DHA İSTANBUL BÜLTENİ- 2
1- PENDİK'TE ECEM SULTAN'IN ÖLÜMÜNE NEDEN OLAN TIR ŞOFÖRÜ: KÖR NOKTA OLDUĞU İÇİN GÖRMEDİM
Leyla YILDIZ/İSTANBUL, (DHA)- PENDİK'te havacılık teknolojisi alanında faaliyet gösteren bir şirkette mühendisi olarak çalışan Ecem Sultan Çamlı (28) skuterle işe gittiği sırada TIR'ın yanaşmasıyla 150 metre sürüklendikten sonra altında kaldı. Çamlı ağır yaralı olarak kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti. 'Taksirle ölüme neden olma' suçundan tutuklanan TIR şoförü Hasan Faruk Çolak (24), hakimlikteki ifadesinde, "Kör nokta olduğu için görmedim ve TIR'ı kullanırken çarptığımı hissetmedim. Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum" dedi.
Pendik'teki Teknopark İstanbul kampüsünde bulunan DASAL Havacılık ve Uzay Teknolojileri şirketinde sistem mühendisi olarak çalışan 28 yaşındaki Ecem Sultan Çamlı, işe gitmek için Kurtköy'deki evinden sabah saatlerinde yola çıktı. Saat 08.45 sıralarında Yenişehir Mahallesi, Osmanlı Bulvarı'nda skuterle seyir halindeki Çamlı'ya Hasan Furkan Çolak (24) yönetimindeki dorsesiz TIR çarptı. Balıkesir Üniversitesi Elektrik Elektronik Mühendisliği mezunu Ecem Sultan Çamlı, 150 metre önünde sürüklendikten sonra TIR'ın altında kaldı. Ağır yaralanan Çamlı, kaldırıldığı hastanede hayatını kaybederken gözaltına alınan TIR şoförü Çolak, 'taksirle ölüme neden olma' suçlamasıyla tutuklandı. TIR şoförü Hasan Furkan Çolak'ın hakimlikteki ifadesi ortaya çıktı.
'TIR'I KULLANIRKEN ÇARPTIĞIMI HİSSETMEDİM'
TIR şoförü Hasan Furkan Çolak ifadesinde, "Ben bir Lojistik firmasında TIR şoförü olarak çalışmaktayım, 5 Kasım günü sabah saatlerinde sevk ve idaremde bulunan 34 HVP 603 plaka sayılı kırmızı renkli Volvo marka TIR ile dorsesiz olarak Yenişehir Mahallesi, Osmanlı Bulvarı üzerinde Sabiha Gökçen Havalimanı istikametine doğru seyir halinde iken bir anda arkamda bulunan araçların ısrarlı kornası ile durdum, araçtan indiğimde ismini olay sebebiyle öğrendiğim Ecem Sultan Çamlı isimli şahısın TIR'ın arka kısmında yerde yaralı bir şekilde yattığını gördüm, çevredekilerin beyanı ile kadın şahısın kullandığı skuterin üzerinden geçtiğimi ve kadının savrulduğunu öğrendim, ben olayın nasıl gerçekleştiğini görmedim zira kaza sonucu vefat eden kişiyi aracın ön sağ noktası kör nokta olduğu için görmedim ve TIR'ı kullanırken çarptığımı hissetmedim, herhangi bir ses yada sallantı olmadı, ilk etapta şahsın yanına gittim, durumunu sordum, iyi olduğunu ancak nefes almakta güçlük çektiğini söyledi. Çamlı, ambulans vasıtasıyla hastaneye kaldırıldı, ben de kaza yerinde polisleri bekledim. İşlemler için karakola götürüldüğümde kadın şahısın vefat ettiğini öğrendim. Kazanın oluşumunda kusurumun olmadığını düşünüyorum, en sağ şerit kapalıydı, 40-50 metre sonra dönüş yapacağım için en sol şeritte gidiyordum. Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum" dedi.
'MÜVEKKİLİMİN KUSURU YOKTUR'
Şüphelinin avukatı, "Maktul elektrikli skuter yönetmeliğine aykırı olarak en sol şeritte seyir halindeyken kaza meydana gelmiştir. Kaza öncesinde yaklaşık 40-50 metre müvekkilimin önünde kör nokta kısmında seyir halinde gitmiştir. Kazanın oluşumunda müvekkilimin kusuru yoktur, müvekkilim az sonra döneceği için sol şeritte gitmektedir. Görgü tanıkları da maktulün yola savrulduğunu, TIR'ın skuterin arka tekerleğinin üstünden geçip gittiğini beyan ettiğini, öncelikle serbest bırakılmasını aksi kanaat oluşması halinde lehe olan hükümlerin uygulanmasını talep ederiz" dedi.
Görüntü Dökümü:
----------------------
ARŞİV
==========
2- BAĞCILAR'DA ANNESİNİ VAHŞİCE ÖLDÜREN SANIĞA AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET VE 6 AY HAPİS
İSTANBUL (DHA)- BAĞCILAR'da annesinin kafasını keserek sokağa atan sanığın yargılandığı davada mahkeme kararı açıkladı. Mahkeme sanığın, 'üstsoydan akrabayı kasten öldürmek' suçundan ağırlaştırılmış müebbet, 'genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması' suçundan ise 6 ay hapisle cezalandırılmasına karar verdi.
