DHA İSTANBUL BÜLTENİ - 1

1- İBB'YE YÖNELİK 'YOLSUZLUK' SORUŞTURMASI: 89 ŞÜPHELİYE TUTUKLAMA TALEBİ
İSTANBUL, (DHA)- İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca gerçekleştirilen İBB'ye yönelik 'yolsuzluk' soruşturması kapsamında gözaltına alınan 89 şüpheliden; 5 şüpheli, 'suç örgütü kurmak ve yönetmek', 'rüşvet almak', 'irtikap', 'kişisel verileri ele geçirmek' ve 'ihaleye fesat karıştırmak' suçlarından, 84 şüpheli ise 'suç örgütüne üye olmak', 'rüşvet almak' ve 'rüşvet vermek' suçlarından tutuklama talebiyle sulh ceza hakimliğine sevk edildi.(DHA)
==========
2- İMAMOĞLU HAKİM KARŞISINDA: ÖZEL, YAVAŞ VE DİLEK İMAMOĞLU TEKRAR ADLİYEYE GELDİ
İSTANBUL, (DHA)- İBB'ne yönelik yürütülen 'terör ve yolsuzluk' soruşturmasında tutuklama talebi ile sulh ceza hakimliğine sevk edilen Ekrem İmamoğlu, hakim karşısına çıktı. CHP Genel Başkanı Özel, ABB Başkanı Yavaş ve eşi Dilek İmamoğlu tekrar adliyeye geldi.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne yönelik yürütülen 'terör ve yolsuzluk' soruşturmasında tutuklama talebi ile sulh ceza hakimliğine sevk edilen İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, hakim karşısına çıktı. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Ankara Büyükşehir Belediye (ABB) Başkanı Mansur Yavaş ve Dilek İmamoğlu Saraçhane'den ayrılarak yeniden İstanbul Adalet Sarayı'na geldi.
Görüntü Dökümü:
------------
-Özel, Yavaş ve Dilek İmamoğlu'nun adliyedeki görüntüsü
-Özel'in açıklaması
==========
3- İMAMOĞLU HAKİMLİK SORGUSU TAMAMLANDI
Ahmet Cemil YEŞİLMEN- Ayşe GÜREL- Leyla YILDIZ/ İSTANBUL, (DHA)- İBB'ye yönelik yürütülen 'terör' ve 'yolsuzluk' soruşturmasında tutuklama talebiyle sulh ceza hakimliğine sevk edilen Ekrem İmamoğlu'nun hakimlikteki sorgusu tamamlandı. Duruşma salonunda bulunan CHP Genel Başkanı Özel ve eşi Dilek İmamoğlu Cumhurbaşkanlığı ön seçiminde oy kullanmak için adliyeden ayrıldı.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne yönelik yürütülen 'terör ve yolsuzluk' soruşturmasında tutuklama talebi ile sulh ceza hakimliğine sevk edilen İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun hakimlikteki sorgusu tamamlandı. Hakimlik sorgusu öncesi Saraçhane'de ayrılarak yeniden İstanbul Adalet Sarayı'na gelen CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve eşi Dilek İmamoğlu duruşma salonuna girerken Ankara Büyükşehir Belediye (ABB) Başkanı Mansur Yavaş diğer partililer adliye koridorlarında kararın açıklanmasını bekliyor. Özgür Özel ve Dilek İmamoğlu, Ekrem İmamoğlu'nun hakimlik sorgusunun tamamlanmasının ardından duruşma salonundan çıkarak Cumhurbaşkanlığı ön seçiminde oy kullanmak için adliyeden ayrıldı.
ADLİYE ÖNÜNDE GÜVENLİK ÖNLEMLERİ SÜRÜYOR
İstanbul Adalet Sarayı'nın önündeki Çağlayan meydanındaki güvenlik önlemleri devam ederken hakimlik kararının açıklanmasını bekleyen basın mensuplarının yanı sıra bazı partililerin de bekleyişi sürüyor.
'DESTEĞE GİRDİK, DESTEK GÖRDÜK'
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, “Cumhuriyet Halk Partisi'nin üyeleri ön seçim sandığına gidiyor ama üye olmayan herkes sandıkların yanındaki dayanışma sandığında oyunu kullanabilir, desteğini verebilir. Bütün vatandaşlarımızı davet ediyoruz. Ayrıca birileri ülkenin huzurunu kaçırmaya çalışıyor. Biz dört gece üst üste birlik ve beraberlik içinde ne istediğimizi anlattık. Bütün üyelerimizi ve çok değerli vatandaşlarımızı evlerine, bayrak asmaya, oylarını kullanmaya davet ediyoruz. Üyelerimiz üye olmayanları, haberdar olmayanlara haberdar edip, teşvik edip, kollarına girip, eşlik ederek oy kullanma yerlerine kadar da eşlik edecekler. Ümit ediyorum; Türkiye demokrasi tarihi açısından devrim olarak nitelendirdiğimiz bugünü yüksek bir katılımla birlikte büyük bir başarı ile geçireceğiz. Ben, kurulacak olan milletvekilleri herhangi bir sandıkta kullanabiliyorlar. Ben Saraçhane'de kullanacağım. Dilek hanım kayıtlı olduğu sandıkta kullanmak zorunda. Duruşma salonunda üç avukatla kısıtlı biliyorsunuz hepsi. Biz orada önce bekledik. Ekrem Bey'in ifadesi bittikten sonra hakime hanım davet etti, içeriye girdik. Belli bir süre, bir 5-6 dakika orada birlikte olduk, sohbet ettik. Ekrem Bey her zamanki gibi yüksek moraliyle, motivasyonuyla ailesini en kötüsüne hazırlayıp ama bu sürecin Türkiye için büyük bir başarıya, büyük bir uyanışa sebebiyet verdiğini gördüğünü, bundan mutlu olduğunu söyledi. Kendisini soran herkese selam söyledi. Kendisinin güçlü olduğunu, herkesin güçlü olmasını istedi. Biz içeriye destek olmaya gittik, destek gördük, çıktık hep birlikte" ifadelerini kullandı.
