Geri Dön
İstanbulDHA Görüntülü Yurt Haber Bülteni - 8

DHA Görüntülü Yurt Haber Bülteni - 8

DHA Görüntülü Yurt Haber Bülteni - 8

1) EŞİNİ BIÇAKLAYAN KOCA TUTUKLANDI, AVUKATLAR SALDIRIYI KINADI

KAHRAMANMARAŞ'ta, boşanma davası duruşmasından çıkışta eşi Dilber Kılınç'ı (43) bıçaklayarak ağır yaralayan Vedat Kılınç (45), tutuklandı. Kahramanmaraş Barosu avukatları ise adliye önünde saldırıyı kınadı.

Dün sabah saatlerinde boşanma davası duruşmasından çıkan Vedat Kılınç, eşi Dilber Kılınç'ı bıçakladı. Vücuduna aldığı 8 bıçak darbesiyle ağır yaralanan Dilber Kılınç, ambulansla Sütçü İmam Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırıldı. Olayın ardından Vedat Kılınç, polis tarafından gözaltına alındı. Yoğun bakım ünitesinde tedaviye alınan Dilber Kılınç'ın hayati tehlikesi devam ederken, eşi Vedat Kılınç ise emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildi. Vedat Kılınç, savcılık sorgusunun ardından çıkarıldığı nöbetçi hakimlik tarafından 'eşe karşı kasten öldürmeye teşebbüs' suçundan tutuklandı.

Kahramanmaraş Barosu avukatları ise öğle vakti kadına yönelik şiddeti protesto etmek için adliye önünde bir araya geldi. Ellerinde dövizler taşıyan avukatlar adına gazetecilere açıklama yapan Kahramanmaraş Barosu Kadın Hakları Komisyonu Başkanı Aysın Bilginer, Türkiye'de kadına şiddetin; kadının yaşam ve beden hakkına zarar verecek şekilde dün bir kez daha yaşandığını belirterek, "İlimiz adliye binası önünde boşanma aşamasındaki kadınımız duruşma sonrası eşi Vedat Kılıç tarafından vahşice duygularla bıçaklı saldırıya uğramıştır. Üzüntümüzün, öfkemizin tarifi yok. Duyduğumuz her cinayet ve şiddet haberinin bu yaşananları sıradanlaştırmaya ve kabullenmeye yönlendirmesine izin vermeyeceğiz. Etkin olarak uygulanmayan kadına karşı şiddetle mücadele süreçlerinin, yaşanan cinayetleri ve şiddeti normalleştirmesine göz yummayacağız" dedi. Son zamanlarda Türkiye'de kadına yönelik şiddetin gittikçe arttığına dikkat çeken Avukat Aysın Bilginer, "Yaşanılan elim olaylar azımsanamaz, küçümsenemez, münferit kabul edilemez. Kadın cinayetlerindeki ve kadına yönelik şiddetteki korkunç artış, kadın üzerinden yürütülen yanlış politikaların sonucudur. Cezasızlık politikalarına derhal son verilmelidir. 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına karşı şiddetin önlenmesine dair kanunun etkin şekilde istisnasız olarak uygulanması gerekliliği hayati önem taşımaktadır" diye konuştu.

Görüntü Dökümü

------------------------

- Avukatların adliye önünde toplanması

- Aysın Bilginer'in açıklama yapması

- Avukatların yürümesi

- Baroda toplanması

- Avukatlardan detay

- Dövizlerden detay

Haber-Kamera: Ömer KOÇ-KAHRAMANMARAŞ-DHA

========================================

2) PROF. DR. ŞENER, YAŞLILARDA AŞILAMANIN ÖNEMİNE DİKKAT ÇEKTİ

TÜRKİYE'de ortalama yaşam süresi 2000 yılından bu yana, OECD verilerine göre yüzde 12,46'lık bir artışla 78,1'e yükseldi. Türkiye'nin artık yaşlı bir ülke olduğunu söyleyen İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nden Prof. Dr. Alper Şener, bazı aşıların yaşlılarda unutulmaması gerektiğine dikkat çekerek, "Yaşlılarımıza ne kadar fazla yatırım yaparsak onları ne kadar el üzerinde tutarsak, aşılamalarla ne kadar uzun süre korursak birlikte yaşamaya devam ederiz" dedi.

