Geri Dön
İstanbul DHA İSTANBUL BÜLTENİ - 3

DHA İSTANBUL BÜLTENİ - 3

DHA İSTANBUL BÜLTENİ - 3

DHA İSTANBUL BÜLTENİ - 3

1- ÖZHASEKİ: EYLEM PLANIMIZ DOĞRU UYGULANMAZSA, MÜSİLAJ GİBİ BİR EKOLOJİK FELAKET KAPIMIZDA

Kübra SONKAYA- Hadican Erol / İSTANBUL, (DHA)- Marmara Denizi Eylem Planı Koordinasyon Kurulu 4. Toplantısı'nda konuşan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, "Kirlilik yükünü azaltmadan müsilaj ve bazı tehditlerden kurtulma şansımız ne yazık ki yok. Çünkü, müsilaj nihayetinde bir sonuç. Eğer eylem planımız doğru ve kararlı bir şekilde uygulanmazsa, birincisi müsilaj gibi bir ekolojik felaket kapımızda bekliyor. İkincisi, Marmara her gün biraz daha kirlenip bozulmaya devam ediyor. Üçüncüsü de başta balık türleri olmak üzere ekocanlılık gittikçe azalıyor ve zayıflıyor" dedi.

Dolmabahçe Sarayı Cumhurbaşkanlığı Çalışma Ofisi'nde, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki başkanlığında Marmara Deniz Eylem Planı Koordinasyon Kurulu 4. Toplantısı başladı. Toplantıya, Marmara denizine kıyısı olan illerin valileri, belediye başkanları, kurul üyesi bakanlıkların bakan yardımcıları, bakanlık bürokratları ve akademisyenler katıldı. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki program öncesi düzenlenen basın toplantısında konuştu.

"MARMARA DENİZİ 24 MİLYONU AŞKIN BİR NÜFUSA EV SAHİPLİĞİ YAPIYOR"

Müsilaja neden olan sebeplerin farkında olduklarını belirten Bakan Özhaseki, "İleri biyolojik arıtma tesislerinde arıtılmayan atık sular ve tarımsal gübre kaynaklı olarak Marmara'ya yoğun şekilde azot ve fosfor yayılımını biliyoruz. Son olarak da denizde bir durağanlığın oluşması müsilajı kaçınılmaz hale getiriyor. Şu anda Marmara denizimiz 24 milyonu aşkın bir nüfusa ev sahipliği yapıyor. Böyle büyük bir nüfusu barındıran Marmara Denizi havzasının korunması için bu büyük nüfusun atıklarını bilimsel şekilde de yönetmemiz icap ediyor. Marmara Denizimizi bilimsel gereklilikler çerçevesinde korumak ve baş gösteren müsilajı kontrol altına almak adına 6 Haziran 2021 tarihinde 22 maddelik Marmara denizi eylem planı hazırlanmıştı. Bunun ardından bakanlığımız koordinasyonunda valilikler ve belediyelerimizle birlikte yürütülen özverili çalışmalar neticesinde, deniz yüzeyindeki müsilajı bir ay gibi bir süre içerisinde temizlemiştik. Aynı zamanda müsilajın yeniden görülmemesi için denize atık su deşarj tesisleri kalabalık bir ekiple, denetçilerimizle sıkı bir şekilde denetim altında tutmaya devam ediyoruz" dedi.

"KİRLİLİK YÜKÜNÜ AZALTMADAN MÜSİLAJ VE BAZI TEHDİTLERDEN KURTULMA ŞANSIMIZ YOK"

