Geri Dön
İstanbulDHA İSTANBUL BÜLTENİ -1

DHA İSTANBUL BÜLTENİ -1

DHA İSTANBUL BÜLTENİ -1

1- İSTANBUL BOĞAZI'NDA SİS ETKİLİ OLUYOR

İsa ALMAÇAYIR- Armağan GÖKMEN /İSTANBUL,(DHA)- İSTANBUL Boğazı’nda sabahın erken saatlerinden itibaren sis etkili oluyor.15 Temmuz Şehitler Köprüsü ve çevresinde sis nedeniyle görüş mesafesi düştü.

İstanbul’da sabahın erken saatlerinden itibaren sis etkili oluyor.Sis nedeniyle boğazda görüş mesafesi düştü.15 Temmuz Şehitler Köprüsü ve çevresinde de sis nedeniyle görüş mesafesi azaldı.Üsküdar ve Beşiktaş çevresinde sis etkili olmaya devam ediyor. (DHA)

Görüntü Dökümü

------------

-D-100 Karayolundan görüntü

-Kız kulesinden görüntü

-15 Temmuz Şehitler Köprüsünden görüntü

-Balıkçılardan görüntü

-Genel ve detay görüntüler

===========

2- İSTANBUL'DA TRAFİK YOĞUNLUĞU GECE DE SÜRDÜ

Soner HASIRCIOĞLU/ İSTANBUL, (DHA)- İSTANBUL'da trafik yoğunluğu gece saatlerinde de sürdü. 9 günlük bayram tatili için memleketlerine gidenler, yolları doldurdu.

İstanbul'da 9 günlük bayram tatili için memleketlerine gitmek için yola çıkanlar, trafik yoğunluğu oluştu. Ankara istikametine D-100 Karayolu'nu kullananlar saat 00.30 sıralarında Çağlayan mevkiinde güçlükle ilerledi.

Görüntü Dökümü:

----------

-D-100 Çağlayan mevkii trafikten görüntü

========

3- CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN: MEŞRU HAK ARAMA YOLLARIYLA ASLA ALAKASI OLMAYAN ÇOK TEHLİKELİ BİR PROVOKASYONA GİRİŞTİLER