Türkiye'de 2000 yılında 69,45 ortalama yaşam süresi günümüzde 12,46'lık bir artışla 78,1'e yükseldi. Güney Afrika, yüzde 12,97'lik artışla ilk sırada yer alırken Türkiye ise yaşam süresinin uzadığı ikinci ülke oldu. Dünyada genel anlamda pek çok ülkede beklenen yaşam süresinin uzadığına dikkat çeken İzmir Katip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Alper Şener, Dünya Sağlık Örgütü'nün (DSÖ) 65 yaş üstünü yaşlı, 75 yaş üstünü ise ileri yaşlı grup olarak ayırdığı için beklenen yaşam süresinin uzamasıyla birlikte yaşlı popülasyonun, normal popülasyona oranının da matematiksel olarak arttığını ifade etti. Türkiye'nin yaşam süresi en çok artan ülkeler arasında olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Şener, "OECD ülkeleri ve Birleşmiş Milletler, 2000'li yıllarla bundan sonraki 20 yıllık periyodu düzenli olarak yaşlı popülasyon açısından takip ediyor. Bu bütün dünyaya has bir takip. Sistematik olarak baktığınızda, 65 yaş üstündeki beklenen yaşam süresi en fazla uzayan ülkeler içerisindeyiz. Bunun pek çok faktörü olabilir. Değişen yaşam şartları, iyileşen beslenme koşulları, beraberinde beklenen yaşam süresini Türkiye dahil pek çok ülkede uzattı. Ama Türkiye'yi diğer ülkelerle kıyasladığınız zaman dünya klasmanında ilk ikideyiz. Bizim önümüzde Güney Afrika Cumhuriyeti var. Türkiye'de yüzde 12 civarında bir artış olmuş. Bu aslında büyüklerimiz açısından iyi. Sağlık açısından iyi mi kötü mü? Bu tamamen büyüklerimize yapacağımız yatırımla ilgili. Yaşlılarımıza ne kadar fazla yatırım yaparsak onları ne kadar el üzerinde tutarsak, aşılamalarla ne kadar uzun süre korursak birlikte yaşamaya devam ederiz" dedi.

'ERİŞKİN BAĞIŞIKLAMASI İÇİN STRATEJİ LAZIM'

Türkiye'nin gerek Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), gerek OECD gerekse de Birleşmiş Milletler istatistiklerine göre yaşlı bir ülke olduğunu dile getiren Şener, "Sokakta gördüğümüz 10 kişiden bir tanesi 65 yaş üstündeyse bu artık yaşlı bir ülke olduğumuzu gösterir. Bunun dezavantajı var. Ciddi bir geriatrik ve yaşlı popülasyonumuz var. Bu yaşlı popülasyonun bakıma muhtaç olma durumu var. Ayrıca 65 yaşın üstünde bulaşıcı hastalıkların daha sık görülmesi durumu var. 65 yaş üstündeki grup bir ülkede ne kadar genişse dolayısıyla bulaşıcı hastalıklarla karşı karşıya kalma riski yüksek. Her ülkenin kendine göre her yaş grubu için bağışıklama, aşılama stratejisi var. Türkiye çocukluk çağı aşıları açısından kapsayıcılık oranı oldukça yüksek olan ülkelerden biri. Çocukluk çağı için bir projeksiyon ve hedefimiz var. Ama erişkin bağışıklaması için de bir strateji ve takviminizin olması lazım. Türkiye'de maalesef şu anda rutin olarak erişkin bağışıklaması diye bir kavram yok" dedi.

