DHA İSTANBUL BÜLTENİ - 2
1- İSTANBUL BOĞAZI'NDA SİS ETKİLİ OLUYOR
Hasan YILDIRIM- Uğur ŞAHİN / İSTANBUL, (DHA) - İSTANBUL Boğazı'nda sabah saatlerinden itibaren sis etkili olmaya başladı. 15 Temmuz Şehitler Köprüsü ve Fatih Sultan Mehmet Köprüsü sis nedeniyle görünmez hale geldi. Beşiktaş Ortaköy'de bulunanlar İstanbul Boğazı'nda ektili olan sisi cep telefonuyla görüntüledi. Sis nedeniyle boğazda görüş mesafesi düşerken, boğazdaki gemiler yoğun sis nedeniyle gözden kayboldu. Avrupa Yakası ile Anadolu Yakası arasındaki görüş mesafesi de yoğun sis nedeniyle düştü. Sisin İstanbul Boğazı'ndaki etkisi yer yer devam ediyor.
Görüntü Dökümü
------
- Boğazdan sis görüntüsü
- Fotoğraf çekenler ve yürüyüş yapanlar
- Boğazdan ve gemilerden görüntü
- Köprü üzerinden trafik
- 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'nden görüntü
- Genel ve detay görüntüler
==============================
2- ANNE BİBERONLA TİNER İÇİREREK BEBEĞİNİ ÖLDÜRDÜ
Özgür EREN/İSTANBUL (DHA) Esenler'de Dilek Ç., 2 yaşındaki bebeğinin biberonuna tiner koyup içirdi. Hastaneye kaldırılan bebek 2 ay sonra hayatını kaybetti. Anne ise tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Olay, 26 Eylül Perşembe günü Esenler'de meydana geldi. İddialara göre, Kırıkkale'de yaşayan Dilek Ç. (23) sevgilisi Y.E. ile evlilik dışı çocukları oldu. Baba Y.E.nin kendisine ve çocuğuna sahip çıkmaması üzerine Dilek Ç., İstanbul'a akrabalarının yanına geldi. Olay günü Bağcılar'da bir parkta olan anne bebeğin biberonuna tiner koydu. 2 yaşındaki Emre Ç. biberondaki tineri içti. Anne bebekle birlikte Esenler'deki akrabalarının evine gitti. Bebek evde fenalaşınca Fatih'te bir hastaneye götürüldü. Yoğun bakımda 2 ay kalan çocuk dün hastanede hayatını kaybetti.
ANNE TUTUKLANDI
Çocuğun kimyasal zehirlenme ile hastaneye götürülmesi üzerine polis ekipleri anne ve babayı gözaltına aldı. Polis merkezinde yapılan sorguda annenin çocuğunun evlilik dışı dünyaya geldiğini ve babasının sahip çıkmadığı için bunalıma girdiğini ve bu olayı gerçekleştirdiğin söylediği öğrenildi. Adliyeye sevk edilen anne tutuklanarak cezaevine gönderilirken baba adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. (DHA)
Görüntü Dökümü:
-----------------
Anne ve babanın adliyeye sevki
Anne ve babanın fotoğrafları
Genel ve detaylar
===============================
3- DOLANDIRICILARIN YENİ TUZAĞI İŞ ARAMA SİTELERİ
Kübra SONKAYA- Harun ŞAHBAZOĞLU- Şevval CİNDİR / İSTANBUL, (DHA)- SAHTE işveren profili açıp internetten iş başvurusu yapanlarla iletişime geçen dolandırıcılar, kimlik fotoğrafıyla birlikte başvuranların kişisel bilgilerini de istiyor. Bilişim Teknolojileri Uzmanı Prof. Dr. Ali Murat Kırık, " e-Devletten de soyağacınıza varana dek nüfus bilgilerinizin hepsini karşı tarafa göndermiş oluyorsunuz. Ciddi bir tehditle sizi karşı karşıya bırakıyor. Sonra iş başvurunuzu tamamlamak için cüzi bir miktar para istiyorlar. Siz mağdur olduğunuzu anladıktan sonra savcılığa suç duyurusunda bulunduğunuzda kiralık IBAN numaralarıyla bu dolandırıcılığın yapıldığını öğreniyorsunuz. Başka kişiler adına açılmış ya da ele geçirilmiş banka hesapları, bir bakıyorsunuz öğrenci hesabı" diye konuştu.