İSTANBUL, (DHA) - İSTANBUL'da düzenlenen 9'uncu Milli İrade İftarı programında konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Bir haftadır yolsuzluğu örtmek, hırsızlığı gizlemek, soygunu perdelemek, sahtekarlığı savunmak adına her şeyi yaptılar. Marjinal sol örgütleri öne sürmekten, gençlerin arkasına saklanmaya, ecdad mirası camilerimize terbiyesizlik yapmaktan, güvenlik güçlerimize hakaret edilmesine kadar her türlü kepazelik sergilendi. Güya hak arama bahanesiyle, demokrasiyle, hukukla, meşru hak arama yollarıyla asla alakası olmayan çok tehlikeli bir provokasyona giriştiler. Ancak polisimizin soğukkanlı ve kararlı tutumu, milletimizin sağduyulu tavrı, zorbalığa maruz kalmalarına rağmen vakarını koruyan gençlerimizin sakin duruşu sayesinde tahrik siyaseti hedefine ulaşamadı" dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bu yıl 9'uncu kez düzenlenen Milli İrade İftarı'na katıldı. Programda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu ramazanda Gazze başta olmak üzere gönül coğrafyamızda zulme uğrayan kardeşlerimize el uzattık. Yardımlarımızı arttırmak suretiyle mazlum ve mağdurların yanında olmaya ihtimam gösterdik. Tüm gücümüzle, tüm kapasitemizle Gazze halkının yanındayız. İnşallah zulüm bitene, 1967 sınırları temelinde bağımsız bir Filistin devleti kurulana kadar da, Filistinlilerin her daim yanlarında olacağız. Allah ömür verdikçe, Filistin davasının yılmaz, yıkılmaz, bileği bükülmez savunucusu olmaya devam edeceğiz. Bugün bir kez daha doğdukları, büyüdükleri ve inşallah üzerinde ebediyen yaşayacakları toprakları savunurken şehit düşen Gazzeli kardeşlerimize Allah'tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum. Milletimizin iftihar vesilesi olan sivil toplum örgütlerimizin de Gazze ve diğer İslam beldeleri için yardım kampanyaları tertiplediğini memnuniyetle müşahede ediyoruz. Milli irade platformunda temsil edilen kuruluşlarımızla birlikte mazlumların imdadına koşan tüm kardeşlerime ve hayırseverlerimize bugün bir kez daha şükranlarımı sunuyorum. Bugün burada şu hususu bir kez daha ifade etmek istiyorum. Ülkemizde birileri Türkiye'nin İslam aleminde ve dünyada neye tekabül ettiğini halen idrak edemiyor. Bu çevreler kendi tarihlerini bilmedikleri kendi atalarını tanımadıkları için Türkiye'nin tarihi ve kültürel derinliğinden de habersizler. Mesela Suriye'deki devrime Türk milletinin niçin bu kadar sevindiğini, Suriyeli kardeşlerimizin zafer kutlamalarında neden Türk bayrağı açtığını, yeni Suriye hükümetinde niçin bu kadar Suriye'de eğitim görmüş bakan olduğunu bir türlü kavrayamıyorlar. Bunları bilmedikleri için de dış politikada çuvallıyor, iç siyasette kendilerini komik duruma düşürüyorlar. Oysa biraz okuyup araştırsalar, biraz dünyayı gezseler kendilerini hapsettikleri ideolojik mahallelerden biraz dışarı çıksalar bazı gerçekleri onlarda görecekler. Türkiye'nin sıradan bir ülke olmadığının farkına onlar da varacaklardır. Bizim neden, 'Türkiye, Türkiye'den büyüktür' dediğimizi onlar da öğrenecekler. Aynı şekilde cahil diyerek, kitap okumuyor diyerek aşağıladıkları gençlerin bilgi, birikim, cesaret, vizyon ve donanım noktasında kendilerinden fersah fersah ileride olduğunu onlar da anlayacaklar. Ama bunu yapmaya cesaretleri yok. Ya cehaletlerinden dolayı ya da batıya duydukları platonik aşk gözlerini kör ettiği için maalesef gerçekleri göremiyorlar. Böyle devam ederlerse korkarım hiçbir zaman da göremeyecekler" dedi.

'EKONOMİK VE SİYASİ BAKIMDAN İRTİFA KAYBETTİK'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkiye ne zaman kendisine biçilen konuma itiraz etse, kökü dışarıda bazı kirli odaklar tarafından hedefe konulmuştur. Türkiye ne zaman ezber bozan adımlar atma cesareti gösterse, birileri hemen düğmeye basmış, ülkemizin dikkatini dağıtmıştır. Cumhuriyet tarihinde buna defalarca şahit olduk. Sokak olaylarıyla bunu yaşadık. Sağ-sol, Alevi-Sünni provokasyonlarıyla bunu yaşadık. Üniversite gençliğinin kışkırtılmasıyla bunu yaşadık. Demokrasimize yönelik gayrimeşru girişimlerle bunu yaşadık. Terör örgütlerinin hain ve kalleş saldırılarıyla bunu yaşadık. Hükümetimiz döneminde Cumhuriyet mitingleriyle, 7 Şubat MİT kriziyle, Gezi'deki sokak terörüyle, 15 Temmuz ihanetiyle bunu yaşadık ve gördük. Bizi kendi içimize hapsetmek, kendi iç meselelerimizle meşgul etmek için her yolu denediler. Her yolu hala deniyorlar. Bir başka gerçek ise, sivil siyaseti, demokrasiyi ve Türkiye'nin kazanımlarını hedef alan bu saldırılarda silah olarak hep belli kavramlar, belli cümleler kullanılmıştır. Hatırlayınız, 'Cumhuriyet tehdit altında' dediler. 'Laiklik elden gidiyor' dediler. 'Sivil darbe' dediler. 'Hayat tarzımıza müdahale ediliyor' dediler. 'Türkiye batıdan uzaklaşıyor' dediler. Daha burada saymaya kalksak sabahı bulacağımız bir sürü akıl, ahlak ve insaf dışı iddiaları dillendirerek hedeflerine ulaşmaya çalıştılar. Üzülerek söylüyorum, çoğu zaman başarılı da oldular. Gerçekten çok ağır bedeller ödedik. Ekonomik ve siyasi bakımdan irtifa kaybettik. Pırıl pırıl gençlerimizi bu kalleş çarkın insafsız dişlilerine kurban verdik. Tüm bunların yanı sıra yıllarca üçüncü sınıf ekonomiye, üçüncü sınıf demokrasiye, kapasitemizin çok altında bir dış politikaya mahkum edildik" dedi.