'DİMDİK AYAKTA'
Daha sonra Dilek İmamoğlu, “Ekrem Bey bugüne kadar ne yaptığını çok iyi bilen, attığı her adımı bilinçle atan sorumlu biri. Vatanına, milletine sorumlu. Kendini vatanına, milletine adayan bir insan olarak gayet dimdik ayakta, gönlü rahat, içi rahat. Suçlamalar karşı karşıya kalıyor ama hiçbiri buna değmiyor" dedi. (DHA)
==========
4- İMAMOĞLU'NA 'TERÖR VE YOLSUZLUK' SORUŞTURMASINDA TUTUKLAMA TALEBİ; MAHKEMEYE SEVK YAZILARI ORTAYA ÇIKTI
Ayşe GÜREL-Leyla YILDIZ-Soner HASIRCIOĞLU/ İSTANBUL, (DHA)- İBB'ye yönelik 'terör ve yolsuzluk' soruşturması kapsamında savcılıktaki ifadeleri tamamlanan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, tutuklama talebiyle nöbetçi sulh ceza hakimliğine sevk edildi. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Bürosu ve Örgütlü Suçlar Bürosu tarafından hazırlanan sevk yazıları ortaya çıktı.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne yönelik operasyonlar kapsamında gözaltına alınan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, adliyeye sevk edildi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Soruşturma Bürosu ve Örgütlü Suçlar Bürosu tarafından iki kez ifadesi alınan İmamoğlu, 2 soruşturma kapsamında da tutuklama talebiyle nöbetçi sulh ceza hakimliğine sevk edildi.
TERÖR SORUŞTURMASI
Savcılık sevk yazısında, 'kent uzlaşısı' hakkında toplanan deliller ve adı geçen belediye meclis üyeleri ile ilgili bilgileri tek tek belirtti. Yapılan değerlendirmede, şüpheliler Ekrem İmamoğlu, Resul Emrah Şahan, Mahir Polat ve Mehmet Ali Çalışkan'ın PKK/KCK terör örgütü siyasal alan sorumlularından olan Azad Barış ile yoğun ve süreklilik arz eden irtibatları, örgüt mensubu ile belediye personeli olan tanık beyanlarının içerikleri, mali analiz raporları içerikleri, Azad Barış ile firmaların 'kent uzlaşısı' faaliyetleri ve söylemlerine ilişkin açık kaynak tespit içerikleri, faaliyet doğrultusunda belediyelere sızdırılan belediye meclis üyeleri ve başkan yardımcıları ile personellerden ibaret terör örgütü mensuplarının örgütsel bağlarına dair tespitleri bir arada değerlendiren savcılık, şüpheli İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun seçimlerde belediye meclis üyelerinin kendi onayıyla belirlendiğini söylediğini de dikkate aldı. Şüphelilerin 'kent uzlaşısı' faaliyetlerine bilerek iştirak ettiğini değerlendiren savcılık, PKK/KCK terör örgütüne yardım etme suçunu işlediklerine kanaat getirildiğini belirtti.
Sevk yazısında, şüphelilerden Şişli Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan'ın kullandığı telefonun şifresini polislere vermediğini ve şüpheli Reform Vakfı kurucularından Mehmet Ali Çalışkan'ın polise yanında telefon olmadan teslim olduğunu belirten savcılık, bu şekilde ilişki ve irtibatlarının deşifresini engelleme amacında olduklarına kanaat getirildiği belirtildi. Ayrıca şüpheli Ekrem İmamoğlu'nun ifadesinde hakkında terör örgütü mensubiyeti nedeniyle kamu davası açılan Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer'in seçilmesini kendisinin tavsiye ettiğine dair ifade verdiği de belirtilirken, kuvvetli suç şüphesi ve tutuklama nedenlerinin bulunduğu vurgulandı.
'Terör' soruşturması kapsamında şüpheliler Ekrem İmamoğlu, Mahir Polat, Resul Emrah Şahan ve Mehmet Ali Çalışkan, 'suç örgütü kurma', 'ihaleye fesat karıştırma', 'rüşvet almak' ve 'kişisel verilerin hukuka aykırı ele geçirilmesi' suçlamalarıyla tutuklama talebiyle nöbetçi sulh ceza hakimliğine sevk edildi.
YOLSUZLUK SORUŞTURMASI
Yolsuzluk soruşturmasının 8 Ağustos 2024 tarihinde açılan bir dava kapsamında ifadeleri alınan tanıkların iddiaları üzerine, 18 Ekim 2024'de re'sen başlatıldığının belirtildiği sevk yazısında; basına yansıyan tanık beyanları, MASAK raporları, İçişleri Bakanlığı teftiş raporu, HTS incelemeleri, ihale dosyalarında yapılan ön incelemeler ve vergi inceleme uzman raporunun incelendiği belirtildi. İncelemeler sonrasında şüpheli Ekrem İmamoğlu'nun Beylikdüzü Belediye Başkanlığı döneminden beri yanında bulunan kişileri İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin birimlerinin ve iştiraklerinin başına getirip, birçok belediye iştirakinde usulsüz ihaleler, doğrudan temin ve hizmet alımı nitelikli işler üzerinden 'ihaleye fesat karıştırma', 'nitelikli dolandırıcılık', 'kişisel verileri hukuka aykırı ele geçirme', 'rüşvet' ve 'irtikap' eylemlerini örgütlü bir şekilde işlediklerinin tespit edildiği belirtildi.