İnternet üzerinden ya da kariyer uygulamalarından iş başvurusu yapanlar dolandırıcılık tehlikesiyle karşı karşıya. Sahte profil ve sanal numaralar kullanan dolandırıcılar, iş başvurusunda kullanılacağını belirterek kimlik bilgileri ile para talep ediyor. Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Görsel İletişim Tasarımı Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ali Murat Kırık, "Son dönemlerde iş ilanlarına yönelik dolandırıcılıklar giderek artış göstermeye başladı. Özellikle kullanıcılar internet ortamından iş ilanları arıyorlar, kariyer sitelerine giriyorlar. Buralara kimlik bilgilerini verilerini giriyorlar. Fakat, her iş ilanı sitesi masum değil. Çünkü bilinen sitelerin kopyalarını oluşturabildikleri gibi, bununla birlikte yeni çıkan internet sitelerinde kullanıcılar, farklı profiller oluşturabiliyorlar ve bunlar üzerinden de kullanıcıları mağdur edebiliyorlar. Temizlikçiden tutun hizmetli, bakım işleri, şoför, garson ve aslına bakarsanız çok da bilgi sahibi olmanıza gerek olmayan, çok ciddi bir eğitime gerek duymayan iş ilanları sunuyorlar. Bir de tabii ki burada tuzağa düşürebilmek için de yüksek maaş, dolgun ücret gibi sahte ve sihirli kelimeler ortaya koymuş oluyorlar. Daha sonra bilinen sitelerden ilan açıyorlar" dedi.
'BİR ANDA MESAJLAŞMA UYGULAMASINA YÖNLENDİRİLİYORSUNUZ'
Dolandırıcıların sanal numaralar kullandığını vurgulayan Kırık, "İnsanlar bu iş ilanlarıyla karşı karşıya geliyorlar, bunlara başvuru yapmak istiyorlar ve daha sonraki süreçte özel mesaj aracılığıyla siz bir anlık mesajlaşma uygulamasına yönlendiriliyorsunuz ve burada da sanal numaralar kullanılıyor; yani internet ortamında ücreti mukabilinde satılan, sanal uygulamalar. Genelde bunlar yurtdışı oluyor. Bunlara da bir kılıf uyduruyorlar, şirketin yurtdışında olduğu ve dolayısıyla seçimlerin yurtdışında yapıldığı ancak Türkiye'de çalışacağınız belirtiliyor. Dolayısıyla da kullanıcılar +44'lü, +22'li numaralardan dolayı bir şüpheye girmiyorlar. Asıl olay bundan sonra meydana geliyor. Çünkü karşı taraftaki kişi sizinle görüşme yapıyor, sizi ikna sürecine giriyor; ondan sonra asıl olaylar meydana gelmeye başlıyor" diye konuştu.
'İŞ BAŞVURUNUZU TAMAMLAMAK İÇİN CÜZİ BİR MEBLAĞ İSTİYORLAR'
İş başvurusu yapanların kimlik bilgilerinin dolandırıcıların eline geçebildiğini belirten Kırık, "Çünkü size diyor ki; 'Biz sağlık alanında faaliyet gösteren bir şirketiz, bir hastaneyiz, bir eğitim kurumuyuz. Dolayısıyla bizim işverenlerimiz işe alım noktasında oldukça hassaslar. Dolayısıyla ön bir araştırma yapmamız gerekiyor, evet yüksek maaş veriyoruz ancak güvendiğimiz kişilere sadece istihdam alanına katıyoruz' diyorlar. Olaydan sonra zaten bu kişilerden belirli taleplerde bulunuluyor.Yani iş başvurusu yapmak isteyen kişilerden kimlik fotokopileri, kimlik bilgileri isteniyor ve bunların hepsi bildiğiniz anlık mesajlaşma uygulamalarından gönderilmiş oluyor, genelde de burada WhatsApp'ın kullanıldığının altını çizmemiz gerekir. Kimliğinizin önünü gönderiyorlar, arkasını gönderiyorlar, bunları istiyorlar. Kimlik bilgileri bizim özel kişisel verilerimiz. oluyor. İkametgah belgelerini istiyorlar. Yani e-Devletten de soyağacınıza varana dek nüfus bilgilerinizin hepsini karşı tarafa göndermiş oluyorsunuz. Bu ne demek oluyor? Ciddi bir tehditle sizi karşı karşıya bırakıyor. Çünkü bütün kimlik bilgileriniz dolandırıcıların eline geçmiş oluyor. Hatta daha sonra iş başvurunuzu tamamlamak için cüzi bir meblağ istiyorlar" ifadelerini kullandı.