50 YAŞIN ÜSTÜNE ZONA AŞISI

Pandemi döneminde ileri yaş grubunun titizlikle korunmasına bağlı, hastaneye ve yoğun bakıma yatışı az olan grup olduğunu söyleyen Prof. Dr. Şener, koronavirüs sürecinin durağan seyretmesine bağlı olarak ağır seyreden hastalıklar yönünden de strateji belirlenmesi gerektiğini belirtti. Mevsimsel influenza ve zatürre aşılarının ileri yaş grubuna, zona aşının ise 50 yaşın üzerindekilere yapılmasını öneren Şener, şöyle devam etti: "Zonanın özellikle 50 yaşın üstünde ağır seyretme riski çok fazla. Zona baş boyun bölgesini tuttuğu zaman beyin, göz iltihabı, göz kayıpları, yüz felçleri gibi tablolara sebep oluyor. Zona hastalığı geçirdikten sonra yıllarca devam eden kas, eklem, cilt ağrıları ve uzun süren ağrıya bağlı psikolojik bozukluklar, uykusuzluklar yaşayanları görüyoruz. Bu atakları önlediği için zona gibi bir aşının da 65 yaş üstü grupta değerlendirilmesi lazım. Özet olarak 65 yaş üstüne korona aşılarının güncellenmesi gerekir. Grip aşılarının da mutlaka 15 Kasım'dan önce yapılması önemli." (DHA)

Görüntü Dökümü

----------------------------

-İzmir Katip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Alper Şener ile röp.

-Prof. Dr. Alper Şener'den detay görüntü,

Haber: Nevra UÇKAÇ- Kamera: Gökhan KILIÇ / İZMİR, (DHA)

========================================

3) TEKİRDAĞ'DA YAPI DENETİM FİRMASI ÇALIŞANLARI, 4 GÜN İŞ BIRAKMA KARARI ALDI

TEKİRDAĞ Yapı Denetim Birlik Başkanı Yener Akbaş, denetim için gittikleri bir inşaatta projeye aykırı işlem yapıldığını görünce uyardıkları çalışanlar tarafından demir ve kalaslarla saldırıya uğradıklarını belirtip, bir daha böyle olayların yaşanmaması için 4 gün iş bırakma kararı aldıklarını söyledi.

Tekirdağ Yapı Denetim Birlik üyesi olup, yapı denetim firmalarında çalışan inşaat mühendisleri, geçen günlerde denetime gittikleri bir inşaatta projeye aykırı işlem yapıldığı görünce uyardıkları çalışanların demir ve kalaslı saldırısına uğradı. Darbedilen birlik üyeleri, bu tür saldırıları dikkat çekmek için Tekirdağ'da bugünden itibaren 4 gün iş bırakma kararı aldı.

'SESİMİZİ DUYURMAK İÇİN EYLEM YAPIYORUZ'

Tekirdağ Yapı Denetim Birlik Başkanı Yener Akbaş, yapı denetim firmalarında çalışanlarının maruz kaldığı şiddet olaylarına karşı iş bıraktıklarını ifade etti. Son yıllarda mimar ve mühendislere karşı meydana gelen şiddet olaylarına dikkat çekmek için eylem yaptıklarını kaydeden Akbaş, "Bu sene içerisinde özellikle ülkede daha değişik illerimizde de şiddet vakaları denetleme yapan ekiplerimize karşı vuku buldu. Geçtiğimiz bir ay içerisinde Tekirdağ'da bu artan eylemlere binaen biz de sesimizi duyurmak ve belki bakanlığımızın ve diğer kurumlarımızın dikkatini çekmek için eylem gerçekleştiriyoruz" dedi.

'ACİL OLANLAR DIŞINDA BETON DÖKÜMÜNE İZİN VERMEYECEĞİZ'

Akbaş, 10 Ekim'de başlayan eylemlerinin 14 Ekim'e kadar süreceğini kaydederek, "Son 1 ayda yapı denetim firması çalışanları ölümcül neticelere varan boyutlarla karşılaşıyorlar. Acil olan görevlerini yerine getirmeye devam edeceğiz. Onun dışında beton dökümüne izin vermeyeceğiz. Bu ustalarımızdan müteahhitlerimize varana kadar hepsini dikkatini çeksin. Toplumun bu konuya eğilip, bakmasını istiyoruz. İlk defa deprem olmadan böyle konular konuşulmaya başladı. Bu olumlu bir gelişme; bilinçlendiğimizi gösteriyor. Mimar ve mühendislerimizin bu işe ne kadar sahip çıktığını gösteriyor. Amacımız ise buna dikkat çekmektir" diye konuştu.