Bağcılar'da 25 Eylül 2022'de meydana gelen olayda Ali Sayan (28), annesi Havva Sayan'ı (58) 13 yerinden bıçaklayarak öldürmüş daha sonra da annesinin ellerini, ayaklarını ve kafasını kesmişti. Annesinin kafasını balkondan atan Ali Sayan'ın yargılandığı davada karar açıklandı. Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı avukatı hazır bulundu. Sanık Ali Sayan Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) üzerinden duruşmaya bağlandı.
'BİLEREK YAPMADIM'
Duruşmada son sözü sorulan sanık Ali Sayan, "Ben olayı bilerek yapmadım" dedi. Sanığın son sözünün ardından kararını açıklayan mahkeme, Ali Sayan'ın 'üstsoydan akrabayı öldürmek' suçundan ağırlaştırılmış müebbet, 'genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması' suçundan ise 6 ay hapisle cezalandırılmasına karar verdi.
İddianame:
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, annesi Havva Sayan'ı öldürdüğü suçlamasıyla yargılanan sanık Ali Sayan'dan olay sonrası alınan kan ve idrar örneğinde Adli Tıp Kurumu raporuna göre madde bulunduğunun tespit edildiği aktarılmıştı. İddianamede maktul Havva Sayan'ın vücudunda Adli Tıp Kurumu raporuna göre 13 kesici ve delici alet yaralaması tespit edildiği, bunlardan 8'inin öldürücü nitelikte olduğu belirtilmişti. Ali Sayan'ın 'canavarca hisle veya eziyet çektirerek üstsoydan akrabayı kasten öldürme' ve 'genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması' suçlarından ağırlaştırılmış müebbet ve 6 aydan 3 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edilmişti.
Görüntü Dökümü:
-----------
ARŞİV
=============
3- BARAJLARDAKİ DOLULUK ORANI YÜZDE 30'A DÜŞTÜ; İSTANBUL'UN 85 GÜNLÜK SUYU KALDI
Ali AKSOYER- Mehmet YİRUN/İSTANBUL, KIRKLARELİ, (DHA)- İSTANBUL'un suyunu sağlayan 10 barajdaki doluluk oranı kurak ve yağışsız geçen yazın ardından yüzde 30,18'e düştü. Alibeyköy ile Kazandere ve Papuçdere barajlarındaki doluluk oranı yüzde 10'un altına indi. Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi'nden Prof. Dr. Lokman Hakan Tecer, "Mevcut barajlardaki doluluk seviyesiyle bugün hesap yaptığımız zaman, 264 milyon metreküp şu anda barajlarda su miktarı var. Günlük tüketimi hesap ettiğimiz zaman önümüzde 85 günlük bir suyumuzun kaldığı anlamına geliyor ki bu gerçekten alarm veriyor anlamına geliyor" dedi.
İSKİ verilerine göre, İstanbul'un su ihtiyacını karşılayan 10 barajdaki doluluk oranı yüzde 30,18'e geriledi. Alibeyköy ile Trakya'dan İstanbul'a su sağlanan Kırklareli'nin Vize ilçesi sınırlarındaki Kazandere, Pabuçdere ve Istrancalar barajlarındaki doluluk oranı, son yılların en düşük seviyesine indi. Alibeyköy, Kazandere ve Papuçdere barajlarındaki doluluk oranı yüzde 10'un altına geriledi. Yüzde 8,56 ile dip seviyeyi gören Kazandere'nin kuruyan bölümlerinde hayvanlar otluyor. Yüzde 50 doluluk oranının üzerindeki tek baraj ise Elmalı Barajı oldu. Elmalı Barajında doluluk oranı yüzde 51,93 olarak ölçüldü.
ALİBEYKÖY BARAJI SON 10 YILIN EN DÜŞÜK SEVİYESİNDE
Alibeyköy Barajı’nda 2024 yılının Ocak ayında yüzde 76,6 olarak ölçülen doluluk oranı bugün itibarıyla yüzde 6,07 olarak ölçüldü. Baraj gölünün büyük bölümü kururken, eskiden suyla dolu alanlarda büyükbaş hayvanların otladığı görüldü. Suyun çekilmesiyle tarihi su kemerleri de ortaya çıktı. Alibeyköy Barajı’nda ölçülen doluluk oranı son 10 yılın en düşük seviyesi olarak kayıtlara geçti.
SON 10 YILIN EN AZ YAĞIŞINI ALDIK
İSKİ verilerine göre bu yıl barajların aldığı yağış miktarı da geçen yılların oldukça gerisinde kaldı. 2023 yılında metrekareye 852 kilogram yağış düşen İstanbul barajlarında bu yıl, metrekareye sadece 480 kilogram yağış düştü. Bu rakamın son 10 yılın en düşük yağış miktarı olduğu belirtildi. İstanbul barajlarına 2021 yılında metrekareye 901,3 kilogram yağış düşmüştü.
