Geri Dön
İstanbulDHA İSTANBUL BÜLTENİ - 2

DHA İSTANBUL BÜLTENİ - 2

DHA İSTANBUL BÜLTENİ - 2

1- FERDİ TAYFUR İÇİN AKM'DE TÖREN DÜZENLENDİ (GENİŞ HABER)

Hasan YILDIRIM- Armağan GÖKMEN- Kübra SONKAYA- Şevval CİNDİR- Feridun AÇIKGÖZ / İSTANBUL, (DHA)- Hayatını kaybeden Ferdi Tayfur'un Türk bayrağına sarılı cenazesi, Zincirlikuyu Gasilhanesinden alınarak Atatürk Kültür Merkezi'ne (AKM) götürüldü. Usta sanatçı için AKM'de tören düzenleniyor.

Antalya'da tedavi gördüğü hastanede 2 Ocak akşamı 79 yaşında hayatını kaybeden Ferdi Tayfur'un cenazesi Zincirlikuyu Gasilhanesinden alınarak AKM'ye götürüldü. Usta sanatçı için AKM'de anma töreni düzenlendi. Levent'te kılınacak cenaze namazından önce Beyoğlu'na gelen yakınları ve sevenleri, AKM önünde yoğunluk oluşturdu. Salonu dolduran binlerce kişi, hep bir ağızdan sanatçının efsaneleşen 'İçim yanar' şarkısını söyledi. Törene ailesinin yanı sıra, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Orhan Gencebay, İbrahim Tatlıses, Fatih-Şebnem Kısaparmak, Yavuz Bingöl ve çok sayıda seveni katıldı.

'BİR DEVRİN İNSANLARI KENDİ İÇ DÜNYALARINI, ACILARINI ONUN ŞARKILARIYLA DIŞA VURDU'

Bakan Mehmet Nuri Ersoy tören öncesi gazetecilere açıklama yaptı. Ersoy, "Çok önemli bir değerimizi bugün uğurluyoruz. Bir ismin ağırlığının her şeyin ötesine geçtiği çok çok önemli değerimizi bugün uğurluyoruz. Biliyorsunuz bir devrin insanları kendi iç dünyalarını, acılarını dışa onun sözleriyle, şarkılarıyla vurmuşlardır ve onu içtenleştirmiş, ailelerinden biri gibi kabul etmişlerdir. Ve ona Ferdi baba demişlerdir ki bu aziz millet herkesi bu kadar içten ve bu kadar saygılı bir şekilde kabullenmez. Bu kadar sade bir o kadar da büyük bir ismi kaybettik maalesef. Başta yakınları olmak üzere tüm sanat dünyamızın, halkımızın başı sağ olsun Allah gani gani rahmet eylesin mekanı cennet olsun" dedi.

'BAZEN BİR İSİM SÖZLER İÇİN FAZLA AĞIR KALIYOR'

Bakan Ersoy, "Böylesi bir kaybı söze dökebilmek çok zor. Şarkılarını bir muhabbet gibi diline dolayıp onunla kendini anlatmıştı ve konuşup anlaşmıştı. Şimdi gelin de Ferdi Tayfur'u söze dökün. Bazen bir isim sözler için fazla ağır kalıyor. Ferdi Tayfur bence ancak böyle anlatılıbilir. İnsanları güldürmeyi çok sevdiğini söylüyordu, hal böyleyken merhumun hüzünlere ve gözyaşlarına hükmedercesine bir sanat hayatı yaşamış olması da üzerinde düşünülmesi gereken çok önemli bir husus. Arabesk kültürünün insanımızda bu denli büyük kabul görmesi ve onun içinden Ferdi Tayfur'u alıp çok farklı bir yere koyması tesadüf olarak asla görülemez diye düşünüyorum. Çünkü bu aziz millet, herkesi ailesinden biri olarak kabullenmez. Beğeni farklı bir şey gelir geçer. Severek, saygı duyarak kabullenmek ve sahiplenmek sanatçının büyüklüğüne ve başarısına halkın verdiği onaydır adeta ve herkese de nasip olmaz. sesi güzeldi, şarkıları güzeldi ama en önemlisi insanlığın, halkın ve sevenlerinin karşısında duruşu güzeldi. Zira albümleri ve konserleri rekorlar kıran şarkıları film olan bir sanatçıya çok farklı ünvanlar verilebilirdi ama milletimiz ona 'Ferdi baba' veyahut 'Ferdi abi' diye seslendi. Ne eksik ne fazla. İşte büyüklüğü ancak bukadar sade ve bukadar net ifade edilebilir. Bu sahiplenişi, sevgi ve saygıyı başka bir şekilde açıklamak da mümkün değil. Onu baki alema uğurlarken ugurlarken tek tesellimiz geride yankısı dinmeyecek bir ses, bir duygu mirası bırakmış olmasıdır. Allah gani gani rahmet eylesin. Değerli ailesine, yol arkadaşına ve sizlere başınız sağ olsun diyor sabırlar diliyorum. Kabri nur mekanı cennet olsun inşallah" ifadelerini kullandı.

'İYİ Kİ FERDİ TAYFUR VARDI'

Törende konuşan İmamoğlu, "Sanatçımızı, hemşehrimizi dualarımızla uğurluyoruz. Yolu açık olsun, mekanı cennet olsun. Hep birlikte bakanımız, biz buradayız, en güzel şekliyle ismini var edecek yaşatacak adımları hep birlikte atacağız. Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın. Sanatın ve sanatçının ülkemizin birliğine ve bütünlüğüne ve insanlarımızın birbirini içten sevmesine kucaklamasına ne denli katkı sunduğunu, şuradaki vatandaş çeşitliliğini gördüğümde anlıyorum. Onun için milletimizi bir eden birlikte eden, buluşturan nice nice sanatçılarımız olsun dileğiyle. İyi ki Ferdi Tayfur vardı, iyi ki hayatımızdaydı. Allah rahmet eylesin" ifadelerini kullandı.

'BİZİ FERDİCİ-ORHANCI DİYE AYIRMAYA ÇALIŞTILAR'

Sözlerine başlamadan önce tabutu öpen Orhan Gencebay, "Bu dünyada yapılacak olan görevini en iyi şekilde yaptı. Çok güzel çalışmalar yaptı. Gerçekten kimseye nasip olmayan bir ilgiyle ve sevgiyle karşılandı. Halkımız muazzam bir ilgi gösterdi. Ondan sonra bizi 1970'li yıllarda Ferdici-Orhancı diye ayırdılar ama biz birbirimizi çok seviyorduk çok iyi bir dosttuk, kardeştik" diye konuştu.