Özhaseki, müsilaj için geçmişte yapılan çalışmalara değinerek, "13 Haziran 2021 tarihinde ise cumhurbaşkanımızın imzasıyla yayınlanan genelgeyle Marmara'nın korunması ve müsilaj gibi bir soruna bir kez daha mahal verilmemesi adına koordinasyon kurulumuz da tesis edildi. 2021 yılından bu yana yürüttüğümüz çalışmalara baktığımızda, Marmara'nın geleceğinin koruma altına alınması adına 21 bin insanımızın katılımıyla Bilim ve Teknik Kurulu oluşturuldu. Ve müsilaj sorununa karşı üretilecek çözüm önerilerine bu vesileyle bilimsel bir reçete de kazandırıldı. İkincisi, Marmara Denizi'nin çevresel durumunu iyileştirmek ve müsilajı tekrar önlemek için 2021-2024 yıllarını kapsayan Marmara Denizi Bütünleşik Strateji Planı hazırlandı. Sonra Marmara Denizi'ni 'Özel Çevre Koruma Bölgesi' ilan ettik. Hepimizin malumu, hocalarımızın hazırlamış olduğu 22 maddelik bir eylem planımız vardı. Bunun 14 tanesi kirlilik yükünün azaltılması ile ilgili. Kirlilik yükünü azaltmadan müsilaj ve bazı tehditlerden kurtulma şansımız ne yazık ki yok. Çünkü, müsilaj nihayetinde bir sonuç. Eğer eylem planımız doğru ve kararlı bir şekilde uygulanmazsa, birincisi müsilaj gibi bir ekolojik felaket kapımızda bekliyor. İkincisi, Marmara her gün biraz daha kirlenip bozulmaya devam ediyor. Üçüncüsü de başta balık türleri olmak üzere ekocanlılık gittikçe azalıyor ve zayıflıyor" dedi.

"AMACIMIZ MARMARA DENİZİNİ ESKİ GÜZEL HALİNE YENİDEN KAVUŞTURABİLMEK"

Amacın Marmara Denizi'ni yeniden eski haline getirmek olduğunu vurgulayan Bakan Özhaseki, "Bizim burada amacımız kurumlarımızın neler yaptığını elbette ki tespit edip görmek. Sonra zaten onunla ilgili de bir sunum olacak. Amaç hiç kimseyi suçlamak değil. Suçlu aramak değil. Böyle bir derdimiz yok. Çünkü bu ayrı bir konu. Burada doğru tespitler yapıp yol haritamızı belirleyip eylem planını hızlı bir şekilde en hızlı vaziyette uygulamak durumundayız. Bunun için bir aradayız. Amacımız Marmara Denizini eski güzel haline yeniden el birliğiyle kavuşturabilmek. Neler yapabiliriz? Kime ne görev düşüyor? Bize düşen bir görev varsa, her an bunu yapmaya da hazırız. İnşallah bu toplantılar yeni nesillere borçlu olduğumuz üzere tertemiz bir Marmara Denizi'ni ortaya çıkarmaya vesile olacaktır diye ümit ediyorum" şeklinde konuştu.

Görüntü Dökümü:

-------------------

-Toplantı salonundan genel ve detaylar

-Mehmet Özhaseki konuşması

-Genel ve detay görüntüler

================================

2- TARİHİ YAPIDA ROT BALANS AYARI

Altan ÇİMEN - Burak KESKİNCİ- Feridun AÇIKGÖZ / İSTANBUL (DHA) SADRAZAM Mehmet Paşa tarafından 1600'lü yılların başında inşa edilen çeşme ve namazgah yıllar içinde kaderine terk edildi. Tarihi yapının altında alüminyum doğrama ve oto lastik dükkanı da açıldı. Çevredekilerin sosyal medyadaki tepkileri üzerine harekete geçen belediye ekipleri, yapıya monte edilmiş reklam panolarını ve eklentileri söktü. Özel mülk olan yapının kamulaştırılması gerektiğini söyleyen Arkeolog Ömer Faruk Yavaşçay, "Özel kişi maddi gelirin kaybolacağından dolayı oraya ya ödenmeyecek bir fiyat biçebiliyor ya da hiç satmayabiliyor. Kültür Bakanlığı satın alıp restore edebilirö dedi. Alüminyum doğrama dükkanının sahibi Enver Duman, "Biz burada tarihi dokuya zarar verecek bir şey yapmadık. Twitter'a düşmüş, belediyeden geldiler. Vergisini verdiğimiz tabelaları geldiler, söktüler. 2018 yılından beri burada hizmet veriyoruz, daha öncesi de vardı" dedi.