DOLULUK ORANI EN YÜKSEK ELMALI, EN DÜŞÜK ALİBEYKÖY
İstanbul barajlarında en yüksek doluluk oranı yüzde 51,93 ile Elmalı Barajı'nda ölçülürken, en az doluluk oranı ise yüzde 6,07 ile Alibeyköy Barajı'nda kayıtlara geçti. İstanbul'un barajlarındaki bugünkü doluluk oranları şöyle:Ömerli yüzde 26,83, Darlık yüzde 32,24, Elmalı yüzde 51,93, Terkos yüzde 40,67, Alibeyköy yüzde 6,07, Büyükçekmece yüzde 32,46, Sazlıdere yüzde 41,93, Istrancalar yüzde 34,14, Kazandere yüzde 8,27, Papuçdere yüzde 7,95
'ALARM VERİYOR'
Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi Çorlu Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Lokman Hakan Tecer, yaz aylarının aşırı sıcak ve yağışsız geçmesiyle oluşan kuraklığın ardından bölgede İstanbul'u besleyen barajlarda ciddi düşüş yaşandığını söyledi. Tecer, "İstanbul'u besleyen barajlardaki doluluk oranları yüzde 30'lara kadar düştü. Bu şu anlama geliyor; İstanbul'da evsel, kentsel ve endüstriyel su tüketimini hesap ettiğimiz zaman günlük yaklaşık 3 milyon metreküp yani ton su tüketimi var. Mevcut barajlardaki doluluk seviyesiyle bugün hesap yaptığımız zaman, 264 milyon metreküp şu anda barajlarda su miktarı var. Günlük tüketimi hesap ettiğimiz zaman önümüzde 85 günlük bir suyumuzun kaldığı anlamına geliyor ki bu gerçekten alarm veriyor anlamına geliyor. Bu bir gerçek, yani iklim değişikliğiyle beraber yağış ortalamalarının düşmesi, sıcaklıkların artarak buharlaşmanın fazla olması bu barajlardaki doluluk seviyelerini düşürüyor. Bu hayatımızın bir gerçeği. İklim değişikliğiyle mücadele edebiliriz belki ama daha önemlisi yapmamız gereken şey; suyu tükettiğimiz alanları, suyu tükettiğimiz sektörleri gözden geçirmemiz gerekiyor. Nerede kullanıyoruz? Evsel ihtiyaçlarımız için, kentsel ticarethanelerde ve endüstriyel faaliyetlerimiz için bu suyu tüketiyoruz. Dolayısıyla burada bu gerçeği gözönünde bulundurarak suya dayalı yaşam biçimimizi artık biraz sorgulamamız ve suyu biraz tasarruflu kullanmamız gerekiyor" dedi.
'YAĞMUR HASADI YAPMAMIZ GEREKİYOR'
Barajların doluluk oranlarının yağışlara bağlı olduğunu söyleyen Tecer, "Bu da iklim değişikliğinden etkilendiği için burada yapacağımız; iklim değişikliğiyle mücadele edebiliriz, ona adaptasyon içeren bir hayat biçimine geçebiliriz ama daha önemlisi suyu tüketirken almamız gereken önlemler var. Kişisel olarak da tükettiğimiz suyu tasarruflu bir biçimde sarf etmemiz gerekiyor. Evsel ve endüstriyel su tüketimlerini azaltmamız lazım. Daha az su yoğun sektörlere geçilmesi lazım özellikle bu bölgede. Suyun da geri kazanımını sağlamamız lazım. Yani yağmur hasadı yapmamız gerekiyor. Tarımsal sulamada, vahşi sulamadan vazgeçmemiz, damlama ve yağmurlama sulamaya geçmemiz gerekiyor. Belediyelerin özellikle park bahçe sulamalarında şebeke suyu yerine, gri su dediğimiz arıtılmış ve tekrar geri dönüştürülmüş suyu kullanması gerekiyor; ama biz bunları bir hayat biçimi haline getiremedik. Ne bireysel olarak suyumuzun tükendiğinin farkındayız, ne ilgili kurumlar nezdinde bu önlemleri hayata geçirecek bir zihniyete kavuşabildik. Bizim bir eksikliğimiz zaten temel olarak burada. Burada zihniyet dönüşümü gerekiyor. Yani artık sularımızın kısıtlı olduğu, su stresi yaşayan bir ülke olduğumuzu bütün hücrelerimizle, bütün düşünce yapımızla idrak etmemiz gerekiyor" diye konuştu. (DHA)
Görüntü Dökümü
------
(Drone)
-Alibeyköy Baraj gölünden görüntüler
-Kuruyan Kazandere barajından görüntü
-Barajda otlayan hayvanlar
-Muhabir anonsu (Mehmet YİRUN)
-Prof. Dr. Lokman Hakan Tecer ile röportaj
-Genel ve detay görüntüler
=========
4- BAKAN BOLAT: BU YIL 264 MİLYAR DOLARLIK OVP HEDEFİMİZİ TUTTURMA AMACINDAYIZ - 1
Kübra SONKAYA - Ömer HASAR / İSTANBUL, (DHA)-B TİCARET Bakanı Ömer Bolat İhracat Seferberliği Zirvesi'nde konuştu. Bakan Bolat, ihracat rakamları ve yıl sonu hedefine değinerek, "Bu yıl 264 milyar dolarlık OVP hedefimizi tutturma amacındayız" dedi.
Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Eyüp'te İhracat Seferberliği Zirvesi'ne katıldı. Programda, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkan vekili Çetin Tecdelioğlu, Ticaret Bakanlığı İhracat Genel Müdürü Mehmet Ali Kılıçkaya, Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği Başkanı Baran Çelik, İstanbul Tekstil ve Konfeksiyon İhracatçi Birlikleri (İTHİB) Başkanı Ahmet Öksüz, Türk Eximbank Genel Müdürü Ali Güney, İhracatı Geliştirme (İGE) Kuruluşu Genel Müdürü Fatih Tuğrul Topaç ile çok sayıda sektör paydaşı da hazır bulundu.
'KASIM ARALIK AYINDA REKOR DENEMELERİ YAPACAĞIZ'
Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Avrupa ülkeleri küçülürken Türkiye'nin büyüme kaydettiğini belirterek, "Ekim ayı rekor ihracatını Antalya'da, TİM toplantısında açıkladık. Orada, 23,6 milyar dolarlık artış oldu. Tarihin en yüksek Ekim ihracatı gerçekleşmiş oldu mal ihracatında. Bunun yanında tabi ithalatta da yüzde 7,2'lik bir azalış söz konusu oldu. Dış ticaret açığımız da yüzde 30'un üzerinde ay itibariyle azalmış oldu. 23,6 milyar dolar, çok iyi bir rakam. Kalan 2 ay geçen yıl, Kasım ve Aralık'ta geçen yıl 23 - 23 milyar dolar olmuştu. Bu yıl onları aşarak 264 milyar dolarlık OVP (Orta Vadeli Program) hedefimizi tutturma amacındayız. Bölgemizde sıcak savaşlar, jeopolitik gerilimler, artan korumacılık tedbirleri, ekonomik büyümede küresel alandaki zayıflık, kaygı verici gelişmeler buna rağmen ihracatçılarımız sahada, biz sahada çok net bir şekilde takım çalışması içinde çaba gösteriyoruz. Bu Kasım Aralık ayında rekor denemeleri yine yapacağız, şu anda iyi gidiyoruz. İlk 6 gün itibarıyle aylık yüzde 4,5'lik bir artışımız var. Hizmet ihracatımız da çok iyi gidiyor." dedi.
'ÖNEMLİ BİR BAŞARIMIZ DA İTHALATI AZALTMAKTIR'
1 yıllık dış ticaret açığının 77,5 milyar dolar olduğunu ifade eden Bolat, "Burada önemli bir başarımız da ithalatı azaltmaktır. Pandemi, Rusya - Ukrayna Savaşının enerji ve gıda fiyatlarını patlatması, yaşadığımız deprem felaketi hem ithalatımızı arttırdı hem de depremde 6 milyar dolar net bir ihracat kaybımız oldu. Dış ticaret açığımız Mayıs 2023 itibarıyla 122 milyar dolardı. Son 12 ay itibarıyla, Ekim itibarıyla son 1 yıllık dış ticaret açığımız 77,5 milyar dolar. 45 milyar dolar dış ticaret açığımızı azalttık. Bu yıl ilk 10 ay itibarıyla baktığımızda da 28,5 milyar dolar dış ticaret açığımızı azalttık. Bunu nasıl yaptık ? Hem ihracatı artırdık hem de ithalatı azalttık" diye konuştu.
Görüntü Dökümü:
---------------
- Salondan ve katılımcılardan görüntü
- Bakan Bolat'a plaket takdimi
- Bakan Ömer Bolat'ın konuşması
- Genel ve detay görüntüler
==========
5- (ÖZEL) ESENYURT'TA POLİS DENETİMİNDEN KAÇMAYA ÇALIŞIRKEN YAKALANDI
Veysel TİMDU-İhsan DÖRTKARDEŞ/İSTANBUL, (DHA)- ESENYURT'ta bir sürücü polis ekiplerinin caddedeki denetimi sırasında kaçmaya çalıştı. Sürücü kırmızı ışıkta bekleyen araçların arasından kaçmaya çalışsa da başarılı olamadı. Kısa sürede motosikletli yunus ekibi tarafından yakalanan sürücü polis merkezine götürüldü. Şüphelinin yakalanma anı kırmızı ışıkta bekleyen bir aracın kamerasına yansıdı.
Olay, dün akşam saatlerinde Esenyurt'ta Mobilyacılar Sitesi yakınlarında meydana geldi. Otomobil sürücüsü polis ekiplerinin denetim yaptığı sırada, gaza basarak araçların arasından kaçmaya çalıştı. Polis ekipleri 'Dur' ihtarına da uymayan sürücüyü yakalamak için harekete geçti. Caddede kırmızı ışığın yanması nedeniyle araçlar durunca, sürücü trafik ışıklarında bekleyen kamyonun arkasında durmak zorunda kaldı.Cadde kenarında park eden otomobilleri de geçemeyen sürücü polis ekipleri tarafından kıskıvrak yakalandı. Motosikletli yunus ekibinden iki polis denetimden kaçan sürücüyü silahla etkisiz hale getirdi. Araçtan indirilen sürücü üstü arandıktan sonra gözaltına alındı.Sürücü ve kullandığı araç polis merkezine götürüldü.