'ARABESKİN PRENSİNİ KAYBETTİK'

İbrahim Tatlıses, tekerlekli sandalyeyle sahneye gelerek, "Benim bu halim için üzüntü duymayın yoksa ben de üzülürüm. Her şey Allah'tan. Arabeskin prensini kaybettik. Türkiye'nin başı sağ olsun. Çok ekmeğini yedik. İbo Show'a geldi reytingler tavan yaptı" dedi.

Babası için böbreğini veren Timur Turanbayburt, "Çok üzgünüz, yapacak bir şey yok" dedi. Küçük oğlu Ferdi Taha Tayfur ise, "Başımız sağ olsun, Türkiye'nin başı sağ olsun" diye konuştu.

Ferdi Tayfur'un naaşı AKM'de yapılan törenin ardından cenaze namazı kılınmak üzere Barbaros Hayrettin Paşa Camii'ne götürüldü.

Görüntü Dökümü:

------------------

-Cenazenin Zincirlikuyu Gasilhanesinden alınması

-Cenaze aracının Zincirlikuyu gasilhanesinden çıkışı

-Cenazenin Atatürk Kültür Merkezi'ne götürülmesi

-AKM önünde toplanan kalabalık

-Bakanın konuşması

-İmamoğlu'nun konuşması

-Orhan Gencebay'ın konuşması

-İbrahim Tatlıses'in konuşması

-Timur Turanbayburt'un konuşması

-Ferdi Taha Tayfur'un konuşması

-Törenden görüntüler

-Genel ve detaylar

=================================

2- TUĞÇE TAYFUR BABASININ CENAZESİNİ ALIRKEN GÖZYAŞINA BOĞULDU

İSTANBUL, (DHA) - ANTALYA'da tedavi gördüğü hastanede 2 Ocak akşamı 79 yaşında hayatını kaybeden Ferdi Tayfur'un cenazesi İstanbul'a getirildi. Ferdi Tayfur'un kızı Tuğçe Tayfur, babasının cenazesini almak için Zincirlikuyu Gasilhanesi'ne gitti. Tuğçe Tayfur gasilhane koridorunda " Babamdan ayırdınız beni, yapayalnız kalmış babam" diyerek gözyaşı döktü.

Görüntü Dökümü:

---------------------------

Tuğçe Tayfur'un gasilhanede görüntüsü

==================================

3- CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI YILMAZ : SURİYE YENİDEN İMAR EDİLECEK, TÜRKİYE MUTLAKA MÜDAHİL OLACAK

İSTANBUL, (DHA) - CUMHURBAŞKANI Yardımcısı Cevdet Yılmaz," Şu anda kayıtlı asgari ücretli 6.7 milyon, toplam istihdamımız ise 32 milyon 970 bin. Yani asgari ücretli 6.7 milyon gözüküyor, ama muhtemelen bundan daha düşük gerçek anlamda, çünkü asgari ücret üzerinden prim ödeniyor, işte birtakım yükümlülükler getiriyor. O yüzden asgari ücretle gösterip, başka şekillerde ücret veren işletmeler olduğunu da biliyoruz, buna da eksik kayıtlılık diyoruz" dedi. Yılmaz " Suriye yeniden imar edilecek. Alt yapısıyla, üst yapısıyla, tarımıyla, sanayisiyle, ticaretiyle, turizmiyle yeni bir Suriye oluşacak. Burada da en yakın komşu olarak Türkiye bu sürece mutlaka müdahil olacak, bu sürece katkı sunacak" diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, '2024 Yılı Değerlendirme ve 2025 Yılı Hedeflerine İlişkin Bilgilendirme Toplantısı'nda medya kuruluşlarının ekonomi haberleri müdürleri ile bir araya gelerek soruları cevapladı.

Yılmaz "Bazen asgari ücretli çalışan sayısına ilişkin oranlar da tartışılıyor, bizim elimizde kayıtlı olan SGK'lı çalışanlar var, orada kayıtlı çalışanların yüzde 42'si asgari ücretli görünüyor o da 6.7 milyon kişi yapıyor. Yani şu anda kayıtlı asgari ücretli 6.7 milyon, toplam istihdamımız ise 32 milyon 970 bin. Asgari ücret meselesinde biraz bu sorunun da olduğunu biliyorum, yani asgari ücretli 6.7 milyon gözüküyor, ama muhtemelen bundan daha düşük gerçek anlamda, çünkü asgari ücret üzerinden prim ödeniyor malum, işte birtakım yükümlülükler getiriyor. O yüzden asgari ücretle gösterip, başka şekillerde ücret veren işletmeler olduğunu da biliyoruz, buna da eksik kayıtlılık diyoruz. Biz tabii kayıt dışılıkla da, eksik kayıtlılıkla da mücadele ediyoruz. Asgari ücretle ilgili söyleyeceğim ikinci husus şu: Altını hep çiziyoruz bu bir taban ücret, bunun üstü bir limit söz konusu değil veya ideal ücret veya olması gereken ücret şeklinde bir hadise değil. Bundan aşağı olmaz dediğimiz bir ücret dolayısıyla, birçok metropolde, belli sektörlerde, belli büyüklerdeki firmalarda zaten fiili ücretlerin daha yüksek olduğunu hepimiz biliyoruz. Burada asıl problem asgari ücrette daha az gelişmiş bölgeler, küçük ölçekli işletmeler ve emek yoğun sektörler. Bunlar asıl bunun baskısını daha fazla hissediyorlar. Ama biz her zaman söylüyoruz, burada verimlilik çok önemli. Verimlilik arttıkça ülkenin toplam faktör verimliliği, işletmelerin de işletme bazında verimliliği arttıkça aslında daha yüksek ücretin de zemini oluşmuş oluyor." diye konuştu.