'DEMİR ANAHTAR İLE KAFAMA VURULDU'

İnşaat mühendisi Kaan Değirmenci, inşaatın her aşamasından sorumlu olduklarını belirterek, "Bilindiği üzere ülkemiz, deprem ülkesi. Depremlerde can kaybının sıfıra indirilmesi için sahada denetimler yapmaktayız. Temelden çatıya kadar yapılan inşaatın her türlü denetimini üstlenmekteyiz. Bu denetimler esnasında demir donatı imalatında bulduğum bir eksik üzerine ustaya bu eksiği söylemem üzerine bağırıp, çağırmaya başladı. Olayın uzamaması için araba giderken demir anahtar ile kafama vuruldu. Daha sonra birileri gelip, ayırana kadar beni darbettiler. Depremde insanlar can kaybı yaşamasın diye uğraşırken kendi canımızdan oluyorduk. Artık bu tip olaylara dur demek istiyoruz. Ülkemizde kentsel dönüşümler mevcut. Bu olaylara dur diyemezsek, imalatları düzeltemezsek, kentsel dönüşüme muhtaç şehirler inşa ederiz" dedi.

'İŞÇİLER, İŞÇİLİKTEN ÇALIYORLAR'

İnşaat mühendisi Cihan Özçelik de kendisinin de şiddet eylemleriyle karşılaştığını anlatarak, "Tekirdağ özelinde konuşmak gerekirse artık müteahhitler, malzemeden ve demirden çalma eğilimde değiller. Çünkü yasalar önünde ciddi sorumlulukları var. Bununla alakalı farklı problemler var. İşçiler, işçilikten çalıyorlar. Piyasada azalan işçi sayısından dolayı birçok işçi, birden fazla iş aldığı için her birine yetişmek için yaptıkları işi yarım yarım yapıyorlar. Bir binayı ne kadar hassas tasarlarsanız da eğer uygulamada tasarlandığı gibi imal edilmezse, bu bir yapı elamanına sebep oluyor. Yapı elemanı da sistemin tamamının düzgün çalışmamasına sebep olur. Gittiğimiz şantiyelerin yüzde 50'sinde bu tip problemlerle karşılaşıyoruz. 1 ay evvel bir inşatta saldırıya da uğradık. İşçilik kaynaklı bir sebep var. İşçiler, müteahhidin demiri tam almasına rağmen eksik kullanıyorlar, işçilik maliyetlerini de azaltmak istiyorlar. Bunu kabul etmediğimiz için bizi darbettiler. Tekirdağ'ın Kahramanmaraş ve Hatay gibi olmaması için çalışmaya devam edeceğiz. Halkımızın, ülkemizin bir daha böyle acılar yaşamaması için elimizden geleni yapmaya mühendislik yemini ettik. Mühendislik mesleği, bizim onurumuzdur. Kimsenin endişesi, şüphesi olmasın. Tekirdağ genelinde bu işi yapmaya devam edeceğiz" diye konuştu.

Görüntü dökümü

----------------------

-İşçilerin yapı denetimcilere saldırması

-İşçilerin yapı denetimcileri kovalaması

-Yapı denetimcilerin iş bırakması

-Tekirdağ Yapı Denetim Birlik Başkanı Yener Akbaş röp.

-İnşaat mühendisi Kaan Değirmenci röp.

-İnşaat mühendisi Cihan Özçelik röp.

-Detaylar

Haber-Kamera: Onur KAYA/ÇERKEZKÖY(Tekirdağ), (DHA)

========================================

4) AYVALIK TABİAT PARKI'NDA DENİZ DİBİNİ KORUYACAK BİR ADIM OLAN TEKNE BAĞLAMA SİSTEMİ TANITILDI

BALIKESİR'in Ayvalık ilçesinde, 'Denizel İstilacı Yabancı Türler Projesi' kapsamında hazırlanan 'Ayvalık Adaları Tabiat Parkı Denizel Alanı Tekne Bağlama Sistemi' tanıtıldı. Cumhuriyet Meydanı'nda proje hakkında bilgi verildikten sonra tonozlu şamandıraların yerleştirildiği adalar ziyaret edilerek çalışma yerinde incelendi. Doğa Koruma ve Milli Parklar (DKMP) Genel Müdürü Kadir Çokçetin, Tekne Bağlama Sistemi ile alandaki deniz çayırları tahribatının yüzde 50 oranında azaltılması, deniz tabanında oluşabilecek fiziksel hasarın engellenmesi ve deniz turizminin çevresel sürdürülebilirliğinin sağlanmasını hedeflediklerini belirtirken, Ayvalık Kaymakamı Hasan Yaman da projeyle su altı zenginliğiyle dünyadaki nadir türlerinin görüldüğü yerlerden biri olan Ayvalık'taki tehlikenin projeyle bertaraf edilmiş olacağını söyledi.