'DOLANDIRICILIĞI ELE GEÇİRİLMİŞ BANKA HESAPLARI ÜZERİNDEN GERÇEKLEŞTİRİYORLAR'
Prof. Dr. Kırık, dolandırıcıların kiralık IBAN kullandığıa dikkat çekerek, "Siz mağdur olduğunuzu anladıktan sonra savcılığa suç duyurusunda bulunduğunuzda aslında genelde bunlar kiralık IBAN'lar üzerinden yapıldığı için, başka kişiler adına açılmış ya da ele geçirilmiş banka hesapları üzerinden bu dolandırıcılık faaliyetleri gerçekleştiriyorlar. Siz savcılığa suç duyurusunda bulunduğunuzda bir bakıyorsunuz, aslında bir öğrenci hesabı. Çünkü neden, dolandırıcılar hem sanal numara kullanarak izlerini kaybettiriyorlar, hem de kiralık IBAN'lar kullanarak aslına bakarsanız bir şekilde bankalar üzerinden de izin sürülmesini engelliyorlar. Yani iş vaadiyle ciddi bir dolandırıcılığın içerisine girmiş oluyorsunuz, sorgulamıyorsunuz. Daha sonra bu kişilerle iletişime geçmek istediğinizde zaten numaralar hemen değiştirilmiş oluyor. O varolan ilanlar da otomatik olarak kapatılmış oluyor. Hatta bu kişiler profil açarken kimlik bilgilerini vermiyorlar. Tam tersi geçici e-postalar kullanıyorlar. Geçici e-posta kullanınca da aynı şekilde bildiğiniz üzere karşı tarafın bilgilerine erişemiyorsunuz. Sanal numaralarla da onay kodu almış oluyorlar" diye konuştu.
'KİMLİK BİLGİLERİMİ ATTIM BİR ANLIK DALGINLIĞIMA GELDİ'
Daha önce bir kariyer sitesinde bir anlık dalgınlıkla kimlik bilgilerini paylaştığını Berkay Emir Ünal, "Daha önce iş başvurusu yaptım. Kimliğimin ön ve arka fotoğrafını istediler şu an birşey var mı bilmiyorum olmadı. Çok uyarı aldım ama o an attım bir anlık dalgınlığıma geldi. Daha önce yapmıştım; şu an yapmam herhalde başıma kötü birşey gelsin istemiyorum. Bundan sonra internetten ziyade yüz yüze görüşmeyi tercih ederim. Çünkü en güvenli yüz yüze görüşmek. Karşındakinin kim olduğunu bileceksin, tanıyacaksın o yüzden yüz yüze görüşmek daha iyidir" şeklinde konuştu.
'KESİNLİKLE BİLGİLERİMİ VERMEM'
Sümeyye Saygı kimlik bilgilerini paylaşmayacağını ifade ederek, "Hayır kesinlikle vermem. Güvenmem neden vereyim ki. Farklı amaçlar için kullanılabilirler, E-devlet'ime ulaşabilirler, adıma hesap açabilirler, her şey olabilir. Vermem kesinlikle" dedi. Canan Akgüneş ise, "Başvuru yaptım ama bu şekilde birşeyle karşılaşmadım. Karşılaşırsam da zaten kesinlikle bilgilerimi vermem" ifadelerini kullandı.