'2003-2024 DÖNEMİNDE YILLIK ORTALAMA BÜYÜMEMİZ 5,4'

Yılmaz "2024 yılında enflasyon 44,4. Asgari ücret 49,1 arttırılmış, yani son 2 yılda yapılan artışlar oldukça önemli artışlar. O yıldaki enflasyonun üstünde artışlar. Bu yıl da yine yaptığımız artışın bu yıl gerçekleşecek enflasyonun üstünde kalacağını bekliyoruz. 2003-2024 döneminde yıllık ortalama büyümemiz 5,4 olmuş. Asgari ücretteki reel artışın yıllık büyümesi 5.6 olmuş, yani bu uzun dönemli baktığınızda da biz asgari ücreti büyümemizin üstünde artırmışız. Son dönemde önemli bir gelişme var 2022 yılında emeğin milli gelirden, katma değerden aldığı payı gayri safi katma değerden aldığı pay oldukça düşük seviyeye gelmişti 2022'de. Pandeminin de etkisiyle, başka faktörlerin de etkisiyle hakikaten çok düşük bir düzeydi. Nitekim TÜİK 2022 gelir dağılımı istatistiklerini yayınladığında bunu gördük. Gelir dağılımında ciddi bir olumsuz etkilenme olduğunu gördük 2022'de. Geçtiğimiz günlerde TÜİK 2023 gelir bazlı rakamları açıkladı, burada nispi olarak bir düzelme olduğunu görüyoruz gelir dağılımında. Ben ,2024 verilerinde de yine bu iyileşme eğiliminin devam edeceğini düşünüyorum. 2024 yılı üçüncü çeyreğinde, serinin açıklandığı 1998'den beri en yüksek değer olan 37,6'ya ulaşmış durumdayız. Yani iş gücü ödemelerinin gayri safi katma değerdeki payı itibariyle 2024'ün üçüncü çeyreği tarihi yüksek seviyeyi görmüş durumdayız ve son bir yılda burada 6,1 puan bir artış var. Bu da bize önümüzdeki dönem gelir dağılımı açısından daha olumlu bir tablonun oluşacağını gösteriyor" dedi.

'BUGÜN YÜKSEK BİR MAAŞ VERİRSİNİZ, YARIN ENFLASYON BUNDAN DAHA YÜKSEK ÇIKARSA VERDİĞİNİZ MAAŞIN HİÇBİR ANLAMI KALMAZ'

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz "Net asgari ücretin yine dolar karşılığı çok tartışılıyor. Asgari ücret 2002'de 114 dolar, 2024 yılında ise 519 dolar idi, 2025'teki son güncel artışla 627 doların üzerine çıkmış durumda. Bu net maaşlarda birde işverene maliyeti açısından bakarsanız bu tabii çok daha yüksek rakamlarda. Şu anki asgari ücret seviyemiz Rusya, Romanya, Bulgaristan Meksika, Brezilya'nın, Güney Afrika'nın, Endonezya'nın, Çin, Mısır ve Hindistan gibi gelişmekte olan ülkelerin üzerinde bir rakam, bunu da ifade etmek isterim: Enflasyonda ciddi bir sapma olursa yeniden elbette bunları değerlendiririz, biz ciddi bir sapma olmayacağına inanıyoruz, politikalarımızı o çerçevede sürdürüyoruz. Önemli olan çünkü şudur, buna yürekten inanıyoruz: Bugün yüksek bir maaş verirsiniz, yarın enflasyon bundan daha yüksek çıkarsa verdiğiniz maaşın hiçbir anlamı kalmaz. Önemli olan enflasyonu dizginleyip, düşürüp, somut, reel satın alma gücünde artış sağlamak. Bizim amacımız satın alma gücünde kalıcı artış sağlamak, amacımız bu. Dolayısıyla, bunu sağlamak için her türlü gayreti sarf edeceğiz. Bu süreçte istihdamı da desteklemeye devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.

"İŞLETMELERE ÇALIŞAN BAŞINA 2 BİN 500 LİRAYA KADAR İTİHDAM KATKISI OCAKTA"

Yılmaz "Asgari ücret kararıyla birlikte 700 lira olan asgari ücret desteğini de 1000 liraya çıkardık. Kamuda, özellikle emek yoğun işletmelerimize, emek yoğun işletmelerimizle ilgili hem imalatçı, hem ihracatçı işletmelerimizle ilgili EKK'da da geniş değerlendirmeler yaptık, Sanayi bakanlığımızın çalışmaları oldu. O da istihdamını koruyan özellikle tekstil, konfeksiyon, deri, mobilya gibi emek yoğun sektörlerde faaliyet gösteren işletmelere çalışan başına 2 bin 500 liraya kadar istihdam katkısı. Ocak ayı içinde bir düzenleme yapılmasını bekliyoruz" dedi.

"ASGARİ ÜCRET SİYASİ TARTIŞMA KONUSU OLMAMALI"

Yılmaz "Asgari ücret bu kadar siyasi tartışma konusu olmamalı. Siyasi olarak bu kadar tartışılmayacak bir mekanizma içinde farklı şekillerde yapılabilir mi? Elbette tartışılabilir, uzlaşılabilir. Emeklilerle ilgili söyledikleriniz, asgari ücret oranıyla emekliye artış oranını mukayese doğru olmaz, çünkü birisi bir yıllık bir süreçle ilgili, perspektifle ilgili bir artış, diğeri 6 aylık, yani emekli ve memur artışı biliyorsunuz 6 aylık yapılıyor, Temmuz'da tekrar bu artışlar yenilenecek. Burada asıl kural bazlı olmayan en düşük emekli aylığı. Bugün geldiğimiz noktada 12 bin 500 liraya çıkmış durumda kök ücretleri daha düşük olan oldukça önemli sayıda emeklimiz bundan istifade ediyor, kök ücretinden daha yüksek bir emekli ücreti almış oluyor, yani primiyle bağlantılı kök ücretinden daha yüksek bir emekli maaşı almış oluyor. Bunu kanunla ancak değiştirebiliyorsunuz, bu normal sistemden gelen bir şey olmadığı için, kanunla gelen bir yapı olduğu için ancak kanunla düzenlenerek yine sağlanabilir. Bu konuda bir çalışma yapacağız, yani burada diğer ücretler artarken asgariyi olduğu gibi tutmanın doğru olmadığını düşünüyoruz, bir çalışma yapacağız ve bir kanuni düzenleme muhtemelen gündeme gelecek. Tabi hükümetimiz bunu nihai karara Cumhurbaşkanımız tamamladıktan sonra grubumuzla kanun çalışmasını gündeme taşıyacağız. Ocak ayı içinde bu gerçekleşecektir diye düşünüyorum" dedi.

ENFLASYON

Yılmaz "Öngördüğümüz takvim çerçevesinde 2024 yılı Haziran ayından itibaren dezenflasyon süreci başladı. Biliyorsunuz başından itibaren biz şunu söyledik: 3 dönem olacak dedik, bir geçiş dönemi, bir dezenflasyon dönemi, bir de kalıcı fiyat istikrarı dönemi dedik. Geçiş dönemi Haziran ayı itibarıyla tamamlandı. Geçiş dönemi dediğimiz şu: Temel risklerimizi azalttığımız, temellerimizi güçlendirdiğimiz, Türkiye'yi enflasyonla mücadelede çok daha sağlıklı bir zemine kavuşturduğumuz dönem geçiş dönemi dediğimiz dönem; işte bunun detaylarına birazdan gelebiliriz.

