‘Keratokonus hastalığında erken tanı görme kaybını engelliyor’
İSTANBUL,(DHA)- GÖZÜN saydam tabakasının incelmesi ve sivrileşmesiyle oluşan keratokonus hastalığının erken teşhis edilmesinin büyük önem taşıdığını belirten Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Serdar Marol, erken tanının görme kaybını engellediğini ve bazı durumlarda kaybedilen görmelerin geri kazanılabileceğini söyledi.
Gözdeki dış mercek tabakası olan korneanın incelmesi ve dikleşmesiyle meydana gelen keratokonus hakkında açıklamalarda bulunan Medipol Mega Üniversite Hastanesi’nden Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Serdar Marol, tedavi edilmediğinde ilerleyici görme kaybına yol açabilen ciddi bir hastalık olduğunu anlattı. Hastalığın erken teşhisinin önemine değinen Op. Dr. Marol, “Erken tanı ile hem görme kaybını engelleyebiliyoruz hem de bazı durumlarda kaybedilen görmeleri geri kazanabiliyoruz” dedi.
GENETİK YATKINLIK VE GÖZ KAŞIMA ALIŞKANLIĞI
Keratokonusun en önemli nedenlerinden birinin genetik yatkınlık olduğunu belirten Op. Dr. Marol, “Genetik yatkınlık bu hastalığın temelini oluşturuyor. Ancak sadece yatkınlık, keratokonus oluşumunu tetiklemiyor. Özellikle çocukluk çağında aşırı göz kaşıma, hastalığın ilerlemesine neden olabiliyor. Çocuklar gözlerini kaşıdığında, bu alışkanlık ilerleyen dönemlerde kornea tabakasında şekil bozukluklarına ve keratokonusa yol açabiliyor” ifadelerini kullandı.
ERKEN TEŞHİS İLE GÖRME KAYBI ÖNLENEBİLİYOR
Hastalığın ilerleyişini durdurabilmenin mümkün olduğunu dile getiren Op. Dr. Marol, “Erken teşhis ile görme kaybını engellemek mümkün. Keratokonus ne kadar erken tespit edilirse, hastalığın ilerlemesi o kadar önlenebilir. Keratokonusun tespiti için yapılan topografik cihazlar ve detaylı tetkikler çok önemlidir. Eğer gözlüklerle görme iyileştirilemiyorsa, bir göz hastalıkları uzmanına başvurulmalı ve keratokonus şüphesiyle gerekli tetkikler yapılmalıdır” dedi.
ÇAPRAZ BAĞLAMA VE DİĞER UYGULAMALAR
Hastalığın ilerlemesini durdurmak için uygulanan tedavi yöntemlerinden bahseden Op. Dr. Marol, “Çapraz bağlama tedavisi, hastaların görme kayıplarını önleyebilecek yüzde 100 başarı oranına sahip bir yöntemdir. Bu tedaviyle hastalar, görme kaybına uğramadan günlük hayatlarına devam edebilirler. Sert kontakt lensler, göz içi halkalar ve topografi lazerle yapılan tedavilerle kaybedilen görmelerin bir kısmı geri kazanılabiliyor” diye konuştu.
40 YAŞ ÜSTÜ HASTALAR İÇİN YENİ SEÇENEKLER
İleri yaşlardaki hastalar hakkında bilgi veren Op. Dr. Marol, “40 yaş sonrası hastalarımızda göz içi mercekler kullanılarak, görme kaybı olan bireyler için önemli iyileşmeler sağlanabilir. Bazı hastalarımız, gözlük veya kontakt lens kullanmadan günlük yaşamlarına devam edebilir” dedi.