Örgütün hiyerarşisinde lider olarak Ekrem İmamoğlu'nun, yönetici olarak ise Murat Ongun'un tespit edildiği belirtilen sevk yazısında, Medya A.Ş. ve Kültür A.Ş. üzerinden ihaleye fesat karıştırıldığı, ihalelere katılan kamu kurumu personeline yönelik dosyalar hazırlandığı, 'kasa' olarak ifade edilen kişilerin iş insanlarına ihale teminatı karşılığında rüşvet verdiği ve irtikap neticesinde elde edilen gayrimenkullerin bu iş insanlarının üzerine yapıldığı belirtildi. Ayrıca örgüt üyesi olarak geçen şüphelilerin belediyeden alacaklarını tahsil etmek isteyen iş insanlarından 'komisyon' adı altında para aldıkları ve menfaatler karşılığında örgüt lideri Ekrem İmamoğlu'nun ortak olduğu şirketler üzerinden kişisel zenginleşmesinin sağlandığı belirtildi.
Belirtilen eylemlerin Ekrem İmamoğlu ve yöneticilerinin emir ve talimatları doğrultusunda, hiyerarşik yapı içerisinde sürekli işlendiğinin tespit edildiği belirtilen sevk yazısında, örgüt kurucu ve yöneticisinin örgütün işlediği tüm suçlardan sorumlu olacağı belirtilerek, şüpheli İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, 'suç örgütü kurma ve yönetme', 'rüşvet almak', 'ihaleye fesat karıştırmak', 'kişisel verileri hukuka aykırı ele geçirme', 'nitelikli dolandırıcılık', 'irtikap', 'suç gelirlerini aklamak', 'haksız mal edinme' ve 'vergi usul kanununa muhalefet' suçlarından tutuklama talebiyle nöbetçi sulh ceza hakimliğine sevk edildi. Soruşturma kapsamında şüpheliler Ahmet Talha Bilgin ve Ahmet Hamdi Çiçek de aynı suçlamalar ile tutuklama talebiyle nöbetçi sulh ceza hakimliğine sevk edildi. (DHA)
=============
4- EKREM İMAMOĞLU'NUN 'YOLSUZLUK' SORUŞTURMASINA İLİŞKİN SAVCILIK İFADESİ ORTAYA ÇIKTI
Ayşe GÜREL-Leyla YILDIZ- Soner HASIRCIOĞLU/İSTANBUL, (DHA) - İSTANBUL Büyükşehir Belediyesine (İBB) yönelik soruşturmalar kapsamında gözaltına alınan ve bugün adliyeye sevk edilen İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun 'yolsuzluk' soruşturmasına ilişkin İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Örgütlü Suçlar Bürosu'nda verdiği savcılık ifadesi ortaya çıktı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Bürosu'ndaki ifadesinin ardından Ekrem İmamoğlu, Örgütlü Suçlar Bürosu'nda ikinci soruşturma ile ilgili ifadesini verdi. İmamoğlu ifadesinde, "Ben fotoğraflar ile ilgili cevap vermek istemiyorum. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanıyım ve Türkiye'de en fazla gündemde olan kişilerdenim. Hayatım halkın arasında geçiyor ve insanlarla ilgili en fazla güvendiğim şey bir kere gördüğüm insanları tanımak, hatırlamak üzerinedir. Ancak listeli bir şekilde fotoğraf tablosunun önüme konularak büyük bir bölümünün benimle çalışan, özel yaşamında benimle ilişkili ve siyasi olarak yol arkadaşı olduğum belli insanların bana sorulmasını şahsıma uygun bir soru yöntemi olarak görmüyorum. Zaten fotoğraflarda olan kişilerle ilişkilerim bellidir ve tespitlidir. Diğerleriyle ilgili tanımadığım insanları gözümle hatırladığım kadarıyla ifade ederek tanımaya çalışacak çaba içerisinde olacak bir kişi değilim" dedi.
'HAYATIM İLE İLGİLİ HİÇBİR HUSUSUN GİZLİLİĞİ OLMAMIŞTIR'
İmamoğlu, "Bir kamu yöneticisi olarak, kamu ahlakına sahip olduğunu iddia eden bir kişi olarak en önemli hususun şeffaflık ve hesap verebilirlik olduğunu çok iyi bilirim. Hayatım ile ilgili hiçbir hususun gizliliği olmamıştır. Hele hele kamu yöneticisi olduktan sonra gizlilik olamayacağını da bilen birisiyim. Ticaretim ile ilgili, ailem ile ilgili tüm hususlar kamuoyunun önünde şeffaf bir biçimde sürmektedir. Üç nesildir ticaretin içinde olan bir insan ve dünyanın en büyük şehirlerinden birinin belediye başkanı olarak kamuda hesap sormanın ve hesap vermenin çoklu yöntemleri varken, 4 gün önce yüzlerce polisin sabah 06.00'da evden bir insanın alınması ve oluşan gündem ile Türkiye'ye büyük bedeller ödetilmesi, ilave olarak da insanların mutsuz ve huzursuz hale getirilmesi ve son olarak mübarek Ramazan ayında kul hakkı yenmesi benim ve milletimin çok ağrına gitmiştir. Üzülerek bir şehrin yollarının kapandığı, giriş, çıkışın denetlenir hale geldiği, koca ilçelerin tümüyle barikatlarla çevrildiği bir ortamın, benimle ilgili soruşturma süreçlerinin ve gözaltına alma eyleminin ne kadar yanlış olduğunun göstergesidir. Doğru yöntemi tercih etmeyip namusuma, haysiyetime leke getirecek uygulamaları yapanların, raporları düzenleyenlerin, Allah'ın verdiği ömür kadar mücadeleme hukuki zeminde sonuna kadar arayacağıma yemin ettim" dedi. (DHA)
===========
5- EKREM İMAMOĞLU'NUN SAVCILIK İFADESİ ORTAYA ÇIKTI