Eyüpsultan, Rami Caddesi üzerinde bulunan, Öküzcü Mehmet Paşa çeşmesi ve namazgahı kaderine terk edildi. 1600'lü yılların başında 1'inci Ahmet ve 2'inci Osman döneminde Sadrazamlık yapan Öküzcü Mehmet Paşa tarafından yaptırılan Çeşme ve namazgaha 2010 yılında restorasyon yapılsa da aradan geçen 14 yılın ardından bakımsız kaldı. Çeşme ve namazgaha bitişik olan ve Karagöz Evi olarak anılan bina ise yıllar önce satışa çıkarıldı ve özel mülk oldu. Günümüzde alüminyum doğrama ve oto lastik dükkanı olarak kullanılan bu yapı, tarihi çeşme ve namazgaha monte edilen reklam tabelaları ve diğer eklentiler sosyal medyada gündem oldu. Durumdan rahatsız olan vatandaşların fotoğraflarla yaptığı sosyal medya paylaşımlarının ardından Eyüpsultan Belediyesi harekete geçti. Özel mülk statüsünde olduğu için işletmelerin kapatılması yönünde bir işlem yapamayan yetkililer, tarihi yapıya ait olmayan, sonradan eklenen reklam tabelaları ve diğer eklentileri sökerek işletme sahiplerine uyarıda bulundu. Tarihi yapıda alüminyum doğrama dükkanı bulunan Enver Duman, yapıya herhangi bir zarar vermediklerini aksine koruduklarını savunurken arkeolog Ömer Faruk Yavaşçay ise İstanbul'da çok sayıda bulunan ve özel mülk statüsünde olan bu tarihi yapıların devlet kurumları tarafından satın alınarak koruma altına alınması gerektiğini söyledi.

"SOKULU MEHMET PAŞA'YLA KARIŞTIRILMAMASI GEREKİYORö

Arkeolog Ömer Faruk Yavaşçay, "Eseri yaptıran kişi Öküzcü Mehmet Paşa'dır. Öküzcü Mehmet Paşa'yı Sokulu Mehmet Paşa'yla karıştırılmaması gerekiyor. Kendisi 1'inci Ahmet ve 2'inci Osman, Genç Osman döneminde ortalama 3 yıl 7 ay gibi bir zamanlık sadrazamlık yapmış. Babası Karagümrük'te öküz nalbantlığı yapıyordu. Oradan dolayı babasından kaynaklı bir öküzcü lakabı almış. En son olarak bu çeşmeyi yaptırmış ama çeşmenin tam ne zaman yapıldığı belli değil. Üç farklı kaynak var. 1615, 1617 bir de 1618 tarihleri. Tabii bu da bizi tarih konusunda netleştirmiyorö ifadelerini kullandı.

"ORTALAMA 400 YILLIK BİR ÇEŞMEö

Eserin 2010 yılında restorasyondan geçtiğini söyleyen Yavaşçay, "Ortalama 400 yıllık bir çeşme. Maalesef çeşme şu an güncel durumu çok kötü bir vaziyetteydi. Yanında bir Karagöz Evi diye bir tarihi yapıdan bahsedilmekte, İBB haritalarında öyle geçiyor. Tabii dediğimiz gibi buranın korunmaya alınması lazım, sosyal medyada bu yüzden önemli. Bir tarihi eser zarar gördüğünde insanlar tepki gösterince yetkililer hemen harekete geçiyor. Belki Sosyal medyada tepki gösterilmeseydi bu kadar hızlı hareket edilmezdi. Tepki gösterildiğinden dolayı hemen Eyüpsultan Belediyesi harekete geçmiş ve oradaki tabelaları, çirkin görüntüye kaldırmışö dedi.

"ÖZEL MÜLKLERDE BU SIKINTI ÇOK VARö

Tarihi yapının özel mülk olarak ne zaman satıldığının bilinmediğini söyleyen Yavaşçay, "Karagöz evi dediğimiz yer şuan da özel mülk ama çeşmeyle ilgili bir sıkıntı yok, çeşme kamuya ait bir alan. Özel mülklerde bu sıkıntı çok var. Kişiye ait olduğu için kişi ya satmak istemiyor ya da belediyeye parayı çok söylüyor. Özel kişi maddi gelirin kaybolacağından dolayı oraya ya ödenmeyecek bir fiyat biçebiliyor ya da hiç satmayabiliyor. Ayrıca Çeşme yolun altında kalmış, çeşmenin yol seviyesini yükseltilmesi lazım. Ve yüzeyinin temizlenmesi lazım, lüle kısmı kopmuş. Ayrıca üzerine yazılar yazılmış onların da temizlenmesi lazımö ifadelerini kullandı.