Dezenflasyon dediğimiz dönem, artık enflasyondaki oranların düşmeye başladığı dönem, ki o Haziran'da başladı. Haziran'dan önce de hep söylüyorduk, ikinci yarıda ciddi bir düşüş bekliyoruz dedik, ciddi bir düşme olacak dedik oranlarda, nitekim dediğimiz gibi de oldu. Haziran ayından, bugün biliyorsunuz enflasyon rakamları yayınlandı. TÜİK tarafından, yüzde 1 civarında bir aylık enflasyon, yüzde 44'ün biraz üstünde de bir yıllık enflasyonla kapatmış olduk yılı. Haziran ayından Aralık'a baktığımız zaman 31 puan civarında bir düşüş olduğunu görüyoruz, yani yılın ikinci yarısında dezenflasyon dediğimiz dönem başladığından bugüne 31 puan enflasyon oranında, enflasyonda demiyorum bakın, fiyatlarda düşüş değil, enflasyon oranında 31 puan bir düşüş olduğunu görüyoruz, bu çok sevindirici gerçekten, önemli bir mesafe kaydetmiş durumdayız. Burada OVP'deki rakamlarımızın üstündeyiz doğru, orada bir sapma söz konusu, ama doğrultuya baktığınız zaman, ana istikamete baktığınız zaman da OVP'yle uyumlu olduğunu söyleyebilirsiniz. OVP'de çok ciddi bir düşüş bekliyorduk ve bu düşüş gerçekleşti. Kurlar biraz daha fazla olsa tabii ki daha iyi olurdu, daha hedeflerimizle uyumlu olurdu, ama ana çerçevenin hedeflerimizle uyumlu olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Yıllık bazda baktığımızda da geçen yılı 64 civarında kapatmıştık, bu yılı işte 44 civarında kapattık, dolayısıyla yıllık bazda da 20 puanlık bir düşüş gerçekleşti. Dezenflasyon sürecinin başladığı günden bugüne 31 puan, yıllık olarak da 20 puan civarında bir düşüş enflasyonda sağlandı ve bunun da biz devam etmesini bekliyoruz 2025 yılında. Ocak ayı enflasyonu Şubat'ta çıkacak malum, o çıktığı zaman göreceğiz ki Ocak ayında da bu trend devam ediyor, dezenflasyon süreci devam edecek. Yılsonunda da tabii OVP'de 17,5 demiştik, sonra Merkez Bankamız 21'e revize etti, yalnız orada bir aralık var malum artı-eksi bir aralık var, yani 20'nin altı olmaz diye bir şey söz konusu değil. Merkez Bankamızın tahmin aralığı 16 ila 26 arasında. Bu tahmin aralığında inşallah daha düşük aralıkta gerçekleşir diye ümit ediyoruz" diye konuştu.

'SURİYE YENİDEN İMAR EDİLECEK'

Cevdet Yılmaz, "Suriye bizi nasıl etkiler? Bir defa geçmişten daha kötü etkilemez. O kadar kötü bir dönemden geliyoruz ki Suriye'de, bir diktatörün olduğu, savaşların, çatışmaların yaşandığı, bize dönük neler yaşadığımızı 13 yılda hepiniz biliyorsunuz. O kötü tabloların geride kaldığı bir dönemdeyiz. Bir diktatörlük yıkıldı, yeni bir düzen oluşuyor. Bugün orada yaşanan bir halk devrimi tabii. Şu anda acil konu buradaki siyasi istikrarın sağlanması, güvenlik ortamının pekiştirilmesi, iç kavgaların olmadığı, bütün etnik grupların, mezheplerin, dinlerin kapsandığı kapsayıcı bir siyasi yapının oluşması, yeni bir anayasa, yeni bir güvenlik teşkilatıyla birlikte Suriye'nin siyasi ve güvenlik bakımından istikrarının sağlanması. Bunun inşası bizim için başlı başına büyük bir artı değer. Çünkü böyle bir Suriye, Türkiye'ye yönelik güvenlik risklerini bir defa azaltacaktır, göç riskini azaltacaktır, güvenlik risklerini azaltacaktır, Türkiye çok daha emniyetli sınırlarla karşı karşıya kalacaktır. Bütün bunlar bir defa güvenlik açısından, siyasi açıdan, terör bakımından, birçok açıdan Türkiye'ye faydalar doğuracak. Ekonomik boyutuna bakacak olursak, kısa vadede Türkiye'den oraya giden bir takım işgücü veya sermayesini alıp giden bazı Suriyeli vatandaşlar olabilir. Bunlar ekonomik etki bakımından farklı değerlendirilebilir, ama orta vadeli bir perspektifle yine bakarsanız, Suriye yeniden imar edilecek. Alt yapısıyla, üst yapısıyla, tarımıyla, sanayisiyle, ticaretiyle, turizmiyle yeni bir Suriye oluşacak. Burada da en yakın komşu olarak Türkiye bu sürece mutlaka müdahil olacak, bu sürece katkı sunacak. Ben buradan dış ticaretimizin de, lojistiğimizin de çok çok olumlu etkileneceğini düşünüyorum. Suriye'nin büyümesi, gelişmesi, daha müreffeh bir ülke olması, Suriye'yle ticaretimizin artması, yatırımların artması karşılıklı olarak bütün bunlar Türkiye ekonomisine de çok önemli katkılar sunacaktır. Dünyada da bunun örneklerini biliyoruz, komşuları istikrar içinde olan ve büyüyen ülkeler bundan olumlu etkilenirler. Dolayısıyla daha istikrarlı bir Suriye, daha müreffeh bir Suriye, Türkiye için de ekonomik anlamda da son derece olumlu olacaktır diye ifade etmek isterim.

Çok detaylarına girmeyeyim, ama şunu da söyleyeyim: Komşumuz Suriye'nin bu yeni döneminde yanında olacağız. Özellikle kurumsal anlamda tecrübe birikimimizi Suriyeli kardeşlerimizle her alanda paylaşacağız. Burada tabii dünyaya da büyük bir rol düştüğünü ifade etmek isterim. Esad döneminde ortaya konan yaptırımlar var bir diktatör döneminde. Şimdi yeni bir Suriye var, artık eski kalıplarla Suriye'ye bakılması doğru değil, eski tanımlamalarla bakılması da doğru değil, yeni bir ortam var" şeklinde konuştu. (DHA)

Görüntü Dökümü:

-----------------

-Cevdet Yılmaz'ın konuşması

===============================

4- BAKAN KACIR: TÜRKİYE'NİN İDDİASI TÜRKİYE'NİN SINIRLARINI AŞMIŞTIR

Gülseren KARAPINAR- Ataberk KURT / İSTANBUL, (DHA)- Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, AK Parti Beykoz 8. Olağan İlçe Kongresi'nde konuştu. Bakan Kacır, "Türkiye'nin iddiası Türkiye'nin sınırlarını aşmıştır. Biz adaletin ve merhametin temsilcileriyiz. En zor anımda dahi bize sığınanlara sırt dönmedik. Onları kapı dışarı etmedik" dedi.