İstilacı yabancı türlerin önlenmesi ve deniz- kıyı ekosistemlerinin direncinin arttırılması amacıyla Tarım ve Orman Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar (DKMP) Genel Müdürlüğü'nün, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) iş birliği ve Küresel Çevre Fonu (GEF) finansal desteği ile yürüttüğü 'Denizel İstilacı Yabancı Türler Projesi' kapsamında Doğa Araştırmaları Derneği'nin çalışmasıyla 'Ayvalık Adaları Tabiat Parkı Denizel Alanı Yönetim Planı' hazırlandı. Yönetim planı faaliyetleri kapsamında teknelerin çapalamalarından kaynaklanan deniz tabanı ve deniz çayırı tahribatının önlenmesi ve istilacı deniz üzümünün yayılımını engellenmesi için 50 adet tonozlu şamandıradan oluşan tekne bağlama sisteminin kurulumu için Ayvalık adalarında yapılan çalışmalar 16 Eylül itibariyle tamamlandı. Sistemin tanıtılması için Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürü Kadir Çokçetin'in katılımıyla Ayvalık'ta tanıtım etkinliği düzenlendi. Cumhuriyet Meydanı'nda proje hakkında bilgi verildikten sonra tonozlu şamandıraların yerleştirildiği adalar ziyaret edilerek çalışma yerinde incelendi. Proje tanıtım etkinliğine Ayvalık Kaymakamı Hasan Yaman, DKMP Genel Müdürü Kadir Çokçetin, DKMP Genel Müdür Yardımcısı Ergül Terzioğlu, UNDP Türkiye Mukim Temsilcisi Louisa Vinton, Doğa Araştırmaları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Figen Ant katıldı.

'MODEL BİR UYGULAMA NİTELİĞİNDE'

Projeyle ilgili bilgi veren DKMP Genel Müdürü Kadir Çokçetin, "Son yüzyılda dünya nüfusundaki hızlı artış, iklim değişikliği, çevre kirliliği, kaynakların aşırı ve sürdürülemez kullanımı yaşam alanlarını ciddi şekilde tahrip etmiş ve bu durum insan yaşamını tehdit eder hale gelmiştir. Bugün yeryüzündeki biyoçeşitlilik insanlık tarihinde görülmemiş bir hızla azalmaktadır. İstilacı yabancı türler de son zamanlarda ekosistemleri ve biyoçeşitliliği tehdit eden en önemli konulardan biridir. Türler çağlar boyunca doğal mekanizmalarla yeni ortamlara yayılmıştır. Ancak günümüzde türler, deniz ticareti ve taşımacılığı gibi insan faaliyetleri yoluyla oldukça hızlı bir şekilde yeni ortamlara taşınmaktadır. Genel Müdürlüğümüz ve Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı'n (UNDP) ortaklaşa yürüttüğü 'Önemli Deniz Biyolojik Çeşitlilik Alanlarında İstilacı Yabancı Türlerin Tehditlerin Değerlendirilmesi Projesi' kapsamında, Ayvalık Adaları Tabiat Parkı Denizel Alanında istilacı yabancı türlerin önlenmesi, kontrolü ve yönetimine ilişkin tedbirlerin belirlendiği bir yönetim planı hazırlanmıştır. Bu yönetim planı faaliyetlerinden biri de; turistik gemi güzergahındaki koylar ve adalar çevresinde, Deniz çayırlarının çapalama kaynaklı tahribatının ve istilacı Deniz üzümünün yayılımının önlenmesi amacıyla, 50 adet tonozlu şamandıradan oluşan bir tekne bağlama sistemi kurulması ve saha denetiminde kullanılacak bir kontrol teknesinin alınması faaliyetidir. Bölgedeki deniz ekosistemini, özellikle deniz çayırlarını koruma amacı taşıyan bu Tekne Bağlama Sistemi projemizin önemli bir bileşenidir. Ayrıca denizel biyoçeşitliliğin sürdürülebilirliği ve deniz tabanında meydana gelebilecek tahribatların önlenmesi açısından da model bir uygulama niteliğindedir" dedi.