"KAMULAŞTIRILMASI VE RESTORE EDİLMESİ GEREK"

İstanbul'da çok sayıda örneği bulunan özel mülk statüsünde ki tarihi yapıların kamulaştırılması ve restore edilmesi gerektiğini söyleyen Arkeolog Ömer Faruk Yavaşçay, "Kültür bakanlığının bütçesini arttırması lazım. Kültür Bakanlığı bütçesi, bakanlıkları arasında en az oranlardan. O yüzden her yere el atamıyor Kültür Bakanlığı. Kültür Bakanlığının bütçesi biraz arttırılırsa, Kültür Bakanlığı daha çok yapıyı satın alıp restore edebilirö dedi.

"TABELAYI SÖKTÜLERö

Tarihi yapıda Alüminyum doğrama dükkanı bulunan Enver Duman, "Burası tarihi bir çeşme, burada dükkanlar var. Herkes ekmek yiyor. Biz burada tarihi dokuya zarar verecek hiçbir şey yapmadık. Ama belediyeden arkadaşlar geldi, Twitter'da şikayetler olmuş. Belediye geldi yıktı, derdimizi anlatamadık. Şuan bu çatıyı sökecekler. Buranın mülkiyeti tek tapu, şahıs mal ama ben tam olarak tanımıyorum. Biz kiracıyız. Burada lastikçide 4-5 kişi ekmek yiyor. Büyükşehir Belediyesine yıllık reklam tabelası vergisi veriyor. Vergi aldıkları tabelayı söktüler. Mağduruz şuanda. Dükkan 2018 yılında bize geçti, ondan öncesini ben hatırlamıyorum. Ama bizden önce de vardıö diye konuştu.

Görüntü Dökümü:

-------------------

-Tarihi yapıda ki tabelaların sökülme anları

-Çeşme, namazgah ve yapının son halinin görüntüleri

-Arkeolog Ömer Faruk Yavaşçay röportaj

-Dükkan sahiplerinden Enver Duman'ın röportajı

==============================

3- BAHÇELİEVLER'DE KISMEN ÇÖKEN BİNA KONTROLLÜ ŞEKİLDE YIKILDI

Özgür EREN / İSTANBUL, (DHA)- BAHÇELİEVLER'de gece saatlerinde kısmen çöken 7 katlı bina kontrollü şekilde yıkıldı.

Zafer Mahallesi Yadiğar Sokakta gece saatlerinde 7 katlı bir bina kısmen çökmüştü. İhbar üzerine olay yerine itfaiye, polis, AFAD ve sağlık ekipleri sevk edilmişti. Ekipler, çevrede güvenlik önlemi alarak binada arama çalışması başlatmıştı. Arama kurtarma ekiplerinin yaptığı dinleme çalışmaları ve köpekle yapılan aramaların ardından enkaz altında kalan olmadığı belirlenmişti. Öğle saatlerinde olay yerine getirilen kepçe yardımı ile binanın kontrollü bir şekilde yıkımına başlandı. Yaklaşık 1 saatte bina tamamen yıkıldı. İş makinasının olay yerindeki çalışması devam ediyor.

Görüntü Dökümü

--------------------

-İş makinesinden görüntü

-Makinenin binayı yıkması

-Su sıkılması

-Binadan detay görüntüler

================================

4- BAHÇELİEVLER'DE 4 KATLI BİNANIN ÇATISI ÇÖKTÜ (Geniş haber)

Ahmet YEŞİLMEN- Melihcan ÇALIŞKAN- Oğuzhan CİN- Uğur ŞAHİN / İSTANBUL, (DHA)- BAHÇELİEVLER'de, Güngören Sokak'ta bulunan 4 katlı apartmanın çatı bölümünde çökme meydana geldi. Olayda yaralanan olmazken, yere düşen molozlar alt katta bulunan otoparka zarar verdi. O anlar güvenlik kamerasına da yansıdı. Yaşananları anlatan apartman sakini Berfin Biçici, "Ben o sırada uyuyordum. Çok fena bir gürültü oldu bir anda, deprem oldu sandım. Apartman zaten çok sallanıyordu, kapının önünden araba geçsin, avizeler, koltuklar sallanıyordu" dedi. Binada inceleme yapan Bahçelievler Belediye Başkanı Hakan Bahadır ise "Arkadaşlarımız içeride inceleme yaptılar, karot alacaklar ama tahliyeyi gerektiren bir durum yok. Kolon ve kirişleri ön incelemede sağlam, kesin netice tabi karotun neticesinde çıkacak" ifadelerini kullandı.