Görüntü Dökümü:
-----------------
-Mağdurların paylaştığı ekran görüntüleri
-Prof. Dr. Ali Murat Kırık ile röportaj
-Berkay Emir Ünal ile röportaj
-Sümeyye Saygı ile röportaj
-Canan Akgüneş ile röportaj
-Genel ve detay görüntüler
================================
4- BAKAN MEMİŞOĞLU: 'ÜRETEN SAĞLIK MODELİ' DIŞA BAĞIMLILIĞI AZALTMAYI HEDEFLEMEKTEDİR++
Kübra SONKAYA- Fırat ALKIZ/ İSTANBUL,(DHA)- SAĞLIK Bakanlığı ve Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı (TÜSEB) tarafından 10. Türk Tıp Dünyası Kurultayı başladı. Ana teması 'Afetlerde Sağlık ve Sağlığıın Geleceği' olan kurultayda konuşan Bakan Memişoğlu, "TÜSEB öncülüğünde geliştirilen 'Üreten Sağlık Modeli' sadece afet dönemlerinde değil; sağlık sektörünün genelinde dışa bağımlılığı azaltmayı ve sağlık alanında stratejik bağımsızlık kazanmayı hedefleyen güçlü bir strateji olarak öne çıkmaktadır.Türkiye, bu modelle sağlık teknolojilerinde bağımsızlığı amaçlamakta; ilaç, tıbbi cihaz ve medikal ekipman gibi kritik sağlık ürünlerinde yerli üretimi destekleyerek dışa bağımlılığı en aza indirmeyi hedeflemektedir" dedi.
Sağlık Bakanlığı ve Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı (TÜSEB) tarafından 'Afetlerde Sağlık ve Sağlığın Geleceği' ana temasıyla düzenlenen 10. Türk Tıp Dünyası Kurultayı başladı. Kurultayda TÜSEB Aziz Sancar Bilim, Hizmet ve Teşvik Ödülleri de sahiplerini buldu. 17 Kasım'a kadar sürecek kurultayın açılış konuşmalarını, Sağlık Bakanı Prof. Dr. Kemal Memişoğlu'nun yanı sıra, aralarında Azerbaycan, Özbekistan ve Bosna Hersek'in de bulunduğu misafir ülke bakan ve bakan yardımcılarıyla TÜSEB Başkanı Prof. Dr. Ümit Kervan yaptı. Programda,Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın gönderdiği yazlı mesaj okundu. Mesajda "6 Şubat'ta asrın felaketini yaşamış ve 50 binden fazla canımızı toprağa vermiş bir ülke olarak afetlerde sağlık sisteminin ne kadar önemli olduğunu çok işyi biliyoruz. İklim değişikliği ile birlikte sel, su baskını, yangın ve kuraklık başta olmak üzere insan hayatına mal olan doğa olaylarına giderek daha fazla maruz kalıyoruz. Kurultay boyunca yapılacak tartışmaların bizim gibi ciddi risklerle yüzleşen tüm ülkeler açısından yol gösterici olacağına yürekten inanıyorum. 10'uncu Türk Tıp Dünyası Kurultayı'nın başarılı geçmesini diliyor, katkı veren herkese teşekkür ediyorum" ifadelerine yer verildi.
'DAYANIŞMA VE İŞBİRLİĞİNİN KRİTİK ÖNEMDE OLDUĞUNU BİLİYORUZ'
Sağlık Bakanı Memişoğlu, "Türk Tıp Dünyası Kurultayı, her yıl yalnızca bilimsel bir buluşma zemini olmakla kalmayıp, aynı zamanda uluslararası düzeyde sağlık sorunlarına çözümler geliştirmede güç birliği yapmamıza olanak sağlayan bir platform haline gelmiştir. Burada, bilim insanları, sağlık yöneticileri ve politika yapıcıların vizyonlarını, deneyimlerini ve çözüm önerilerini paylaşarak sağlık alanında küresel düzeyde katkı sağlamalarını hedefliyoruz. Her birimiz, sağlığın korunması ve sürdürülebilir sağlık hizmetlerinin geliştirilmesinde dayanışma ve işbirliğinin kritik önemde olduğunu bilmekteyiz. Bu ihtiyacın ne kadar gerekli olduğunu, 6 Şubat 2023'te Kahramanmaraş merkezli yaşanan, 'Asrın felaketi' diye anılan depremde hep birlikte acı bir şekilde tecrübe ettik" dedi.