'DENİZ TABANINDA OLUŞABİLECEK FİZİKSEL HASARIN ENGELLENMESİ HEDEFLENİYOR'

Çokçetin, şöyle devam etti: "Tekne Bağlama Sistemi kullanımı ile alandaki deniz çayırları tahribatının yüzde 50 oranında azaltılması, deniz tabanında oluşabilecek fiziksel hasarın engellenmesi ve deniz turizminin çevresel sürdürülebilirliğinin sağlanması hedeflenmektedir. Tekne sahipleri de bu sistemi kullanarak denizel ekosistem tahribatının engellenmesine katkıda bulunacaklardır. Genel Müdürlüğümüzce Ülkemizin zengin biyoçeşitliliğinin korunması, sürdürülebilir yönetiminin sağlanması ve gelecek nesillere aktarılabilmesi için, sadece karasal alanlarda değil denizel alanlarda da çalışmalara devam edilecektir. Ayvalık Adaları Tabiat Parkı; 21 Nisan 1995 tarihli Bakanlar Kurulu kararı ile tabiat parkı ilan edilen, Balıkesir'in Ayvalık ilçe sınırlarında yer alan ve Ayvalık adalarının 19'ini kapsayan tabiat parkıdır. 13 bin 969 hektarı deniz olmak üzere 17 bin 950 hektar alana sahiptir. Ayvalık Adaları Tabiat Parkı denizel alanı, Türkiye'nin kuzeybatısında Ege Denizi'nde yer alan zengin bir biyolojik çeşitliliğe sahip önemli bir bölgedir" diye konuştu.

'ÇAPA ATMAK YERİNE TONOZLU ŞAMANDIRALARA BAĞLAMAYLA TAHRİBAT AZALTILACAK'

Doğa Araştırmaları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Figen Ant da konuşmasında bahse konu yönetim planı faaliyetleri kapsamındaki 16 Eylül 2024 tarihi itibariyle tamamlandığını belirtip, "Bu çalışma ile bu bölgeleri ziyaret eden teknelerin deniz çayırları üzerine çapa atmak yerine tonozlu şamandıralara bağlamayı tercih etmeleri ile tahribat baskısının azalması ile birlikte biyoçeşitliliğimizin tahribatının önüne geçilmesini hedefliyoruz" dedi. UNDP Türkiye Mukim Temsilcisi Louisa Vinton da konuşmasında, sağlıklı ekosistemlerin, deniz üzümü gibi istilacı türler tarafından bozulabilen ve bozulması halinde feci sonuçlara yol açabilen hassas bir dengeye sahip olduğuna dikkat çekip, "Ayvalık'taki ve diğer denizel alanlardaki çabalarımızın amacı, doğal dengeyi sürdürülebilir bir şekilde yeniden sağlamak" diye konuştu.

'TEHLİKE BERTARAF EDİLMİŞ OLACAK'

Ayvalık Kaymakamı Hasan Yaman da projenin hayırlı olmasını dileyip, "Ayvalık ülkemizin hatta dünyanın en güzel ilçelerinden biri. Aynı zamanda da su altı zenginliğiyle dünyanın nadiri türlerinin görüldüğü yerlerden biri. Projeyi bu anlamda da çok önemli çünkü kırmızı mercanlarıyla diğer su altı bitkileriyle bilinen ilçemizde biz de tehlike ile karşı karşıyaydık. Bu proje ile bu tehlike bertaraf edilmiş olacak" dedi.

Görüntü Dökümü

----------------------

-Projenin tanıtımından görüntü

-Tonozlu şamandıraların yerleştirildiği adalar ziyaret edilerek çalışma yerinde incelenmesinden görüntü

-Ayvalık Kaymakamı Hasan Yaman'ın konuşması

-DKMP Genel Müdürü Kadir Çokçetin'in konuşması

-Doğa Araştırmaları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Figen Ant'ın konuşması

-UNDP Türkiye Mukim Temsilcisi Louisa Vinton'un konuşması

Haber - Kamera: Kadri KAYA / AYVALIK, (Balıkesir), (DHA)

========================================

5) OTOMOBİLDEN TABANCAYLA ATEŞ AÇAN 2 KİŞİ YAKALANDI

BURDUR'da seyir halindeki otomobilde tabancayla ateş ettiği anları sosyal medyada paylaşan 2 kişi polis tarafından yakalandı.