Bahçelievler Zafer Mahallesi'nde yaşanan bina çökmesinden saatler sonra Hürriyet Mahallesi'nde bulunan 4 katlı bir apartmanın en üst katındaki çatı ve balkon bölümü çöktü. Olayda yaralanan olmazken, yere düşen molozlar alt katta bulunan otoparka zarar verdi. Çevre sakinlerinin ihbarı üzerine olay yerine gelen polis, itfaiye ve Bahçelievler Belediyesi'ne bağlı ekiplerin alandaki çalışmaları ise devam ediyor. Çalışmalar sürdüğü sırada, bina sakinlerinin de apartmandan ayrıldıkları görüldü. Bahçelievler Belediye Başkanı Hakan Bahadır da binada incelemelerde bulundu, tahliye gerektiren bir durum tespit edilmediğini aktardı.

"EMLAKÇIDA 15 YILLIK YAZIYORDU NEREDEN BAKSANIZ 40 YILLIK"

Apartman sakini Hayriye Biçici, "Daha sabah çöken binayı takip ediyordum internetten, duyunca hemen geldim. Evde iki çocuğum vardı, bir de kedim, köpeğim var. Ben burayı tuttuğumda emlakçıda 15 yıllık yazıyordu ama nereden baksanız 40 yıllık var. Belediye kontrol edecek, karar versinler ona göre komşumuzda kalacağız" şeklinde konuştu.

"APARTMAN ZATEN KAPININ ÖNÜNDEN ARABA GEÇSE SALLANIYORDU"

Çökme meydana geldiği sırada apartmanda bulunan Berfin Biçici, "Ben o sırada uyuyordum. Çok fena bir gürültü oldu bir anda, deprem oldu sandım. Kediyle köpeğim hemen yanıma geldi, onlar da kendilerine gelemedi. Apartman zaten çok sallanıyordu, kapının önünden araba geçsin, avizeler, koltuklar sallanıyordu. Böyle bir evi neden kiraya verirler ki?" dedi.

"TAHLİYEYİ GEREKTİREN BİR DURUM YOK"

Bahçelievler Belediye Başkanı Hakan Bahadır, "1985 yılı yapımı 4 katlı bir bina, her katta 4 dairesi var toplamda 16 daire bulunmakta, 3 de dükkan var. Üst kattaki balkonun su alması nedeniyle sıcak soğuk değişikliklerinden dolayı balkonda çökme olmuş. Arkadaşlarımız içeride inceleme yaptılar, karot alacaklar ama tahliyeyi gerektiren bir durum yok. Kolon ve kirişleri ön incelemede sağlam. Kesin netice tabi karotun neticesinde çıkacak" ifadelerini kullandı.

"ÖNCELİĞİMİZ KENTSEL DÖNÜŞÜM OLSUN"

Hakan Bahadır, "Az evvel komşu arkadaşlar da haber verdiler. Sabahleyin de söylediğim gibi olay aslında hem sosyolojik hem teknik, hem ekonomik. Sosyolojik neden ne, şu; anlaşamıyor apartman kendi arasında, anlaşabilseler bu zamana kalmayacak yıkılacak, yenilenecekti. Ben buradan özellikle Bahçelievler'li, İstanbullu komşularımıza sesleniyorum, lütfen en önceliğimiz kentsel dönüşüm olsun" Dedi.

ÇÖKME ANI KAMERADA

4 katlı apartmanın en üst katındaki çatı ve balkon bölümünün çöktüğü anlar ise çevredeki bir güvenlik kamerasına saniye saniye yansıdı.