'SAVAŞ ORTAMINDA HASTANELER EN GÜVENLİ SIĞINAKLAR OLARAK KALMALIDIR'
Bakan Memişoğlu, insan kaynaklı krizlerin afetler kadar etkili olduğunu vurgulayarak, "Gazze'de yaşanan insanlık dışı soykırım ve vahşet, insan kaynaklı krizlerin en az doğal afetler kadar yıkıcı olabileceğini bir kez daha gözler önüne sermiştir. Hastanelerin, ibadethanelerin, okulların ve sivil alanların hedef alınması, sağlık hizmetleri açısından çok ciddi sonuçlar doğurmakta ve sağlık çalışanlarının karşı karşıya kaldığı etik ve insani sorumlulukları ağırlaştırmaktadır. Gazze gibi savaş ortamında kalan hasta ve yaralılar için uluslararası işbirliği ve insani yardım desteği zorunluluk haline gelmiştir. Bu yaşananlar, afetlere yönelik sağlık hizmetlerinin yalnızca doğal afetlerle sınırlı kalmadığını, insan eliyle yaratılan krizlere de yanıt verebilecek esneklik ve dayanıklılığa sahip olmamız gerektiğini açıkça ortaya koymaktadır. Savaş ortamında dahi hastaneler ve sağlık kuruluşları, en güvenilir sığınaklar olarak kalmalıdır; insan vicdanı bunu gerektirir" dedi.
'ÜRETEN SAĞLIK MODELİYLE AMAÇ SAĞLIKTA BAĞIMSIZLIK'
Memişoğlu sağlıkta yerli üretimin önemine dikkat çekerek, "TÜSEB öncülüğünde geliştirilen 'Üreten Sağlık Modeli' sadece afet dönemlerinde değil; sağlık sektörünün genelinde dışa bağımlılığı azaltmayı ve sağlık alanında stratejik bağımsızlık kazanmayı hedefleyen güçlü bir strateji olarak öne çıkmaktadır. Türkiye, bu modelle sağlık teknolojilerinde bağımsızlığı amaçlamakta; ilaç, tıbbi cihaz ve medikal ekipman gibi kritik sağlık ürünlerinde yerli üretimi destekleyerek dışa bağımlılığı en aza indirmeyi hedeflemektedir. Üreten Sağlık Modeli'nin başarıya ulaşması ve yerli sağlık ürünlerinin küresel rekabette yer edinebilmesi için, TÜSEB'in koordinasyonunda teknoloji transfer ofislerinin kurulması planlanmaktadır. Bu ofisler, ülkemizin dört bir yanındaki sağlık çalışanlarının ve bilim insanlarının inovatif fikirlerinin somut ürünlere dönüşmesini sağlayacaktır. Teknoloji transfer ofisleriyle akademik bilginin sanayiye aktarımı sağlanacak, Ar-Ge projeleri desteklenerek yerli üretime odaklanılacaktır. Böylece, ülkemiz sağlık teknolojilerinde yenilikçi ve kendi kendine yeterli bir ülke olma yolunda emin adımlarla ilerleyecektir" ifadelerini kullandı.
Bakan Memişoğlu, hem bölgesel hem küresel çözümler üzerine çalışıldığını belirterek, "Bu süreçte TÜSEB, ulusal ve uluslararası işbirliklerine büyük önem vermektedir. Yerli sağlık ürünlerinin Ar-Ge süreçlerini desteklemek amacıyla, başta üniversitelerimiz olmak üzere çeşitli sağlık ve araştırma enstitüleriyle kapsamlı işbirlikleri oluşturulmaktadır. Ayrıca, uluslararası alanda da dost ve kardeş ülkelerle bilimsel projeler geliştirmek üzere ortaklıklar kurularak bölgesel ve küresel çözümler üzerinde çalışmalar yürütülmektedir. Bu işbirlikleri sayesinde, ülkemiz sağlık alanında sadece yerel değil, uluslararası düzeyde de etkin bir rol oynamayı hedeflemektedir. Özellikle afet dönemlerinde ihtiyaç duyulan tıbbi cihaz ve ilaçların yerli üretimle hızlı bir şekilde sağlanması, ülkemizin bölgesel ve küresel sağlık krizlerine hızlı ve etkin yanıt verme kapasitesini artıracaktır" diye konuştu.Konuşmaların ardından, ödül töreni, ardından da hatıra fotoğrafı çekimi yapıldı.