Ayşe GÜREL-Leyla YILDIZ/İSTANBUL,(DHA) - İSTANBUL Büyükşehir Belediyesi'ne(İBB) yönelik soruşturmalar kapsamında gözaltına alınan ve bugün adliyeye sevk edilen İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Bürosu'nda verdiği ifadesi ortaya çıktı. İfadesinde 'Kent Uzlaşısı' kavramını hiç kullanmadığını söyleyen İmamoğlu, "Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorumö dedi.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne yönelik operasyonlar kapsamında gözaltına alınan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, bugün adliyeye sevk edildi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Soruşturma Bürosu'nda saat 22.00 sıralarında başlayan İmamoğlu'nun ifadesi, yaklaşık 2 buçuk saat sürdü. İmamoğlu ifadesinde, 'Kent uzlaşısı' tanımına yönelik olarak, "Ben bahse konu kavramı hiç kullanmadım. Dolayısıyla bu konuda herhangi bir katkım da bulunmamaktadır. Ayrıca başka bir siyasi partiye benim fikri ve söylemsel bir katkım olması düşünülemez. Yukarıda kısmen değindiğim üzere, belediye meclis üyelerinin belirleme yetkisi Cumhuriyet Halk Partisi'nin genel merkezine aittir. Benim bu konuda herhangi bir katkım bulunmamaktadır. Ayrıca duyduğum ve bildiğim kadarı ile DEM Parti haricinde başkaca siyasi partilerden de seçime kısa bir zaman kala istifa edip Cumhuriyet Halk Partisi listelerinden belediye meclis üyeliklerine giren bir kısım meclis üyesi adayı da olmuşturö dediği öğrenildi.
'BİN 500 MECLİS ÜYESİNİN KİM OLDUĞUNU BİLMEM MÜMKÜN DEĞİLDİR'
PKK/KCK terör örgütünün metropol illerde karar alıcı mekanizmalarda yer almasını ve bu şekilde etkinliğinin arttırılmasını sağlama amacıyla 'Kent Uzlaşısı' adı altında terör kaydı olan 18 kişinin Cumhuriyet Halk Partisi'ne üye olduğu ve karar alıcı mekanizmalarda yer almasının sağlandığına yönelik soruyu cevaplayan İmamoğlu, "İlçe Seçim Kurulu ve Yüksek Seçim Kurulu'na bildirilen listelerde bu isimler bulunmasına rağmen, İlçe Seçim Kurulu ve Yüksek Seçim Kurulu bu tespiti yapmayıp, daha sonra bu soruşturma süreçlerinin başlatılmasını, kasıtlı bir yargı üzerinden siyasi müdahale olduğunu tekrar hatırlatmak isterim. Beni ilgilendiren kısmı ise Cumhuriyet Halk Partisinin, İstanbul ve Türkiye'nin muhtelif şehirlerinde, Türkiye'nin hukuken yasal olan siyasi partilerinde geçmişte üye olmuş birçok ismi, 'Türkiye İttifakı' kavramı ile listelerinde göstermiş olduğu gerçeğidir. 39 ilçede yaklaşık bin 500 meclis üyesinin kim olduğu ya da kimlerle iltisaklı olduğu meselelerini bilmem mümkün değildirö dediği öğrenildi.
'TAM HATIRLAYAMAMAKLA BİRLİKTE 10'DAN FAZLA KEZ TOPLANTI YAPTIK'
Eski HDP Genel Başkan Yardımcısı Azad Barış ile ola bağlantısı sorulan İmamoğlu'nun, "Azad Barış isimli şahsı tanıyorum. Azad Barış'Ia tanıştığım yaklaşık 7 yıl içerisinde, sohbet ya da toplantıların hemen hemen tamamında DEM Partili bir kısım milletvekillerinin de olduğu buluşmalar yaptım. Azad bey bu toplantıların tümünde, tam eğitimini bilmemekle beraber sosyolog, siyaset bilimci ve toplumsal siyasi araştırmalar yapan bir kurumun üzerinden değerlendirmeler yapmak ve siyasi açılımlarını paylaşmak adına DEM partili milletvekilleri ile bir araya gelerek bizim de masamızda bulunan bazı arkadaşlarımızla birlikte siyasi değerIendirmelerini dinlediğimiz muhtelif toplantılar yaptığımız şahıstır. Azad bey ile tanıştığım 2019 yılında, eski HDP eş genel başkan yardımcısı idi. Bu toplantıların çerçevesi ağırlıklı olarak, tarihlerde de belirtildiği gibi yerel seçim süreçleri ile ilgilidir. Ayrıca farklı zaman dilimlerinde de farklı gündemlerle, başta genel seçim dönemi olmak üzere değerlendirmeler yapılmıştır. Karşılıklı fikir alış verişlerinde bulunulmuştur. Benzer siyasi periyodlarda başka siyasi partiler ve onlara hizmet eden düşünce kuruluşu, siyasi analiz kurumları ve uzmanlar ile çok farklı buluşmaları yapmış bir kişiyim. Azad Barış ile olan ilişkilim bu çerçevededir. Teknik ve siyasi analiz görüşmeleri ve ağırlıkla farklı seçmen gruplarının eğilimleri ile ilgili görüşmelerdir. HTS ve baz kayıtlarının birlikte alınması bu toplantılarla ilgili sayıyı temsil etmemektedir. Zira bahsi geçen bir kısım adreslerde aynı anda birçok siyasi toplantıları yapmış olduğumuz için ben başka katılımcılarla adresin başka bir bölümünde toplantı halinde olabilirim. Tam hatırlayamamakla birlikte 10'dan fazla kez Azad Barış ve diğer çoğunluğu Dem Parti milletvekili olan gruplar ile birçok toplantı yaptık. Bu toplantıların içeriği tamamen teknik sunumlar ve araştırmalar şeklinde, çoğunlukla ismi geçen Azad Barış tarafından sunumları yapılmıştırö şeklinde cevapladığı öğrenildi.
