ÇANAKKALE - Alexandria Troas Antik Kenti'nde, 1800 yıllık mimari yapılar gün yüzüne çıkarılıyor
ÇANAKKALE Boğazı'nda, Ezine ilçesi Dalyan köyü yakınındaki 2 bin 400 yıllık liman kenti Alexandria Troas Antik Kenti'nde, devam eden kazı çalışmalarında 1800 yıllık mimari yapılar gün yüzüne çıkarılıyor. Kazı Başkanı Prof. Dr. Erhan Öztepe, "Bu anlamda 1800 yıl öncesinden başlayıp belki 300-400 yıl içerisinde değişimler gösteren yapılar grubunun bir bölümünü gün ışığına çıkarmaya başladık. Küçük buluntular olarak dönemleri hakkında bilgi verecek büyük ölçüde korozyona uğramış olan sikkelerin yanı sıra yoğun seramik ve üst yapıya ilişkin çatı kiremitleri yer alıyor. Çeşitli iskan evrelerini, buluntu gruplarını değerlendirip tespit edebiliyoruz" dedi.
Dalyan köyü yakınında yer alan ve 2 bin 400 yıllık liman kenti olan Alexandria Troas Antik Kenti'nde bu yılki kazı çalışmaları, 25-30 kişilik bir ekibin katılımıyla sürüyor. Ankara Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erhan Öztepe koordinesindeki kazılar, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü'nün izniyle ve maddi desteğinin yanı sıra Çanakkale Valiliği, Türk Tarih Kurumu, Ankara Üniversitesi ve İÇDAŞ A.Ş. desteğiyle gerçekleştiriliyor. Bu yılki kazı çalışmalarında kentin 1800 yıllık mimari yapıları gün yüzüne çıkarılıyor.
'ÇALIŞMALARIMIZI 25-30 KİŞİLİK BİR EKİPLE YÜRÜTÜYORUZ’
Kazı çalışmalarının 1 Temmuz itibarıyla başladığını söyleyen Kazı Başkanı Prof. Dr. Erhan Öztepe, "Çalışmaları ortalama 25-30 kişilik bir ekiple yürütüyoruz. İçerisinde arkeologların, mimarların, koruma uzmanların, restoratörlerin, antropologların ve jeofizikçilerin olduğu bir ekip. Her yıl olduğu gibi bu yıl da bir program çerçevesinde çalışmalarımıza başladık ve yürütüyoruz. Bu çalışmalara Ankara Üniversitesi'nin yanı sıra Eskişehir Osmangazi Üniversitesi, Anadolu Üniversitesi, Çankırı Karatekin Üniversitesi, Ostim Teknik Üniversitesi'nden öğrenciler, uzmanlar ve hocalar katılıyorlar. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi'nin de öğretim üyesi ve öğrenci anlamında ciddi desteği var. Çalışmalarımızı 7-8 üniversiteyle yürütüyoruz. Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Ankara Üniversitesi adına her yıl olduğu gibi çalışmalar yürütülüyor. Bakanlığımızın verdiği izin ve desteğin yanı sıra üniversitemizin, çeşitli üniversitelerin ve özel sektörden ana sponsorumuzun desteğiyle bu çalışmalar yürümekte" dedi.
'BU YIL KUZEY VE DOĞU BÖLÜMLERİNDE ÇALIŞMALARI YÜRÜTMEYE BAŞLADIK'
Bu yıl forum alanı olarak adlandırılan, kentin kalbi niteliğindeki alandaki kazı çalışmalarının yoğunlaştığını söyleyen Prof. Dr. Öztepe, "Alanın doğusunda başlangıcından itibaren çalışıyoruz. Alanın doğusu dediğimiz bölgede odeon, podiumlu salon, polygonal yapı gibi önemli yapılar var. Bunlar büyük ölçüde geçtiğimiz yıllarda gün ışığına çıkarılmıştı. Fakat bunların özellikle kuzey ve doğu kesimindeki bölümleri açılmamıştı. Bu yıl çalışmaları kuzey ve doğu bölümlerinde yürütmeye başladık. Doğu bölümünde daha önce çok küçük bir alanda başka bir yapı ya da yapılar kompleksi olabileceğini gördüğümüz alanda devam ediyoruz. Burada yürüttüğümüz çalışmalar M.S. 2'nci yüzyıldan itibaren bu alanda yapılaşmanın olduğunu ve kendi içerisinde değişimler gösterdiğini ortaya koydu. Bu anlamda 1800 yıl öncesinden başlayıp belki 300-400 yıl içerisinde değişimler gösteren yapılar grubunun bir bölümünü gün ışığına çıkarmaya başladık. Arkadaşlarımız çalışıyorlar. Küçük buluntular olarak dönemleri hakkında bilgi verecek büyük ölçüde korozyona uğramış olan sikkelerin yanı sıra yoğun seramik ve üst yapıya ilişkin çatı kiremitleri yer alıyor. Burada çeşitli iskan evrelerini, buluntu gruplarını değerlendirip tespit edebiliyoruz" diye konuştu.
'ANA İLK OLUŞUM EVRESİNE ULAŞTIĞIMIZ NOKTALAR OLACAK'
Kentin en parlak döneminin M.S. 2'nci yüzyıl olduğunu söyleyen Prof. Dr. Öztepe, şöyle devam etti:
"O dönemden başlayıp 4 ve sonrasındaki yüzyıllardaki değişimleri mimari katmanlaşmada izleyebiliyoruz. Yani en erken evrenin çekirdeğini buluyorsunuz. Sonrasında mimari katmanlara bunun üzerine yeni dönemler geliyor. Bazı bölgelerde değişimleri duvar örgülerinde görüyorsunuz. Bunları tespit ediyoruz. Bunun yanı sıra bunları destekleyecek küçük buluntular da çıkmaya başladı. Böylece bu alanda belgeleyerek kaldırılması gereken bölümleri kaldıracağız. Ana ilk oluşum evresine ulaştığımız noktalar olacak. Ama bir taraftan da kentin bu yaşanmışlığının dönemsel belgelerini de yerinde koruyacağız. Hedefimiz 'doğu yapısı' olarak adlandırabileceğimiz yapının şu anda otopark olarak kullandığımız alanın altından geçtiğini düşündüğümüz kuzeye güney doğrultulu caddeye kadar varlığını tespit etmek. Bir bölümünü tel örgünün içerisinden kazarak tespit edeceğiz. Bir bölümünde de minimal sondajlar yapıp tekrar bakmamız ve kapatmamız lazım. Jeofizik çalışmaları sonucunda geçtiğimiz yıl burada, otopark alanının bir bölümünde büyük bir yapının duvar izleri olması muhtemel grafikte koyulu açıklı alanlar ortaya çıktı. Bu koyulu açıklı alanlardan da referans alarak çalışmalarımızı yürüteceğiz."
Haber-Kamera: Nazif Cemhan ŞEN/ ÇANAKKALE, (DHA)