Görüntü Dökümü:
-------------
-Kurultaydan görüntü
-Ödül töreninden görüntüler
-Sağlık Bakanı Memişoğlu'nun konuşması
-Genel ve detay görüntüler
=============================
5- (ÖZEL) SULTANGAZİ'DE KİRACI EVİ YAKTI İDDİASI
Ahmet YEŞİLMEN- Uğur ŞAHİN- Emin YEŞİL / İSTANBUL, (DHA)- SULTANGAZİ'de Abdullah Gündoğdu, kiracısı Ali B.'ye kardeşinin geleceğini söyleyerek evi boşaltmasını istedi. Bu duruma sinirlenen Ali B. evi yakarak ortalıktan kayboldu.
Olay, dün sabah saatlerinde Sultangazi Sultançiftliği Mahallesi'nde meydana geldi. İddialara göre, Abdullah Gündoğdu, 2 senelik kiracısı Ali B.'yi aylar öncesinden kardeşinin geleceğini söyleyerek evi boşaltmasını istedi. Bu süre zarfından Ali B. evi boşaltmayınca ikili arasında tartışma çıktı. İddiaya göre, tartışmanın ardından Ali B. evin odalarına kolonya döküp yaktıktan sonra ortalıktan kayboldu. Ekipler Ali B.'yi yakalamak için çalışma başlattı.
'EVİ YAKIYORUM HAKKINI HELAL EDİN'
Konuyla ilgili Abdullah Gündoğdu, "2 sene önce burayı birine kiraya verdim. Kardeşimin geleceğini ve kendisine ev bulup çıkmasını istedim. İki gün önce ev bulup bulmadığını sorduğumda bana binayı yakacağını söyleyip tehdit etti. Bu sabah işe kalktığımda her yerde duman vardı. İtfaiye içeri girdiğinde durum bu şekildeydi. Ailenin içeride olduğunu düşünüp kapıyı zorladık ama kıramadık. İtfaiye ekipleri de kapıyı kıramayınca camdan içeri girdi ve yangını söndürdü. Biz normal bir yangın olarak düşündük ama bu Ali denilen vatandaş evin belirli bölümlerini yakıp kaçıyor. Biz 06.30 gibi fark ettik. Evde kimse yoktu. Kardeşi kendisine, 'Ben evi yakıyorum. Hakkınızı helal edin. Ben gidiyorum' şeklinde mesaj attığını söyledi. Madem sana bu mesajı attı bize neden söylemedin? Binada aşağı yukarı 20 nüfus var. Fark etmemiş olsaydık belki daha büyük facialara yol açacaktı" dedi.
Görüntü Dökümü:
--------------------
(Cep telefonu görüntüleri)
Yanan evin içinden detaylar
Yanan eşyalar
Yanan odalar
Abdullah Gündoğdu röportaj
Abdullah Gündoğdu olayı anlatması
Binanın dışından görüntüler
Genel ve detaylar
=============================
6- İSRAİL BAŞKONSOLOSLUĞU ÖNÜNDE HAVAYA SİLAHLA ATEŞ AÇAN ŞÜPHELİ ADLİYEYE SEVK EDİLDİ
Emre KURT- Hasan YILDIRIM / İSTANBUL, (DHA)- Beşiktaş'taki İsrail Başkonsolosluğu çevresinde pompalı tüfekle havaya ateş açan kişi, polisi harekete geçirdi. İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarına tepki için bu protestoyu gerçekleştirdiği öğrenilen şüpheli, özel harekat polisinin havaya ateş açarak yaptığı uyarının ardından elindeki silahı bırakarak teslim oldu. Gözaltına alınan A.Ş'nin üzerinde pompalı tüfek, pala, 3 şarjör ve 4 fişek ele geçirildi. A.Ş. işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildi.
Olay, saat 00.15 sıralarında Levent Talatpaşa Caddesi'ndeki İsrail Başkonsolosluğu çevresinde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, 33 yaşındaki A.Ş. yanında getirdiği pompalı tüfekle havaya 5-6 el ateş açtı. İhbar üzerine olay yerine çok sayıda polis ekibi sevk edildi. Polis ekipleri, çevrede geniş güvenlik önlemleri aldı. İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarını protesto etmek amacıyla eylemi gerçekleştiren kişi, polis ekiplerinin 'teslim ol' çağrısına bir süre uymayarak direndi.
