Dolmabahçe Sarayı'ndaki erbaş misafirhanesinin MSGSÜ'ye devri tamamlandı
Tuğçe ODABAŞI-Harun ŞAHBAZOĞLU/İSTANBUL,(DHA)- Beşiktaş'taki Dolmabahçe Sarayı’nın müştemilatı olan ve uzun yıllar Millî Savunma Bakanlığı tarafından 1'inci Ordu Komutanlığı olarak kullanılan 20 bin 483 metrekare yüzölçümlü taşınmaz, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın 29.07.2021 tarihli yazısıyla 'konservatuvar olarak kullanılmak üzere' Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi (MSGSÜ) Rektörlüğüne tahsis edilmişti ancak tam kapasite kullanılamıyordu. Rektörü Prof. Dr. Handan İnci Elçi, yaptığı açıklamada devrin tamamlandığını duyurdu.
DHA'ya alanın devrine yönelik açıklama yapan Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Handan İnci Elçi, "2018 yılında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından, Dolmabahçe Sarayı müştemilatındaki 20 bin 483 metrekarelik alanın konservatuvara tahsisi kararı alındı. Bu kararın ardından, konservatuvar eğitimi, yeni alanın bir kısmına taşındı. Ancak, 1’inci Ordu Komutanlığı’nın hala bazı bölümlerini kullanıyor olması, alanın tam kapasiteyle kullanılamamasına neden oldu. Artık, sarayın arka bahçesi olarak da bilinen ve Erbaş Misafirhanesi’nin (C Blok) içinde bulunduğu müştemilat alanı tamamen MSGSÜ'ye devredildi. Tahliye sürecinin de tamamlanmasının ardından, bu alan sanat eğitimine uygun şekilde düzenlenmeye başlayacak. Böylece, geniş ve modern bir eğitim alanına kavuşmuş olacağız" dedi.
Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi İstanbul Devlet Konservatuvarı Müdürü Prof. Dr. Mesut Erdem Çöloğlu da karara ilişkin değerlendirmelerde bulunarak planlanan projeler hakkında bilgiler verdi.
ELÇİ: SARAYIN PARÇASINDA OLMAK BÜYÜK BİR İMKAN
Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Handan İnci Elçi, yeni alanın yalnızca büyüklüğüyle değil, tarihi önemiyle de büyük bir fırsat sunduğunu belirterek, “Burada asıl önemli olan, 20 bin metrekarelik bu alanın sarayın bir parçası olması. Dolmabahçe’nin müştemilatı, arka bahçesi; sarayın dokusunu hissettiğiniz bir yer. Önceki alanımız yalnızca 3 bin metrekareydi. Şimdi 20 bin metrekarenin üzerindeyiz. Bu, konservatuvar için muazzam bir imkan” dedi.
‘TARİHİ BİNALARDA MODERN EĞİTİM’
Yeni yerleşkenin korunması ve dönüştürülmesi adına projeler hazırlandığını söyleyen Elçi, çalışmalarda sürecin önemine vurgu yaptı. Prof. Dr. Elçi, “Tahsis edilen binalar çok kıymetli, hepsi tarihi yapı. Dolayısıyla, bu binalarda her istediğinizi yapamazsınız. Altyapı ve üstyapı çalışmalarına başlandı, projeler hazırlandı. Boş ve büyük alanları da kültür ve sanat adına değerlendireceğiz. Tabii bu, zaman alacak. Ancak sabırla ve dikkatle ilerleyeceğiz” diye konuştu.