YAKALANMA ANI KAMERADA
Sürücünün denetimden kaçtığı anlar kırmızı ışıkta bekleyen bir aracın araç içi kamerasına yansıdı. Görüntülerde kaçan araç sürücüsünün kırmızı ışıkta bekleyen bir kamyonun arkasında durması ve cadde kenarında park eden otomobil nedeniyle kaçamadığı anlar görülüyor. Bu sırada motosikletli iki polis sürücüyü etkisiz hale getirerek araçtan indiriyor. Üstü aranan sürücü polis merkezine götürülüyor. (DHA)
Görüntü Dökümü
----------
(Araç kamerası)
-Sürücünün trafik ışıklarında bekleyen araçların arasında durması
-Motosikletli iki polisin silahla sürücüyü etkisiz hale getirmesi
===========
6- SULTANGAZİ'DE TRAMVAYIN ALTINDA KALAN MOTOSİKLETLİ KURTARILDI
Emin YEŞİL - Ahmet YEŞİLMEN/ İSTANBUL, (DHA) Sultangazi'de, seyir halindeki motosiklet sürücüsü yayaya çarpmamak için manevra yaptığı sırada tramvay yoluna girdi. Tramvayın altında kalan sürücü, ekiplerin çalışması sonucu sıkıştığı yerden çıkarılarak hastaneye götürüldü.
Olay, uğur Mumcu Mahallesi Eski Edirne Asfaltı Caddesi'nde saat 00.30 sıralarında meydana geldi. Seyir halinde olan 34 KFK 602 plakalı motosiklet sürücüsü Veysel Gülpınar iddiaya göre, yolun karşısına geçmeye çalışan Ali Aydemir'e çarpmamak için manevra yaptı. Direksiyon hakimiyetini kaybeden Gülpınar, metrelerce sürüklenerek tramvay yoluna girdi. Gülpınar, Topkapı'dan Mescid-i Selam yönüne seyir halinde olan tramvayın altında kaldı. İhbar üzerine olay yerine polis, sağlık ve itfaiye ekipleri sevk edildi. Ekiplerin çalışması sonucu Veysel Gürpınar, sıkıştığı yerden çıkartıldı. Sağlık ekiplerinin ilk müdahalesinin ardından Gülpınar, ambulansla Başakşehir Çam ve Sakura Hastanesi'ne kaldırıldı. Gürpınar'ın hayati tehlikesinin bulunmadığı, her iki ayağında ezilme olduğu ve hastanedeki tedavisinin devam ettiği öğrenildi. (DHA)
Görüntü Dökümü:
----------------
Tramvaydan görüntü
İtfaiye ekiplerinin çalışması
Olay yerinden aktüel görüntüler
Genel ve detaylar
========
7- 'DAVALARIMI KAZANIP PARANI VERECEĞİM' YALANIYLA MİLYONLARCA LİRA DOLANDIRDI
Ali AKSOYER/İSTANBUL(DHA)- İSTANBUL'da polise başvuran mağdur Y.Ö. 3,5 milyon dolar ve 5,7 milyon Türk lirası dolandırıldığını söyledi. Dolandırıcılık şüphelisi Hakan E. kısa sürede polis tarafından yakalanırken, suçlamaları kabul etmediği öğrenildi. Şüpheli çıkarıldığı mahkemede tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Olay, 8 Eylül Pazar günü mağdur Y.Ö.'nün polis merkezine giderek şikayetçi olmasıyla ortaya çıktı. Y.Ö. 10 yıl önce tanıştığı bir kişinin, yabancı ülkelerde devam eden alacak davaları bitene kadar kendisinden para talep etti. Yıllar içinde mağdur Y.Ö. 3,5 milyon dolar ve 5,7 milyon lira verdiği yabancı uyruklu şüpheli tarafından dolandırıldı. Mısır uyruklu olduğu öğrenilen şüpheli polis tarafından kısa sürede yakalandı. Suçlamaları kabul etmeyen şüpheli çıkarıldığı mahkemede tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Asayiş Şube Müdürlüğüne 8 Eylül 2024 tarihinde başvuran mağdur Y.Ö., 2014 yılında tanıştığı Hakan E.'nin kendisine, Fransa ve Amerika'daki Tahkim Mahkemelerinde devam eden yüklü miktarda alacak davası olduğunu söylediğini belirtti. Hakan E'.nin kendisinden yardım istediğini belirten Y.Ö. şüpheliye yardımcı olması halinde kendisine yüksek kar vaadinde bulunduğunu ve davaları kazandığı zaman geri ödeme yapacağını söylediğini de aktardı. Y.Ö. geçen zaman içinde hiçbir geri ödeme alamadığını belirtti. Mağdur Y.Ö. yıllar içinde toplam 3,5 milyon dolar ve 5,7 milyon Türk lirasını Hakan E.'ye verdiğini söyleyerek şüpheliden şikayetçi oldu.Dolandırıcılık Büro Amirliği ekipleri yaptığı soruşturma kapsamında Hakan E.'yi gözaltına aldı. Şüphelinin kendisine yöneltilen suçlamaları kabul etmediği öğrenildi. Poliste işlemleri tamamlanan Hakan E. sevk edildiği mahkemede tutuklanarak cezaevine gönderildi.(DHA)
Görüntü Dökümü
-------
- Şüphelinin adliyeye sevki
=========
8- FATİH'TE 5 KATLI BİNANIN GİRİŞ KATINDA YANGIN: MAHSUR KALANLARI İTFAİYE KURTARDI
Utku Can SÖNMEZ- Uğur ŞAHİN/ İSTANBUL, (DHA) FATİH'te 5 katlı binanın girşi katında yangın çıktı. Dairede yükselen dumanlar binayı kısa sürede sardı. İhbar üzerine olay yerine gelen itfaiye ekipleri binada mahsur kalanları kurtardı. Yangında ölen ya da yaralanan olmadı.