ÖZEL HAREKAT POLİSLERİ OPERASYON DÜZENLEDİ
Şüphelinin elindeki pompalı tüfeği bırakmayarak polislere direnmesi üzerine adrese özel harekat polisleri sevk edildi. Özel harekat polisleri, çevrede alınan yoğun güvenlik önleminin ardından operasyon düzenledi. Ekipler havaya ateş açarak bir kez daha 'teslim ol' çağırısında bulundu. Bunun üzerine şüpheli, elindeki pompalı tüfeği bırakarak teslim oldu. Gözaltına alınan A.Ş., sorgulanmak üzere Beşiktaş Güvenlik Büro Amirliği'ne götürüldü. Olay yeri inceleme ekipleri, kişinin havaya ateş açtığı alanda ve çevresinde inceleme yaptı. Olayda ölen ya da yaralanan olmazken, şüphelinin emniyetteki sorgusu sürüyor. Şüphelinin üzerinde pompalı tüfek, pala, 3 şarjör ve 4 fişek ele geçirildi. A.Ş.'nin 'kasten yaralama', 'genel güvenliğin kasten tehlikeye düşürülmesi' ve 'intihara teşebbüs' suçlarından toplam 7 suç kaydı olduğu belirlendi. A.Ş. emniyetteki işlemlerinin ardından bugün adliyeye sevk edildi.
Görüntü Dökümü:
-------------------
-A.Ş.'nin adliyeye sevki
=============================
7- İSTANBUL'DA FETÖ OPERASYONU: GÜNCEL YAPILANMADAKİ 2 ŞÜPHELİ YAKALANDI
Derya EVREN KORKMAZ/İSTANBUL (DHA) İSTANBUl'da FETÖ operasyonunda örgütün güncel yapılanmasında faaliyet gösterdiği belirlenen iki şüpheli yakalandı. Şüpheliler emniyetteki işlemlerinin ardından sevk edildikleri adliyede tutuklanarak cezaevine gönderildi.
İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Müdürlüğü ekipleri, FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün güncel yapılanma içerisinde faaliyet gösteren şüphelilerin tespit edilmesine yönelik çalışmada, örgütün güncel yapılanmasında faaliyet gösteren iki şüpheli yakalandı. Yapılan çalışmalarda, FETÖ/PDY'nin sözde 'Büyük Bölge Talebe Mesulü' (BBTM) ve Kocaeli ilkokul, ortaokul sorumlusu Mehmet Avcı ile "Latif" kod adlı örgüt mensubu Serdar Aktürk'ün Esenyurt'ta bir evde saklandıkları bilgisine ulaşıldı. Firari olarak aranan FETÖ üyelerinin kaldıkları adreslere önceki gün düzenlenen operasyon düzenlendi. Avcı ve Aktürk gözaltına alındı.
ÖRGÜTE YENİ ELEMAN KAZANDIRMAYA ÇALIŞIYORLARDI
Elde edilen bilgilerden, örgütün hain darbe girişimi sonrasında faaliyetlerine ara vermeden devam ettiği anlaşıldı. Şüphelilerin, bu faaliyetler kapsamında mevcut örgüt mensupları ile irtibatlarını sürdürdükleri, adli işlem gören örgüt fertlerinin FETÖ ile bağlantılarını korumak veya finansal destek sağlamak amacıyla yakın takip altına aldıkları ve örgüte yeni eleman kazandırmaya çalıştıkları belirtildi. Örgüt mensuplarının Türkiye'deki faaliyetlerini sürdürülebilmesi amacıyla mali destek sağladıkları tespit edildi. Haklarında işlem yapılmış, cezaevinde bulunan, ya da cezaevinden çıkmış kişilere "yardım" adı altında marketlerden "hediye kartları" dağıttıkları da belirlendi. FETÖ'ye yeni eleman kazandırma arayışında oldukları belirlenen şüpheliler, şifreli mesajlaşma yazılımı "Signal" isimli uygulamayı kullandıkları öğrenildi.