'TAHRİK SİYASETİ HEDEFİNE ULAŞAMADI'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İstanbul merkezli yolsuzluk ve terör soruşturması sonrasında yaşanan olayları bu fotoğraftan bağımsız değerlendiremeyiz. CHP Genel Başkanı'nın yaptığı sorumsuz boykot çağrıları ile isim vererek yerli ve milli markaları tehdit etmesini yine bundan ayrı göremeyiz. Bir haftadır yolsuzluğu örtmek, hırsızlığı gizlemek, soygunu perdelemek, sahtekarlığı savunmak adına her şeyi yaptılar. Marjinal sol örgütleri öne sürmekten, gençlerin arkasına saklanmaya, ecdad mirası camilerimize terbiyesizlik yapmaktan, güvenlik güçlerimize hakaret edilmesine kadar her türlü kepazelik sergilendi. Güya hak arama bahanesiyle, demokrasiyle, hukukla, meşru hak arama yollarıyla asla alakası olmayan çok tehlikeli bir provokasyona giriştiler. Ancak polisimizin soğukkanlı ve kararlı tutumu, milletimizin sağduyulu tavrı, zorbalığa maruz kalmalarına rağmen vakarını koruyan gençlerimizin sakin duruşu sayesinde tahrik siyaseti hedefine ulaşamadı. Bunların hiçbirinde muvaffak olamayınca bu sefer Türkiye'yi yabancılara şikayet etmeye, Türkiye'yi alenen kötülemeye başladılar. 23 yıllık başbakanlık ve cumhurbaşkanlığı görevim boyunca yüzlerce farklı ülkeden, binlerce siyasi temsilciyle görüştüm. Bunların arasında pek çok muhalefet lideri de vardı. Bakın şunu çok net söylüyorum, bunlardan bir tanesinin bile bize kendi ülkesini şikayet ettiğini, kötülediğini, kendi ülkesine karşı bizden yardım istediğini görmedik, duymadık. Ama bizdeki muhalefet uluslararası her platformda kendilerine her mikrofon uzatıldığında bunu yapmaktan kaçınmadı, kaçınmıyor. Ancak önceki gün, bizim de tahmin edemeyeceğimiz yeni bir eşik aşıldı. Son olarak Batı'ya yalvaracak kadar kontrolü kaybettiklerini gördük. Öyle büyük bir akıl tutulmasıyla karşı karşıyayız ki, cumhuriyeti kurmakla övünen bir partinin genel başkanı çıkıyor, resmen siyasi mandacılık talep ediyor. Cumhuriyet Halk Partisi'nin Genel Başkanı, Gazze soykırımındaki iki yüzlü yayınları sebebiyle itibarını kaybetmiş bir yabancı medya kuruluşundan süklüm püklüm yardım dileniyor. 'Kendimizi terk edilmiş hissettik' diyor Yani, 'Yolsuzluk yapanlara niye destek olmadınız?' demeye getiriyor. Meselenin daha hazin tarafı ise, bu zat ülkesini yabancılara şikayet ederken utanmıyor, yüzü kızarmıyor. 'Ben partimi ve kendimi niye bu hale düşürüyorum' sorusunu sormak aklına dahi gelmiyor. 'Batı'nın en zencisi' deyince de, bu sefer bize kızıyorlar. 'Mandacı' deyince bize öfkeleniyorlar, bize saldırıyorlar. İyi de sizin söylediklerinizin İngiliz Muhipleri Cemiyeti'nden ne farkı var? Ülkesini yabancılara şikayet etmek, Batı'dan medet ummak Türkiye'nin ana muhalefet partisini Genel başkanına yakışıyor mu?. Yüz yıllık Cumhuriyet Halk Partisi'ni sırf yolsuzlukları savunmak adına böyle aciz bir duruma düşürmekten hiç mi hicap duymuyorsunuz? Buradan aziz milletime soruyorum, böyle bir siyasetçi, ülkesinin çıkarlarını emperyalistlere karşı savunabilir mi? Ekranlarda yardım dilenen biri emperyalistler karşısında dik durabilir mi? Elbette duramaz. Savunamaz. Milletin menfaatlerini koruyamaz. Sayın Özel'e bir kez daha kendini toparlamasını, yolsuzlukları aklamak için kendisini bu kadar yormamasını tavsiye ediyorum" dedi.