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Çamlıca Kongre Merkezi'nde AK Parti Beykoz 8. Olağan İlçe Kongresi'ne katıldı. Kongre'ye Bakan Mehmet Fatih Kacır'ın yanı sıra İl Başkan temsilcileri, delegeler, STK üyeleri ve çok sayıda kişi katıldı.

'MİLLİ GELİRİMİZİ 230 MİLYAR DOLARDAN 1 TRİLYON 280 MİLYAR DOLARA ÇIKARAN BİZİZ'

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, "Milli gelirimizi 230 milyar dolardan 1 trilyon 280 milyar dolara çıkaran biziz. İhracatımızı 36 milyar dolardan 262 milyar dolara yükselten biziz. Türkiye'yi baştan başa eserlerle, hizmetlerle, projelerle buluşturan biziz. Türkiye'nin dört bir yanında üretim müşteri inşaa eden, organize Sanayi bölgeleri kuran, fabrikaların bacalarını tüttüren biziz. Türkiye'nin dört bir yanında şehir hastaneleri kuran, Türkiye'yi dünyanın en gelişmiş sağlık sistemiyle tanıştıran biziz. Türkiye'yi adaletle merhametle buluşturan biziz. 'Türkiye'de hiç kimse ikinci sınıf vatandaş değildir' diyen herkese hakkını teslim eden yine biziz. Milletimizi baş tacı eden biziz. Kadınların haklarını sözüm ona savunup kadınları başörtülerinden dolayı eğitim haklarından çalışma haklarından mahrum edenleri mağlup eden, siyasette yerle yeksen eden, kadınlara haklarını yeniden teslim eden yine biziz. Azınlık vakıflarının haklarını teslim eden yine biziz. İmam hatiplerin önündeki engelleri kaldıran yine biziz" dedi.

'BİZ ADALETİN VE MERHAMETİN TEMSİLCİLERİYİZ'

Mehmet Fatih Kacır, "Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'a Türk Milleti güvendi. Türkiye Türkiye'den büyüktür. Türkiye'nin iddiası Türkiye'nin sınırlarını aşmıştır. Biz adaletin ve merhametin temsilcileriyiz. En zor anımda dahi bize sığınanlara sırt dönmedik. Onları kapıdışarı etmedik. Türk milletine bir kez daha Boraltan köprüsü utancını asla yaşatmadık. Biz Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, umudunu Türkiye'ye çevirmiş, Türkiye'nin gölgesine, Ay yıldızlı bayrağımızın, sancağımızım altına sığınmış mazlumlara, mahzunlara, masumlara 'bedeli ne olursa olsun sahip çıkacağız' dedik. Biz de güzel bir kelami kibar var; 'sen doğru dur, muhakkak eğri cezasını bulur' deriz. Biz doğru adamın yanında her daim doğru durduk ve işte Suriye'de, şimdi Suriye'nin kaderi Allahın izniyle yeniden çiziliyor, yeniden yazılıyor. Biz mazluma kimlik sormayız. mazlumun dinine, ırkına bakmayız. Zalimin kim olduğuna da bakmayız, zalim güçlü müymüş, kuvvetli miymiş asla bizi ilgilendirmez. Biz Allah'a sığınırız, Allah'a yaslanırız biliriz ki Allahın yardımıyla başaramayacağımız hiçbir iş yoktur. Biz Türküz, Kürdüz, Çerkeziz, Lazız, Gürcüyiz, Anadolu'yuz biz hep birlikte Türk milletiyiz.

'HİÇ KİMSE TÜRKİYE'YE, TÜRK MİLLETİNE ZARAR VERMEYİ AKLINDAN GEÇİREMEYECEK'

Kacır, "Havacılıkta destan yazan Bayraktar'la, Akıncı'yla, Aksungur'la, Anka'yla, Hür kuşla, Hür Jet'le, Atak'la, Gök beyle, Kaan'la, Kızıl elmayla, Türk milletinin imzasını gökyüzüne atan biziz. Füzelerimizin menzilini uzatacağız. Çelik kubbe projemizi tamamlayacağız. Hiç kimse aklının ucundan dahi Türkiye'ye, Türk milletine zarar vermeyi geçiremeyecek. Hiç kimse dünyada mazlumlar, mahzunlara zarar vermeyi aklından geçiremeyecek. Daha yapacak çok işimiz var. sadece 2028, sadece 2029 değil, 2053 bizi bekliyor, 2071 bizi bekliyor. Biz buna inanıyoruz. Teknofest kuşağıyla, Türk gençliği ile Allahın izniyle daha yapacak çok işimiz olduğunu biliyoruz" dedi.

Görüntü Dökümü:

------------------

-Beykoz İlçe Başkanı

-Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın video konuşması

-Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır'ın konuşması

-Genel ve detay görüntüler

=============================

5- KAĞITHANE'DE KIZ ARKADAŞININ ESKİ SEVGİLİSİNİ ÖLDÜREN SANIK HAKİM KARŞISINDA

Ayşe GÜREL/İSTANBUL (DHA)- KAĞITHANE'de sevgilisi Zahide Büyükbayrak'ın eski sevgilisi Serdar Kaya'yı evde çıkan kavgada bıçaklayarak öldüren Fikret Öney ve yardım ettikleri öne sürülen 3 tutuklu sanık hakim karşısına çıktı. Öney savunmasında "Boğuşarak banyoya kadar gittik, hatta duşa kabin parçalandı. O sırada bıçağı aldım uzağa fırlattım. Maktulün göğsünde bir delik olduğunu fark ettim, havluyla göğsüne bastırmaya başladım. Zahidelerin maktulün kolunu tutup benim bıçakladığım iddiaları doğru değildir" dedi. Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti tutuklu iki sanığın tahliyesine karar verdi.

İstanbul Adliyesi 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen ilk duruşmaya tutuklu sanıklar Fikret Öney, Zahide Büyükbayrak, Seher Özkoçak, Emre Kuşan, ve bazı tutuksuz sanıklar ve taraf avukatları katıldı.