'BU SÜREÇ TÜRKİYE'NİN İTİBARINI ZEDELEMİŞTİR'
Sorulan sorular dışında ifadesine eklemek istedikleri sorulan İmamoğlu, "19 Mart 2025 sabah saat 06.00 itibari ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanlık konutu kapısına yüzlerce çok sevdiğim polisimizi yığarak, güneş doğmadan, yasaya uygun olmayan bir şekilde gözaltına alınma metodunu kınıyorum. İfade etmeliyim ki, işlemi yürüten polislerin nezaket dışında hiçbir kötü davranışı olmamıştır. Ancak bu talimatı veren kişi ve şurekası Türkiye'ye çok büyük bir bedel ödetmiştir. 4 gündür nezarette bulunan bir kişi olarak yürütülen soruşturmaların içinin boş, ahlak sınırlarını aşan uydurma sorularla dolu, en güçlü dayanağını gizli tanık ifadelerine bağlamış olması ve gözaltına 3-5 gün kala hatalı tespitler içeren MASAK raporlarıyla doldurulmuş, tarihe kara bir leke olarak geçecek süreç yaşatılmıştır. Bu süreç Türkiye'nin itibarını zedelemiştir. Hukuk ve adalet duygularını vatandaş nezdinde yerle bir etmiştir. Türkiye'nin ekonomisini alt üst etmiştir. Gençlerin umudunu perişan etmiştir. Elbette bu süreci yöneten insanlar ve yöneticisinin, hem yüce yaradan huzurunda hem de bu dünyada hukuk önünde hesap vereceği günler yakındır. Aynı kişi ve şürekası yine bir başka Ramazan ayında, 6 Mayıs 2019'da gözünü kırpmadan, kul hakkı yiyerek milletin iradesini gasp etmiştir. 2025 yılına geldiğimizde aradan 6 yıl geçmesine rağmen yediği demokrasi tokadının şiddetini anlayamamış, hala bel altı oyunlarla mert olmayan anlayışı ile milletin iradesini gasp etmeye ve kul hakkı yemeye devam etmektedir. Milletimiz bunu görmektedir. Milletimizin vicdanı ve adaleti bu haksızlığa karşı gereken cevabı mutlaka sandıkta verecektirö dedi.
'SÜRECİN MİLLETİMİZ TARAFINDAN ANLAŞILMASI İÇİN ELİMDEN GELENİ YAPACAĞIM'
İmamoğlu'nun, "Gözaltına alınmadan oluşturulan, uydurma 6 dava ve 30 yıla yakın hapis cezası istemi ile İstanbul Üniversitesi tarafından iptal edilen 31 yıllık diploma ve sadece gözaltından bir gün önce açılan kreşleri kapatmaya yönelik şahsıma tebliğ edilen soruşturma bu kişilerin kötü emellerinin ispatıdır. Ben ülkemiz için büyük tehdit haline gelen sürecin milletimiz tarafından anlaşılması için elimden geleni yapacağım. Dünden bugüne, milyon kat milletimizin gücünü arkamda daha fazla hissediyorum. Cesaretimin tarifini dahi yapamam. Koltuğunu korumak için her şeyi yapmayı kendine hak gören ve milletimize ait olan her şeyin, diplomanın, mülkiyetin, şirketlerin, yeşil alanların, okulların, boğaz kıyılarının kendisine ait olduğunu düşünen bu zihniyetten ülkemizin bir an önce kurtulması şarttır. Aksi takdirde insanlarımızın geleceği tehdit altındadırö dediği öğrenildi.(DHA)
=======
6- SARAÇHANE'DE İZİNSİZ GÖSTERİYE POLİS MÜDAHALE ETTİ
Emre KURT- Dilara ŞAHİN-Mert ORDU /İSTANBUL, (DHA)- Saraçhane'de İBB'ye yönelik soruşturmayı protesto etmek amacıyla izinsiz gösteri düzenleyen gruba, polis biber gazı kullanarak müdahalede bulundu. Taşkınlık yapan bazı kişiler gözaltına alındı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca başlatılan İBB'ye yönelik 'terör ve yolsuzluk' soruşturmalarını protesto amacıyla Saraçhane'de Bozdoğan Kemeri önünde toplanan grup, güvenlik önlemi alan polis ekiplerine meşale, şişe ve yanıcı madde attı. Yürümek isteyen grup ile polis ekipleri arasında zaman zaman arbede yaşandı. Polis ekipleri göstericilere dağılmaları yönünde uyarıda bulundu. Polis uyarıları dikkate almayan gruba gaz kullanarak müdahale etti. Taşkınlık yapan bazı kişiler gözaltına alındı.