Yangın, saat 11.00 sıralarında Fatih Mevlanakapı Mahallesi'nde 5 katlı binanın giriş katında çıktı. Henüz bilinmeyen nedenle çıkan yangında dumanlar bir anda tüm binayı sardı. Yangın çıkan dairede yaşayanlar kendi imkanlarıyla dışarı çıkarken üst katta yaşayanlar mahsur kaldı. İhbar üzerine olay yerine gelen itfaiye ekipleri yangını kısa sürede söndürürken üst katlarda mahsur kalanlar itfaiye merdiveniyle kurtarıldı. 5 kişinin kurtarıldığı yangında ölen ya da yaralanan olmazken yangının çıkış sebebi yapılacak incelemelerin ardından ortaya çıkacak.Bina sakinlerinden Nermin Bilen, "İçerde kalmaktan korktum. Aşağıya zor indim. Üst katta oturuyorum. Oğlum balkondan geldi. 'Anne balkonda mangal yakıyorlar' dedi. 'Onlar birgün evi yakacaklar' dedim. Dediğim de oldu ama mangaldan değil yatak yanıyormuş. Çok korktum" diye konuştu.
Görüntü Dökümü:
------------------
-Yangından görüntü
-İtfaiyenin kurtarma çalışmaları
-Genel ve detay görüntüler
==========
9- PROF. DR. YILBAŞ: MALZEME ÜRETİMİNDE YAPAY ZEKA VE ROBOTİK TEKNOLOJİLERİ YAYGIN OLARAK KULLANIYORUZ
Veli GÜLCAN - Ulaşcan ÖZER/ İSTANBUL, (DHA) - GELİŞMİŞ Malzeme İşleme Teknolojileri Konferansı Maltepe Üniversitesi'nin ev sahipliğinde, Türk Japon Bilim ve Teknoloji Üniversitesi organizasyonuyla düzenlendi. Malzeme bilimi ve mühendisliği alanında akademik ve endüstriyel çalışmaların değerlendirildiği etkinlik 4 gün sürdü. Lazer ve yüzey mühendisliğiyle ilgili çalışmalarıyla altın madalya alan Türk Japon Bilim Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Bekir Sami Yılbaş, "Malzeme teknolojileri çok ileri bir seviyeye geldi. Bunların bir kısmı olarak hafif özellikle hava mukavemet olarak bu kaliteli ve yüksek olan malzemeler. Uzay teknolojileri için gerekli oluyor. Enerji olarak da en az enerjiyi kullanarak bunu yapmak istiyoruz. Bu nedenle yapay zeka ve robotik teknolojileri çok yaygın bir şekilde kullanıyoruz malzeme üretiminde" diye konuştu.
Türk Japon Bilim ve Teknoloji Üniversitesi organizasyonuyla Maltepe Üniversitesi'nin ev sahipliğinde gerçekleşen 25. AMPT "Advanced Materials Processing Technologies" (Gelişmiş Malzeme İşleme Teknolojileri) konferansı düzenlendi. 4 gün süren konferansta, Malzeme Bilimi ve Mühendisliği alanındaki akademik ve endüstriyel gelişmeler tartışıldı. Konferansta ayrıca, malzeme işleme teknolojilerindeki yenilikçi çözümler ve üretim süreçlerindeki gelişmeler masaya yatırıldı. Etkinliğe çeşitli ülkelerden biliminsanları işdünyasından isimler ve akademisyenler katıldı.
Türk Japon Bilim ve Teknoloji Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Bekir Sami Yılbaş, "Bu konferans ileri malzemeler, ileri üretim şekilleri ve ileri uygulama alanları konularını içeren bir konferanstır. Bu konferansta öncelikle özellikle yeni var olan ve uygulanmaya başlanan yapay zekanın malzeme tasarımında ve yüzey şekillendirmelerindeki önemi. Robotx'in için yine aynı şekilde bu üretim alanındaki kullanımıyla ilgili ve yeni malzemelerle ilgili olmak üzere biyolojik malzemelerin kullanılarak, mühendislikte kullanılarak daha katmanlı, daha değişik malzemelerin veya işlemlerin yapımında kullanılması hedef alınmıştır" dedi.