'AİLELERİMİZİN DE BU ÇABALARIMIZDA DEVLETE DESTEK OLMASI GEREKİYOR'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Demokrasiden, hukuktan, meşru ve makbul çizgiden sapmayacağız. Öfkenin, aklı ve vicdanı esir alan zehirli diline asla bulaşmayacağız. Bizi çekmek istedikleri tuzaklara düşmeyecek, bu kirli oyunlarda aldanan da aldatan da olmayacağız.Tabii ki bu süreçte kamu düzeninin bozulmasına da göz yummayacağız. Yüzünü kapatan, polise saldıran, işinde gücündeki insanlarımıza tebelleş olan kim varsa, emniyet birimlerimiz gerekli müdahalelerde bulunacaktır. Kandırılmış, marjinal örgütlerin pençesine düşmüş dahi olsa bizim millet ve memleket düşmanlarına kaptıracağımız tek bir gencimiz olamaz. Onları da bir şekilde kazanmakla, onları da bir yolunu bulup iyiye, doğruya, ülkesinin ve milletinin safına katmakla mükellefiz. Sivil toplum kuruluşlarımızın yanı sıra, ailelerimizin de bu çabalarımızda devlete destek olması gerekiyor. Ailelerimiz binbir emekle büyüttükleri çocuklarını belediyeleri yağmalayan suç örgütlerinin sinsi planlarında kullandırmasınlar. Ana muhalefet partisini esir almış bir avuç belediye soyguncusunun evlatlarının hayatını karartmasına, paçalarını kurtarmak için evlatlarını canlı kalkan olarak öne sürmesine, ailelerimiz izin vermesinler. Milli irade platformundaki kardeşlerim de bu anlayışla daha fazla gence ulaşmak, daha fazla genci kazanmak için çalışacağınıza inanıyorum Rabb'im yar ve yardımcımız olsun diyorum. Iftar soframızın dokuzuncusunun hayırlara vesile olmasını diliyorum. Bu güzel programın icrasında görev alan herkese, tüm kuruluşlarımıza teşekkür ediyorum. Tekrar buluşmak temennisiyle siz Allah'a emanet ediyorum. Şimdiden ramazan bayramınızı tebrik ediyorum. Rabbim birliğimizi, beraberliğimizi daim eylesin" dedi. (DHA)