Bucak'ta seyir halindeki otomobilden tabancayla rastgele ateş açan 2 kişi çektikleri görüntüyü sosyal medyada paylaştı. Burdur İl Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri kimliğini tespit ettiği kişileri gözaltına aldı. Emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen şüpheliler serbest bırakıldı. (DHA)

Görüntü Dökümü

------------------------

-Sosyal medya paylaşımı

-Adliyeye çıkarılan şüpheli

Haber-Kamera: Mesut MADAN/BURDUR, (DHA)

========================================

6) SİVAS'TA SANAYİ SİTESİNDEKİ 3 DÜKKANIN ÇATISI YANDI

SİVAS'ta, sanayi sitesi içinde bitişik haldeki 3 dükkanın çatısında yangın çıktı. Yangın kısa sürede itfaiye tarafından kontrol atına alınırken, 3 kişi dumandan etkilendi.

Yangın, saat 14.00 sıralarında Mehmet Akif Ersoy Mahallesi'nde bulunan Ata Sanayi içerisinde bitişik haldeki bulunan Y.Ö., S.K., ve A.İ.'nin işlettiği 2 oto tamiri ile 1 oto yıkama dükkanının çatısında çıktı. Henüz belirlenemeyen bir nedenden dolayı çıkan yangını görenler durumu itfaiye ve sağlık ekiplerine bildirdi. Olay yerine gelen Sivas Belediyesi İtfaiye ekipleri yangına müdahale etti. Yangın yaklaşık yarım saat süren çalışmanın ardından kontrol altına alındı. Yangına müdahale etmeye çalışan dükkan çalışanlarından 3 kişi dumandan etkilendi. Olay yerine gelen ambulansta ilk müdahaleleri yapılan 3 kişi Numune Hastanesi'ne kaldırılarak tedaviye alındı. Sağlık durumlarının iyi olduğu öğrenildi. Yangında çatısında hasar oluşurken, çıkış nedenini tespit için soruşturma başlatıldı. (DHA)

Görüntü Dökümü

-----------------------

-Yangın görüntüleri

-İtfaiye ekiplerinin çalışmaları

-Detaylar

Haber: Hüsnü Ümit AVCI /SİVAS, (DHA)

========================================

7) ÇORUM'DA KUYUYA DÜŞEN 2 YAVRU KÖPEK KURTARILDI

ÇORUM'da toprak zeminde açılan kuyuya düşen iki yavru köpek, belediye ekipleri tarafından kurtarılarak tedavi altına alındı.

Yaydiğin Köyü civarından gelen bir ihbarı değerlendiren Çorum Belediyesi İtfaiye Müdürlüğü ekipleri, 2 yavru köpeğin toprakta oluşan kuyuya düşerek mahsur kaldığını tespit etti. Yaklaşık 2 metre derinlikte olduğu tespit edilen kuyudan yavru köpekleri kurtarmak için kepçe yardımı istendi. İtfaiye ekiplerinin yaptığı 3 saatlik titiz çalışmanın ardından yavru köpekler mahsur kaldıkları yerden kurtarıldı. Ekipler kurtardıkları köpekleri Çorum Belediyesi Veteriner İşleri Müdürlüğü'ne bağlı Sahipsiz Sokak Hayvanları Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi'ne götürerek tedavilerini yaptırdı. Köpeklerin sağlık durumlarının iyi olduğu öğrenildi. (DHA)

Görüntü Dökümü

-----------------------

-İtfaiye ekiplerinin yavru 2 köpeği kurtarmasından görüntüler

-Veteriner ekibinin tedavi etmesinden görüntüler

-İtfaiye ekiplerinin kurtarılan köpeklere elleriyle su içirilmesinden görüntüler

-Genel detaylar

Haber: Yusuf ÇINAR-ÇORUM-DHA

========================================

İlginizi Çekebilecek Diğer Haberler

Sıradaki Haber