‘KONSERVATUVARIN EN BÜYÜK EKSİKLİĞİ ŞEHRİN İÇİNDE TARİHTEN KOPMADAN GİDERİLİYOR’
Rektör Prof. Dr. Elçi, konservatuvarın en büyük ihtiyacının bir konser salonu olduğunun altını çizdi. Yeni yerleşkenin hem şehirle hem de tarihi doku ile olan ilişkisine de değinen Prof. Dr. Handan İnci Elçi, konservatuvarın mevcut konumundan memnuniyet duyduklarını aktararak şöyle konuştu:
“Düşünün, tıp fakültesi olup hastanesi olmayan bir üniversite gibiydik. Konservatuvar olarak, konser vereceğimiz bir salonumuz yoktu. Eski binamızda bunu yapmak zaten mümkün değildi. Ancak şimdi, yeni binamızda bir konser salonu inşa edeceğiz. Bununla birlikte en büyük mutluluğumuz, konservatuvarın şehrin içinde, eski dokusundan kopmadan eğitimine devam edecek olması. Daha önce Dolmabahçe’nin Baltacılar Dairesi’ndeydik. Şimdi sarayın arka bahçesi olarak bilinen müştemilatta, çok daha geniş bir alandayız. Tarihi yapının bir parçası olarak, 3 bin metrekareden 20 bin metrekarenin üzerine çıkan bir alana sahibiz. Bu büyüklük, hem öğrencilere hem de akademisyenlere büyük bir rahatlık sağlayacak.”
‘RESTORASYON VE SAHNE ÇALIŞMALARI BAŞLIYOR’
Tahsis edilen alanın dönüştürülmesi ve konservatuvarın ihtiyaçlarına uygun hale getirilmesi için başlatılan çalışmalardan da bahseden Prof. Dr. Elçi, yeni yerleşkenin yalnızca bir eğitim alanı değil, aynı zamanda kültür-sanat faaliyetleri için de bir merkez olacağını belirtti. Prof. Dr. Elçi, “Tabii ki eski binalar devraldık ve bu yapılar bakıma ihtiyaç duyuyor. Restorasyon çalışmalarımız başlayacak, altyapımızı güçlendireceğiz ve konser salonumuzu inşa edeceğiz. Tüm bu süreç zaman alacak, ancak sonuçları herkes için mutluluk verici olacak. Hocalarımız ve öğrencilerimiz, bu süreç boyunca büyük bir sabır ve kararlılıkla bizimle birlikte olacak. Sadece eğitim değil, aynı zamanda kültür adına da önemli projelere imza atmayı hedefliyoruz. Bu büyük alan, konservatuvarımızın sanatsal faaliyetlerini daha geniş bir kitleyle buluşturmasına olanak sağlayacak. Üniversitemiz için yeni bir dönem başlıyor” ifadelerini kullandı.
Son olarak, Rektör Prof. Dr. Handan İnci Elçi, bu tahsisin Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi için hem bir ödül hem de bir sorumluluk olduğunu belirterek, üniversite camiasına ve sanata gönül veren herkese destek çağrısında bulundu.
ÇÖLOĞLU: SONUÇ TÜM ZORLUKLARI UNUTTURDU
Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi İstanbul Devlet Konservatuvarı Müdürü Prof. Dr. Mesut Erdem Çöloğlu da süreci ve gelecekteki projeleri değerlendirerek, “Süreçte bazı zorluklar yaşamış olsak da elde ettiğimiz sonuç, tüm sıkıntıları unutturacak kadar iyi bir sonuç. Daha önce çok kısıtlı bir alanda çalışıyorduk; bu yeni alan, öncekinin neredeyse sekiz katı büyüklüğünde. Bu genişleme, eğitim ve performans olanaklarımızı önemli ölçüde artıracak” dedi.