Görüntü Dökümü:
---------------------
-Gözaltına alınanlar
-Grubun polise meşale ve yanıcı madde atması
-Polisin önlemleri
-Gösteri yapan grubun
-Gruba gaz atılması
========
7- CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN: CESARETİNİZ VARSA BIRAKIN DEMOKRASİ VE HUKUK İŞLESİN
İSTANBUL (DHA) AK Parti İstanbul İl Teşkilatı İftar programında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan "Belediyelerden nemalanan çıkar şebekeleri CHP'yi yolsuzluk ve rüşvete bulaştırmıştır. Sokaklara çıkarak yanına sol örgütleri vandalları alarak milli iradeye parmak sallama dönemleri geride kalmıştır. Sokak terörü üzerinden siyasete ve adalete istikamet çizmek mazide kalmıştır. Türkiye hukuk devletidir. Cesaretiniz varsa bırakın demokrasi ve hukuk işlesin" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti İstanbul Teşkilatı İftar Programı'n konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan "AK Parti İstanbul İl Teşkilatına ve Başkanlığına bizi bir araya getirdiği için şükranlarımı sunuyorum. 11 ayın sultanı olan Ramazan-ı Şerif-i uğurlamaya hazırlanıyoruz. Bağışlanma ayı olan Ramazan'ı en iyi şekilde idrak etmeye çalışıyoruz. Manevi havasından istifade etme gayreti içerisindeyiz. Yüce Allah tuttuğumuz oruçları kıldığımız namazları katında kabul buyursun. Ramzan Bayramınızı da şimdiden tebrik ediyorum" dedi.
'GAZZE'DE OLUK OLUK MASUM KANI DÖNÜYOR'
Erdoğan "Kan ve gözyaşından beslenen Siyonist Netanyahu yönetimi ateşkesi bozarak soykırımlarına tekrar başladı. Özellikle çocukları hedef alarak özellikler kadınları katlederek Gazze'de oluk oluk masum kanı döküyor. Sahur vaktinde düzenlenen saldırılarda 700'ün üzerinde kardeşimiz şehit oldu"
'GAZZE'DEKİ KARDEŞLERİMİZE YÖNELİK ZULÜM DE PAYİDAR OLMAYACAK'
Cumhurbaşkanı Erdoğan "Vahşetin daha hazin tarafı şudur; Batılı yönetimler başta olmak üzere dünyanın birçok ülkesi barbarlık karşısında büyük bir umursamazlık içindedir. Mazlum Filistinli zalim de İsrail de olunca kullanılan dil de birden değişmiştir. Öldürülen gazeteciler Gazze olunca uluslararası basın kuruluşlarının tavrı anında değişmiştir. İnsan hakları ve özgürlükler konusunda dünyaya ders verenlerin hiçbiri henüz kundaktaki yavruların alçakça öldürülmesine tepki göstermiyor. Türkiye olarak ateşkesin yeniden tesisi ve katliamların son bulması için çok yönlü bir diplomasi trafiği yürütüyoruz. Ramazan Bayramı öncesinde bu çabalarımızı artıracak sürdüreceğiz. Biz Filistin davasına son nefesimize kadar samimiyetle sahip çıkacağız. Hiçbir zulüm payidar olmamıştır. Gazze'deki kardeşlerimize yönelik zulüm de payidar olmayacak kısa zamanda sona erecektir. Suriye'de olduğu gibi Gazze'de de bu karanlık günler karada kalacaktır" ifadelerini kullandı.
'TÜRKİYE GENELİNDE HEPİMİZ SAHADAYIZ'
Erdoğan "Ramazan ayı bizim için milletimizle kucaklaşma vesilesidir. Ramazan ayı boyunca biriktirdiğimiz muhabbet yılın geri kalanında millete hizmet aşkımızı taze tutmaktadır. AK Parti olarak her zaman Ramazan ayı layıkıyla geçirmeye çaba sarf ettik. Türkiye genelinde hepimiz sahadayız. İstanbul teşkilatımızda İstanbullu hemşerilerimizin yanında oldu. İhtiyaç sahiplerinin yanında oldu. Bu nedenle İstanbul'da gecesini gündüzüne katıp canla başla çalışan tüm yol arkadaşlarımıza teşekkürlerimi iletiyorum. Mevla gayretlerini zayi etmesin. Çalışmalarınızda güç kuvvet versin" dedi.
'MİLLETİMİZİ PROVOKE ETMEYE ÇALIŞTILAR'
Cumhurbaşkanı Erdoğan "Bu mübarek günleri milletimizin iç cephesi için fırsata çevirmeye çalışırken ana muhalefet tam tersi bir gündemle hareket ediyor. Önce Suriye'de eski rejim artıklarının çıkardığı olayları bahane ederek ülkemizde mezhepçilik fitnesini alevlendirmek istediler. Alevi canlarımızı kışkırtarak kardeşliğimize adeta pusu kurmaya kalktılar. Birbirimize daha sıkı kenetlenerek bu oyunu boşa çıkardık. Milletimiz CHP'nin Suriye'deki ateşi ülkemizi taşıma tezgahına yine düşmedi. Provokasyonlara gelmedi. Bunla başarılı olamayınca bu sefer yolsuzluk operasyonu üzerinden milletimizi provoke etmeye çalıştılar. 4 gündür milletimizin huzurunu kaçırma, kutuplaştırma adına ne varsa hepsini yapıyorlar. Önlerine geleni hakaret etmekten, polislerimize saldırmaya, yargı mensuplarımıza gözdağı vermekten, sokak terörüyle milli iradeyi baskı altına almaya kadar bunlarda ne ararsan var" dedi.
'SAYIN ÖZEL NEDEN KORKUYORSUNUZ'
Cumhurbaşkanı Erdoğan "Belediyelerden nemalanan çıkar şebekeleri CHP'yi yolsuzluk ve rüşvete bulaştırmıştır. Lafa geldiğinde Atatürk'ün partisi olduğuyla övünenler Gazi'nin emanetini hırsızlara emanet etmişlerdir. Marjinal sol örgütlerin oyuncağı olmuştur. Bakın şunu açık açık söylemeliyiz, yüz binlerce gencin hakkının yendiği diploma oyununun yanında yolsuzlukları ortaya çıkmıştır. Yıllarca beraber yürüdükleri arkadaşlarına sahip çıkamıyorlar. Gençlerin arkasına çıkarak, marjinal sol örgütleri öne sürerek yavuz hırsız misali suçlarını bastırmaya çalışıyorlar. Buradan CHP Genel Başkanı'na soruyorum. Sayın Özel neden korkuyorsunuz, neyden çekiniyorsunuz? Bu panik bu telaş niye? Düne kadar şaibe yok diyordunuz. Düne kadar şeffaflıktan dürüstlükten dem vuruyordunuz. Ne oldu da dizleriniz titremeye başladı" diye konuştu.