Görüntü Dökümü

----

- Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşması

- Genel ve detay görüntüler

=========

4- ÖZGÜR ÖZEL AVRUPA SOSYALİST PARTİSİ (PES) BAŞKANI STEFAN LÖFVEN İLE BİRARAYA GELDİ

Canan İLARSLAN - Ataberk Kurt/İSTANBUL, (DHA)- CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin İstanbul İl Başkanlığında Avrupa Sosyalist Partisi (PES) Başkanı Stefan Löfven ile biraraya geldi.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin İstanbul İl Başkanlığında Avrupa Sosyalist Partisi (PES) Başkanı Stefan Löfven ve ekibi ile bir araya geldi. Görüşme sonrasında Özel ve Löfven ortak basın toplantısı düzenledi. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, "İstanbul İl Başkanlığımızdayız. Avrupa Sosyalist Partisi Başkanı Sayın Stefan Löfven ve heyetini ağırlıyoruz. Bildiğiniz gibi Sayın Stefan Löfven, İsveç’in önceki Başbakanı. Avrupa Sosyalist Partisi Avrupa Birliği’ndeki sol ve sosyal demokrat partilerin çatı örgütü. Avrupa Birliği üyesi ülkelerde bulunan tüm sosyal demokrat, sol ve sosyalist partiler bu çatının altında. Bugün Türkiye’ye gelerek bir dayanışma ziyaretinde bulundular. Heyette genel sekreteri, başkan yardımcıları, Avrupa Parlamentosu üyeleri ve kendi ekibi bulunuyor. Türkiye’deki süreci çok yakından takip ediyor. Ben Türkiye kamuoyuna kendisini şöyle takdim edebilirim. Hem geçmiş dönemlerde başbakanlığı döneminde, hem burada yaptığı görev sırasında Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne tam üyeliği noktasında en gönülden desteği veren, Türkiye’nin iyiliğini en çok isteyen ve Türkiye’yi Avrupa’da en çok savunan siyasetçilerin başında gelir kendisi. Cumhuriyet Halk Partisi olarak Avrupa Birliği tam üyeliği hedefini koyduğumuzda aynı Sosyalist Enternasyonal ve orada başkanlığımızı yapan Pedro Sanchez gibi kendisi de bu süreçte hep Cumhuriyet Halk Partisi’nin bu tezlerini desteklemiştir. Ben ziyaretleri için kendisine çok teşekkür ediyorumö dedi.

'DEMOKRASİ VE İNSAN HAKKI İHLALİ İÇ MESELE DEĞİL'

Özel, “Bugün sabah Alman Sosyal Demokrat Partisi’nin Eş Genel Başkanı Lars Klingbeil ile bir telekonferans görüşmemiz oldu. Kendisi de Almanya’daki koalisyon görüşmelerini sonlandırmak ve partisini iktidara taşımak üzere. Yine Sosyalist Enternasyonal’in Onursal Genel Başkanı George Papandreou, Sosyalist Enternasyonal Başkanı Pedro Sanchez, İngiliz İşçi Partisi’nin önceki Genel Başkanı Jeremy Corbyn’in çok kıymetli destek ve dayanışma mesajlarını alıyoruz bu içinde bulunduğumuz süreçte. Gün boyunca da burada daha önce CNN International ve BBC, Reuters ile yaptığımız görüşmelerin üzerine bugün İngiliz The Times, Fransız Le Monde, Alman DW ve Japon Asahi Gazetesi ile de mülakatlarımız oldu. Zaman zaman iktidara yakın çevreler, onlara yakın kalemler ve bugün iktidardaki partilerin sözcüleri ‘Cumhuriyet Halk Partisi Türkiye’yi dışarıya mı şikayet ediyor?’ diye sözler söylüyorlar. Cumhuriyet Halk Partisi dünyadaki tüm siyasi akrabalarının gösterdiği dayanışma mesajlarını, duygularını kabul ediyor. Eğer konu demokrasi ve insan hakkı ihlalleriyse, bu o ülkenin iç meselesi değildir. Kırgızistan’da Sosyal Demokrat Parti lideri içeri atıldığında da Sosyalist Enternasyonal’i harekete geçirmek için davet eden bendim. Dünyanın neresinde olursa olsun aynı refleksleri veriyoruz" şeklinde konuştu.

'BU ÜLKENİN GELECEĞİ GÜZEL OLSUN DİYEN BİZİZ'