'GÖĞSÜNDE DELİK OLDUĞUNU FARKETTİM, TAMPON YAPTIM'

Tutuklu sanık Fikret Öney savunmasında, "Serdar sürekli evimizin önünde motorla geliyordu. Olaydan 1 hafta önce beni arayıp tehdit etti. Daha sonra ayın 6'sında, yani olaydan 1 hafta önce, kapımıza gelip bir şeyler atıp kaçtı gitti. Olay günü evin önünden motor sesi geldi. Dışarı çıktım, baktım kaçmıştı, geri geldi. 'Durun konuşalım' dedim, yine kaçtı gitti. Akşamında Seher teyzem, ben, nişanlım evde otururken eve geldi, kapıya vurmaya başladı. Açtık, açtığım gibi bana yumruk attı. Silahlı kişiler geldi. Maktul bıçakla üstüme geldi, ben de bileğini tuttum, boğuşmaya başladık. Boğuşarak banyoya kadar gittik, hatta duşa kabin parçalandı. O sırada bıçağı aldım uzağa fırlattım tekrar ulaşamasın diye. Maktulün göğsünde bir delik olduğunu fark ettim, havluyla göğsüne bastırmaya başladım. O sırada ben bastırırken parmağımı ısırdı, hatta elimi zor kurtardım. Daha sonra maktulü alıp hastaneye götürmeleri için arkadaşlarına teslim ettim. Olay esnasında silah kullanılmadı. Zahidelerin maktulün kolunu tutup benim bıçakladığım iddiaları doğru değildir" şeklinde konuştu.

'SERDAR ZAHİDE'DEN AYRILMAYI KABULLENEMEDİ'

Olayın gerçekleştiği sırada evde bulunan tutuklu sanık Seher Özkoçak, "Zahide, Serdar'dan ayrıldıktan sonra Serdar bunu kabullenemedi. Sürekli bana 'O evden çıkın' diyordu. Serdar, olay günü çok sarhoştu. Eve geldiği gibi direkt saldırdı. Olay yerinde patlamamış mermi vardı, mermi ayağıma düştü ama silah patlama sesi gelmedi, olay yerindeki silah hiç patlamadı. Ben o gün ilk başta hiçbir yerde bıçak görmedim. Serdar bana 'Ben bıçaklandım' dediğinde bile 'Ne saçmalıyorsun, bıçak yok' dedim. Tuvalete gittiğimde bıçağı tuvalette gördüm, hatta uzağa fırlattım. Zaten olayın sonrasında hemen polisler geldi. Ben üzerime atılan suçlamaları kabul etmiyorum" dedi.

'BUNLARI ENGELLEYEMEDİĞİM İÇİN VİCDAN AZABI ÇEKİYORUM'

Tutuklu sanık Zahide Büyükbayrak, "Olay günü akşam 9 buçuk gibi Serdar ve arkadaşları tarafından aranmaya başladım. Arayanlar bana 'Zahide, Serdar abi evin önünden geçmiş, evin içinde insanlar olduğunu görmüş, onları evden çıkar' dediler. Ben, 'Sıkıntı yok, onlar arkadaşlarım' dedim. Direkt eve gittim, 'Evden çıkalım, bir sıkıntı olacak' dedim. Biz evden çıkmak için Emre'nin eve gelmesini bekliyorduk. Serdar'ın arkadaşı tekrar beni aradı, 'Çıktınız mı? Serdar'ı tutamıyorum, gelecek' dedi. 'Gelmesin, çıkacağız' dedik. Serdar dinlemedi ve geldi. Cama vurarak, 'Geldim, açın kapıyı, sadece konuşacağız' dedi. Serdar eve girdiği gibi Fikret'in üstüne koştu, boğuşmaya başladılar. Müdahale etmek istedik ama edemedik. Biz de çığlık atmaya, yardım istemeye başladık. Tam polisi arayacakken bana, 'Camdan silah uzatıyorlar' dendi. Ben de saklandım, başıma bir şey gelmesin diye, o sırada polisi de arayamadık. Kafamı kaldırdığımda ise Serdar'ın üstünde kan olduğunu gördüm. Fikret bana, 'Havlu ver, tampon yapacağız' dedi. Seher hemen havlu verdi. Ben çok vicdan azabı çekiyorum bunları engelleyemediğim için. Atılan suçlamaların gerçek olması imkansız. Aileye de başsağlığı diliyorum" ifadelerini kullandı.

'GÖZ GÖRE GÖRE SIKINTI ÇIKACAĞI BELLİYDİ'

Sanık Emre Kuşan, "Olay tamamen bir ihmal zinciri. Göz göre göre bir sıkıntı çıkacağı belliydi. Ben üçünü de tanırım, Serdar Kapalı Çarşı'da esnaf, çalışan, düzgün bir insandı, Allah rahmet eylesin. Hepsi düzgün insanlardı. Bu evi Zahide ve Serdar birlikte kurmuştu. Serdar'ın, Fikret ve Zahide'nin o evde olması zoruna gidiyordu, bunu bana söylüyordu. Olay günü o eve gittim. Fikret'le oturuyorduk. Biz otururken Fikret camdan birisine, 'Gelsene buraya, konuşalım' dedi. Meğerse Serdar evin önüne gelmiş, Fikret onu çağırıyormuş. Serdar o an gelmedi. Biz Serdar'la dışarı çıktık. Serdar farklı yöne gitti, ben farklı. Daha sonra bana telefon geldi. Gelen telefonda Serdar'ı tutamamışlar, Serdar eve gitmiş, birileri vurulmuş dendi. Ben de koşarak eve geri gittim. Bana kapıyı Zahide açtı. Ben girdiğimde Serdar yerdeydi, Fikret ona tampon yapıyordu, Zahide ise polisi aramaya çalışıyordu. Serdar hastaneye götürüldü. Ben silahı buldum. Sabıkalı olduğum için elimde durmasını istemedim, alıp su sayacının oraya sakladım. Eve polisler geldiğinde onlara su sayacının oraya sakladığımı ancak silahın benim elimde olmadığını söyledim" ifadelerini kullandı.