Görüntü Dökümü:

------------------

-Hayriye Biçici, Berfin Biçici Röportaj

-Hakan Bahadır'ın açıklamaları

-Olay yerinden görüntüler

-Genel ve detay görüntüler

================================

5- FATİH'TE 'DİYARBAKIRLI RAMAZAN HOCA'YI ÖLDÜREN SANIĞA AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET HAPİS TALEBİ

Mikail BIYIKLI/İstanbul,(DHA)- FATİH'te, sosyal medyada 'Diyarbakırlı Ramazan Hoca' olarak tanınan Ramazan Pişkin'in işlettiği çay ocağında bıçaklayarak öldüren Erkan Baykut'un yargılanmasına başlandı. İlk duruşmada savcı mütalaasında Baykut hakkında "Tasarlayarak kasten adam öldürmeö suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep etti.

İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya tutuklu sanık Erkan Baykut getirildi. Taraf avukatları ve Ramazan Pişkin'in kardeşi Mehmet Pişkin'de duruşma salonunda hazır bulundu.

"OLAYI CİNSEL İSTİSMARA UĞRAMIŞ BİR İNSAN PSİKOLOJİSİ ALTINDA GERÇEKLEŞTİRDİMö

Sanık Erkan Baykut, ortaokul mezunu olduğunu ve inşaatta babasının yanında çalıştığını belirtti. Duruşmada savunma yapan Baykut, "Maddenin etkisindeydim. Saboor Muradı isimli kişiyi Ramazan Pişkin zannettim. Olayı cinsel istismara uğramış bir insan psikolojisi altında gerçekleştirdim. Daha öncede Ramazan Pişkin'i tanımıyordum. Olay esnasında içeri girince kendisine taş attım. Oda kendisini savunmaya kalkışınca korkudan kendimi bıçakla savundum. Kaç kez bıçakladığımı hatırlamıyorum. Olay sonrası oradan kaçtım. Ben askerliğimi yaptım. Olaydan önce hastanede psikolojik tedavi görmedim, ilaçta kullanmadım. Psikolojik rahatsızlığıma ilişkin bir raporum yoktur. Annem babam ayrıdır bende sokakta kalıyordum ama bazen annemle birlikte bazen de babamın dükkanında kalırdım. Ben daha önce Ramazan Pişkin'i sosyal medyada görmüştüm. 2017 yılından itibaren uyuşturucu kullanıyordum sürekli. Herhangi bir dini kuruma mensup değilim. Bazen dinimi geliştirmek için televizyondan dini şeyler izliyordum. Biri beni bu olay için yönlendirmediö dedi.

"SANIKTAN VE AZMETTİRENLERDEN ŞİKAYETÇİYİMö

Ramazan Pişkin'in kardeşi şikayetçi Mehmet Pişkin, "Olayın yaşandığı gün ben Diyarbakır'daydım. Sanıktan ve azmettirenlerden şikayetçiyim. En ağır şekilde cezalandırılmasını istiyorum. Benim kardeşimin kimseyle husumeti yoktu. Namaz kılarken rükuda 3-4 dakika dururdu. Kardeşimin namaz sırasında rükuda öldürülmüştür. Kardeşim planlı bir şekilde bıçakla katledilmiştirö diye konuştu.

"DÜKKAN DIŞINA ÇIKINCA SANIK ÖNÜMDEN HIZLA GEÇTİö

Tanık olarak dinlenen İbrahim Baştürk, "Sanığı tanımıyorum. Olay günü iş yerimde oturuyordum. Maktul işe dükkanlarımız yan yanadır. Bir gürültü oldu. Ben 'ne oldu hocayı mı dövüyorlar' dedim. Ben dükkan dışına çıkınca sanık önümden hızla geçti. Elinde bıçak olup olmadığını görmedim. Dükkana girdiğimde maktul yerde kan içindeydi. Namaz kıldığı tahta yerdeydi maktulde onun yanına yerdeydi. Kolları sıvalıydı ayakkabısı yoktu. Hocaya seslendim ses gelmedi bende ambulansı aradım. Kendisi yan yatıyordu, düz yatırıp üstüne bir şeyler örtüp nabzını kontrol ettim. Nabzı atıyordu kısa süre sonrada ambulans geldi ve hastaneye kaldırıldı. Ben daha önceden sanığı görmedim. Olay 10-15 saniye içerisinde olduö ifadelerini kullandı.