'TÜRKİYE HUKUK DEVLETİDİR, CESARETİNİZ VARSA BIRAKIN DEMOKRASİ VE HUKUK İŞLESİN'
Erdoğan "Şimdi kimi tasfiye edecek kimi sırtından hançerleyeceksiniz. Alengirli yollarla şimdi kimin ayağını kaydıracaksınız. Ortaya dökülen bu pislikler sadece bizi ve milletimiz değil CHP içindeki vicdan sahiplerini de rahatsız etmektedir. CHP'ye çökmüş bir avuç para gözün asırlık partiyi parmağında oynatması Gazi'nin emaneti diyerek CHP'ye oy veren insanlarımızı da üzüyor. Samimi CHP'li vatandaşlarımız da İSKİ skandalından 32 yıl sonra aynı rezilliklere tekrar şahit olmayı içlerine sindiremiyor. CHP bünyesini zehirli sarmaşık misali saran bu yağmacılarından temizlenmedikçe siyasi itibarını tekrar kazanamaz. Biz karşımızda CHP'nin mevcut durumu gibi perişan değil kalitemize uygun bir muhalefet görmeyi arzu ederiz. Bir kez daha hatırlatmaktan fayda görüyorum. Sokaklara çıkarak yanına sol örgütleri vandalları alarak milli iradeye parmak sallama dönemleri geride kalmıştır. Sokak terörü üzerinden siyasete ve adalete istikamet çizmek mazide kalmıştır. Türkiye hukuk devletidir. Cesaretiniz varsa bırakın demokrasi ve hukuk işlesin. Bırakın mahkemeler hiçbir baskı altında kalmadan kararını versin. (DHA)
Görüntü Dökümü:
---------
-Erdoğan'ın konuşması
-Genel ve detay görüntüler
======
8- İSTANBUL ADALET SARAYI ÖNÜNDE GÜVENLİK ÖNLEMLERİ ARTIRILDI
Gülseren KARAPINAR-Ulaşcan ÖZER-Özcan KILIÇ/İSTANBUL,(DHA) - İBB'ye yönelik soruşturmalar kapsamında gözaltına alınanların emniyetteki işlemlerinin ardından getirileceği İstanbul Adalet Sarayı'nın önünde güvenlik önlemleri artırıldı.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne (İBB) yönelik soruşturmalar kapsamında gözaltına alınan aralarında İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun da olduğu 91 şüphelinin getirileceği emniyetteki işlemlerinin ardından getirileceği Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı önünde güvenlik önlemleri artırıldı. Çağlayan Meydanı ile Abide-i Hürriyet Caddesi çevresinde bazı noktalar bariyerlerle kapatıldı. Bölgeye TOMA ve çevik kuvvet araçları getirilirken, adliyeye araç giriş çıkışları kapatıldı.(DHA)
Görüntü Dökümü:
------------------------
-Çağlayan adliyesi etrafında güvenlik önlemleri
-Genel ve detay görüntü
(Drone)
-Adliyenin havadan görüntüsü
========
9- İBB GENEL SEKRETER YARDIMCISI MAHİR POLAT'IN EMNİYET İFADESİ ORTAYA ÇIKTI
Ayşe GÜREL - Leyla YILDIZ/İSTANBUL(DHA) - 'Kent Uzlaşısı' soruşturması kapsamında gözaltına alınan İBB Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat'ın ifadesi ortaya çıktı.
DEM Parti ile CHP arasında para trafiği sağladığı iddia edilen Mahir Polat, gizli tanık beyanlarına ilişkin ifadesinde suçlamaları reddetti. Mahir Polat, " Gerçekle uyumlu olmayan bu ifadenin bir hayal ürünü olduğu, hayatını bu kadar göz önünde yaşayan birisi açısından çok rahat gözlemlenebilir" dedi
Polat "HTS kayıtlarının incelenmesi sonucunda terör suçlarından adli/idari işlem kaydı bulunan farklı 116 kişi ile irtibatınızın olduğu anlaşılmış olup, terör suçlarından adli ve idari kaydı bulunan kişilerle irtibatınızın bulunmasının sebebini açıklayınız? sorusuna Polat "GSM hattı bana aittir. İnceleme yapıldığı aralık itibarıyla da kullandığım numaradır. Tespit edilen 116 şahsın isim bilgileri verilmemiştir. Ayrıca bu şahısların adli/idari yönden örgütsel durumlarını bilme imkanım yoktur. Ancak belediyedeki görevimden ötürü çok sayıda insanla irtibatlı olmam normaldir. Belediyeye bağlı Sosyal Hizmetlerde, genel itibarıyla yardıma muhtaç vatandaşların yardım taleplerinin sonucunu öğrenmek ve talepte bulunmak maksadıyla benimle irtibat kurması nedeniyle bu durum tespit edilmiş olabilir. Yine buna benzer, İstanbul'da bulunan ve tahrip olmuş tarihi yapıların düzeltilmesi için kurulan ve yöneticisi olduğum İBB Miras kapsamında da pek çok vatandaş benimle irtibat kurup ihbarda bulunmaktadır. Ayrıca, Hatay depremi sonrasında İBB'ye bağlı Deprem Koordinasyon Birimi'nin başındaydım. Bu koordinasyona bağlı olarak insani, gıda, sağlık, inşaat malzemeleri vb. yardımlar yapılmaktaydı. Bu süreçte de ben ve ekip arkadaşlarım tarafından İstanbul ve diğer illerden, hatta yurtdışından da çok defa arandım. Kullanmakta olduğum numara sosyal mecralarda da paylaşılmıştı. Yine bu nedenle tanımadığım birçok numara tarafından aranmış olabilirim. Ek olarak, Muhtarlıklar Daire Başkanlığı bana bağlı olması nedeniyle muhtarların iletmiş olduğu her türlü yardıma muhtaç insanın durumu iletilmek üzere benimle irtibat kurulmaktadır. Bu irtibat konuları, talep ya da taleplere cevap vermek maksadıyla arama ve aranma şeklinde olmuş olabilir" diye cevap verdi.
