyade, klasik grip gibi bir hastalık haline dönüşmesini sağlamalıyız. Bu mutasyonlarda da Omicron'da örneğin, bunu gördük. Gidişat bu yönde gibi, umarım da böyle devam eder. Kanseri kronik bir hastalık haline getirme konusunda elimizde çok fazla silahlar var. Hastanelerimiz, onkoloji hastalarımız için kimi zaman belki sokaklardan, evlerinden bile daha güvenli mekanlar. Bu nedenle bu korkuyu yaşamaksızın gelip tedavilerini sürdürsünler. Kanserin ilerlemesi ve daha ileri aşamalarda karşımıza çıkması çok daha tehlikeli"