'HEPSİ ZAHİDE YÜZÜNDEN'

Ölen Serdar Kaya'nın ablası Zinnet Turan, "Serdar'la Zahide'nin ortak evinde yaşanan olayda, Zahide'nin kışkırtmaları; 'Eşinden ayrıl, benimle evlen' demeleri. Zahide, psikolojik olarak bir erkekle beraber olup, evli ya da bekar olsun fark etmez, maddi ve manevi durumları kendine sağlayıp canımızı yaktı. Hepsi, Zahide yüzünden. Onun yüzünden 14 yaşındaki çocuk okula gidemiyor, psikolojik tedavi görüyor. 26 yaşındaki kızı evliliğini sürdüremiyor. Eşi ameliyat oldu. Annem 75 yaşında. Bir kadının maddi manevi farklı duyguları yüzünden biz neler çekiyoruz şu anda. Bir cinayet var burada, neyin tartışmasını yaşıyorsunuz? Hepsinin ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmasını istiyorum" dedi.

2 SANIĞA TAHLİYE

Tutuklu sanık Öney'in avukatı olayın nefsi müdafaa olduğunu iddia ederek müvekkilinin beraatını talep etti. Mahkeme heyeti tutuklu sanık Emre Kuşan ve Fikret Öney'in tutuklulukların devamına hükmederken, Zahide Büyükbayrak, Seher Özkoçak'ın tahliyesine karar verdi. Duruşma eksik hususların giderilmesi için ileri bir tarihe ertelendi.

İDDİANAMEDEN

Hazırlanan iddianamede, Serdar Kaya, Fikret Öney, Zahide Büyükbayrak ve Seher Özkoçak arasında 12 Temmuz 2024 günü saat 23:57 sıralarında şüpheli Zahide Büyükbayrak'ın Kağıthane Talatpaşa Mahallesi'ndeki evinde tartışma çıktığı; tartışma esnasında Zahide Büyükbayrak ve Seher Özkoçak'ın maktul Serdar Kaya'nın kollarından tuttuğu; sonrasında şüpheli Fikret Öney'in elinde bulunan bıçakla maktul Serdar Kaya'yı bıçaklaması sonucu Serdar Kaya'nın olay yerinde hayatını kaybettiği aktarıldı. İddianamede olay yerine gelen müştekiler Abdulselam Sertkaya, Hakan Bozbey ve Veli Masalı ile şüpheli Emre Kuşan arasında tartışma çıktığı; tartışma esnasında Emre Kuşan'ın elinde bulunan silahı sırayla Hakan Bozbey, Veli Masalı ve Abdulselam Sertkaya'nın kafasına doğru hedef alarak ateş ettiği, ancak silahın tutukluk yapması sonucu ateş almadığı belirtildi. Cumhuriyet savcısının hazırladığı iddianamede şüpheli Emre Kuşan'ın üzerine atılı 'Kasten Öldürmeye Teşebbüs suçundan' 9 yıldan 15 yıla kadar, 'Ruhsatsız Ateşli Silahlarla Mermileri Satın Alma veya Taşıma' suçlarından 2 yıldan 4 yıla kadar, şüpheliler Fikret Öney, Zahide Büyükbayrak ve Seher Özkoçak'ın üzerine atılı 'Kasten Öldürme' suçundan müebbet hapis cezası ile cezalandırılmasını talep etti.

Görüntü Dökümü:

------------------------

-Arşiv

===============================

6- BÜYÜKÇEKMECE'DE SERVİS MİDİBÜSÜ ALEV ALEV YANDI

Mehmet YİRUN/İSTANBUL ,(DHA) - BÜYÜKÇEKMECE TEM otoyolunda içinde yolcu olmayan servis minibüsü alev alev yandı. Yangın itfaiye ekiplerince söndürüldü.

Olay, saat 11.30 sıralarında TEM otoyolu Celaliye mevkiinde meydana geldi. Edinilen bilgilere göre, Çerkezköy Belediyesi'ne ait 59 JB 109 plakalı servis midibüsü seyir halindeyken henüz bilinmeyen bir nedenle yanmaya başladı. Midibüsün yandığını fark eden şoför, aracını emniyet şeridine çekerken alev topuna dönen araçtan yara almadan kurtuldu. İhbar üzerine olay yerine sevk edilen itfaiye ekipleri, alevleri kısa sürede kontrol altına aldı. Yaşanan yangın nedeniyle TEM Otoyolu'nda her iki yönde de trafik oluştu. Midibüsün kaldırılmasının ardından bölgedeki trafik normale döndü.

Görüntü Dökümü:

--------------------

Alev alev yanan midibüs

İtfaiye ekiplerinin müdahalesi

==================================

7- BAHÇELİEVLER'DE İETT OTOBÜSÜ YOLDAN ÇIKIP REKLAM PANOSUNA ÇARPTI

Özgür EREN / İSTANBUL, (DHA)- BAHÇELİEVLER D-100 Karayolunda İETT otobüsü yoldan çıkarak aydınlatma direğini devirdi ardından da reklam panosuna çarparak durabildi. Kazada yolcularda ve şoförlerde yaralanma olmazken yolda bir süre trafik oluştu.

Kaza, D-100 Karayolu Bahçelievler mevki Sefaköy istikametinde saat 09.30 sıralarında meydana geldi. 98AB Atakent Bakırköy hattında çalışan Gülcemal Yılmaz idaresindeki İETT otobüsüyle yan yolda ilerlerken direksiyon hakimiyetini kaybetti. Otobüs yolda savrularak önce aydınlatma direğini devirdi, ardından kaldırıma çıkarak reklam panosuna çarparak durabildi. Otobüsün arkasında olan hafif ticari araç da duramayarak İETT otobüsüne arkadan çarptı. Kazada şans eseri yolcular ve şoförlerden yaralanan olmadı. 2 araçta da hasar oluştu. Kaza nedeniyle Yan yol Sefaköy istikametinden bir süre trafik oluştu.

Görüntü Dökümü

------------------

(Cep Telefonu)

-Otobüsün kaldırıma çıkmış hali

(Aktüel)

-Otobüsün hasar alması

-Reklam panosunda görüntü

-Elektrik direğinden görüntü

-Yolda görüntü

-İett şoföründen görüntü

-Hafif ticari araç sürücüsünden görüntü

-Polis ekiplerinde görüntü

-Oluşan trafikten görüntü

====================================

8- AVCILAR'DA AŞIK VEYSEL HEYKELİNE ZARAR VERİLDİ; KIRILAN SAZ YENİDEN YAPILDI

İhsan DÖRTKARDEŞ / İSTANBUL, (DHA)- Halk ozanı Aşık Veysel'in (Veysel Şatıroğlu) Avcılar'daki bir parkta bulunan heykeline zarar verildi. Heykelin sazının sap kısmı kimliği belirlenemeyen kişi veya kişiler tarafından kırıldı. Avcılar Belediyesi sazın tamir edilmesi için harekete geçti. Kırılan sazın sap kısmı yeniden yaptırılarak yerine takıldı.