Gizli tanığın '2024 Yerel Seçimlerinde DEM Parti'nin seçimlerde CHP'yi desteklemesi için sağlanan para trafiği Murat Ongun tarafından gerçekleştirildi. DEM ile CHP arasındaki bağlantıyı ise Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat ile Şişli Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan ve Ekrem İmamoğlu'nun kurduğu Reform Enstitüsü direktörü Mehmet Ali Çalışkan sağladı. DİAYDER isimli dernek üzerinden alımlara da Mahir Polat aracı oldu. Konu ile ilgili kamuoyuna haberler yansıdı. Dernek kapsamında terör örgütü ile bağlantılı kişiler bulunuyordu' şeklindeki ifadesi üzerine, Polat'a 'Beyanlarda belirtilen para trafiği hakkında bilginiz var mıdır? Beyanlarda geçen paranın kaynağı nedir? Bu şekilde bir maddi kaynak aktarımı oldu mu? Bahse konu para aktarımı ne şekilde, kimler vasıtasıyla, nereye yapılmıştır? Reform Enstitüsü isimli vakıf ne amaçla kurulmuştur? Faaliyetleri nelerdir? Mehmet Ali Çalışkan isimli şahıs kimdir? Bu şahısla ticari, sosyal ve beşeri ilişkiniz nedir? DİAYDER isimli dernek ve bu dernek aracılığıyla işe alınan şahıslar kimlerdir? soruları soruldu.
'PARTİLER ARASI BAĞLATIYI SAĞLADIĞIM İDDİAASINI REDDEDİYORUM'
Polat cevaben, "Para trafiği hakkında herhangi bir bilgim yoktur. Partiler arası bağlantıyı sağladığım iddiasını kesinlikle reddediyorum. Benim siyasi bir konumum yoktur. Bürokrat olarak bir geçmişim vardır. İBB kapsamında bir bürokrat olarak çalışmış ve bu görevler dışında görevi olmayan birisiyim. Benim böylesine iki partiyi yan yana getirebilecek ne bir siyasi geçmişim vardır, ne de böyle bir gücüm vardır. Bu bakımdan gerçekle uyumlu olmayan bu ifadenin bir hayal ürünü olduğu, hayatını bu kadar göz önünde yaşayan birisi açısından çok rahat gözlemlenebilir. Bu süreçte benim siyasetle ilişkili kısa süreli adaylık dönemim, tarihi alanlara olan yetkinliğim ve uzman olmam nedeniyle kamuoyunda oluşan olumlu ilgi ile ilgilidir. Kazanma şansı çok az olan Fatih Belediyesi gibi bir yere aday olmak, benim için siyaseten değil, tarihi bir alanın korunması bakımından siyasi değil, mesleki bir sorumluluk duygusudur. Bütün bunlar düşünüldüğünde, yukarıda tarif edilen siyasi ilişkileri yönetebilecek bir kişi olmayacağım gibi, halihazırda bu kısa süreli adaylıktan sonra tekrar bürokrasiye dönüp herhangi bir yükselme olmadan görevime devam etmekteyim. Reform Enstitüsü'nde Mehmet Ali Çalışkan isimli şahsın çalıştığını bilirim. Ancak faaliyet alanı ve kurucuları hakkında bilgim yoktur. DİAYDER hakkında soruşturma başlatıldığını basından öğrenmem üzerine bu derneği öğrendim. Ancak yapısı hakkında bilgim yoktur. Gizli tanığın beyan ettiği 'dernek üzerinden çalışan aldığım' iddiasını kabul etmiyorum. Soruda geçen inançlara bağlı her türlü imam, gassal vb. personel alımları, belediyeye bağlı Mezarlıklar Daire Başkanlığı uhdesindedir. Ancak benim bu başkanlıkta herhangi bir yetkim ve konumum yoktur. Bu nedenle işe alım konularında herhangi bir bilgim yoktur" ifadelerini kullandı.
'SAMİMİ OLARAK İFADEMİ BEYAN ETTİM'
Polat ifadesinin sonunda, 'Samimi olarak ben ifademi beyan ettim. Hakkımda sosyal medyada ve basında çok sayıda ve uzun süredir beni rencide edecek ve PKK/KCK terör örgütü ile bağlantılı gösterecek haber yapılmaktaydı. Bu durum, beni vatansever ve saygın bir yurttaş olarak yaralamaktaydı. Her şeye rağmen herhangi bir kaçma teşebbüsünde bulunmadım. Gözaltına alınmamdan, ifade sürecine kadar samimi davranışlarda bulundum. İfadem itibariyle, bana sorulan soruların temelsiz ve kamuoyuna yansıyan iddiaları destekler nitelikte olmadığını görünce, suçsuzluğumu, haklılığımı ve adalete inancım dolayısıyla soruşturma makamları ile uyumlu hareket etmemin doğruluğunu görmüş oldum" dedi.
==========