Özel, "15 Temmuz akşamı FETÖ, bir darbe girişiminde bulundu. Hep beraber karşı çıktık. Ertesi sabah Erdoğan, Cumhuriyet Halk Partisi’ne, bizlere 'Sizin dünyadaki bağlantılarınız kuvvetli. Dünyaya derdimizi hep beraber anlatalım, demokrasiye karşı bu darbe girişimini dünyaya duyurun' diye bizden destek istemişti. O günün mağduru, bugünün zalimi olmuş. Bir darbe girişiminde bulunuyor. 19 Mart darbe girişimi. 23 Mart günü 15 milyon sokağa dökülen insan tarafından bu darbe girişimi bastırılıyor. Dünya da soruyor, 'Ne oluyor Türkiye’de? Türkiye’den en bilindik, dünyanın en bilindik metropolüne. 3 imparatorluğa başkentlik etmiş İstanbul’da daha 10 ay önce seçilmiş olan, yüzde 50’nin üzerinde seçilmiş olan, hepimizin tanıdığı Ekrem İmamoğlu’nu hapse atmışlar. Ne oluyor?' diye soruyorlar. Anlatmayacak mıyız? Kurulan kumpası anlatmayacak mıyız? Milli iradeye darbe yapıldığını anlatmayacak mıyız? Boş iddianameleri, boş MASAK raporlarını ve maddi meseleler üzerinden rüşvet yalanları ile kurulan kumpası anlatmayacak mıyız? Özellikle biz Greko kriterlerini savunurken, siyasi ahlak yasasına 'Evet' derken, eğer Erdoğan ‘Siyasi ahlak, etik yasası olursa bir il, bir ilçe başkanı bulamayız’ demişken ve biz bunları savunup, 'Erdoğan siyasi ahlak yasasından kaçıyor' diye Avrupa Birliği’nde serbest dolaşım yok diye, vize serbestisini bu yüzden kaybetmişken, şimdi rüşvetçi biz, siyasi ahlak yasasına aykırı davranan başkan temiz mi olmuş? Sütte leke var, bizim başkanlarımızda leke yok. Ama AK Parti’nin kir göstermediğini düşünüp de bu kadar rahat davranıyorsa, dünyadaki siyasi muhataplarımız biliyor. Türkiye’nin Avrupa’dan serbest dolaşım hakkını, Erdoğan’ın siyasetinin finansmanı ve şeffaf yapılmasını isteyen Greko Kriterlerine uymadığı için olmadığını da biliyorlar.

'ALGI OPERASYONU DÜNYADA DA TUTMADI'

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, “İmamoğlu’na operasyon konusunda Avrupa liderlerine siteminiz olmuştu. Yaptığınız toplantıda bakış açısı ile ilgili bir değişiklik var mı?ö sorusuna şu yanıtı verdi: “O konuda hızlı bir iyileşme var. İlk günlerde yolsuzluk konusu olunca bir tereddüt olup herkes bakmıştı. Şu anda dünyadaki çok çeşitli yerlerden gelen açıklamalarda Türkiye’deki sürecin hukuksuzluğuna yönelik vurgu var. Bu konuyu da değerlendirdik. Örneğin dün Sayın Macron'un açıklaması hem Türkiye’nin çıkarlarını kollayan hem de Avrupa’nın değerlerine vurgu yapan, Türkiye’yi hukukun üstünlüğüne davet eden açıklaması son derece kritik ve önemliydi. Dünyanın dört bir yanından biraz önce de söyledim bugün, bu konuda dayanışma mesajları geliyor. Bu AKP’nin yaratmaya çalıştığı algı operasyonu dünyada da tutmadı artık’’ dedi.

'AVRUPA BİRLİĞİ ÜYELİĞİNİN DE BUNDAN GECİKEREK ETKİLENECEĞİNİ BİLİYORUZ'

Avrupa Sosyalist Partisi (PES) Başkanı Stefan Löfven, "Biz Avrupa Sosyalistler Partisi'nden bir heyet olarak buraya geldik ve CHP'ye olan kararlı desteğimizi göstermek için bugün buradayız. Sadece CHP'ye değil tabii, Sayın Ekrem İmamoğlu'na olan kararlı desteğimizi de göstermek için geldik. Aynı zamanda hapiste olan gazetecileri, avukatları, akademisyenleri de desteklemek üzere burada bulunuyoruz. Şimdi bir ülkede iktidar sahibi siyasi muhalefetini, kuvvetli siyasi muhalefetin temsilcilerini cezaevine kapatıyorsa, gazetecileri yine cezaevine kapatıyorsa, bu demokratik bir hareket değildir. Hiçbir şekilde demokrasi ile bağdaşmaz. Yukarıdaki görüşmede de söyledim, burada bir bireye yapılan kötü muamelenin ötesinde bir durum söz konusu. Bundan kendi ailesinin dışında, içinde bulunduğu toplum, o toplumun içinde bulunduğu ülke, Avrupa dahi toplamında etkilenecektir. Türkiye, Avrupa için son derece önemli bir ülkedir. Türkiye'yi önemli bir takım şartlar da yerine geldiği zaman Avrupa Birliği'nin bir üyesi olarak görmek istiyoruz. Türkiye size söylemek gerektiğinde çok büyük bir ülke. Tabii ki Avrupa için stratejik önem taşıyan bir ülke. Bizim sonuç olarak isteğimiz, Türkiye'yi Avrupa Birliği'nin üyesi olarak görmektir. Fakat Avrupa Birliği üyeliği, çok kritik şartları olan, bir takım geleneklerinin yerine gelmesini mutlaka görmek isteyen bir süreçtir. Bir takım adımların atılması ve tamamlanması gerekir. Uzun bir süreçtir ve içinde bulunduğumuz ortamda siyasi muhalefetin, gazetecilerinin hapse atıldığını gördüğümüz zaman veya gazetecilerin, akademisyenlerin, avukatların hapse atıldığını gördüğümüz zaman, aslında bu sürece ket vuran bir takım adımların olduğunu ve Avrupa Birliği üyeliğinin de bundan gecikerek etkileneceğini biliyoruz" dedi.(DHA)