YENİDEN YAPILANMAYA ÇALIŞIYORLAR
Gözaltına alınan Mehmet Avcı'nın "silahlı terör örgütü üyeliğinden" 6 yıl 3 ay kesinleşmiş hapis cezasının bulunduğu ve Bylock'ta yoğun şekilde yazışmalarının olduğu öğrenildi. Ayrıca Avcı'nın, örgüt bünyesinde sözde Kocaeli ilkokul, ortaokul sorumlusu, lise mesulü ve "Büyük Bölge Talebe Mesulüö (BBTM) olarak örgüt içinde etkin rol aldığı, öğrenci evlerinde sohbet verdiği, onları polis ve askeri okul sınavlarına hazırlayan kişilerden olduğu ifade edildi. Şüphelinin Bankasya'da hesap artışı ve iltisaklı kurumda SGK kaydı da belirlendi. "Latif" kod adlı örgüt üyesinin de aynı ilçede düzenlenen operasyonda yakalandığı bildirildi. İki şüpheli de sevk edildikleri adliyede tutuklanarak cezaevine gönderildi. (DHA)
Görüntü Dökümü:
-------------------
Operasyondan görüntüler
=============================
8- İSTANBUL'DA MASAJ SALONLARINA POLİS BASKINI; 38 GÖZALTI
Ali AKSOYER / İSTANBUL, (DHA)- İSTANBUL'da fuhuş yaptırılan masaj salonlarına yapılan baskında 38 şüpheli gözaltına alındı. Baskınlarda fuhuşa zorlanan 33'ü yabancı uyruklu 85 kadın kurtarıldı. Operasyonda müşteri olarak içerde bulunan 32 kişi ifadeleri alınmak üzere polis merkezlerine götürüldü. Baskınlarda iş yerlerinde bulunan kayıt yapan bütün cihazlara el konarak inceleme altına alındı. Şüphelilerden 24'ü tutuklanarak cezaevine gönderilirken, 14 şüpheli adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Yabancı uyruklu 33 kadın ise sınır dışı edilmek üzere İl Göç İdaresine teslim edildi.
İstanbul Emniyet Müdürlüğü tarafından 'Masaj salonlarında yerli ve yabancı uyruklu kadınlara para karşılığı fuhuş yaptırıldığı' ihbarı üzerine soruşturma açıldı. Ahlak Büro Amirliği ekipleri, yaptıkları teknik ve fiziki takibin ardından organize şekilde fuhuş yaptıran çete üyelerinin kimliklerini tespit etti.
60 ADRESE EŞ ZAMANLI BASKIN YAPILDI
Ahlak Büro Amirliği ekipleri tarafından İstanbul'da bulunan 60 farklı adrese eş zamanlı baskın yapıldı. Baskınlarda fuhuş çetesi üyesi oldukları tespit edilen 18'i kadın toplam 38 şüpheli gözaltına alındı. İş yerlerinde fuhuşa zorlandıkları tespit edilen 33'ü yabancı uyruklu toplam 85 kadında polis ekipleri tarafından koruma altına alındı. Polisin yaptığı baskınlarda masaj salonlarında müşteri olarak bulunan 32 kişi ise ifadeleri alınmak üzere polis merkezlerine götürüldü.
Polisin baskın yaptığı iş yerleri ve evlerde yapılan aramalarda 56 cep telefonu, 60 sim kart, 18 kutu prezervatif ile 122 bin 600 lira, 100 dolar, 300 euro, 13 altın bilezik, altın tesbih, altın yüzük ile içinde kadın isimleri ve karşısında seans ücretlerinin yazılı olduğu ajanda, kamera kayıt cihazları ile kurusıkı tabanca ve mermi ele geçirildi. Ahlak Büro Amirliğinde işlemleri yapılan 38 şüpheli adliyeye sevk edildi. Şüphelilerden 24'ü tutuklanarak cezaevine gönderilirken, 14 şüpheli Adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Fuhuş yaptırılırken kurtarılan 33 yabancı uyruklu kadın ise sınır dışı edilmek üzere İl Göç İdaresine teslim edildi.
Görüntü Dökümü:
-------------------
-Polisin operasyon anları
-Şüphelilerin adliyeye sevkleri
=========