SAVCI SANIĞIN AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET HAPSİNİ İSTEDİ

Savcı mütalaasını açıkladı. Mütalaada sanığın Ramazan Pişkin'e ait sosyal medyada yayınlanan videoları izlediği, olay tarihinden birkaç gün öncede maktulün işyerine gelerek keşif yaptığı anlatıldı. Olayı tek vuruşta öldürme kabiliyetine sahip bıçak ile maktulün işyerine gelerek Ramazan Pişkin'i tek başına gördüğü sırada bıçakla darbeleriyle öldürme eylemini tasarlayarak gerçekleştirdiğini ifade edildi. Savcı sanık Erkan Baykut'un "Tasarlayarak kasten öldürmeö suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapsini istedi. Sanık Baykut, mütalaaya karşı savunmasında, "Tasarlayarak adam öldürmedim. Çelişki ifade vermedimö dedi.

TUTUKLULUK DEVAM KARARI

Mahkeme heyeti sanık Erkan Baykut'un tutukluluk halinin devamına karar verdi. heyet sanık avukatının mütalaaya karşı savunma yapma talebini kabul ederek duruşmayı erteledi.

İDDİANAME

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, 'Diyarbakırlı Ramazan Hoca'nın Yeri isimli iş yeri sahibi Ramazan Pişkin'in bıçakla yaralandığı ve hastaneye kaldırıldığı bilgisi edinilmesiyle soruşturmaya başlanıldığı anlatıldı. İddianamede, Ramazan Pişkin'in hastanede hayatını kaybettiği, olaya ilişkin görgü ifadesi sorulan İbrahim Baştürk elinde bıçak olan bir erkeği gördüğü, çay ocağını kontrol ettiğinde Ramazan Pişkin'in yaralanmış şekilde yerde gördüğüne dair ifadelerine yer verildi. Olaya ilişkin yapılan kamera araştırmasında, şüphelinin belediye otobüsüne bindiği, Beyoğlu Bahariye Caddesinde bulunan İplikçi otobüs durağında indiği, İstiklal Mahallesi, Hacı Hüsrev Caddesi' ne doğru hareket ettiğinin tespit edildiği kaydedildi. İstiklal Mahallesi, Sebilci Sokak 16 numarada tespit edilen şüpheli Erkan Baykut'un evin banyosunda saklanırken yakalandığı bilgilerine yer veridi. İddianamede, şüpheli Baykut'un ifadesinde, maktul Ramazan Pişkin'i tanımadığını, Saboor Muradı ismiyle tanıdığı kişi zannettiğini, bu kişinin de uyuşturucu satan, cinsel istismarda bulunan biri olduğunu, kendisine uyuşturucu verdiklerini ve 2021 yılından beri kendisine büyü yapıldığını düşündüğünü iddia etti. Olaydan 2 ay kadar önce babasının iş yerine 5 dakika mesafede Ramazan Hoca' nın Yeri isimli iş yerinde Ramazan Pişkin'i gördüğünü söyleyen şüpheli Baykut, yanına gidip kendisiyle konuştuğunda kendisini ilk başta iyi bir hoca olarak gördüğünü, ancak sohbetin devamında bu şahsın aslında Saboor Muradı olduğunu anladığını, bunun üzerine Saboor Muradı'nın kendisine geçmişte verdiği zararları hatırladığını, olay günü önce taş fırlattığını, Pişkin'in üstüne gelmesiyle kendisine zarar verebileceği düşüncesiyle bıçak çekerek yaraladığını ve kaçtığını söylediği belirtildi. Şüphelinin daha önce olay yerinde görülmediği belirlendi. Şüphelinin kullandığı tespit edilen birden fazla telefon numaralarının incelemesinde, HTS kayıtlarında olaya ilişkin şüpheli bir tespit yapılmadığı da iddianamede yer aldı. Ramazan Pişkin'in kardeşlerinin şikayetçi olarak yer aldığı iddianamede, şüpheli Erkan Baykut'un "Kasten öldürme" suçundan müebbet hapisle cezalandırılması talep ediliyor.

Görüntü Dökümü

-------------

-Arşiv

İlginizi Çekebilecek Diğer Haberler

Sıradaki Haber