Görüntü Dökümü:

----------

- CHP İl başkanlığından görüntüler

- Özgür Özel'in konuşması

- Stefan Löfven'in konuşması

============

5- AVCILAR'DA 200 BİN EURO GASBEDEN ŞÜPHELİLER 16 SAATTE YAKALANDI

Ali AKSOYER/İSTANBUL,(DHA) - AVCILAR'da çalıştığı şirkete ait 200 bin euroyu bankadan çeken kişiyi takip eden 2 kişi, para dolu çantayı gasbetti. Polisin etkili çalışmasıyla 16 saatte yakalanan 3 şüpheliden birinin, aynı şirkette sekreter olarak çalıştığı belirlendi. Şüphelilerin evlerinde yapılan aramalarda, çalınan paranın 157 bin euroluk kısmı, şirkette sekreter olduğu tespit edilen şüphelinin evinde bulundu. Emniyetteki işlemlerinin tamamlanmasının ardından adliyeye sevk edilen 3 şüpheli tutuklandı. Yaşanan gasp olayı, güvenlik kameraları tarafından kaydedildi.

Olay 25 Mart'ta Üniversite Mahallesi E-5 Yan Yol Caddesi üzerinde saat 15.30 sıralarında meydana geldi. Çalıştığı danışmanlık firmasına ait 200 bin euroyu bankadan çeken Azerbaycan uyruklu F.S.(27), caddede yürüdüğü sırada kendisini takip eden 2 kişi tarafından yüzüne biber gazı sıkılıp, darbedildi. F.S.'nin elindeki para dolu çantayı gasbeden şüpheliler, olay yerinden kaçtı.

OLAYDAN 16 SAAT SONRA YAKALANDILAR

Olayı görenlerin ihbarı sonrasında mağdur F.S., polise ifade verdi. F.S.'nin ifadesinden yola çıkan İstanbul Emniyeti Asayiş Şube Müdürlüğü Gasp Büro Amirliği ekipleri, güvenlik kamerası görüntüleirni inceleyerek şüphelileri takibe aldı. Olay yerinden kaçan şüphelilerin izlerini kaybettirmek amacıyla 6 kez taksi değiştirdikten sonra Kağıthane ilçesi Çağlayan Mahallesi Zuhal Sokak üzerindeki bir adrese girdikleri tespit edildi. Polisin olaydan 16 saat sonra adrese düzenlediği operasyonda, olaya karışan 2 şüpheli ile birlikte mağdurla aynı şirkette sekreter olarak çalışan Gülşen S. isimli kadın yakalandı. Evde yapılan aramada, çalınan paranın 157 bin euroluk kısmı ele geçirildi.

ŞÜPHELİLER TUTUKLANDI

Gözaltına alınan şüpheliler, Gasp Büro Amirliği'ne getirildi. Yapılan incelemede F.S.'yi gasbeden şüphelilerin Gülşen S.'nin, eşi ve kuzeni olduğu belirlendi. Emniyetteki işlemleri tamamlanan şüpheliler sevk edildikleri adli makamlarca tutuklanarak cezaevine gönderildi.(DHA)

Görüntü Dökümü

------------------

(Güvenlik kamerası)

-Gasp anları

-Şüphelilerin adliyeye sevki

-Ele geçirilen paraların sergi görüntüsü

İlginizi Çekebilecek Diğer Haberler

Sıradaki Haber