'SELF CLEANING DEDİĞİMİZ OLAYIN GERÇKELEŞMESİNE VESİLE OLUYOR'
Yılbaş, "Bu konferansın amacı bu son yıllarda yapılan bilimsel faaliyetlerin neticelerinin duyurulması ve ortak çalışma gruplarının oluşturulması açısından da önem arz etmektedir. Şunu da belirtmek isterim, bu konferansta genel olarak baktığımızda sadece bilimsel buluşlar ya da bilimsel faaliyetlerin neticeleri olduğu kadar bilim insanlarında başarılı olan özellikle malzeme üretim öğretim uygulamaları konularında başarılı olan akademisyenlerin, bilim insanlarından bir tanesine yine bu komitenin ve seçimiyle altın madalya takdim edilmektedir. Bu altın madalya bu yıl bir sanayiciye de ve sanayide başarılı göstermiş olan bir kişiye de verildi. Yetkin Karakaş Bey Armelsan'ın Yönetim Kurulu Başkanı aldı. Türk biliminsanı olarak da Adnan Memiş bey, daha önce Berkeley Üniversitesi'nde çalışmış. Şu anda da Kral Abdulaziz Üniversitesi'nde profesör olan. Malzemelerle ilgili çalışan bir arkadaşımıza verildi ve onun dışında benim yapmış olduğum özellikle bu lazer ve yüzey mühendisliğiyle ilgili çalışmalarla bir de bana verilmiş oldu. 3 tane bu yıl altın madalya verildi. Benim yapmış olduğum çalışmalar daha çok yüzeylerin suyu tutmama özellikleri. Bunu biz birçok şekilde kullanabiliyoruz. Birincisi yüzeylerin temizlenmesinde çok önemli oluyor. Çünkü tozun tutulmaması da bir başka konu. O zaman hidrofobik yüzeyler yani sudan kaçan ya da suyu sevmeyen yüzeyler aynı zamanda tozu da tutmuyorlar. Bu da kendiliğinden temizleme dediğimiz ya da başka tabirle self cleaning dediğimiz olayın gerçekleşmesine vesile oluyor. Bunun normalde market değeri yani bütün dünyadaki bu temizlikle ilgili olan daha doğrusu yüzeylerin temizlenmesiyle ilgili olan bir değerlendirme yapılacak olursa birkaç milyar dolarlık bir işten bahsediyoruz hacim olarak ve bununla bir çözüm getirmek elbette biliminsanlarının görevi olmalı. Benim gibi birçok insan çalışıyor. Bütün dünyada bir kısmıyla irtibatlarımız mevcut. Bizim de geliştirmiş olduğumuz teknolojiler var, ayrıca patentler var bu konuda. Bunları da inşallah yakın zamanda değerlendireceğiz" dedi.
'MALZEME ÜRETİMİNDE YAPAY ZEKA VE ROBOTİK TEKNOLOJİLEİR KULLANIYORUZ'
Yılbaş, " Bundan sonraki konferans 2025'te Romanya Bükreş'te yapılacak. Bükreş'teki üniversitedeki arkadaşlar buna gönüllü oldular ve her türlü çalışmayı da yapacaklarını söylediler. Umarım Bükreş'te de başarılı olur. Malzeme teknolojileri çok ileri bir seviyeye geldi. Biz görüyoruz ki kompozitten tutun da, seramiklere kadar, seramikten tutun da çelik ve çelik bileşenlere kadar ve birçok yine adı konulmamış olan yeni malzemeler karşımıza çıkıyor birçok konuda. Bunların bir kısmı olarak hafif özellikle hava mukavemet olarak bu kaliteli ve yüksek olan malzemeler. Uzay teknolojileri için gerekli oluyor. Diğer ise tıbbi açıdan yani insan vücudunu reddeden etmediği hücrelerle beraber uyum içinde çalışabilen ya da beraberce bulunabilen özel malzemeler üretimiyle ilgili ve her malzeme özelleştikçe olan üretim şekilleri de özelleşmeye başlıyor. Bunları ne şekilde özelleştirebiliriz? Ne şekilde üretebiliriz? Ne şekilde etkin olur? Hem üretim olarak ekonomik hem de teknik olarak daha hızlı daha çabuk ve çevreyi de bozmayacak şekilde. Çünkü bizim için önemli konulardan birisi de çevre. Yani biz her yapmış olduğumuz malzeme ya da her yapmış olduğumuz işlem o malzemenin işlenmesiyle ilgili yapmış olduğumuz işlemlerin mutlaka çevre dostu olması gerekiyor. Yani biz atık üretiyor olmalıyız. Onunla beraber enerji olarak da en az enerjiyi kullanarak bunu yapmak istiyoruz. Bu nedenle yapay zeka ve robotik teknolojileri çok yaygın bir şekilde kullanıyoruz malzeme üretiminde" diye konuştu.