Avcılar' Merkez Mahallesi'nde Türk sanat ve edebiyatına damgasını vuran 10 isim adına yaklaşık 10 yıl önce yaptırılan Erol Mumcu Kültür Sanat Parkı'nda Aşık Veysel'e de yer verilmişti. Sivas'ın Şarkışla İlçesi'nde 1894-1973 yılları arasında yaşayan Türk Halk ozanı ve şair Aşık Veysel'in elindeki sazı ile canlandırılan heykelin sap kısmı geçen hafta kimliği belirsiz kişi veya kişiler tarafından kırıldı. Aşık Veysel heykelindeki sazın kırıldığını fark edenler duruma tepki gösterdi.

TEPKİ TOPLADI

Heykele zarar verilmesine sinirlenen Doğan Enis, "İnsanlık dışı. İnsan olsa bunu yapmaz zaten" derken, Burçak Salgun, "Bunu saygısızlık olarak görüyorum. Aynı zamanda bir an önce yapılması gerektiğini düşünüyorum. Kırarak ne elde edeceksiniz" şeklinde konuştu. Heykele zarar verilmesine üzüldüğünü söyleyen Hasan Şeker ise, "Bu bir saldırıdır. Sanata saldırıdır. Doğru bulmuyorum. Ülkemizde maalesef sanata da sanatçıya da normal şartlarda saygı duyulmuyor ama öldükten sonra özellikle dünyaya mal olmuş sanatçılarımıza bence hak ettiği değerin verilmesi gerekiyor" diye konuştu.

HAREKETE GEÇİLDİ

Heykelin onarılması için Avcılar Belediyesi harekete geçti. Avcılar'da bir süre önce aynı parkta kırılan Adile Naşit heykelinin çalınan çanını yaptırarak yerine takan, alanında tanınmış Yusuf Biçer ile yeniden bağlantı kuruldu. Park ve Bahçeler Müdürü Emre Remzi Gürşen, heykele zarar verildiğini farkedince harekete geçtiklerini ifade ederek "Belediye başkanımız Utku Caner Çaykara'nın sanat ve sanatçımıza vermiş olduğu değere istinaden heykel üzerindeki bakım onarım çalışmalarını tamamlıyoruz. Sanatçılarımızın anılarını yaşattığımız eserlerimiz Avcılarımızda değer görmeye devam edecek" dedi.,

HEYKELİ ONARDI

Bir süre önce aynı parkta Adile Naşit heykelinden çalınan çanı Amasya'da yaptırarak yenisini monte eden Yusuf Biçer, Aşık Veysel'in 'Uzun İnce Bir Yoldayım' türküsünü mırıldanarak sazının sapını onardı. Biçer, "Ne amaçla bunu yaptıklarını bilmiyoruz. Bu heykel fiber glass'tan yapılmış üründür. Bizim de 40 yıldır işimiz bu fiber glass heykeller yapmak, kırıldığı zaman da gelip tamirini yapıyoruz. Aşık Veysel'i Türkiye'de herkes seviyor. Büyük bir halk ozanı, herkes biliyor zaten. Bunu yapanlarla ilgili yorum yapamıyorum" ifadelerini kullandı.

Görüntü Dökümü:

------------------

-Aşık Veysel heykeli ve kırık sazının görüntüleri

-Heykel ile ilgili konuşanlar: Hasan Şeker, Doğan Enis ve Burçak Salgun ile röportaj

-Park ve Bahçeler Müdürü Emre Remzi Gürşen ile röportaj

-Yusuf Biçer ile röportaj

-Heykelin kırılan saz parçası monte edilirken

-Heykelin onarımından görüntüler

-Heykel onarılmış halde

===============================

9- BAŞAKŞEHİR'DE KALDIRIMA ÇARPAN OTOMOBİL TAKLA ATTI

Özgür EREN/İSTANBUL, (DHA) - BAŞAKŞEHİR'de sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybettiği otomobil kaldırıma çarpıp takla attı. Otomobilde bulunan 3 kişi kazayı yara almadan atlatırken otomobilde hasar oluştu.

Kaza, İkitelli Atatürk Bulvarında saat 12.00 sıralarında meydana geldi. Abdulvahap Aslan 58 ACJ 596 plakalı otomobili ile bulvar üzerinde seyir halindeyken sürücü virajda direksiyon hakimiyetini kaybetti. Otomobil kaldırıma çarparak takla attı. Otomobilde bulunan 3 kişi kendi imkanları ile otomobilden yara almadan çıktı. İhbar üzerine olay yerine sağlık, polis ve itfaiye ekibi sevk edildi. Sağlık ekipleri 3 kişiyi sağlık kontrolünden geçirirken polis ekipleri de yolda güvenlik önlemi aldı. Bir itfaiye eri, kazazede kadına üşümemesi için montunu verdi. Otomobilde ise hasar oluştu.

Görüntü Dökümü:

-----------------

-Ters dönen otomobilden görüntü

-İtfaiye,sağlık ve polis ekiplerinden görüntü

-Ambulanstan görüntü

-Yoldan görüntü

-Kazayı yara almadan atlatan 3 kişiden detay görüntü

-İtfaiye erinin kadına montunu vermesi

-Olay yerinden genel ve yakın detaylar

===========================

10- ESENYURT'TA ŞOFÖRÜN HAKİMİYETİNİ KAYBETTİĞİ MİDİBÜS DEVRİLDİ

İhsan DÖRTKARDEŞ- Veysel TİMDU / İSTANBUL, (DNA)- ESENYURT'ta şoförün direksiyon hakimiyetini kaybettiği midibüs kayarak yana devrildi. Kazada, bir kadın yaralandı.

Kaza, bugün öğle saatlerinde Esenyurt Haramidere bağlantı yolu yakınında meydana geldi. Seyir halindeki 34 HS 7098 plakalı Belediyeye ait midibüsün şoförü yağış nedeniyle kayganlaşan yolda direksiyon hakimiyetini kaybetti. Şoförün hakimiyetini kaybettiği araç yol kenarına devrildi. Kazada midibüste bulunan bir kadın yaralandı. İhbar üzerine itfaiye ve polis ekipleri olay yerine sevk edildi. Yaralanan kadın ambulansla hastaneye kaldırıldı. Olayla ilgili soruşturma başlatıldı.

Görüntü Dökümü:

--------------------

-Midibüsten görüntü

-Kazanın olduğu alandan görüntüler

-Yaralılardan görüntüler

-Genel görüntüler

İlginizi Çekebilecek Diğer Haberler

Sıradaki Haber