‘YENİ MEKANLARIMIZ, ÖĞRENCİ VE MEZUN SAYIMIZI ARTIRMAMIZ İÇİN DE BİR FIRSAT SUNUYOR’
Prof. Dr. Mesut Erdem Çöloğlu da konser salonunun konservatuvarın en büyük eksikliklerinden biri olduğunu vurguladı. Yeni alanın, öğrenci kontenjanlarının genişlemesine imkan tanıyabileceğini de belirten Prof. Dr. Çöloğlu, bu sürecin planlı bir şekilde yürütülmesi gerektiğini ifade ederek şöyle konuştu:
“Bir konservatuvarın konser salonu ya da gösteri salonu olmaması büyük bir eksiklikti. Sonuçta biz sahne sanatçıları yetiştiriyoruz. Yeni alanımızda konser salonu inşa edilmesi, hem öğrencilerimize hem de sanat camiasına büyük katkı sağlayacak. Bu, benim için en önemli proje. Yeni mekanlarımız, öğrenci ve mezun sayımızı artırmamız için de bir fırsat sunuyor. Ancak bunu yaparken eğitim kalitesinden kesinlikle taviz vermeyeceğiz. Genişleyen potansiyelimiz, konservatuvarımızı daha etkili bir eğitim merkezi haline getirecek.”
‘TARİHİ BİR MEKANDA EĞİTİM GÜÇ KATACAK’
Tarihi dokuda eğitim vermenin sanata kattığı değere vurgu yapan Prof. Dr. Çöloğlu, “Biz zaten 17’nci, 18’inci ve 19’uncu yüzyılların repertuvarıyla çalışıyoruz. Bir tür tarihsel ürünü yeniden yorumluyor, çağımıza aktarıyoruz. Bu çalışmaların tarihi bir mekanda yapılıyor olması bize büyük bir güç katacak. Bu, yalnızca dekoratif bir katkı değil, aynı zamanda işlevsel bir katkı sağlayacak” diye konuştu.
‘KIRILGAN BİR YAPI İÇİN GÜÇLÜ DESTEK ŞART’
Son olarak Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Rektör Prof. Dr. Handan İnci Elçi’ye teşekkürlerini ileten Prof. Dr. Mesut Erdem Çöloğlu, “Konservatuvarlar, kırılgan yapılardır ve ancak güçlü bir şekilde sahiplenildiklerinde ayakta kalabilirler. Rektörümüz Prof. Dr. Handan İnci Elçi’nin bu süreci sahiplendiğini görmek bizleri çok mutlu etti. Kendisine bir kez daha teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.
1985 YILINDA BALTACILAR DAİRESİ İLE BAŞLAYAN SÜREÇ
Dolmabahçe Sarayı’nın Baltacılar Dairesi, 1985 yılında geçici olarak Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi (MSGSÜ) Konservatuvarı’na tahsis edilmişti. Tarihi bir yapıya yerleşen konservatuvar, 3 bin 500 metrekarelik bir alanda sanat eğitimi veriyordu. Ancak bu alan, yıllar içinde artan öğrenci sayısı ve konservatuvarın ihtiyaçlarını karşılamakta yetersiz kaldı.
2018 yılında konservatuvarın mevcut yerinden taşınması gündeme geldi. Bu süreçte çeşitli taşınma planları önerildi ancak uygun bir yer bulunamaması mekan sorununu daha da karmaşık hale getirdi. Öğrenciler ve akademisyenler, konservatuvarın tarihi dokusundan kopmadan, eğitimlerini sürdürebilecekleri geniş bir alana taşınmayı talep ediyordu.
2021 yılında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Dolmabahçe Sarayı’nın müştemilatında yer alan 20 bin 483 metrekarelik alanı ‘konservatuvar olarak kullanılmak üzere’ MSGSÜ Rektörlüğü’ne tahsis etti. Bu tarihi karar, konservatuvarın ihtiyaç duyduğu geniş ve işlevsel mekânın çözümü için önemli bir adım oldu ancak, tahsis edilen alanın bir bölümü, o dönemde 1’inci Ordu Komutanlığı tarafından kullanılmaya devam ediyordu. Bu durum, konservatuvarın alanı tam kapasiteyle kullanmasını engelledi ve süreç bir süre daha uzadı. 2 gün önce, alanın tamamen MSGSÜ Konservatuvarı’na devrine yönelik karar alındı. Bu gelişmeyle konservatuvarın yerleşkeyi tam kapasite kullanması ve modern sanat eğitimi için altyapı çalışmalarına başlanması hedefleniyor.