'İLERİ DÖNÜŞÜM KONULARI ELE ALINDI'
Yılbaş, "Daha önceki yıllarda var olan malzemelerin geliştirilmesi de sözkonusu. Bu geliştirilmeler ya mukavemetlerin artırılması ya yoğunlukların düşürülmesi ya da sıcaklıklarının iyileştirilmesi. Yani özelliklerinin istenilen ortama uygun bir şekilde getirilmesiyle ilgili bilimsel faaliyetleri de var. Bu konferansta onlara da yer verildi. Onlar da anlatılmaya çalışıldı ve anlatıldı. Proses teknolojileri yani işlem teknolojileri de bizi robotik kullanımının ve robotik kullandığımız çevreye olan etkilerine de baktık. İnsan faktörü olan etkilerine baktık. Fiyatlara olan, üretilen malzemenin ve yapılan işlemin son yapılan mamülün ekonomik değerlerine bakmış olduk. Burada o açıdan da bir spektrum oluşturuldu. Yani dairesel ekonomi ve aynı zamanda bununla beraber yani tekrar edilebilme ya da ileri dönüşüm konuları önemli bir şekilde ele alındı. Bunların çevreye olan etkileri de incelenmiş ve belirtilmiş oldu. Artık dünyamız bir tek dünya hepimiz üzerinde yaşıyoruz. Bunu bilmeliyiz ki bu dünyayı kirletmemeliyiz. Kaynaklarımızı bir an önce bitirmemeliyiz. Daha ekonomik, daha düzgün bir şekilde kullanmalıyız. Konferansın bir başka sosyal alandaki boyutu da bu. Bir iki tane makale de bu doğrultuda sunuldu. Bunların biz inanıyoruz ki hem bilim hayatına hem de üretim hayatına mutlaka yani hem endüstriye hem teknoloji hem de bilim hayatına büyük bir katkı sağlayacağı konusunda bir endişemiz yok" ifadelerini kullandı.
Türk Japon Bilim ve Teknoloji Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Şahin ise, "Bilimsel gelişmelerde malzeme önemli bir rol oynamaktadır. Üretilen sistemlerin performansının ilerlemesi ve geliştirilmesi hususunda malzeme en önemli bir sınır teşkil etmektedir. Özellikle motorların performansının artırılması yönünde malzemelerin sıcaklığa dayanıklılığı veya diğer özellikleri büyük bir sınır teşkil etmektedir. Bu özelliklerin daha da artırılması ve yeni malzemeler üretilmesi hususunda bu tip konferanslar büyük önem arz etmektedir. Dolayısıyla uluslararası alanda önemli çalışmalar yapan biliminsanlarını biraraya toplayıp bunların yaptığı son araştırmaların özetlerini birbirleriyle paylaşmaları hususunda bir platform oluşturulmuş olmakta " dedi.(DHA)
Görüntü Dökümü
-------------
-Prof.Dr.Yılbaş'ın çalışmasından video
-Konferanstan görüntü
-Rektör Prof. Dr. Bekir Sami Yılbaş ile röportaj
-Prof. Dr. Yılbaş'ın altın madalya kazandığı çalışmasından görüntü
-Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Şahin ile röportaj
-Genel ve detay görüntüler
===========
10- SARAYDAN KIZ KAÇIRMA OPERASI SEZONUN SON 2 TEMSİLİYLE SÜREYYA OPERASI'NDA
Melike YAZGILI / İSTANBUL, (DHA)- Mozart'ın en önemli eserlerinden 'Saraydan Kız Kaçırma Operası' 11- 12 Kasım tarihlerinde Kadıköy Süreyya Opera Sahnesi'nde sanatseverlerle buluşacak.
Wolfgang Amadeus Mozart'ın bestelediği en önemli eserlerden biri olan 'Saraydan Kız Kaçırma' operası, İstanbul Devlet Opera ve Balesi (İDOB) tarafından Kadıköy Süreyya Operası'nda 11- 12 Kasım tarihlerinde sahneye koyuluyor. Klasik haline sadık kalınarak, farklı bir reji anlayışı ile sahneye konulan eser hem komik hem de derinlikli bir yapıt olarak; kahramanlık, aşk, özgürlük ve onur gibi evrensel temaları işlerken, dönemin sosyal sınıf yapıları ve harem kültürü hakkında da önemli izlenimler sunuyor.
ESERİN KOREOGRAFİSİ TAN SAĞTÜRK'E AİT
Caner Akın'ın sahneye koyduğu eserde, İstanbul Devlet Opera ve Balesi Orkestrası'nı Zdravko Lazarov yönetiyor. Eserin dekor ve kostüm tasarımı Olcay Engin Kaymaz'a, ışık tasarımı ise Taner Aydın'a ait. Paolo Villa'nın koro şefliğini üstlendiği eserin koreografisi ise Tan Sağtürk'e ait.
Eserde, Fuat Kılıç Aslan ve Ufuk Toker 'Belmonte', Tuncay Kurtoğlu 'Osmin', Anna Sirel Etyemez ve Evren Işık Yasemin 'Konstanze', Bezmi Hazal Ekşi ve Ayşenur Ayyıldız Haksoy 'Blonde', Onur Turan 'Pedrillo', Selim Borak ve Alper Saldıran 'Selim Paşa', Ali Ada Peker ve Yusuf Eren Maden 'çocuk' rolünü canlandırıyor.
ESERİN KONUSU
Eserde, klasik konunun en önemli unsurlarından biri olan Türklerin kin tutmak yerine merhamete önem vermesi vurgulanıyor. Eserde ayrıca, yaşanmış 1918 İspanyol Gribi salgını da konu ediliyor. 'Tarih tekerrürden ibarettir' sözünün başka bir kanıtı gibi, İspanyol Gribi'nde ve son senelerde dünya gündemine damga vuran salgınlarda yaşanan paralellikler işleniyor.
Görüntü Dökümü:
------------------
- Operadan görüntüler